29 research outputs found

    Giyilebilir teknolojiler tabanlı mobil hasta takip sistemi tasarımı ve gerçekleştirilmesi

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Bu tez çalışmasında, giyilebilir teknoloji kavramı ve uygulama alanları, giyilebilir teknolojilerin tarihsel gelişimi ve geleceğe yönelik öngörüler araştırılmıştır. Bunların yanı sıra, mobil hasta izleme sistemlerinin yapıları ve örnekleri araştırılmıştır. Bu araştırmalar ışığında hasta, sporcu, yaşlı gibi risk grubundaki kişilerin vücut sıcaklığı, galvanik deri tepkisi, nabız sayısı, nefes sayısı gibi temel sağlık bilgilerinin, zaman ve maliyet tasarrufu yapılarak uzun müddet izlenmesini sağlayabilen, giyilebilir mobil bir sağlık sistemi tasarımı gerçekleştirilmiştir.Tasarlanan istemin çalışması üç aşamadan oluşmaktadır. Birincisi hastanın vücudunda bulunan sensörler vasıtasıyla hastanın vücut sıcaklığı, solunum ve nabız hızı, galvanik deri tepkisi gibi yaşamsal değerlerin ve ortam nemi ve sıcaklığının elde edilmesidir. İkinci aşama, elde edilen bu verilerin kablosuz olarak ağ geçidi birimi üzerinden internet ortamına aktarılmasıdır. Son aşamada, iletilen verilerin eşzamanlı olarak konuyla ilgili uzman kişilere sunulmasını sağlayan web tabanlı görsel bir arayüz tasarımı gerçekleştirilmiştir.Gerçekleştirilen sistemde hafif, giyilebilir sensörler kullanılarak hastanın bazı yaşamsal verileri kablosuz bir iletim sistemi üzerinden aktarılarak doktor vs. gibi uzman kişiye görsel bir ara yüz halinde ve eşzamanlı olarak sunulmuştur.In this study, the historical development, execution areas, products and future predictions of wearable technology were investigated. In addition, structure of mobile patient monitoring systems was also investigated. Fallowing the searches about biomedical sensors, vital signals were measured. The signals on the risk assessment of persons like patients, athlete and elderly persons were transmitted via wifi network to the internet interface. In this embedded technology system was used Arduino platform based Atmel Atmega micro controller. Thus, a mobile patient monitoring system was designed by saving time and expenditure. The system was designed in three sections. The firs one is getting vital signals like body and room temperature, galvanic skin response, pulse rate and breathe rate from patients body by using medical sensors. The second one is transmitting this vital signal to the internet by using wireless gateway. The last section is designing a web based interface which provides to present the patients vital signals to the expert people continuously. In the designed system, by using light and wearable sensors the some vital signals of the persons were transmitted to the web interface via wifi network, and presented a medical expert by using visual interface simultaneously

