143 research outputs found

    Çalışanlarda iş kazası riskine yönelik çalışma ortamı ve demografik değişkenlerin belirleyici etkisinin incelenmesi

    Get PDF
    xiii, 74 sayfa29 cm. 1 CDÖZETBu araştırma, iş kazasına yönelik risk faktörlerinin incelenmesi, çalışma ortamı ve demografik özelliklerin risk faktörü oluşturup oluşturmadığını tespit etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir.Bu amaç doğrultusunda hazırlanan anket formu, bir elektrik dağıtım firmasında çalışan 440 çalışana uygulanmıştır.Anketlerden elde edilen bulgular, bilgisayar ortamında SPSS 22.0 istatistik bilgisayar programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Bulguların analizinde frekans ve yüzde tanımlayıcı istatistiki bulguların yanında ki-kare ve lojistik regresyon analizine başvurulmuştur.Araştırma sonucundaiş kazası geçirmeye yönelik faktörlerin medeni durum, sigara kullanma durumu, kronik hastalık geçirme durumu ve mesleğini isteyerek seçmeme durumunun elektrik dağıtım şirketleri için risk faktörü oluşturduğu saptanmıştır. Bekar çalışanların evli çalışanlara göre, kronik hastalığı olanların kronik hasta olmayanlara göre, sigara içenlerin içmeyenlere göre, mesleğini isteyerek seçenlerin seçmeyenlere göre iş kazası geçirme durumları daha yüksektir.ABSTRACTThis research was conducted to examine risk factors for work accidents, to determine whether the working environment and demographic characteristics are risk factors.The survey form prepared for this purpose was applied to 440 employees working in an electricity distribution company.Findings obtained from the questionnaires were analyzed by SPSS 22.0 statistical computer program in computer environment. In the analysis of the findings, frequency and percentage descriptive statistical findings as well as chi-square and logistic regression analysis were used.As a result of the research, it was determined that the factors for passing work accidents were marital status, smoking status, chronic illness status and the fact that involuntary choice of occupation was a risk factor for electricity distribution companies. According to married employees of single employeesaccording to non-chronic patients of employees with chronic illnessaccording to non-smokers of smokerspeople who reluctantly choose their profession according to those who voluntarily choose their professionjob accident cases are higher

    Predicting the intermingled yarn number of nips and nips stability with neural network models

    Get PDF
    This study aims at predicting the effects of selected process parameters on nips stability and number of nips by using different artificial intelligence methods. Partially oriented polyester yarn with 283 dtex linear density and different numbers of filaments are intermingled with different speed and pressure levels. The feed forward neural network with multi-hidden layers (ML-FFNN) and general regression neural networks (GRNN) have been selected as artificial intelligence methods. The number of filaments, intermingling speed and pressure values are used as input variables on the artificial neural networks. The effects of number of hidden layers on the ML-FFNN and number of nodes in the hidden layer are investigated. Based on comparative results, the ML-FFNN is found to give better performance (at most 6%) than by GRNN in terms of prediction accuracy on train and test data sets. It can be concluded from this study that the neural networks has great ability to predict intermingling process parameters

