10 research outputs found

    Millî Eğitim Bakanlığı'nın öğretmenlere sunmuş olduğu çevrimiçi eğitim ve paylaşım sitelerinin öğretmenlerce kullanım sıklığının belirlenmesi: Eğitim Bilişim Ağı (EBA) örneği

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Değişen ve gelişen dünyada her yenilik eğitime faklı bir boyut eklemiştir. Günümüzde küreselleşen bir bilgi ağı olan internet, eğitim için önemli bir basamak taşı olmuştur. Bilginin ulaşılabilirliğinin ve paylaşılabilirliğinin artmasıyla eğitim için işler hem kolaylaşmış hem de karmaşıklaşmıştır. Ülkeler eğitim sistemlerini korumak ve geliştirmek adına internetten verimli faydalanabilmenin yollarını aramaktadırlar. Türkiye de FATİH (Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) Projesiyle eğitim sisteminin yeni çağa uyum sağlamasını başarmaya çalışmaktadır. Millî eğitim bakanlığı FATİH Projesi kapsamında bir çok yeniliğe imza atmıştır. Bunlardan www.eba.gov.tr adresli Eğitim Bilişim Ağı (EBA) tüm öğretmenlerin kullanabileceği bir paylaşım platformu sunmaktadır. EBA sitesi öğretmenlere e-içerik sunan, dosya paylaşımı sağlayan ve eğitimdeki yenilikleri takip edebilme imkânı sunan işlevsel bir sitedir. Çalışmam öğretmenlerimizin bu yeni siteden ne derece faydalanabildiklerini ölçmenin yanında bu sitede ne derece paylaşımlarda bulunduklarını da ölçmektedir. Çalışmamın anket soruları öğretmenlerin site içinde yapabilecekleri işler konusunda onlara ışık tutmaktadır. Sitenin bölümleri, amacı, işlevselliği, sosyal medya bileşenleri detaylı bir şekilde ele alınmış olup, öğretmenlerin siteyi kullanım sıklığının belirlenmesinin yanında, site için rehber olacak bir çalışma yapılması amaçlanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, öğretmenlerin EBA sitesinde en çok haberleri okudukları en az dosya paylaşımında bulundukları yani öğretmenlerin siteyi bilgi paylaşmaktan çok bilgi almak için kullandıkları görülmüştür. Öğretmenlerin siteyi kullanım sıklığı olması gerekenin çok altında çıkmıştır. Ayrıca, öğretmenlerin büyük çoğunluğunun sosyal medya hesabı bulunmasına rağmen, sosyal medyada EBA'yı takip etmedikleri görülmektedir. Okullarda düzenlenecek yarışma ve etkinliklerle öğretmenlerin EBA'yı kullanma sıklıkları arttırılabilir. Anahtar kelimeler; EBA (Eğitim Bilişim Ağı), Fatih Projesi, Kullanım Sıklığı, Öğretmen, İdareci.In the changing and evolving world, every innovation has add another different aspect to education. Nowadays, a globalizing information network, the internet has been a stepping stone for education. With the increase of accessibility and share ability of knowledge, education has become more complex and easier. Countries in the name of protecting and improving the education system from the internet are searching for efficient ways to benefit. Turkey, with the Fatih Project (Increasing Opportunities and Improving Technology Movement) is trying to achieve the adaptation at the education system to the new era. The ministry of education, with in the Fatih Project, has taken a lot of innovations the address of Education Information Technologies Network (EBA) www.eba.gov.tr offers a sharing platform that can be used by all teachers. EBA is a functional site offering e-content and the opportunity to follow the innovations and enables file sharing for teachers. My work aims to measure to what extend our teachers make use at this new site and share materials. My work gives teachers a lead about what they can do in this new site. Sections of the site, objectives, functionality and social media components are mentioned in a detailed way. With the survey, as well as determining the level of use of the site, it is aimed to be a guide work for site. Research results show that teachers mostly read news and at the least share files on the EBA website. In other words, teachers use the site to get information rather than sharing information. Teachers' level of usage of the website is well below the required levels. In addition, although the majority of teachers have social media accounts it is seen that the majority of the paticipants do not follow EBA in social media. With the contests and events held in schools , teachers' usage frequency of EBA can be increased by announcing to teachers and students that they can follow EBA in social media. Key words: EBA (Education Information Technologies Network), Fatih Project, Usage Frequency, Teacher, Director

