132 research outputs found

    KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM KULLANIMINI ETKİLEYEN BİREYSEL VE ÖRGÜTSEL DEĞİŞKENLER

    Get PDF
    İşyerlerinde sağlık ve güvenlik uygulamalarının etkinliği, yönetimin işçi sağlığı ve güvenliği konusundaki temel yaklaşımı ile yakından ilgilidir. Bununla birlikte, çalışanların kişisel özellikleri ve kendi sağlıkları üzerindeki kontrol duygularının da etkisi vardır. Sağlık ve güvenliğin sağlanması ile çalışanların güvenlik davranışlarının etkileşimi incelenirken, söz konusu uygulamaların çalışanlarca algılanışı belirlenmelidir. Bu nedenle, makalede işyerinde iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları konusunda çalışanların tutumları, güvenlik davranışı, güvenlik ihtiyacı gibi bireysel etkenler yanında yöneticilerin konuyla ilgili yaklaşım ve uygulamalarının çalışanlarca algılanışının belirlenmesi de amaçlanmıştır.Makalenin odak noktasını güvenli davranışın bir göstergesi olarak \"kişisel koruyucu donanım kullanımı\" oluşturmaktadır. Bu kapsamda gerçekleştirilen amprik çalışmada, \"kişisel koruyucu donanım kullanımı\" ile ilişkili olduğu varsayılan değişkenler güvenlik etkinliği, güvenlik ihtiyacı, yönetici tutumları ve koruyucu donanım olanaklarıdır. Araştırmanın temel hipotezi, kişisel koruyucu donanım kullanımının bireysel ve örgütsel değişkenler ile ilişki içinde olduğu yönündedir. Araştırma bulguları, çalışanların güvenlik ihtiyacını hissetmelerinin yanında, kişisel koruyucu donanımın ulaşılabilirliğinin onları güvenli davranışa ya da koruyucu donanım kullanımına sevk ettiğini göstermektedir

    NE EĞİTİMDE NE İSTİHDAMDA OLAN GENÇLERİN GENÇ İŞSİZLİĞİNE YÖNELİK ALGILARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

    Get PDF
    ÖZ: Bu çalışma, ne eğitimde ne istihdamda olan (NEET) gençlerin genç işsizliğine yönelik algılarını ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırma yöntemi survey olup, evren İzmir’de yaşayan NEET gençlerdir. Araştırma örneklemini İzmir ilinde yaşayan 15-24 yaş aralığındaki 397 NEET genç oluşturmaktadır. Veriler hazırlanan soru formu aracılığıyla toplanmış ve istatistik paket programında analiz edilmiştir. Bulgular, NEET gençlerin eğitim ve istihdam dışında oldukları süre zarfında kendisini mutsuz veya çok mutsuz olarak ifade ettiğini ve eğitim ve/veya iş olanağı sunulması durumunda yurtdışına gitmek istediğini göstermiştir. Çoğunun daha önce iş deneyimi olduğu ve iş deneyimine sahip olanların neredeyse tamamının kayıt dışı çalışma deneyimi yaşadığı görülmüştür. Katılımcı gençlerin yaklaşık yarısı bir yıldan uzun süredir işsizdir. Katılımcıların neredeyse tamamı genç işsizliğinin nedenlerini düşük ücret önerisi, ağır çalışma şartları, ekonomik istikrarsızlık, liyakatsizlik, doğru istihdam politikalarının izlenmemesi olarak belirtirken; genç işsizlerin sorunlarını adaletsizlik, gelecek kaygısı, hayat pahalılığı ve maddi bağımsızlık elde edememe olarak ifade etmiştir. NEET olan gençlerin küresel düzeyde sayısının önemli boyutlara ulaşması ve bu gençlerle yapılan ampirik çalışmaların sınırlılığı nedeniyle bu çalışmanın, çözümcül politikalar üretilebilmesi için politika üreticilerine ve alanyazında NEET olgusunun daha fazla ele alınması için araştırmacılara rehberlik edeceği öngörülmektedir. ABSTRACT: This study aims to reveal the perceptions of Not in Education, Employment or Training (NEET) youth regarding the youth unemployment. In this context, the sample of the research consists of 397 people between the ages of 15-24 living in Izmir. The data were collected by questionnaire method and analyzed by descriptive analysis method. As a result, it has been observed that most of the participants expressed themselves as unhappy or very unhappy during the time they were out of education and employment and would like to go abroad if education and/or job opportunities were offered. It has been observed that most of them have previous work experience and almost all of those with work experience have had informal work experience. Almost all of the participants stated the reasons for youth unemployment as low wages, heavy working conditions, economic instability, incompetence, and failure to follow the right employment policies. The problems are expressed as injustice, future anxiety, high cost of living andnot being able to achieve financial independence. Due to the significant extent of NEET and limited empirical studies, it is anticipated that this study will guide policy makers and researchers

    The effectiveness of BD Vacutainer® Plus Urinalysis Preservative Tubes in preservation of urine for chemical strip analysis and particle counting.