    An Evaluation on Textiles and Weaving Tools Mentioned in Kirsehir Turkus

    Get PDF
    DergiPark: 446294trakyasobedHalk kültürüçalışmalarında önemli bir yeri olan halk edebiyatı sözlü ve yazılıkaynaklarıyla ülkemizde zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Anonim Türk halkedebiyatında ezgiyle söylenen bir nazım biçimi olan türkü bölgelere göredeğişik formlarda çalınır ve söylenir. Türkü sözcüğünün etimolojik olarakkökeni “Türk” sözcüğüdür. Türkü,Türklere özgü demektir. Kırşehirli Türk HalkMüziği Sanatçısı Şemsî Yastıman’ın “Türk’ü anlamak isteyen türkü dinlesin” özdeyişi bunu açıklar. Türkü,anonim halk yazınında melodiyle söylenenve hece ölçüsüyle yazılmış, bestelenmiş koşuk, olarak tanımlanır. Anadoluhalkı bütün acılarını, sevinçlerini, aşklarını, dünya görüşlerini, yaşambiçimlerini türkülerle dile getirmiştir. Türküler, yörelere, içeriklerine ve nağmelerinegöre değişik isimler alır. Buna göre türkülerin, hoyrat, oturak, kırık hava,uzun hava gibi türleri vardır. Konularına göre incelendiğinde türkülerninniler, çocuk türküleri, doğa, aşk, kahramanlık ve askerlik, tören, iştürküleri, karşılıklı türküler, ölüm ve oyun türküleri olmak üzere on farklıgrupta toplanmaktadır. Bu farklı konuları ele alan türkü sözlerinin içerisindehalk kültürünün bir diğer önemli parçası olan tekstillerin geçmesi yadsınamaz.Bu çalışmada orta Anadolu’nun türkü merkezi olan Kırşehir’de anonim veya âşıktürkülerinde geçen tekstiller incelenmiş, Kırşehir yöresel tekstillerinin,türkülerde izlerinin sürülmesi amaçlanmıştır. İncelemede içerisinde bir tekstiladı geçen 60’dan fazla türküyle karşılaşılmıştır. Bu tekstiller; giysi adı(yazma, oyalı yazma, şalvar, cepken vb), kumaş adı (aba, kadife, basma, satenvb), yarı mamul madde adı (iplik, urgan, vb), hammadde adı (yün, ipek, ketenvb) ve dokuma araçlarının (gücü, ıstar, hana, darak, sındı, tefe vb) adları,şeklinde beş gruba ayrılarak ele alınmıştır. Günümüzde somut örneği bulunmayanyöresel tekstillerin türkülerde adının geçtiği, hatta betimlendiği belirlenmiştir

    Farklı öğretim programlarındaki öğretmen adaylarının STEM eğitimi hakkındaki görüşleri

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı farklı öğretim programlarındaki öğretmen adaylarının STEM eğitimi hakkındaki görüşlerini belirlemektir. Araştırmanın çalışma grubunu lisans düzeyinde öğrenim gören 51 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Katılımcıların 43’ü kadın, 8’i erkek öğrenciden oluşmaktadır. Çalışmada betimsel araştırma (tarama) yöntemi kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu, verilerin analizinde ise içerik analizi kullanılmıştır. Araştırma sonunda, öğretmen adayları STEM denildiğinde çoğunlukla disiplinlerarası bir yaklaşım, teknoloji, mühendislik, matematik, fen bilimleri, proje-tasarım ile eğitim-öğretim ifadelerinin akıllarına geldiğini belirtmiştir. Öğretmen adayları STEM ile ilişkili disiplinler olarak en fazla teknoloji, fen bilimleri, matematik, mühendislik ve sanat alanlarını belirtmişlerdir. Öğretmen adaylarının çoğunluğu STEM ile ilgili güncel yayınları takip ettiklerini ve yapılan çalışmaları yeterli bulmadıklarını belirtmiştir. Ayrıca öğretmen adaylarının büyük bir kısmı STEM bilgilerinin yeterli olmadığını ancak öğrenim gördüğü bölüme katkısı olduğunu düşünmektedir. Öğretmen adaylarının vermiş oldukları örneklerde en fazla sanat ve tasarım, mühendislik uygulamaları, bilişim ve teknolojiler, matematik ve geometri, fizik bilimi ile çevre bilimi içerikli örnekler ön plana çıkmıştır. Öğretmen adaylarına göre, STEM eğitiminin avantajları 21. yüzyıl becerilerini kazandırması, farklı bakış açısı sunması, disiplinleri entegre etmesi, çözüme yardımcı olması ve yaşamı kolaylaştırması olarak belirtilmiştir. Dezavantajları ise eğitmen yetersizliği, maliyet, öğrenen farkındalığı/bilgi eksikliği ile öğretim programlarının uyumu şeklinde belirtilmiştir. Çalışma sonucunda, STEM eğitiminin etki alanının genişletilmesi öneri olarak sunulmuştu

    ACTIVE FOLLOW-UP DECISION IN PROSTATE CANCER; HOW SAFE IS THE BIOPSY GLEASON SCORE?

