6 research outputs found

    Adalimumab tedavisine iyi yanıt veren bir ailesel akdeniz ateşi olgusu

    No full text
    Ankilozan spondilit (AS) ailesel Akdeniz ateşi (AAA)’ne eşlik edebilir. Bu yazıda eşlik eden AS'si olan ve tümör nekroz faktör alfa (TNF-?) inhibitörü (adalimumab) tedavisiyle başarılı şekilde tedavi edilen 48 yaşında bir erkek AAA olgusu sunuldu. Hastaya TNF-? inhibitörü başlanmadan önce kolşisin ve hastalık modifiye edici ilaç (sulfasalazin ve leflunomid) tedavileri uygulandı fakat bu tedavilerle AAA atakları yeterli derecede kontrol altına alınamadı. Kolşisin tedavisiyle birlikte adalimumab uygulandığında, bir yıllık takip esnasında AS hastalık aktivitesinde düzelme sağlandı ve AAA ataklarının sıklığı ve şiddeti azaldı. Geleneksel tedavilerin etkisiz kaldığı AAA hastalarında TNF-? inhibitörlerinin bir tedavi seçeneği olabileceği düşüncesindeyiz.Ankylosing spondylitis (AS) may accompany Familial Mediterranean fever (FMF). In this article, we present a 48-year-old male FMF case with accompanying AS who was successfully treated with a tumor necrosis factoralpha (TNF-α) inhibitor (adalimumab). Colchicine and other disease modifying antirheumatic drug (sulfasalazine and leflunomide) treatments had been given before the initiation of the TNF-α inhibitor, but FMF attacks could not be adequately controlled by these treatments. When adalimumab was coadministered with colchicine, the disease activity of AS was improved and the frequency and the severity of the FMF attacks were reduced during the one-year follow-up. We conclude that TNF-α blockers may be a therapeutic option when conventional treatment is ineffective in patients with FMF

    Adalimumab Tedavisine İyi Yanıt Veren Bir Ailesel Akdeniz Ateşi Olgusu

    No full text
    Ankilozan spondilit (AS) ailesel Akdeniz ateşi (AAA)'ne eşlik edebilir. Bu yazıda eşlik eden AS'si olan ve tümör nekroz faktör alfa (TNF-?) inhibitörü (adalimumab) tedavisiyle başarılı şekilde tedavi edilen 48 yaşında bir erkek AAA olgusu sunuldu. Hastaya TNF-? inhibitörü başlanmadan önce kolşisin ve hastalık modifiye edici ilaç (sulfasalazin ve leflunomid) tedavileri uygulandı fakat bu tedavilerle AAA atakları yeterli derecede kontrol altına alınamadı. Kolşisin tedavisiyle birlikte adalimumab uygulandığında, bir yıllık takip esnasında AS hastalık aktivitesinde düzelme sağlandı ve AAA ataklarının sıklığı ve şiddeti azaldı. Geleneksel tedavilerin etkisiz kaldığı AAA hastalarında TNF-? inhibitörlerinin bir tedavi seçeneği olabileceği düşüncesindeyiz.Ankylosing spondylitis (AS) may accompany Familial Mediterranean fever (FMF). In this article, we present a 48-year-old male FMF case with accompanying AS who was successfully treated with a tumor necrosis factor- alpha (TNF-?) inhibitor (adalimumab). Colchicine and other disease modifying antirheumatic drug (sulfasalazine and leflunomide) treatments had been given before the initiation of the TNF-? inhibitor, but FMF attacks could not be adequately controlled by these treatments. When adalimumab was coadministered with colchicine, the disease activity of AS was improved and the frequency and the severity of the FMF attacks were reduced during the one-year follow-up. We conclude that TNF-? blockers may be a therapeutic option when conventional treatment is ineffective in patients with FMF

