11 research outputs found

    PPARG genindeki Pro12Ala polimorfizmi, Türk populasyonunda insülin direnci ve tip 2 diyabet ile ilişkili değildir: Bir vaka-kontrol çalışması

    Get PDF
    Amaç: Tip 2 diyabet (T2D), diyabetin en sık görülen türüdür ve tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. İnsülin sekresyonunun azalması ve/veya insülin direnci (İR) gelişimi, T2D patogenezinde yer alan iki ana bozukluktur. Kromozom 3p25'te yer alan peroksizom proliferatör aktive reseptör gama (PPARG) geni tarafından kodlanan ve esas olarak adipositlerde eksprese edilen PPARG2, glikoz ve lipid metabolizmasının düzenlenmesinde yer alan çok sayıda anahtar geni düzenler. Fonksiyonel önemi dolayısıyla, T2D gelişimi ile ilişkisi ilk rapor edilen aday gen PPARG2 (Pro12Ala varyantı)’dir. Çalışmamızda, PPARG genindeki Pro12Ala'nın IR gelişimi ve T2D riski üzerine etkilerini Konya bölgesinde yaşayan 387 (181 non-obez/ 206 obez) T2D ve 264 (137 non-obez/127 obez) sağlıklı birey olmak üzere toplam 650 kişide değerlendirmeyi amaçladık. Yöntem: Bireylerden alınan kan örneklerinden, T2D ilişkili biyokimyasal parametreler analiz edildi ve sonrasında HOMA-IR (HOMA indeksi) hesaplandı. HOMAIR indeksi 2.5'ten yüksek olan kişiler insüline dirençli olarak kabul edildi. İzole edilen DNA örneklerinde, Pro12Ala genotiplendirmesi RT-PCR tekniği ile yapıldı. İstatistiksel analiz için SPSS18.0 programı kullanıldı. P<0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Obez hasta grubu dışında diğer hasta ve ve kontrol grupları Hardy-Weinberg dengesinde değildi (p<0.05). Dominant, resesif ve aditif modeller kurularak yapılan ilişkilendirme analizine göre Pro12Ala polimorfizminin T2D riski ve ilişkili biyokimyasal parametreler üzerine bir etkisi bulunmadı (p>0.05). Sonuç: Hastalığın poligenik doğası ve çevresel faktörlerin karmaşıklığı, genlerin T2D patogenezindeki etkisinin anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, PPARG'nin hastalığın genetik zeminindeki olası rolünü ortaya çıkarmak için daha büyük popülasyonlarda daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Çalışma Türk toplumunda PPARG ve T2D ilişkisi bakımından sunulan ilk rapordur

    Multiple Linear Regression Analysis of the Food Sector BIST-100 Index Statements of Turkey

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı, işletme sermayesi yönetiminin firma karlılığı üzerine etkisini araştırmaktır. Çalışmada BİST-100 Gıda sektöründe faaliyet gösteren 28 firmanın 2012 ve 2017 yılları arasındaki verileri kullanılarak çoklu regresyon analizi gerçekleştirilmiştir. Çalışmada bağımlı değişken olarak aktif karlılık; bağımsız değişkenler olarak ise alacak tahsil süresi, stokta tutma süresi, nakit döngüsü, aktif büyüklük(toplam aktiflerin logaritması), büyüme oranı ve finansal kaldıraç oranı belirlenmiştir. Çalışmada aktif büyüklük, büyüme oranı ve kaldıraç oranı ile aktif karlılık arasında istatistiksel olarak pozitif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Ayrıca çalışmada regresyon analizi varsayımlarının sağlanıp sağlanmadıkları da irdelenerek, ele alınan modellerdeki değişkenler arasındaki çoklu doğrusal bağıntı ve tahmin edilen modellere ait hata terimleri arasındaki otokorelasyon problemleri de giderilmiştir.The aim of this paper is to research the effect of working capital management on firm value. For this purpose, by using the data related to the years between 2012 and 2017 of 28 firms registered in BİST-100 Food Sector, a multiple linear regression analysis is applied. the dependent variable is ROA, the independent variables are average collection period, inventory turnover in days, cash cycle, the logarithm of total assets, growth rate and financial leverage ratio. As a result of the analysis, a positive and statistically significant relationship is found between the total assets, growth rate, financial leverage ratio and ROA. the assumptions of the regression analysis is also discussed in this study, the problem of heteroskedasticity among variables in the models considered and the problem of autocorrelation between the residuals of the estimated models are also solved