    Kablosuz AD- HOC ağlar için oğul zekası tabanlı yeni bir yönlendirme protokolü

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.İletişim teknolojilerindeki gelişmeler kablosuz cihazların daha güçlü ve daha ucuz olmalarını sağlamıştır. Böylece hızlı teknolojik gelişmeler internete bağlanan cihaz sayısının artmasına sebep olmuştur. Hareketli Ad-Hoc ağlar, erişim noktası olmaksızın birbirleri ile iletişim kuran hareketli düğümlerden oluşur. Ad-Hoc ağlarda düğümlerin sürekli hareketinden dolayı sık sık topoloji değişikliği meydana gelir. Böylelikle Ad-Hoc ağlar kablolu ve erişim noktalı ağlara göre farklılıklar içerir. Ad-Hoc ağlar, genellikle internet alt yapısının kurulamadığı savaş, deprem ve sel gibi doğal afetlerde kullanılmaktadır. Son zamanlarda, hareketli Ad-Hoc ağlar pek çok araştırmacının ilgisini çekmiştir. Günümüzde hareketli Ad-Hoc ağlar akademik ve endüstri araştırmalarında sıklıkla kullanılmaktadır. Hareketli Ad-Hoc ağlarda araştırmacılar tarafından kabul edilen en önemli konulardan biri de yönlendirme protokolleridir. Yönlendirme protokolü geliştirme çalışması, kablosuz sistemlerde karmaşık, ölçeklenebilirlik, uyum, verimlilik ve pil ömrü gibi problemler ile ilgilenir. Kablosuz yönlendirme protokolleri bu sorunların üstesinden gelmek için geliştirilmiştir. Hareketli Ad-Hoc ağlarda ağ topolojisinin sürekli değişmesi bu ağlardaki yönlendirme protokollerinin diğerlerine göre farklı kılmıştır. Bu ağlarda kullanılacak yönlendirme protokolü ağdaki paket trafiğini arttırmayıp daha az paket kaybı ve gecikmeyle paketi kaynak düğümden hedef düğüme ulaştırmalıdır. Bunu yaparken de kullanılan protokol daha fazla paketi daha az enerji kullanarak hedef düğüme göndermelidir. Araştırmacılar tarafında birçok yönlendirme protokolü geliştirilmiştir. Bu protokollere örnek olarak ABR, SSR, DSDV, WRP, CGSR, OLSR, AODV, DSR, ZRP ve TORA verilebilir. Oğul zekâsı; termitler, arılar, karıncalar, kuşlar, balık sürüleri gibi aralarında etkileşim olan böceklerin veya diğer sosyal hayvanların topluluk halindeki davranışlarını örnek alarak, problemlere çözüm getirmeyi amaçlayan bir yapay zekâ tekniğidir. Oğul zekâsı biyolojik sistemler tarafından sunulmuştur ve mühendislik sistemlerinde ve ağ iletişiminde olduğu gibi birçok güçlü özellikler göstermiştir. Doğada biyolojik grup halinde yaşayan canlılar tarafından meydana getirilen oğul zekâsı, iletişim ağları gibi birçok mühendislik sistemlerinde istenen sayısız özellikler barındırır. Arılar, genellikle uzak mesafelere yiyecek bulmak amacıyla gitmek zorunda kalırlar. Yiyecek arama alanlarında besin kaynağı bulan arı kolonisinin diğer üyelerine haber vermek için kovana geri döner ve bir süre sonra diğer arıların etrafında uçarak besin kaynaklarının yerleri hakkında diğer arılara çeşitli danslarla bilgi verir. Bal arıları sağırdırlar ve bu nedenle birbirleri ile sesli iletişim kuramazlar. Birbiri ile iletişimlerini değişik şekilleri yerine getirerek kurarlar. Bu şekillere sallanma dansı denir. Bu dansta besin kaynağının kovana uzaklığı, yönü, besinin kalitesi ve miktarı hakkında bilgiler mevcuttur. Oğul zekâsı çözümleri dağıtık sistemlere ve ağ problemlerine uygulandıkları zaman ölçeklenebilirlik, hata toleransı, uyarlanabilirlik, modülerlik, paralellik ve otonomi gibi özelliklerinden dolayı geniş ve yüksek derecede dinamik sistemler için oldukça uygundur. Bu alanda geliştirilmiş protokollere örnek olarak ABC, AntNet, Adaptive-SDR, Beeadhoc algoritması ve Hopnet algoritması verilebilir. Bu tez çalışmasında, Ad-Hoc ağlardaki problemlere çözüm getirmek amacıyla; 1. Ad-Hoc ağlar için oğul zekâsı tabanlı yeni bir yönlendirme protokolü geliştirilmiştir. Geliştirilen bu protokol Bee-MANET olarak adlandırılmıştır. 2. Geliştirilen protokolü modellemek ve benzetimini yapmak amacıyla büyük ölçekli ağları destekleyen, model kütüphanesi zengin ve güçlü Ns-2 ağ simülatörü kullanılmıştır. 3. Geliştirilen protokolün üstünlüklerini göstermek amacıyla farklı ölçeklerden oluşan ağlar modellendi. Modellenen ağlar farklı trafik ve topolojilerde çalıştırılarak, geliştirilen Bee-MANET protokolü literatürdeki önemli protokoller olan AODV ve BeeAdhoc yönlendirme protokolü ile karşılaştırılarak başarımı incelendi. 4. Gerçekleştirilen uygulamalarda, geliştirilen yönlendirme protokolünün belirlenen problemlere çözüm getirdiği gözlemlendi.The development of communication technology has made wireless equipment's less, more powerful and less expensive. Such rapid technology improvement has contributed great growth to mobile devices connected to the Internet. Nodes communicate with each other without any center in ad hoc networks and have a constantly changing network topology. Due to the frequently changing network topology, mobile ad hoc networks utilize diverse routing protocols from other wireless systems. Wireless Mobile Ad Hoc Networks are used to provide communication in case of war and natural disasters such as earthquakes and flood. Recently, mobile ad hoc networks (MANETs) have drawn attention by many researchers At the present time, mobile ad hoc routing protocols are used in academic resources and industry. One of the main fields adopted by researchers studying on Mobile Ad-Hoc Networks is to develop routing protocols in wireless systems. Routing protocol development is related to complexity, scalability, adaptability, productivity, and battery life in wireless systems. Routing protocols for wireless systems are developed in order to cope with these problems. Due to the frequently changing network topology, mobile ad hoc networks utilize diverse routing protocols from other wireless systems. Frequently changing network topology causes constantly updating of routing tables and thus increases the number of control packets. The main part of every routing protocol is the routing protocol, which specifies all the logical processes of routing. In this process network traffic should not increase and should lose lesser number of packets, delay and battery life. Many routing protocols are developed by researchers such as ABR, SSR, DSDV, CGSR, WRP, OLSR, Beeadhoc, AODV, ZRP, TORA, AntNet, HOPNET and DSR. Swarm intelligence; termites, bees, ants, birds, fish, or as a swarm of insects which interact with each other in community with other social animals by imitating their behavior, which aims to bring solutions to the problems is an artificial intelligence techniques . Swarm intelligence has been inspired by biological systems and engineering intelligence systems and network communications, as demonstrated many powerful features. In nature, creatures that live in groups formed by biological swarm intelligence, many engineering systems such as communication networks, hosts numerous features desired. Bees usually have to go long distances to find food they order. Bees, when you find a source of food to give notice to the other members of the colony returns to the hive. After a while, bees flying around the other bees about the location of food sources with various dances inform the other bees. Honey bees are deaf and therefore cannot establish voice communication with each other. Establish communication with each other with their different dances. This way is called the swing dance. In this dance the barrel of the distance to the food source, direction, information about the quality and quantity of food available. Swarm intelligence solutions to problems when they are applied to distributed systems and network scalability, fault tolerance, adaptability, modularity, parallelism and autonomy of the properties are spacious and are well suited for highly dynamic systems. Examples of protocols developed in the art for example, ABC, Antnet, Adaptive-SDR, Beeadhoc Hopnet algorithm are given. In this thesis, routing protocols, network throughput and packet delivery ratio in order to solve problems such as; 1. A new routing protocol for Mobile Ad Hoc Networks has been developed by inspired swarm intelligence of the honey bees in order to bring solutions to network throughput and packet delivery ration. Developed protocol called Bee-MANET. 2. Bee-MANET has been compared to BeeAdhoc and AODV protocols which are most known protocols in the network community. Using the Ns-2 network, we develop simulation models of networks with varying topologies and scales. The results were presented as graphs and evaluated. 3. Different networks modeled to demonstrate the superiority of the developed protocol and were run in different traffic and topology. Bee-MANET, AODV, and Beeadhoc algorithms are empirically compared to research large-scale behavior. The results were presented as graphs and were evaluated. 4. Bee-MANET brings the solutions to the problems such as network throughput and packet delivery ratio

