75 research outputs found

    Stem cell treatment in degenerative retinal and optic nerve diseases

    Get PDF
    Use of stem cells in the treatment of retinal diseases is a new and popular topic in ophthalmology. Embryonic and bone marrow derived stem cells can be used for treatment. Age-related macular degeneration, Stargardt’s macular dystrophy and retinitis pigmentosa are common encountered retinal diseases causing progressive vision loss. The researches therefore mostly focus on these diseases which have no curative treatment modality in order to evaluate the efficacy of stem cell therapy. In this review, we aimed to present the results of the phase 1/2 clinical studies about stem cell treatments in eye diseases. Stem cell therapies are the rising trends in treatment of retinal diseases. Further clinical studies are required for standardization of the therapy and obtaining long-term data about the results and complicationsRetina hastalıklarının tedavisinde kök hücrelerin kullanımı oftalmolojide yeni ve popüler bir konudur. Embriyonik ve kemik iliği kaynaklı kök hücreler tedavi için kullanılabilir. Yaşla bağlı maküla dejenerasyonu, Stargardt'ın maküla distrofisi ve retinitis pigmentosa, progresif görme kaybına neden olan yaygın görülen retina hastalıklarıdır. Bu nedenle araştırmalar kök hücre tedavisinin etkinliğini değerlendirmek için herhangi bir küratif tedavi modalitesine sahip olmayan bu hastalıklara odaklanmaktadır. Bu yayında göz hastalıklarında kök hücre tedavisi ile ilgili faz 1/2 klinik çalışmaların sonuçlarını incelemeyi amaçladık. Kök hücre terapileri, retinal hastalıkların tedavisinde yükselen bir trenddir ve tedavinin standardizasyonu, sonuçlar hakkında uzun vadeli veriler elde etmek ve komplikasyonlara ilişkin daha ileri klinik çalışmalara ihtiyaç vardır

    ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDE DİYET İNFLAMATUVAR İNDEKSİ, GLİSEMİK YÜK VE İNDEKSİN UYKU KALİTESİNE ETKİSİ