    Get PDF
    Amaç: Prostat spesifik antijenin tanımlanmasından sonra insidental prostat kanseri oranı yükselmiş ve hastalar gereksiz tedavilere maruz kalabilmişlerdir. İnsidental prostat kanseri olan hastalarda herhangi bir tedavi uygulanmadan yakın izlem kılavuzlara girmiş ve hastalara uygulanmaya başlamıştır. Ancak transrektal ultrasonografi eşliğinde biyopsi patolojilerindeki veriler ile radikal prostatektomi spesimen patolojilerindeki verilerin uyumsuzluğu, küratif tedavi ihtiyacı olabilecek hastaları riske atmaktadır. Bu çalışmada; radikal prostatektomi spesimenlerindeki Gleason skorları ile TRUS-bx Gleason skorlarının karşılaştırılması amaçlanmıştır. Materyal – Metot: Mart 2011 ile Haziran 2016 tarihleri arasında, kliniğimizde radikal prostatektomi cerrahisi geçirmiş hastaların verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların transrektal ultrasonografi eşliğinde biyopsi öncesi PSA değerleri, biyopsi kor sayıları, kanser pozitif biyopsi kor sayıları, biyopsideki kanser yüzdeleri ve Gleason skorları tespit edilerek, radikal prostatektomi sonrası Gleason skorları, doku kanser oranları, cerrahi sınırlar ve patolojik evre ile karşılaştırıldı. Bulgular: Toplam 44 hastanın verileri değerlendirildi. Transrektal ultrasonografi eşliğinde biyopsi patolojisinde Gleason skoru 7 olan hastaların 1’inde (%16,6) prostat spesimen Gleason skoru >7 olarak tespit edildi Sonuç: Transrektal ultrasonografi eşliğinde biyopsi patolojilerinde bildirilen Gleason skorları ile radikal prostatektomi Gleason skorları arasında fark olabilmekte, bu fark özellikle biyopsi Gleason skoru 7 at 1 (16,6%) patient in both transrectal ultrasonography guided biopsy and radical prostatectomy Conclusion: There are differences between transrectal ultrasonography guided biopsy Gleason scores and the radical prostatectomy Gleason scores. This differences especially are obvious in patients with Gleason score <7. The reliability of gleason scores reported by the pathologists might be questionable so, in order to decide active surveillance for patients, other variables (core-tumor ratio, tumor core number, PSA) must also be considered

    Our Surgical Approach and Management Results in Renal Tumors

    Get PDF
    Objective:Surgery is the gold standard therapy method in renal tumors. Renal tumor surgery can be performed as open radical nephrectomy, open partial nephrectomy, laparoscopic radical nephrectomy or laparoscopic partial nephrectomy.Each technique has its own advantages and disadvantages. In this research, it was aimed to evaluate the renal tumor surgery techniques in our clinic and the oncologic data obtained from the patients.Material and Method:A total of 92 patients with a radiologically proven renal mass were underwent surgery between July 2011 and January 2018. The clinical, oncological and pathological results of these patients are evaluated according to their surgical approach retrospectively. The obtained data were evaluated according to the surgical technique.Results:The patients who have renal mass underwent partial nephrectomy (n:39), radical nephrectomy (n:38), laparoscopic radical nephrectomy (n:14) and laparoscopic partial nephrectomy( n:1). The most common pathologic tumor type is clear cell carcinoma (n: 56), the most common T stage is T1b (n: 39) and the most common tumor grade is Fuhrman grade 2 (n:34). Average tumor mass size of open partial nephrectomy patients are 3,3±1,8 cm, significantly smaller than the radical surgeries (p0,05).Conclusion:Surgery is still the best type of oncological treatment in renal tumors. Partial and laparoscopic radical nephrectomy has similar oncologic results with open radical nephrectomy in selected cases. Kidney tumor surgery results in our clinic have similar characteristics with the literature