    Osteoporosis in cirrhotic patients

    No full text
    Amaç: Siroz hastalarında farklı bölgelerdeki osteoporozun saptanması, hastalık şiddeti ve süresi ile ilişkisinin belirlenmesi. Hastalar ve Yöntem: Çalışmaya siroz tanısı almış 28 hasta (13 kadın,15 erkek) dahil edildi. Lomber anteroposterior (AP) vertebra (L1-L4), sol femur (total) ve önkol bölgelerinin kemik mineral yoğunluğu (KMY) ölçümleri için dual-enerji X-ray absorpsiyometri (DEXA) cihazı kullanıldı. Sirozun şiddeti Child-Pugh skoruna göre sınıflandırıldı. Bulgular: Lomber vertebra ölçümünde erkeklerin %46,7'sinde, kadınların %23.1'inde osteoporoz mevcuttu. Femur ölçümünde erkeklerin %20'sinde kadınların ise %23.1'inde osteoporoz saptandı. Önkol KMY ölçümünde erkeklerin %50'sinde kadınların ise %33'ünde osteoporoz mevcuttu. Child-Pugh A, B ve C gruplarının KMY, T ve Z skorları ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0.05). Hastalık süresi ile vertebra (r=-0.053, p=0.790), femur (r=0.302, p=0.119) ve önkol (r=-0.236, p=0.303) Z skorları arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon bulunmadı. Hastalık süresi ile vertebra (r=-0.071, p=0.721) ve femur (r=0.090, p=0.650) T skorları arasında korelasyon saptanmazken önkol (r=-0.486; p=0.025) T skoru arasında anlamlı negatif korelasyon mevcuttu. Sonuç: Bu çalışmada her iki hastadan birinde osteoporoz saptandı. Hastalıkları nedeniyle zaten sedanter yaşayan siroz hastalarında osteoporoz sonucu oluşan kırıklar hastaların immobilite düzeylerinin ve sürelerinin artmasına ve yaşam kalitelerinin bozulmasına neden olabilir. Bu nedenle siroz hastaları mutlaka osteoporoz yönünden incelenmeli, erken tanı ve tedavi ile kırıkların oluşumu önlenmelidirObjective: The aim of this study was to determine the osteoporosis at different sites in cirrhotic patients and relation of osteoporosis with duration and severity of disease. Patients and Methods: Twenty-eight patients (13 women, 15 men) with cirrhosis were included in this study. Dual-energy X-ray absorptiometry ( DEXA) was used to measure the bone mineral densities (BMD) of the lumbar spine (L1-L4), left femur (total) and forearm. The severity of cirrhosis was graded using the Child-Pugh score. Results: Osteoporosis at lumbar spine was found in 23.1% of female and 46.7% of male patients while 23.1% of females and 20% of males had osteoporosis at femur. According to forearm BMD measurements, 33% of women and 50% of men had osteoporosis. There were no significant differences between Child-Pugh class A, B and C in BMD and Z scores (p>0.05). We found no statistically significant correlation between disease duration and spine (r=-0.053, p=0.790), femur(r=0.302, p=0.119) and forearm (r=-0.236, p=0.303) Z scores. There were no statistically significant correlation between disease duration and spine (r=-0.071, p=0.721)and femur (r=0.090, p=0.650 T scores while there was a statistically significant negative correlation between disease duration and forearm T score (r=-0.486; p=0.025). Conclusion: One of two cirrhotic patients has osteoporosis in our study. Cirrhotic patients have sedantery lives due to their diseases. Osteoporotic fractures increase the duration and grade of immobilisation and diminish quality of patients lives. For this reason cirrhotic patients should be evaluated for osteoporosis thus the number of subsequent fractures may be decreased by early diagnose and interventio

    Radial Nerve Neuropathies A Retrosective Study

    No full text
    Amaç: Radial sinir nöropatisi, farklı etyolojik nedenlere bağlı gelişen üst ekstremite tuzak nöropatileri arasında daha az oranda görülen bir nöropatidir. Biz bu çalışmada elektromiyografi (EMG) laboratuarımıza radial sinir nöropati tanısı ile yönlendirilen olguların retrospektif olarak değerlendirilmesini amaçladık. Yöntemler: Çalışmada 2004-2013 tarihleri arasında radial sinir lezyonu tanısı ile EMG laboratuarımıza yönlendirilen 41 hastanın dosyaları retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Çalışmaya 41 hasta dahil edildi. Hastaların 36'sı erkek (%87,8), 5'i kadın (%12,2), yaş ortalamaları 42,36±15,21 idi. Sırasıyla hastaların %39'u Ortopedi, %34,1'i Nöroloji, %24,4'ü FTR, %2,4'ü ise Plastik ve Rekonstriktif Cerrahi bölümleri tarafından laboratuarımıza yönlendirilmişti. Etyolojik nedenlerle, sinirin hasarlanma şekli arasındaki ilişkiye bakıldığında, humerus ve radius kırığının en sık düşme sonrası meydana geldiği gözlendi. Sonuç: Sonuç olarak, radial sinir lezyonuna yol açan etyolojik nedenlerin çe- şitliliği dikkat çekicidir. Erkek hastalarda sıklığın daha fazla olması travma ve iş kazası gibi faktörlerin bu cinsiyette daha yaygın görülmesi ile ilgili olabilir. Radial sinir nöropatisi tanı ve takibinde elektrofizyolojik inceleme değerli katkılar sağlayabilir.Hastaların EMG sonuçları değerlendirildiğinde, en yüksek oranı %34,1 ile radial sinirin spiral olukta triceps kası sonrası aksonal lezyonu ile uyumlu bulgular oluşturmaktaydı. Hastaların ortalama iyileşme süreleri, hastaların kontrole gelmemesi ve bazı hastaların dış merkez sevkleri ile gelmiş olmaları nedeni ile kayıt edilemedi. Telefonla ulaşılabilen 10 hastanın 5'i tam düzelme olduğu, diğer 5 hastada düzelme olmadığı kaydedildi.Conclusion: Therefore, the variety of etiological factors leading to the radial nerve lesions is remarkable. The higher incidence in male patients may be as- sociated with more common factors such as trauma and work accidents in this gender. The electrophysiological examinations can provide valuable contribu- tions to the diagnosis and follow-up of radial nerve neuropathy. On examin- ing the EMG results of patients, the findings consistent with axonal lesion of radial nerve in the spiral grove after the triceps muscle were the most common (34.1%). The average recovery time of the patients could not be recorded be- cause of the referred patients from other centers and the lack of control visits of the patients. It was found that five of the 10 patients contacted by phone had complete recovery, and there was no recovery in the other five patients