    Üniversite sanayi işbirliğindeki arayüz kuruluşlar için kantitatif bir performans ölçüm modeli

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Günümüzün rekabetçi dünyasında yenilikçilik artık bir seçenek olmaktan çıkmış, ihtiyaç haline gelmiştir. Araştırma, geliştirme ve bilgi üretiminin ana kaynağı olan üniversitelerin yenilikçilik için gerekli bilgi kaynağını üretime aktarması ulusların rekabetçiliği için kritik rol oynamaktadır. Başarılı uygulamalarda bu transferin üçüncü parti profesyonel bir organizasyon tarafından yapılması gerektiği görülmüştür. Bu tür kuruluşlara genel anlamda üniversite-sanayi işbirliğindeki arayüz kuruluşlar denmektedir. Bu çalışma üç ana soruya cevap aramaktadır; birincisi bu arayüz kuruluşlar nasıl kurgulanmalı ve süreçleri nasıl tasarlanmalıdır, ikincisi bu arayüzler için nasıl bir değerlendirme modeli olmalıdır, üçüncüsü ise ideal bir arayüz kuruluş kavramsal olarak modellenebilir mi. Bu sorulara cevap vermek amacıyla beş katmanlı bir model oluşturulmuştur. Modelin birinci katmanında arayüz kuruluşun stratejik amaçlarının belirtildiği yedi boyutlu bir yapı kurgulanmıştır. Modelin ikinci katmanında arayüz kuruluşun süreçleri, alt süreçleri, eylem planları ve yol haritaları hiyerarşik bir yapı ile oluşturulmuştur. Modelin üçüncü katmanında arayüz kuruluşun içinde bulunduğu inovasyon ekosistemini dikkate alarak süreçlerinin, hibrit Bulanık AHP - Bulanık ANP ile önceliklendirildigi bir KDS modeli geliştirilmiştir. Modelin dördüncü katmanında ideal arayüz yapısı için çok etmenli sistemler kullanılarak otonom bir model önerilmiştir. Beşinci ve son katmanda modelin uygulaması olan web tabanlı ÜSİ yönetim destek sistemi (AKADES) prototip uygulaması tanıtılmıştır.In todays competitive world, innovation is no more an option and has became a requirement. The transfer of knowledge required for innovation to production by universities which are the main source of research, development and knowledge generation has a critical role in terms of the competitiveness of the nations. Successful practices have shown that this transfer needs a third party proffesional organisation. In generel terms these organisation are entitled as interface institutions in university industry collaboration. This study seeks to find the answer of these three main questions; first, how should these interface institutions and their process' be designed and built, second what kind of assessment should these interfaces have, third is it possible to conceptualize an ideal interface institution. To give answers to these questions, a five layered model has been built. In first layer of the model, a seven dimensioned structure has been built for defining strategical aims of interface institution. In second layer of the model, interface institutions processes, sub processes, aciton plans and roadmaps are defined in an hierarchical frame with strategical management approach. In third layer of the model a hybrid Fuzzy AHP - Fuzzy ANP prioritization IDSS model has been developed while innovation ecosystem of the interface institutions had been taken into the consideration. In fourth layer of the model, a multi agent conceptual model has been built for ideal interface instutitons with intelligent autonomious agents. In the fifth and final layer of the model, web based, cloud integrated, UIC management support system (AKADES) prototype application has been demonstrated