    No full text
    Bu araştırma, üniversite öğrencilerinde diyet inflamatuvar indeksi (Dİİ), sağlıklı yeme indeksi-2015 (SYİ2015), glisemik indeks (Gİ) ve glisemik yük (GY) ile uyku kalitesi ve antropometrik ölçümler arasındakiilişkiyi saptamak amacıyla planlanmıştır. Araştırma, 2019 yılının Şubat ile Haziran ayları arasındaKapadokya Üniversitesi’nde öğrenim gören 18-25 yaş aralığındaki 124 erkek ve 376 kız olmak üzeretoplam 500 öğrenci ile yürütülmüştür. Araştırmada öğrencilerin sosyodemografik özellikleri,antropometrik ölçümleri, uyku kaliteleri ve üç günlük besin tüketim kayıtları incelenmiştir. Üç günlükbesin tüketim kayıtlarından Dİİ, SYİ-2015, Gİ ve GY değerleri hesaplanmıştır. Uyku kalitesi “PittsburghUyku Kalitesi (PUKİ)” indeksi ile değerlendirilmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması20.73 ± 1.43 yıldır. Beden kütle indeksi (BKİ) sınıflamasına göre öğrencilerin %68.8’i normal ağırlıkta(18.5-24.9 kg/m2), %16.8’i hafif şişman (25.0-29.9 kg/m2) ve %6.4’ü şişman (≥30.0 kg/m2) olarakdeğerlendirilmiştir. Öğrencilerin Dİİ puanı çeyrekliklere bölünerek incelenmiştir. Diyet inflamatuvarindeksi puanı en az “-9.67”, en çok “+10.41” olarak hesaplanmıştır. Diyet inflamatuvar indeksi puanınınortalaması 2.51 ± 3.26’dır. Enerjinin karbonhidrat, doymuş ve çoklu doymamış yağ asitlerinden sağlananyüzdesi, kolesterol ve posa alımı ile vitaminlerden; A, C, E, D, tiamin, riboflavin, niasin, B6 ve folik asit,minerallerden; demir (Fe), magnezyum (Mg) ve çinko (Zn) alımının çeyreklikler arasında anlamlıfarklılık gösterdiği belirlenmiştir (p&lt;0.05). Diyet inflamatuvar indeksi ile SYİ-2015 puanı (r=-0.2135,p&lt;0.001) arasında ve Dİİ ile GY (r=-0.1887, p&lt;0.001) arasında negatif yönlü, anlamlı ve zayıf birkorelasyon saptanmıştır. Ancak, Dİİ ile Gİ arasında istatistiksel açıdan anlamlı ilişki bulunmamıştır(p&gt;0.05). Diyet inflamatuvar indeksi çeyrekliklerine göre bel çevresi, bel/kalça oranı ve bel/boy oranınınanlamlı olarak değiştiği saptanmıştır (p&lt;0.05). Diyet inflamatuvar indeksi arttıkça; bel çevresi, bel/kalçaoranı ve bel/boy oranının anlamlı olarak arttığı saptanmıştır (p&lt;0.001). Diyet inflamatuvar indeksi ilePUKİ puanı arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır (p&gt;0.05). Sonuç olarak; üniversite öğrencileri arasındaproinflamatuvar tipte beslenmenin yaygın olduğu, Dİİ ile SYİ-2015 ve GY arasında anlamlı ilişki olduğubelirlenmiştir. Üniversite öğrencilerinin makro ve mikro besin öğesi gereksinimlerini yeterli düzeydekarşılamalarının ve antiinflamatuvar tipte beslenmelerinin diyetin inflamatuvar yükünün azaltılmasınakatkıda bulunarak, öğrencilerin inflamasyon ve inflamasyon ile ilişkili hastalıklardan korunmasına desteksağlayacağı düşünülmektedir.&nbsp;&nbsp;The aim of this study was to determine the relationship between dietary inflammatory index (DII),healthy eating index-2015 (HEI-2015), glycemic index (GI) - load (GL) with sleep quality andanthropometric measurements in university students. The study was conducted between February andJune 2019 with a total of 500 students (124 male, 376 female) aged 18-25 years studying CappadociaUniversity. Socio-demographic characteristics, anthropometric measurements, sleep quality and three-dayfood consumption records of the students were examined. Dietary inflammatory index, healthy eatingindex-2015, glycemic index and glycemic load were calculated from the three-day food consumptionrecords of the students. Sleep quality was evaluated by Pittsburgh Sleep Quality (PSQI) index. The meanage of the students was 20.73 ± 1.43 years. According to body mass index (BMI) classification, 68.8% ofthe students were normal weight (18.5-24.9 kg / m2), 16.8% were owerweight (25.0-29.9 kg / m2) and6.4% were obese (≥30.0 kg / m2). Dietary inflammatory index scores of the students were evaluated bydividing into quartiles. Minimum dietary inflammatory index score was “-9.67” and maksimum dietaryinflammatory index score was “+10.41”. The average of DII was 2.51 ± 3.26. Percentage of energy fromcarbohydrate, saturated and polyunsaturated fatty acids, intake of cholesterol and fiber; vitamins A, C, E,D, thiamine, riboflavin, niacin, B6 and folic acid; Fe, Mg and Zn intakes were significantly differentbetween quartiles (p &lt;0.05). There was a negative, low and significant correlation between DII with HEI2015 score (r=-0.2135, p&lt;0.001) and DII with GL (r=-0.1887, p&lt;0.001). No statistically significantrelationship was found between DII and GI (p&gt; 0.05). Waist circumference, waist / height ratio and waist/ hip ratio were found to be significantly different between quartiles (p &lt;0.05). As the dietaryinflammatory index increased, waist circumference, waist / hip ratio and waist / height ratio increasedsignificantly (p&lt;0.001). There was no significant relationship between DII and PSQI scores (p&gt; 0.05). Asa result; it was observed that university students diets had pro-inflammatory properties and there was arelationship between DII with GL and HEI-2015. It is suggested that getting macro and micro nutrientsrequirements in enough level and consuming anti-inflammatory nutrients in university students willcontribute to the reduction of the inflammatory burden of the diet and will support to help students’protection from inflammation and inflammation-related diseases.&nbsp;</p