    Osteoporozu olan yaşlı hastalarda kas iskelet sistemi ağrısı: Çok merkezli bir çalışma

    Get PDF
    Amaç: Çalışmanın amacı kas iskelet sistemi (KİS) yakınması ile başvuran yaşlı hastalar içerisinden osteoporozu (OP) olanları belirlemek, bu hastaların ağrıyan bölgelerinin dağılımını ve KİS hastalıklarına yönelik kullandıkları ilaçları değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Dokuz farklı şehirdeki polikliniklere ardı sıra başvuran 1141 hasta OP tanısına yönelik olarak tarandı. Hastaların yaşları, cinsiyetleri, kas iskelet sistemine dair başvuru yakınmaları, tanıları ve ilaç kullanımları kaydedildi. Bulgular: Yaş ortalaması 71,9±5,3 yıl olan 382 hastanın (341 kadın, 41 erkek) OP tanısı mevcuttu. Her iki cinste de hastaların en sık başvuru yakınmaları bel (%54,5) ve sırt ağrısı (%39,6) olarak belirlendi. Bunları sırasıyla diz, kalça, boyun ve omuz ağrısı takip ediyordu. OP’ye en sık eşlik eden tanılar arasında osteoartrit (%36), lomber spondiloz/stenoz (%21) ve servikal spondiloz/stenoz (%10) ilk sıralarda yer alıyordu. Hastaların kullanmakta olduğu ortalama ilaç sayısı 3±1,2 idi. OP tedavisine yönelik olarak en sık reçetelenen ilaçlar bifosfonatlardı (%59). KİS ağrıları için hastaların %46,6’sı non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlar (sistemik ve/veya topikal), %24,6’sı ise parasetamol kullanıyordu. Sonuç: OP’si olan yaşlı hastalarda bel ağrısının altta yatan nedeninin açığa çıkarılması için tam bir fizik muayene yapılması çok önemlidir. Bununla birlikte, çoklu ilaç kullanımını en alt düzeye getirmek için farmakolojik olmayan yaklaşımların KİS hastalıklarının tedavisinde kullanılabileceği mutlaka akılda tutulmalıdır.Objective: The aim of this study was to identify the ones with osteoporosis (OP) in elderly patients presenting with musculoskeletal complaints and to evaluate the distribution of region of pain and the medications used for the musculoskeletal disease(s) in these patients. Materials and Methods: 1141 elderly patients who were consecutively admitted to the outpatient clinics in nine different provinces were screened for the diagnosis of OP Age, gender, complaints, diagnosis and current . medications related to musculoskeletal system disorder(s) were recorded. Results: 382 elderly (341 female, 41 male) with a mean age of 71.9±5.3 years had the diagnosis of OP Low (54.5%) and upper back (39.6%) . pain were the most common complaints in both sexes. These were followed by knee, hip, cervical and shoulder pain, respectively. Osteoarthritis (36%), lumbar (21%) and cervical spondylosis/stenosis (10%) were the most common musculoskeletal diseases accompanying OP The mean number of drugs used was 3.0±1.2. The most commonly . prescribed anti-osteoporotic agents were bisphosphonates (59%). For the musculoskeletal pain, non-steroidal anti-inflammatory drugs (systemic and/or topical) were used in 46.6% and paracetamol in 24.6% of patients. Conclusion: It is crucial to perform a thorough physical examination to reveal the underlying cause of back pain in elderly osteoporotic patients. Besides, in order to minimize polypharmacy, it should be kept in mind that non-pharmacological approaches can be used for the management of musculoskeletal diseases
    corecore