    Büyük ölçekli kablosuz algılayıcı ağlar için oğul zekası tabanlı yeni bir yönlendirme algoritması tasarımı

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Kablosuz algılayıcı ağlar için ölçeklenebilir, enerji etkin ve performansa dayalı yönlendirme protokollerinin tasarımı son yıllarda oldukça ilgilenilen konular arasındadır. Geliştirilen yönlendirme protokolleri incelendiğinde kullanılan yöntemler arasında sosyal böceklerden ilham alınarak geliştirilen oğul zekası teknikleri diğer tekniklere göre öne çıkmaktadır. Bunun nedeni kablosuz algılayıcıların sosyal böceklerde olduğu gibi kendi kendine örgütlenebilme, iş bölümü yapabilme, çok merkezlilik, esneklik, ölçeklenebilirlik yeteneklerine sahip olmasıdır.Benzetim araçları (Ns-2, Ns-3, OPNET, Omnet++, QualNet vb.) küçük ağları çalıştırmak için ideal ortamlar oluştururken, günümüzde sürekli büyüyen ağ sistemlerini modellemede ve değişken yapılı ağ sistemlerinin başarımını test etmede yetersiz kalmaktadırlar. Aynı zamanda benzetim araçları temelde KAA'ların ihtiyaçlarına göre tasarlanmadığından gerçek dünya verilerine uygun KAA topolojileri oluşturmada sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu da KAA'ların ihtiyaçlarını karşılayacak büyük ölçekleri destekleyecek yeni modelleme ve benzetim araçlarının geliştirilmesini gerekli hale getirmektedir.Hazırlanan bu tez çalışmasında, yönlendirme protokollerindeki paket teslimi, gecikme, enerji ve küme sayısı kriterleri dikkate alınarak uyum yeteneği, ölçeklenebilirlik, beka ve batarya ömrü vb. problemlerine çözüm getirmek amacıyla;1.KAA'lar için oğul zekası tabanlı yeni bir yönlendirme algoritması geliştirilmiştir. Geliştirilen bu algoritma BeeWS olarak adlandırılmıştır.2.Büyük ölçekli KAA'lar için yeni bir kümeleme algoritması geliştirilmiştir.3.Geliştirilen protokolleri modellemek ve benzetimini yapmak amacıyla büyük ölçekleri destekleyen, kolay kullanımlı, KAA topolojilerinin otomatik oluşturulabilen DEVS-Sensor modelleme ve benzetim aracı geliştirilmiştir.Geliştirilen protokolün üstünlüklerini göstermek amacıyla farklı ölçeklerden oluşan ağlar modellendi. Modellenen ağlar farklı trafik yükleri altında çalıştırılarak, geliştirilen BeeWS algoritması literatürden seçilen önemli algoritmalarla karşılaştırılarak başarımı incelendi. Gerçekleştirilen uygulamalarda, geliştirilen yönlendirme algoritmasının belirlenen problemlere çözüm getirdiği gözlemlendi.In the last decade, design of scalable, energy-efficient and high performance routing protocols for wireless sensor networks (WSN) is attracted by many researchers. In the analysis of routing protocols, among the methods inspired by social insects are more preferred than other techniques. This is because the social insects have similar properties with wireless sensor networks such as self-organization, division of labor, decentralization, flexibility, scalability and fault tolerance.Simulation tools such as ns-2, ns-3, Opnet, Omnet++, QualNet and Glomosim are ideal environments when creating and running small-scale networks. However, they are incapable of modeling today's growing networks and variable structure systems in order to test the performance of such systems. At the same time, these simulation tools are not designed according to the requirements of WSN?s which those basically correspond to real-world problems are being experienced when creating WSN topologies. Hence, there need for developing new swarm based routing protocols to meet the needs of WSN?s for supporting large scale and highly flexible systems.In this thesis, in order to bring solutions to the above problems in WSN?s, considering the criteria such as packet delivery, latency, energy, adaptation ability, number of clusters, scalability, survivability and battery life, following transactions are performed:1.A new routing algorithm for WSN based on honeybee scout-recruit system called BeeWS was developed.2.A new clustering algorithm was developed for large-scale WSN?s.3.In order to model and simulate developed protocols, scalable, easy-to-use and deploy, capable of automated topology generation simulation tool called DEVS-Sensor was developed