    Beslenme İlkeleri - 2

    No full text

    Klinik Uygulamalarda Beslenme

    No full text

    Üniversite öğrencilerinde diyet inflamatuvar indeksi, glisemik yük ve indeksin uyku kalitesine etkisi

    No full text
    Bu araştırma, üniversite öğrencilerinde diyet inflamatuvar indeksi (Dİİ), sağlıklı yeme indeksi-2015 (SYİ2015), glisemik indeks (Gİ) ve glisemik yük (GY) ile uyku kalitesi ve antropometrik ölçümler arasındakiilişkiyi saptamak amacıyla planlanmıştır. Araştırma, 2019 yılının Şubat ile Haziran ayları arasındaKapadokya Üniversitesi’nde öğrenim gören 18-25 yaş aralığındaki 124 erkek ve 376 kız olmak üzeretoplam 500 öğrenci ile yürütülmüştür. Araştırmada öğrencilerin sosyodemografik özellikleri,antropometrik ölçümleri, uyku kaliteleri ve üç günlük besin tüketim kayıtları incelenmiştir. Üç günlükbesin tüketim kayıtlarından Dİİ, SYİ-2015, Gİ ve GY değerleri hesaplanmıştır. Uyku kalitesi “PittsburghUyku Kalitesi (PUKİ)” indeksi ile değerlendirilmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması20.73 ± 1.43 yıldır. Beden kütle indeksi (BKİ) sınıflamasına göre öğrencilerin %68.8’i normal ağırlıkta(18.5-24.9 kg/m2), %16.8’i hafif şişman (25.0-29.9 kg/m2) ve %6.4’ü şişman (≥30.0 kg/m2) olarakdeğerlendirilmiştir. Öğrencilerin Dİİ puanı çeyrekliklere bölünerek incelenmiştir. Diyet inflamatuvarindeksi puanı en az “-9.67”, en çok “+10.41” olarak hesaplanmıştır. Diyet inflamatuvar indeksi puanınınortalaması 2.51 ± 3.26’dır. Enerjinin karbonhidrat, doymuş ve çoklu doymamış yağ asitlerinden sağlananyüzdesi, kolesterol ve posa alımı ile vitaminlerden; A, C, E, D, tiamin, riboflavin, niasin, B6 ve folik asit,minerallerden; demir (Fe), magnezyum (Mg) ve çinko (Zn) alımının çeyreklikler arasında anlamlıfarklılık gösterdiği belirlenmiştir (p&lt;0.05). Diyet inflamatuvar indeksi ile SYİ-2015 puanı (r=-0.2135,p&lt;0.001) arasında ve Dİİ ile GY (r=-0.1887, p&lt;0.001) arasında negatif yönlü, anlamlı ve zayıf birkorelasyon saptanmıştır. Ancak, Dİİ ile Gİ arasında istatistiksel açıdan anlamlı ilişki bulunmamıştır(p&gt;0.05). Diyet inflamatuvar indeksi çeyrekliklerine göre bel çevresi, bel/kalça oranı ve bel/boy oranınınanlamlı olarak değiştiği saptanmıştır (p&lt;0.05). Diyet inflamatuvar indeksi arttıkça; bel çevresi, bel/kalçaoranı ve bel/boy oranının anlamlı olarak arttığı saptanmıştır (p&lt;0.001). Diyet inflamatuvar indeksi ilePUKİ puanı arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır (p&gt;0.05). Sonuç olarak; üniversite öğrencileri arasındaproinflamatuvar tipte beslenmenin yaygın olduğu, Dİİ ile SYİ-2015 ve GY arasında anlamlı ilişki olduğubelirlenmiştir. Üniversite öğrencilerinin makro ve mikro besin öğesi gereksinimlerini yeterli düzeydekarşılamalarının ve antiinflamatuvar tipte beslenmelerinin diyetin inflamatuvar yükünün azaltılmasınakatkıda bulunarak, öğrencilerin inflamasyon ve inflamasyon ile ilişkili hastalıklardan korunmasına desteksağlayacağı düşünülmektedir.