    Get PDF
    Introduction: The aim of this study was to evaluate the stability of urine collected in preservative tubes for chemistry strip analyses and particle counting to determine whether the transport of urine samples with all of their constituents is possible. Materials and methods: 275 pathologic urine specimens were included. Each urine sample was evaluated after 4, 8, 12, 24, and 48 hours of storage in BD Vacutainer® Plus Urinalysis Preservative (BD UAP) tubes and compared with refrigeration at 4 °C. All analyses were peformed on H-800 and FUS-200 automatic modular urine analyzers (Dirui Industry, Changchun, China). The kappa coefficients (?), false positive (FP) and false negative (FN) rates were evaluated. ? > 0.8 was accepted as good agreement. Results: Haemoglobin (Hb), leucocyte esterase (LE), and protein (Pro) analyses should be performed within 4 hours, whereas glucose (Glc) was stable until the end of 48 hours in both storage conditions. Nitrite (Nit) was well preserved in BD UAP tubes for 24 hours but was stable only up to 8 hours at 4 °C. Bilirubin (Bil) had very high FN rates even at 4 hours in both conditions. The particle counting showed high FN rates for white blood cells (WBC) and red blood cells (RBC), whereas squamous epithelial cells (EC) were stable up to 8 hours in both conditions. Conclusions: Preanalytical requirements for both urine chemical strip analyses and particle counting in a unique sample were not met in either condition. Thus, the transfer of urine samples for centralization of urinalysis is not yet feasible

    Organik Sultani Çekirdeksiz Üzüm Yetiştiriciliği

    Get PDF
    Bu projede, organik ürün olarak, talebi oldukça fazla Sultani Çekirdeksiz kuru üzüm üretimi ele alınmıştır. Çalışma, iki alt projeden oluşturulmuştur. I. Alt projede organik tarımda istenen minimum toprak işlemesi yanında ülkemizde bulunan ve birçok olumlu özelliklere sahip Zeolit (Klinoptilolitie mineral [Agro-clıno (NMF 900)]) kullanımı da denemede yer almıştır. II. Alt proje de ise Ege Bölgesi bağlarının ana hastalığı olan külleme mücadelesinde NaHCO3’ (içme sodasının) mevcut koşullardaki kullanım olanakları projede ele alınmıştır Bağlardaki ana zararlı da salkım güvesi olup her iki alt projede, salkım güvesi mücadelesinde tuzaklar asılarak zararlının ergin populasyonu bu tuzaklarla ilk ergin çıkışından uçuşlar sona erinceye kadar haftalık olarak izlenmiştir. Uçuş eğrileri ile tahmin-uyarı istasyonlarından elde edilen meteorolojik veriler ışığında gerekli uygulamalar yapılmıştır. Çalışmanın sonucunda, KULTIVATOR ile toprak işleme sisteminin toprağa olumsuz etkisinin de en az düzeyde olduğu da dikkate alınarak önerilebileceği ortaya çıkmıştır. Yeşilyurt yöresi topraklarındaki mikrobiyal aktiviteyi arttırmada malç uygulaması önerilmesine karşın, bu uygulama diğer disiplinler tarafından uygun görülmediğinden alternatif olarak KULTIVATOR uygulaması tercih edilmektedir. Kükürt ve içme sodası uygulanan parsellerde külleme hastalık şiddeti konvansiyonel olan şahit parsele göre istatistiki öneme sahip düzeyde azalma kaydetmiştir. Konvansiyonel koşullardaki hastalığın daha fazla görülmesini uygun koşulları yaratacak yoğun vejetatif gelişmenin yaratmış olduğu düşünülmektedir. Kükürdün zararlıları baskılayıcı etkisi de bilindiğinden organik yetiştiricilikte Külleme mücadelesinde içme sodasına nazaran özellikle kükürdün tercih edilmesi uygun bulunmaktadır. Denemenin başladığı 2003 yılı baz alındığında Zeolit (Klinoptilolitie mineral [Agro-clıno (NMF 900)]) uygulamalarında verim ve kalite kriterlerinde artış olduğu tespit edilmiştir. Toprak işleme uygulamalarından toprağı çizerek işleme salkım sayısı ve verim bakımından önemli bulunurken pulluk+ diskharow ile işleme salkım ağırlığını; malç uygulamasının ise kuru maddeyi ve tane tutumunu arttırdığı görülmektedir. Yaprak alma uygulamalarından, 6 adet yaprak alınması kontrole nazaran verim, salkım sayısı ve salkım ağırlığını nispeten arttırmıştır. Proje konusu çalışma birimleri itibarıyla değerlendirildiğinde toprağın çizilerek işlenmesi (KULTIVATOR sistemi) ön plana çıkmaktadır
    corecore