    Teoriden Pratiğe Mekan ve Sanat

    Get PDF
    Çevrimiçi (221 sayfa : resim, şekil ).Sevgili Okuyucular, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi olarak, sanatın çeşitli disiplinlerinde ortaya çıkan yaratıcı üretimlere odaklanan bu kitabın oluşturulmasından büyük bir gurur duyuyoruz. “Teoriden Pratiğe Mekan ve Sanat” adını taşıyan bu kitap okurlara; mimarlık, grafik, heykel, endüstriyel tasarım, seramik gibi farklı sanat dallarının güçlü yaratıcılığını keşfetmeye yönelik yazılardan oluşan bir koleksiyon sunmaktadır. Modern çağın karmaşık dünyasında, sanat ve mekan arasındaki bağlantıyı keşfetmek, yaratıcı düşünceyi desteklemek ve bu alanlardaki uzmanlıkları birleştirmek büyük bir önem taşımaktadır. Kitap, bu önemli konulara odaklanarak, farklı disiplinlerden uzmanların bir araya gelerek ortaya koyduğu değerli içerikleri sunmaktadır. Kitapta, sanatın farklı formlarının ve disiplinlerinin nasıl bir araya geldiğini, birbirleriyle etkileşimde bulunduğunu, yeni ve benzersiz estetik deneyimlerin nasıl ortaya çıktığını göreceksiniz. Kitap boyunca, her bir disiplinin temel prensiplerini ve tekniklerini keşfedecek, sanatçıların yaratıcı süreçlerine şahitlik edeceksiniz. Değerli katkılarıyla öne çıkan yazarlarımız başta olmak üzere, bu kitabın oluşumunda emeği geçen herkese içtenlikle teşekkür ediyoruz. Keyifli okumalar dileriz