    PPARG genindeki Pro12Ala polimorfizmi, Türk populasyonunda insülin direnci ve tip 2 diyabet ile ilişkili değildir: Bir vaka-kontrol çalışması

    No full text
    Amaç: Tip 2 diyabet (T2D), diyabetin en sık görülen türüdür ve tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. İnsülin sekresyonunun azalması ve/veya insülin direnci (IR) gelişimi, T2D patogenezinde yer alan iki ana bozukluktur. Kromozom 3p25’te yer alan peroksizom proliferatör aktive reseptör gama (PPARG) geni tarafından kodlanan ve esas olarak adipositlerde eksprese edilen PPARG2, glikoz ve lipid metabolizmasının düzenlenmesinde yer alan çok sayıda anahtar geni düzenler. Fonksiyonel önemi dolayısıyla, T2D gelişimi ile ilişkisi ilk rapor edilen aday gen PPARG2 (Pro12Ala varyantı)’dir. Çalışmamızda, PPARG genindeki Pro12Ala’nın IR gelişimi ve T2D riski üzerine etkilerini Konya bölgesinde yaşayan 387 (181 non-obez/ 206 obez) T2D ve 264 (137 non-obez/127 obez) sağlıklı birey olmak üzere toplam 650 kişide değerlendirmeyi amaçladık. Yöntem: Bireylerden alınan kan örneklerinden, T2D ilişkili biyokimyasal parametreler analiz edildi ve sonrasında HOMA-IR (HOMA indeksi) hesaplandı. HOMA-IR indeksi 2.5’ten yüksek olan kişiler insüline dirençli olarak kabul edildi. İzole edilen DNA örneklerinde, Pro12Ala genotiplendirmesi RT-PCR tekniği ile yapıldı. İstatistiksel analiz için SPSS18.0 programı kullanıldı. P0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Obez hasta grubu dışında diğer hasta ve kontrol grupları Hardy-Weinberg dengesinde değildi (p0.05). Dominant, resesif ve additif modeller kurularak yapılan ilişkilendirme analizine göre Pro12Ala polimorfizminin T2D riski ve ilişkili biyokimyasal parametreler üzerine bir etkisi bulunmadı (p>0.05). Sonuç: Hastalığın poligenik doğası ve çevresel faktörlerin karmaşıklığı, genlerin T2D patogenezindeki etkisinin anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, PPARG’nin hastalığın genetik zeminindeki olası rolünü ortaya çıkarmak için daha büyük popülasyonlarda daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Çalışma Türk toplumunda PPARG ve T2D ilişkisi bakımından sunulan ilk rapordur

    Type 2 diabetes is associated with the MTNR1B gene, a genetic bridge between circadian rhythm and glucose metabolism, in a Turkish population

    No full text
    Type 2 diabetes (T2D) is a complicated public health problem in Turkey as well as worldwide. Genome-wide approaches have been guiding in very challenging situations, such as the elucidation of genetic variations underlying complex diseases such as T2D. Despite intensive studies worldwide, few studies have determined the genetic susceptibility to T2D in Turkish populations. In this study, we investigated the effect of genes that are strongly associated with T2D in genome-wide association (GWA) studies, including MTNR1B, CDKAL1, THADA, ADAMTS9 and ENPP1, on T2D and its characteristic traits in a Turkish population. In 824 nonobese individuals (454 T2D patients and 370 healthy individuals), prominent variants of these GWA genes were genotyped by real-time PCR using the LightSNiP Genotyping Assay System. The SNP rs1387153 C/T, which is located 28 kb upstream of the MTNR1B gene, was significantly associated with T2D and fasting blood glucose levels (P < 0.05). The intronic SNP rs10830963 C/G in the MTNR1B gene was not associated with T2D, but it was associated with fasting blood glucose, HbA1C and LDL levels (P < 0.05). The other important GWA loci investigated in our study were not found to be associated with T2D or its traits. Only the SNP rs1044498 (A/C variation) in the ENPP1 gene was determined to be related to fasting blood glucose (P < 0.05). Our study suggests, consistent with the literature, that the MTNR1B locus, which has a prominent role in glucose regulation, is associated with T2D development by affecting blood glucose levels in our population
    corecore