    Comparison of Long-Term Efficacy and Reliability of Mid-Urethral Sling Surgeries in Stress Type Urinary Incontinence Treatment

    Get PDF
    Amaç: Transobturator tape (TOT) ve tension free vaginal tape (TVT) operasyonları stres tipte idrar kaçırma (StİK) tedavisinde kullanılan standart orta üretra askı cerrahileridir. Çalışmamızda, TOT/TVT operasyonlarının; klinik başarı, komplikasyon ve uzun dönem etkinlik/güvenilirliğini değerlendirmeyi amaçladık.Materyal ve Metot: Tek bir cerrah tarafından 2011-2020 tarihleri arasında spinal anestezi altında orta üretral askı (TOT ve TVT) cerrahisi uygulanan toplam 79 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların pre-operatif anamnez, fizik muayene, laboratuvar değerlendirmesi ve ürodinamik incelemeleri yapıldı. Hastaların cerrahi başarısı, per-operatif komplikasyonları, post-operatif erken dönem ve geç dönem komplikasyonları değerlendirildi.Bulgular: Orta üretra askı operasyonu uygulanan 41(%51,9) hastaya TOT ve 38 (%48,1) hastaya TVT cerrahisi uygulandı. Hastaların ortalama yaşı 54,5±9,5 yıl ve ortalama takip süresi 55,4 (min 2,9-max 113,7) aydır. Cerrahi sonrası 77 hastada (%97,5) StİK şikayetinin tamamen ortadan kalktığı gözlenirken, TVT uygulanan 2 (%2,5) hastada sıklığı azalmış olsa da StİK’nın devam ettiği gözlendi. Postoperatifdönemde 4 (%5) TVT hastasında ve 5 (%6,3) TOT hastasında de-nova sıkışma tipi idrar kaçırma gözlendi.Sonuç: Orta üretra askı operasyonlarından TOT ve TVT cerrahileri StİK tedavisinde başarı oranları yüksek tedavi seçenekleridir. TVT operasyonunda TOT cerrahisine göre komplikasyon oranlarının düşük oranda da olsa yüksek olmasına rağmen uzun dönem izlem sonrası her iki operasyonun da etkili ve güvenilir olduğu tespit edildi.Aim: Trans-obturator tape (TOT) and tension free vaginal tape (TVT) operations are standard mid urethral sling surgeries used in stress type urinary incontinence (STUI) treatment. We aimed to evaluate the clinical success, complications and long-term efficacy / reliability of TOT / TVT surgeries. Materials and Methods: A total of 79 patients who underwent middle urethral sling (TOT and TVT) operation by a single surgeon under spinal anesthesia between 2011-2020 were evaluated retrospectively. Pre-operative anamnesis, physical examination, laboratory evaluation and urodynamic examinations of the patients were analysed. Surgical success, per-operative complications, post-operative early and late complications were evaluated. Results: Trans-obturator tape and TVT surgery was performed in 41 (51.9%) and 38 (48.1%) patients respectively. The average age of the patients was 54.5 ± 9.5 years and the mean follow-up period was 55.4 (min 2.9-max 113.7) months. It was observed that STUI symptoms disappeared completely in 77 patients (97.5%) after surgery, while STUI symptoms continued in 2 (2.5%) patients with TVT. De-novo urgency incontinence was observed in 4 (5%) TVT patients and 5 (6.3%) TOT patients at post-operative period. Conclusion: Mid-urethral sling operations (TOT and TVT surgeries) are the treatment options with high success rates in STUI treatment. Although complication rates were higher in TVT operation compared to TOT surgery, after long-term follow-up, it was found that both operations were effective and reliable
    corecore