    Tedarik zincirinde bilgi paylaşımının işletme performansına etkileri

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Günümüz küresel ekonomisinde hayatta kalmak ve yarışmak için, imalat sektörü üretmeye, paylaşmaya, günümüze yaymaya ve uygun bilgi ve bilişime şiddetle ihtiyaç duymaktadır. Artık organizasyonlar arasındaki farklılığı belirleyen en önemli faktör bilgi akışıdır. Tedarik Zinciri Yönetimi (TZY) firmaların performansları açısından önem kazanmıştır. Tedarik zinciri (TZ) içerisinde, karşılıklı güven olgusu geliştirilerek, doğru ve kaliteli bilginin paylaşılması, böylece esnek ve çevik firma yapılarına ulaşılması zincirin performansını olumlu yönde etkileyecektir. Bu sayede, daha esnek ve çevik firma yapıları, sürekli değişen ve gittikçe belirsiz bir hal alan müşteri ihtiyaçlarına daha hızlı cevap verecektir. TZY performansının artması firma performansını artırmaktadır. Performansın ölçülmesi, bir faaliyetin etkinliğini ve verimliliğini ölçme süreci olarak tanımlanabilir. Performans ölçümü ve bu değişkenler, faaliyetlerin gelecekteki konumunun belirlenmesi, performansının değerlendirilmesi ve amaçların ortaya konulabilmesi için aktif bir rol oynamaktadır. Dolayısıyla tedarik zincirinde bilgi paylaşımının performans ölçüm ve değerlendirme kriterlerinin doğru belirlenmesi, tedarik zinciri üyelerinin tamamını ve tedarikçilerle başlayan ve son kullanıcılarla son bulan sürecin içerisinde bütün paydaşları ilgilendirmektedir. Tedarik zinciri süreci ve bilgi paylaşımı günümüz tedarik zincirinde kritik rol oynamaktadır. TZY'nde önceki araştırmalar, çeşitli tedarik zinciri süreçlerini ve bilgi paylaşımının farklı yönleri ayrı ayrı incelenmiştir. Bu nedenle, bu çalışma tedarik zinciri süreci, bilgi paylaşımı, tedarik zinciri esnekliği, çevresel belirsizlikler ve işletme performansı arasındaki ilişkileri incelemek için kapsamlı bir çerçeve önermektedir. Bu çalışma ile tedarik zinciri sürecinde bilgi paylaşımının işletme performansına etkilerinin değerlendirilmesine ilişkin değişkenler belirlenmiştir. Ayrıca işletme performansının değerlendirilmesine yönelik Yapısal Eşitlik Modeli (YEM) ve Yapay Sinir Ağı (YSA) şeklinde iki aşamalı yöntem kullanılmıştır. Çalışmamızda, işletme performans ölçüleri olarak maliyet, esneklik, cevap verme, teslimat ve finansal performans şeklinde 5 farklı model oluşturulmuştur. Elde edilen modeller önce YEM ile test edilmiş ve YEM'den elde edilen veriler YSA için girdi olarak alınıp Matlab programı kullanılarak YSA modelleri gizli değişkenler arası ilişkileri daha güçlü şekilde tahmin ettiği görülmüştür.The manufacturing sector heavily needs producing, sharing, bringing to the present, appropriate information and informatics in order to survive and compete in today's global economy. Now, the most important factor determining the difference between organizations is the information flow. Supply Chain Management (SCM) has gained significance in terms of company performances. Within the supply chain (SC), sharing correct and quality information, and thus, achieving flexible and agile company structures by developing the phenomenon of mutual trust will affect the performance of the chain positively. In this way, more flexible and agile company structures will enable responding to customer needs, which are continuously changing and gradually becoming unclear, more quickly. An increase in the SCM performance enhancees the company performance. The measurement of the performance can be defined as the measuring process of the efficiency and productivity of an activity. Performance measurement and these variables play an active role in determining the future position of activities, evaluating the performance and setting the objectives. Therefore, the accurate determination of the performance measurement and evaluation criteria of information sharing in the supply chain interests all the members of the supply chain and all the shareholders within the process which begins with suppliers and ends with end-users. The supply chain process and information sharing play a critical role in the supply chain nowadays. Previous studies on SCM investigated various supply chain processes and different aspects of information sharing separately. Therefore, an extensive framework is suggested this time to examine the relationships between the supply chain process, information sharing, supply chain flexibility, environmental uncertainties and business performance. In this study, variables have been determined regarding the evaluation of the effects of information sharing on business performance in the supply chain process. Moreover, a two-stage method was used for the evaluation of business performance as the Structural Equation Model (SEM) and the Artificial Neural Network (ANN). In the present study, 5 different models were established as the business performance measures: cost, flexibility, responding, delivery and financial performance. The models obtained were first tested with SEM, and the data obtained from SEM were taken as input for the ANN, and it was then observed by using the Matlab software that the ANN models estimated the relationships between the latent variables more strongl

    Kamu hizmetlerinde veri madenciliği : Çözüm masası verileri temelinde bir araştırma