    Açıköğretim ile 40 Yıl: Uygulamalar ve Araştırmalar

    Get PDF
    It is a great pleasure to celebrate the 40th anniversary of Anadolu University Open Education System. On this special occasion, we are honoured to write a foreword to this book prepared with great pride and excitement. Founded 40 years ago, Anadolu University Open Education System took a revolutionary step in the field of higher education in our country. This system has increased accessibility to educational opportunities and ensured that everyone has the opportunity to learn equally and fairly. This unique and innovative approach has enabled thousands of students to turn their dreams into reality, and today it has turned into a great success story with millions of graduates. This book invites its readers on a journey that reflects the 40-year experience of Anadolu University Open Education System. It shares the work of the units, managers, academicians and employees who have achieved countless successes in the process from the establishment of the system until today. At the same time, it touches upon the difficulties encountered in this process, the labour and effort behind the successes, and the innovations and developments in the system. In this sense, the 40-year journey of the open education system is covered in this book through scientific research studies, the narration of the historical witnesses of the development and the evaluation of the practices, and the presentation of suggestions for the development of the system. Accordingly, the book consists of two parts. In the first part, the description of the important components of the system such as applications, learning environments, activities of the units, quality, learner evaluation, student services, etc. carried out in Anadolu University Open Education System are presented within the historical development and the points they have reached today. In the second part, researches on the evaluation and development of the open education system are presented. While preparing this book, we have seen how Anadolu University Open Education System has grown with its creativity, belief in learning and search for continuous development. At the same time, we have closely witnessed the opportunities it offers to its students and the transformation in their lives. This book will be an important resource for shaping our vision for the future as well as evaluating our past. We would like to take this opportunity to congratulate Anadolu University Open Education System on its 40th anniversary, sincerely congratulate everyone who has contributed to this success, and thank all the authors who have contributed to this book. As the editors, we hope that the book will be a tool to celebrate our past, share our achievements and inspire the future

    Lise öğrencilerinin sayısal okuryazarlık düzeylerinin belirlenmesi

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Bu çalışma, 10. sınıfta öğrenim gören lise öğrencilerinin sayısal okuryazarlık düzeylerini belirlemek ve belirlenen değişkenlerle arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada amaç sayısal okuryazarlık ile ilgili çalışmalara bilimsel bir kaynak ile katkı sağlamaktır. Çalışmada araştırma yöntemi olarak betimsel tarama modeline göre gerçekleştirilmiştir. Araştırma evrenini, 2016-2017 eğitim öğretim yılında Sakarya ili Hendek ilçesinde yer alan tüm liselerden 948 öğrenci, örneklerimi ise 5 farklı liseden toplam 394 öğrenci ile oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Hamutoğlu, Güngören, Uyanık ve Erdoğan (2017) tarafından uyarlanan Dijital Okuryazarlık Ölçeği kullanılmış ve araştırmacı tarafından kişisel bilgi formu eklenmiştir. Araştırmada elde edilen analizlerde aritmetik ortalama, standart sapma, frekans analizi, betimsel istatistik verileri, tek yönlü varyans analizi ve bağımsız örneklemler t-testi teknikleri kullanılmıştır. Araştırma sonucuna göre lise öğrencilerinin sayısal okuryazarlık düzeyleri; • Lise öğrencilerinin mobil internet bağlantısına sahip olma durumuna göre, • Lise öğrencilerinin üniversiteye hazırlandıkları puan türü göre, • Lise öğrencilerinin aile ekonomik gelir düzeylerine göre, • Lise öğrencilerinin internette aktif olunan süre değişkenine göre hiçbir boyutta farklılık göstermemektedir. • Lise öğrencilerinin cinsiyetlerine göre tüm boyutlarda, kişisel bilgisayara sahip olma durumu değişkenine göre teknik boyutta göre farklılık göstermektedir. • Bilgisayar başında geçen süre değişkenine göre ise sayısal okuryazarlık düzeyleri teknik boyut, bilişsel boyut ve sosyal boyutta göre farklılık göstermektedir. Anahtar kelimeler: Sayısal okuryazarlık, dijital okuryazarlık, okuryazarlıklar, sayısal, dijitalThis research carried out to identify digital literacy level of 10 th grade high school students' and to determine those levels in terms of different variables. The only goal in the study is to contribute to scientific research on digital literacy. In this study, the research method was performed according to the relational comparing model as a comparison type. The research population consists of 948 students from all high schools in the province of Hendek in Sakarya in 2016-2017 education season year. And the sampling consisted of 394 students from 5 different high schools. Digital Literacy Scale that translated by Hamutoğlu, Güngören, Uyanık ve Erdoğan (2017) was used in this research as data collection tool. Personal information section was added by reseacher to scale. Standard deviation, frequency analysis, arithmetic averages, descriptive statistical data, one-way analysis of variance (ANOVA) and independent sample t-test techniques was used to analyze research. The level of high school students' digital literacy; doesn't vary according to • Having a personal mobile Internet connection for regular use, • The type of university exam scores used for placement, • Family economic income, • Active time period on Internet • But gender, having a personal computer for regular use varies according to technical dimension and active time period on personal computer varies according to technical, cognitive and social dimension