&nbsp;&nbsp;The aim of this study was to determine the relationship between dietary inflammatory index (DII),healthy eating index-2015 (HEI-2015), glycemic index (GI) - load (GL) with sleep quality andanthropometric measurements in university students. The study was conducted between February andJune 2019 with a total of 500 students (124 male, 376 female) aged 18-25 years studying CappadociaUniversity. Socio-demographic characteristics, anthropometric measurements, sleep quality and three-dayfood consumption records of the students were examined. Dietary inflammatory index, healthy eatingindex-2015, glycemic index and glycemic load were calculated from the three-day food consumptionrecords of the students. Sleep quality was evaluated by Pittsburgh Sleep Quality (PSQI) index. The meanage of the students was 20.73 ± 1.43 years. According to body mass index (BMI) classification, 68.8% ofthe students were normal weight (18.5-24.9 kg / m2), 16.8% were owerweight (25.0-29.9 kg / m2) and6.4% were obese (≥30.0 kg / m2). Dietary inflammatory index scores of the students were evaluated bydividing into quartiles. Minimum dietary inflammatory index score was “-9.67” and maksimum dietaryinflammatory index score was “+10.41”. The average of DII was 2.51 ± 3.26. Percentage of energy fromcarbohydrate, saturated and polyunsaturated fatty acids, intake of cholesterol and fiber; vitamins A, C, E,D, thiamine, riboflavin, niacin, B6 and folic acid; Fe, Mg and Zn intakes were significantly differentbetween quartiles (p &lt;0.05). There was a negative, low and significant correlation between DII with HEI2015 score (r=-0.2135, p&lt;0.001) and DII with GL (r=-0.1887, p&lt;0.001). No statistically significantrelationship was found between DII and GI (p&gt; 0.05). Waist circumference, waist / height ratio and waist/ hip ratio were found to be significantly different between quartiles (p &lt;0.05). As the dietaryinflammatory index increased, waist circumference, waist / hip ratio and waist / height ratio increasedsignificantly (p&lt;0.001). There was no significant relationship between DII and PSQI scores (p&gt; 0.05). Asa result; it was observed that university students diets had pro-inflammatory properties and there was arelationship between DII with GL and HEI-2015. It is suggested that getting macro and micro nutrientsrequirements in enough level and consuming anti-inflammatory nutrients in university students willcontribute to the reduction of the inflammatory burden of the diet and will support to help students’protection from inflammation and inflammation-related diseases.&nbsp;</p