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Kurumlar tarafından kullanılan yönetim bilişim sistemleri, gelişen akıllı teknolojilerin etkisiyle oluşan büyük veriden gizli bilgi örüntülerinin çıkarılması ve geleceğe dönük kararlarda kurum yöneticilerine karar desteğinin sağlanması büyük önem arz etmektedir. Kamu yönetimi disiplininde teknoloji odaklı çalışmalar genellikle teorik düzeyde ve ağırlıklı olarak "e-devlet" konusunda yoğunlaşmaktadır. Veri madenciliği uygulamaları ise genellikle yönetim bilişim sistemleri, bilgisayar bilimleri ve işletme gibi disiplinlerde özel sektör verisi ile çalışılmaktadır. Bu çalışma, veri madenciliği konusunu kamu yönetimi ile yönetim bilişim sistemleri disiplinlerine dayalı olarak incelemektedir. Çalışmanın uygulama bölümünde, literatürdeki genel eğilimden farklı olarak, kamu verisiyle veri madenciliği uygulaması gerçekleştirilmiştir. Veri madenciliği için, bir büyükşehir belediyesinden elde edilen çözüm masası verileri Naive Bayes, Destek Vektör Makinesi, K-En Yakın Komşuluk ve Karar Ağaçları gibi makine öğrenmesi algoritmaları kullanılarak analiz edilmiştir. Elde edilen bulguların görsel gösterimi içinse iş zekâsı uygulaması olan "Tableu" kullanılmıştır. Çalışmada, Türkiye'de büyük verinin son yıllarda kamu sektörü kuruluşlarında yaygınlaştığı, kurumların stratejik planlarında yer verildiği, ancak veri madenciliği uygulamalarının çok az kurumda etkin olarak kullanıldığı sonucuna varılmıştır. Uygulama bulguları, yapılandırılmamış veri üzerinde ön işleme aşamasının dikkatli ve doğru şekilde yapılmasının makine öğrenmesinin doğruluk oranlarına doğrudan etki ettiğini göstermesi açısından önemlidir. Büyük veri ve veri madenciliği uygulamalarının, hükümet hizmetlerini, ayrıca devlet operasyonlarını, politika üretme ve yönetimini geliştirmek için kamu sektörü tarafından etkin olarak kullanılabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Veri madenciliğinin yalnızca sayısal yöntemleri içeren yazılım aracı değil; çözümüne ihtiyaç duyulan probleme göre tasarlanmış, ilgili yöntem, teknik ve uygulamaları da kapsayan, sonuçları itibariyle probleme ait ilişki, kural ve örüntüyü modelleyen ve gösteren bir süreç olarak kamu hizmetlerinde kullanılabileceğini göstermesi açısından da bu tez önem arz etmektedir.Management information systems used by the goverments and public agencies are crucial in terms of acquiring latent information patterns comprised from big data generated by the developing smart technologies and provision of decision supports on future decisions to policy makers and public managers. Technology-based studies in public administration are generally conducted on the basis of theoretical and practical dimensions of "e-government". Data mining applications are usually studied with focusing on private sector data in disciplines such as management information systems, computer sciences and business administration. This study examines data mining, on the accounts of the disciplines of public administration and management information systems. In the empirical part of the study, fourth chapter, data mining process is implemented with public data, unlike the general tendency in the literature. The help desk data of the Kocaeli Metropolitan Municipality is used in the study. Preprocessing of data and classification methods are implemented via "Weka Machine Learning" tool. The help desk data is analyzed using a number of machine learning algorithms such as Naive Bayes, Support Vector Machine, K-Nearest Neighborhood and Decision Trees. The results were visualized with a business intelligence application called "Tableu". It was concluded that while there is an increasing awareness in reent years on big data technologies and data mining in governments and public agencies in Turkey, the number of applications and projects have still been outnumbered. In essence our study shows that, careful and accurate pre-processing of the raw data, qualitative or quantitative, has a direct impact on the accuracy of machine learning algortihms. Finally, it seems that big data and data mining applications can be effectively used by the public agencies to enhance government operations, to provide effective and efficient public services, and to improve the quality of public policy-making. Data mining is not only a software tool that contains numerical methods; but it includes methods and applications intented to solve the real world problems. This thesis is also important in that it shows data mining can be adopted in public services with a generic model

    Superior and weak aspects of marketing via internet from point of wiev of a travel agency manager and strategies directed to these:İzmir province exercise

    Get PDF
    Bu araştırmada seyahat literatüründe internet üzerinde pazarlama kavramı ele alınmıştır. Seyahat acenta yöneticisi bakış açısıyla internet üzerinde pazarlamanın üstün ve zayıf yanları değerlendirilmeye çalışılmıştır. Literatürde bahsedilen üstün, zayıf yanlar ile yöneticilerin düşünceleri karşılaştırılmıştır. Ayrıca internet üzerinde pazarlamada başarılı olmayı sağlayan stratejilerin seyahat acentaları tarafından ne kadar uygulanıp uygulanmadığı test edilmiştir. Araştırma, literatür taramasını takiben, anket uygulamasıyla oluşturulmuştur. Araştırma evreni olarak İzmir ilinde bulunan seyahat acentaları yöneticileri belirlenmiştir. Yapılan analizler sonucunda, seyahat acenta yöneticilerinin interneti daha çok bir yarar olarak algıladıkları ortaya çıkmıştır This study covers the marketing concept via internet in the travel literature. It was tried to assess the superior and weak aspects of marketing via internet from point of view of a travel agency manager. The superior and weak aspects mentioned in the literature were compared with the thoughts of the managers. Further, it was tested to which extent the strategies ensuring the success in marketing via internet are whether utilized by the travel agencies or not. Following the study and a literature screening, a poll was constituted. As study environment the managers of travel agencies located in the Province Izmir were determined. In result of the analyses made, it has been found out, that the managers of the travel agencies are considering the internet rather as a benefi

