57 research outputs found
[BW12O40]^3- ve 2,2'-Bipiridil içeren yeni bir nikel(II) kompleksinin sentezi ve karakterizasyonu
A Keggin-type polyoxometalate {Ni(2,2'-bipy)2(H2O)[BW12O40]}3- (NiBWO) has been hydrothermally synthesized in the high temperature resistant glass bottle for the first time. The structure has been characterized.by elemental analyses, X-ray diffraction, Fourier Transform Infrared Spectroscopy, Thermogravimetric Analysis, Scanning Electron Microscope and X-ray single crystal diffraction analyses. The X-ray single crystal study shows that the asymmetric unit of NiBWO is composed of one [BW12O40] 5- anion, one [Ni(2,2'-bipy)2(H2O)]2+ and one and a half of [Ni(2,2'-bipy)3] 2+ cations.Keggin tipi bir polioksometalat olan {Ni(2,2'-bipy)2(H2O)[BW12O40]}3- (NiBWO) bileşiği yüksek ısıya dayanıklı cam şişede hidrotermal olarak ilk kez sentezlenmiştir. Bileşiğin yapısı elementel analiz, X-ışını kırınımı, Fourier Dönüşümlü Kızılötesi Spektroskopisi, Termogravimetrik Analiz, Taramalı Elektron Mikroskobu ve X-ışını tek kristal kırınım analizleri ile karakterize edilmiştir. X-ışını tek kristal analiz sonucu, NiBWO bileşiğinin asimetrik biriminin bir [BW12O40] 5- anyonu, bir [Ni(2,2'-bipy)2(H2O)]2+ ve bir buçuk [Ni(2,2'-bipy)3] 2+ katyonlarından oluştuğunu göstermiştir
Spontaneous Rupture of Proximal Ureter: A Case Report
Spontaneous non-traumatic urinary collecting system ruptures without distal obstructive causes are rare and uncommon. They should be considered in the differential diagnosis of renal colic or acute abdomen. Here, we present a case of spontaneous rupture of the left proximal ureter with perirenal fluid extravasation without an identified cause. The patient was treated conservatively and in the first week, symptom improvement was shown by control imaging methods. Ureteral stent placement or percutaneous nephrostomy, even open surgery are options for the management of spontaneous rupture of the urinary collecting system, however, conservative management may be an option for selected patients
Hepatitis B Vaccination Results Which dose is Sufficient for Immunosuppressive Patients? Single or Double?
Aim: Despite effective HBV vaccine and vaccination programs, Hepatitis B still causes nearly one million deaths annually, according to the World Health Organization. The immunization rates are high by hepatitis B vaccination especially in young healthy population. However, advanced age, comorbidities and immune deficiency affect the rates of vaccine response negatively. We aimed to evaluate the factors affecting the vaccine response in the patients who received hepatitis B vaccine in our hospital retrospectively.Materials and Methods: Patients who received hepatitis B vaccine and followed-up for immunization status were evaluated retrospectively in our vaccination unit. The patients were examined in terms of age, comorbidities, vaccine scheme, vaccine dose, utilization of immunosuppressive-biological agents, immunization success, and common characteristics of patients who did not develop immunity.Results: Anti-HBs titers were significantly lower in patients over 50 years old. In addition, lower Anti-Hbs titers were detected in patients with comorbidity and who received immunosuppressive therapy. Statistically higher Anti-HBs titers were obtained with double dose vaccination than single dose vaccination in patients receiving immunosuppressive treatment. Moreover, it was documented that a single dose vaccination protocol was applied to all seven patients who failed vaccination. Six of these patients were over 50 years old, two were diabetic, five were diagnosed with rheumatic disease and all of them were using biological agents.Conclusion: Vaccination before treatment in patients who will receive immunosuppressive therapy, administration of high dose vaccines in patients under immunosuppressive therapy or delaying immunosuppressive therapy during vaccination may be considered as appropriate alternatives. Considering the safety and cost-effectiveness of high-dose hepatitis B vaccine, it should be preferred in the immunosuppressive patient group
İnşaat Maliyet Risklerinin Simülasyon Yöntemi ile Analizi
İnşaat projelerinde maliyet tahminleri ve yapılan tahminlerin gerçekleşmesi gerek işveren gerek yüklenici açısından büyük önem arz etmektedir. İnşaat sektörü pek çok risk faktörü içermesine rağmen, ülkemizde riskler gereken düzeyde ele alınmamakta ve bu nedenle gerçekleşecek maliyetlerin kontrolleri de yeterli düzeyde bulunmamaktadır. Proje başarısı için inşaat sektörünün barındırdığı belirsizlik ve riskler iyi belirlenmeli ve analiz edilmelidir. Firmalar, proje özelinde karşılaşacakları risklere karşı izleyecekleri stratejileri, risk unsurları gerçekleşmeden oluşturmalıdır. Meydana gelebilecek riskler proje üçgeninin unsurları olan kalite, maliyet ve süre hedeflerinde olumsuz yönde sapmalar oluşturabilecektir. Bu nedenle inşaat projeleri için risk yönetimi hayati önem taşımaktadır. Bu çalışmada Monte Carlo Simülasyonu yardımıyla inşaat ana maliyet kalemlerinin yurtiçi projelerde öngörülende sapma oranlarının, üç farklı istatistiki dağılım yardımı ile belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada Monte Carlo Simülasyonu, bir paket yazılımı ile uygulanmıştır. Edinilen bulgular üzerinden @risk yazılımının verdiği üçgen dağılım, uniform dağılım ve PERT dağılımı sonuçları karşılaştırılmıştır. Ana maliyet kalemlerinin yüzde minimum ve maksimum sapma değerleri için Türkiye Müteahhitler Birliği üyesi firmalara yurtiçi projeler için anket yapılıp, değerlerin ortalamalarıyla ana maliyet kalemlerindeki minimum ve maksimum sapma oranı hesaplanmıştır. Çalışma sonucu inşaatta yurtiçi projelerde ana iş kalemlerinin tahmin edilen maliyetlerde gerçekleşme olasılıkları ve üç farklı istatistiki dağılım kullanarak bu dağılımlar arasındaki performans farkları değerlendirilmiştir. Edinilen bulgulardan önemli bir tanesi “toprak işleri için maliyet kaleminin minimum ve maksimum sapmasının diğer kalemlere göre daha çok olduğu” dur. Çalışmada kullanılan istatistiki olasılık dağılımları değerlendirildiğinde; PERT dağılımının standart sapmasının az olması, optimum değerde gerçekleşme olasılığını arttırırken, uniform dağılımın standart sapmasının fazla olması ise ona minimum ve maksimum noktaya yakın dağılım gerçekleşmesi olasılığını arttırdığı gözlemlenmiştir. Sonuç olarak; yatırım projelerinin maliyet hesaplamalarında gerçekçi değerlere dayalı risk analizleri yapılması gerektiğinin ve simülasyon yaklaşımlarında esas alınacak olasılık dağılım fonksiyonlarının seçiminin; nihai değerlendirmelere direk olarak yansıyacağının göz önünde bulundurulması gereken önemli birer parametre olduğu anlaşılmıştır
- …