    BAZI POPÜLER DİYETLER İLE TÜRKİYE BESLENME REHBERİ ÖNERİLERİNİN SERA GAZI EMİSYONLARI, SU AYAK İZLERİ VE DİYET KALİTELERİN KARŞILAŞTIRILMASI

    No full text
    Besin üretimi ve tüketimi; iklim krizi, sera gazı emisyonu artışı, tatlı su kaynaklarının kullanımı,ormansızlaşma ve biyoçeşitliliğin azalması nedeni ile çevreyi etkilemektedir. Bu etkitüketicilerin beslenme alışkanlıklarına göre değişmektedir. Bu çalışmada, günümüzde sıkkullanılan bazı popüler diyetler ile Türkiye Beslenme Rehberi (TÜBER-2015) önerilerikapsamında hazırlanmış olan örnek menülerin sera gazı emisyonları, su ayak izleri ve diyetkaliteleri değerlendirilmiştir. Farklı besin ve besin öğesi içeriklerine sahip Akdeniz,Atkins(20/40/100), Karatay, Ornish, Zone diyetleri ile TÜBER-2015 önerileri göz önünealınarak yedi günlük izokalorik (2000 kkal) diyet modelleri oluşturulmuştur. Oluşturulan tümdiyet modellerinin su ayak izleri, küresel su ayak izi standardı ve faktörleri, sera gazıemisyonları, literatürde bulunan yaşam döngüsü analizi çalışmalarının meta analizleri sonucuderlenen karbon ayak izi faktörleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Ayrıca diyetlerin kalitesi“Diyet Kalite İndeksi (DQI-I)” ile değerlendirilmiş ve sonuçlar karşılaştırılmıştır. Çalışmada;Atkins20 (8,74 kg CO2-eşdeğeri/kişi/gün ve 7731 L/kişi/gün) çevresel etkisi en yüksek, Ornish(2,2 kg CO2-eşdeğeri/kişi/gün ve 3184 L/kişi/gün) çevresel etkisi en düşük diyet modeli olarakbelirlenmiştir. DQI-I puanı en yüksek Ornish (85±5,1), en düşük ise Atkins20 (48,4±3,5) diyetmodelinde tespit edilmiştir. Düşük karbonhidrat-yüksek proteinli diyet modellerinden TÜBER2015 diyet modeline geçiş ile su ayak izinde %33-74 (1480-3289 L/kişi/gün) sera gazıemisyonunda %41-112 (1,7-4,62 kg CO2-eşdeğeri/kişi/gün) arasında değişen oranlarda birazalma olacağı belirlenmiştir. Tüm diyet modelleri değerlendirildiğinde besin atık ve kayıplarıtoplam sera gazı emisyonlarının ortalama %15-17’sinden, toplam su ayak izlerinin ortalama%15-16’sından sorumlu olduğu belirlenmiştir. Daha fazla sebze, meyve ve kurubaklagil iledaha az hayvansal kaynaklı besin içeren Ornish ve Akdeniz diyetlerinin çevre üzerinde daha azolumsuz etkiye sahip olduğu, diyet kalite puanlarının daha yüksek olduğu ve sürdürülebilirbeslenmeye daha fazla katkı sağladığı saptanmıştır. Sonuç olarak Ornish ve Akdenizdiyetlerinin yaygınlaştırılması önerilmekle birlikte TÜBER-2015’in topluma dayalı sağlıklıvibeslenme önerilerinin yanında olumlu çevresel etkileri de vurgulanmalıdır. Ayrıca besin atık vekayıplarının çevresel etkileri göz önünde bulundurularak besin israfının azaltılması konusundafarkındalık yaratılmalıdır.Food production and consumption affects the environment due to climate crisis, increasedgreenhouse gas emissions, use of freshwater resources, deforestation, and decreasedbiodiversity. This effect varies according to the dietary habits of consumers.. In this study,greenhouse gas emissions, water footprints, and dietary quality of sample menus preparedwithin the scope of some popular diets and Turkish Nutrition Guide (TUBER-2015)recommendations were evaluated. Seven-day isocaloric (2000 kcal) diet models were createdtaking into account the Mediterranean, Atkins (20/40/100), Karatay, Ornish, Zone diets, andTUBER-2015 recommendations with different food and nutrient contents. Water footprints ofall dietary models were evaluated using the global water footprint standard and factors.Greenhouse gas emissions of all dietary models were evaluated using carbon footprint factorscompiled as a result of meta-analyses of life cycle analysis studies in the literature. In addition,the quality of diets was evaluated with the "Diet Quality Index (DQI-I)" and the results werecompared. In the study; the diet model with the highest environmental impact was Atkins20(8.74 kg CO2-eq/person/day and 7731 L/person/day), while the diet model with the lowestenvironmental impact was Ornish (2.2 kg CO2-eq/person/day and 3184 L/person/day). DQI-Iscore was found in the highest Ornish diet model (85±5,1) and the lowest Atkins20 diet model(48,4±3,5). With the transition from low carb-high protein diet models to TUBER-2015 dietmodel, it was determined that there will be a reduction in water footprint between 33-74%(1480-3289 L/person/day), in greenhouse gas emissions between 41-112% (1.7-4.62 kg CO2-eq/person/day). When all dietary models were evaluated, it was determined that food waste andlosses were responsible for an average of 15-17% of total greenhouse gas emissions and anaverage of 15-16% of total water footprints. It has been determined that Ornish andMediterranean diets, which contain more vegetables, fruits, and legumes and less animal-basedviiifoods, have less negative effects on the environment, as well as higher dietary quality scoresand contribute more to sustainable nutrition. In conclusion, while it is recommended to spreadthe diet of the Ornish and the Mediterranean, the positive environmental impact of TUBER2015 should be emphasized as well as healthy dietary recommendations based on society. Inaddition, awareness should be raised on reducing food waste by taking into account theenvironmental effects of food waste and losses.</p
    corecore