    Türkiye'de yazılım teknolojisi için teknoloji öngörüsü

    Get PDF
    Tez (Doktora) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2006Thesis (Ph.D.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2006Günümüzün artan rekabet ortamında ekonomik gelişme sağlayarak toplumsal refaha ulaşmak için, gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye, teknolojik yetkinliklerini geliştirmek ve yenilik üretme yeteneği kazanmak zorundadır. Bu hedefe ulaşmak, ancak ulusal ve sektörel düzeyde etkin ve kapsamlı bilim ve teknoloji politikalarının ve stratejilerinin oluşturulması ve uygulanması ile mümkündür. Bu kapsamda bilgi teknolojilerine ilişkin politikalar ise özellikle dijital bölünmeden kaynaklanan zorluk ve tehditleri, kısıtlı kaynaklar ile aşarak bilgi devrimine yetişmek açısından önceliklidir. Bu politikaların oluşturulması sürecinde ihtiyaç duyulan doğru ve etkin girdiler, ancak doğru kapsamda (ulusal, sektörel, mikro düzeyde), doğru alanlarda (kritik teknolojilerde), tutarlı, uygulanabilir, sonuç veren teknik ve metodlarla, doğru katılımcılarla gerçekleştirilecek etkin teknoloji öngörüleri tarafından sağlanmaktadır. Fiziksel yatırım gerektirmeyen, dinamik, özgün üretim ve inovasyon yapısı ile bir fırsat penceresi sunan yazılım teknolojisi bu kapsama en uygun kritik teknolojilerden biridir. Bu kavramsal çerçeve içinde, çalışmanın temel amacı; yazılım teknolojisinde, ulusal ve sektörel teknoloji politikalarının ve firma stratejilerinin oluşturulma sürecine katkı sağlayan bir teknoloji öngörüsü yaparak, ülkemizin teknoloji üretme yeteneği kazanmasına katkıda bulunmaktır. Bu amaçla, tez çalışmasında yazılım teknolojisinin değişim dinamikleri ve Türkiye'nin bu alanda konumu ve potansiyelini belirlemek üzere, farklı görüş ve tarafları temsil eden katılımcılarla Delphi anketi ve senaryo planlaması uygulanarak toplanan veriler ışığında Türkiye için SWOT analizi yapılmış, politika önerileri sunulmuştur. Türkiye'nin bu teknolojide yetkinleşmesiyle ilgili teknolojik altyapı sorunlarının yanısıra, ve hatta daha çok sosyal, politik ve sektörel sorunlara bağlı zorlukları bulunduğu görülmüştür. Bu zorluklar, Türkiye koşullarına özgün ve yazılımın evrimsel gelişim dinamiklerine uygun politikaların ve stratejilerin, iyi bir yönetişim, kurumlar, yapılar ve disiplinlerarası işbirliği ile ulusal mutabakat sonucu oluşturulması ve istikrarla uygulanması yoluyla aşılabilecektir.In growing competition of today?s economic globalized economy, developing countries need to improve technological capacities and innovation systems for achieving economic development and social welfare of their people. Improving technological abilities requires effective design and implementation of successfull science and technology policies and strategies. Especially, policies on information technologies are of high priority for overcoming the challenges of digital divide for technological catching up and taking part in information revolution with limited national resources. Successfull science and technology policies depend on the outputs of ?scientific, reliable and vision setting? foresighting studies which focus especially on ?critical technologies?, not only on national level but also ?on sectoral/specified technology? levels. Software technology is one of these critical key technologies with its dynamic and unique form of production and innovation structure, requiring relatively less infrastructure/investment, and hence providing an opportunity for developing countries. On the other hand, applying effective and adequate techniques and providing the participation of all related parties are critically important in foresighting. In this conceptual framework, we conducted a specific technology foresight in Turkey for software with the aim of providing inputs to national and sectoral policy makers in designing applicable, progressive technology policies. The basic mission is to contribute to the knowledge of how to generate technological capacity progress. For determining the dynamics of change and exploring the position and future options of Turkey in software technology, Delphi surveys and scenario planning methods were conducted with participants from different ?focal points? shaping ?alternative futures?. A detailed technology policy outline is presented, based on the outputs of SWOT analysis. It is concluded that Turkey has challenges that are mostly related to social, political and industrial problems rather than technological issues. But it is possible to overcome these challenges by designing and consistently implementing policies with effective governance, collaboration between institutions, structures and disciplines, national agreement.DoktoraPh.D
    corecore