    Dijital medyanın çeviri eğitimindeki yeri ve dijital medya edinci önerisi

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Bu araştırma her geçen gün gelişme kaydeden modern çeviribilim araştırmalarına bağlı olarak, yükseköğretimde çeviri eğitimi alanında dijital medya araç, gereç ve kaynaklarının çeviri edinçleri bağlamında tanıtılması ve kullanılmasını amaçlamaktadır. Bu bağlamda, kitle iletişim, medya ve internet ve web teknolojileri kavramlarının tanımları yapılmış ve bu kavramların dünya ve Türkiye'deki gelişme süreçleri detaylı bir şekilde irdelenmiştir. Ardından, dijital medyanın ne olduğu, kapsam alanı, işlevleri, bilgisayar, akıllı cep telefonu uygulamaları, sosyal medya program ve uygulamaları tanımlanmıştır. Dijital medya araçlarının dil eğitiminde ve bazı diğer disiplinlerde kullanıldığı gibi çeviri eğitiminde de kullanılabileceğini göstermek ve belirginleştirmek tez çalışmasının temel hedefi olmuştur. Ülkemizde bulunan yükseköğretim kurumlarının temel bileşenleri olan fakülte ve yüksekokullarda, Mütercim-Tercümanlık ve Çeviribilim Bölümleri ve Uygulamalı İngilizce ve Çevirmenlik Programları bünyesinde eğitim alan öğrenciler, okudukları bölümlerden mezun olduktan sonra üretim ve hizmet sektöründe ihtiyaç duyulan yüksek nitelikli ara elemanlar olarak iş hayatına atılmaktadırlar. Bu nitelikli elemanların iş hayatlarında, eğitim hayatları boyunca edindikleri bilgi ve becerilerin yanı sıra teknolojiyi de yeterli ve etkin bir şekilde kullanmaları gerekmektedir. Çevirmenlik eğitimi alan öğrencilerin kullandıkları bilgisayar yazılım programları, akıllı cep telefonlarında yer alan dil ve çeviri eğitimine yönelik mobil uygulamalar, iletişim, eğlence ve daha pek çok farklı amaç için kullanılan sosyal medya kanalları ve forumların çeviri eğitimine yönelik kullanım alanları ve amaçları mevcut araştırmanın kapsamında yer almaktadır. Çeviri eğitiminde çeviri edinci başlığı altında yer alan alt edinçlere ek olarak, dijital medya araçlarının çeviri eğitiminde kullanımının açıklanmasını amaçlayan dijital medya edinci önerisi sunulmaktadır. Tez kapsamında yürütülen literatür araştırmasına ilaveten öğrencilerle yürütülen bir anket çalışması dolayısıyla, öğrencilerin dijital medya araçları ve çeviri teknolojileri kullanımı hakkındaki davranışları ve tutumları ölçülmüş ve tutum ölçeği geliştirilmiştir. Bu bağlamda elde edilen veriler doğrultusunda dijital medya edincinin çeviri eğitiminde yer almasına yönelik "Çeviri ve Dijital Medya I-II" dersleri önerisi yapılmıştır.This research aims at introducing and using the digital media tools and sources within the concept of translation competencies during the translation education in higher education, based on the contemporary translation studies researches developing day by day. In this regard, the concepts of mass communication, media and internet and the web technologies were described. The improvement processes of these concepts around the world and in Turkey were examined. Then, the digital media concept, its coverage and functions, computer programs and smart phone applications, social media programs and applications are described. The fundamental aim of this research is to indicate and concretise how to use the digital media tools during the translation education as it is used in language education and in other disciplines. In the main components of higher education institutions, faculties and higher schools, in our country, the students who have translation education in Translation and Intrepretation Departments, Translation Studies Departments and Applied English and Translation Programs begin to work as high-grade intermediate staff in manufacturing and service sectors after their graduations. These staffs are required to acquire knowledge and skills during their education and besides, using technology adequately and effectively is another necessity for their business life. The translation education focused on usage of computer software, language and translation mobile applications in smart phones, social media channels and forums used for communication and entertainment used by students are in the scope of this research. In addition to the sub-competencies under translation competence, digital media competence, which aims to introduce the usage of digital media tools during the translation education, was offered in this thesis. In addition to the literature research, within the scope of dissertation, via a survey study carried out with the participation of students, the attitudes and behaviours of students about digital media tools and translation techologies are measured, and an attitude scale is developed. In accordance with the data received, the course proposals for "Translation and Digital Media I-II", with the purpose of involving digital media competence in translation education, are offered

    International Open and Distance Learning Conference proceedings book = Uluslararası Açık ve Uzaktan Öğrenme Konferansı bildiri kitabı

    Get PDF
    The 4th International Open & Distance Learning Conference- IODL 2019, which was held at Anadolu University, Eskişehir, Türkiye on 14-16 November, 2019

    Cumhuriyetten günümüze Türk toplumunda aile yapısı

    Get PDF
    İnsanlık tarihi ile başlayan aile, günümüze kadar varlığını sürdüren toplumun en eski ve en köklü kurumudur. Aile, tarihin her döneminde ve dünyanın her yerinde var olmuş, olmaya da devam etmektedir. Tarihin her döneminde hemen her alanda çeşitli gelişmeler ve değişmeler yaşanmış, aynı durum daha da artarak günümüzde de devam etmektedir. Dünyadaki gelişim ve değişimler pek çok kurumu olduğu gibi aileyi ve aile kurumunu da etkilemiştir. Geçmişten günümüze pek çok değişim geçirmiş olmasına rağmen aile günümüzde de toplumların en önemli ve en temel kurumlarından bir tanesidir. Dünya genelinde olduğu gibi Türk toplumunun aile yapısı da pek çok değişim yaşamıştır. Türk aile yapısı Osmanlı döneminde geniş, ataerkil ve geleneksel bir aile yapısı idi. Cumhuriyet dönemi ile başlayan süreçte aile ile ilgili değişimler başlamış, özelliklede son yıllarda Türk aile yapısında önemli değişimler gerçekleşmiştir. Aile yapısında gerçekleşen bu değişimin en önemli boyutu geleneksel aile yapısından çekirdek aile yapısına dönüşmesi olmuştur. Geniş ve geleneksel aile yapısından, çekirdek ve modern aile yapısına geçiş ile birlikte aile yapısında ve yaşantısında da birçok değişim ve dönüşüm yaşanmıştır. Bu süreçte aile yapısındaki değişime etki eden en önemli etkenlerden biri yasalarda yapılan değişiklikler, bir diğeri de kadının eğitim seviyesinin yükselmesi olmuştur. Eğitim seviyesinin yükselmesiyle Türk kadını sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal hayatta daha fazla yer almaya başlamıştır. Kadınların çalışma hayatına daha fazla girmesi, sosyal, kültürel ve siyasal hayatta daha fazla yer alması ise Türk aile yapısında çeşitli değişim ve dönüşümlere neden olmuştur. Bu durum kadınlara pek çok yeni hak ve imkanlar kazandırmıştır. Toplumların hayatında aile, tarihin her döneminde önemli olmuştur. Gerek ülkemizde gerekse dünya genelinde yaşanan gelişmeler ise ailenin önemini daha da ortaya koymuştur. Bu durum sağlam temeller üzerine kurulan aile ortamına duyulan ihtiyacı daha da artırmıştır. Bu çalışmanın amacı Türk aile yapısının geçirmiş olduğu değişimi ele almak ve bugünkü aile yapımız ile ilgili gelinen durumu ortaya koymaktır. Çalışmada aile kurumu ve Türk ailesi yapısal işlevselci yaklaşım ile ele alınacak, geçmişten günümüze ailede ve özellikle de Türk aile yapısında yaşanan değişimler üzerinde durulacaktır. Elde edilen veriler sosyolojik bir bakış açısıyla analiz edilecektir

    Davranışsal finans, piyasa etkinliği ve gürültücü yatırımcılar: Bir literatür incelemesi ve değerlendirmesi

    Get PDF
    Mükemmel işleyen, etkin bir piyasada fayda fonksiyonunu maksimum kılma amacında olan akılcı, duygularıyla hareket etmeyen ve piyasaya dair her türlü bilgiye sahip olan yeni bilgiyi doğru şekilde kullanabilen insan varsayımı uzunca yıllar finansal literatürde kabul görmüştür. Günümüzde piyasaların etkin olmadığı gerçeği de göz önünde bulundurulduğunda yaşanan anomalilerin anlaşılması ve açıklanması ihtiyacı araştırmacıları yatırımcı davranışlarını incelenmeye yönlendirmiştir. Davranışsal finans, etkin piyasalar hipotezinin aksine finansal araçların fiyatlandırılmasıyla ilgili her türlü değişimin rasyonel faktörlerden daha çok irrasyonel faktörlerle açıklamaya çalışan, yatırım kararları üzerindeki sosyal-duygusal faktörler üzerine çalışmalar yapan ve bunu ampirik çalışmalarla ortaya koyan bir yaklaşımdır. Yatırım kararlarında insanların duygularıyla hareket etmelerini gerektiren psikolojik ve bilişsel yargılar, geçmiş tecrübeler, piyasadaki belirsizlik ilkesi gibi oldukça çeşitli faktörlerin etkili olduğu artık kabul edilmektedir. Bununla birlikte davranışsal finans, yatırımcıların maksimum getiriyi elde etmek için nasıl davranacağını belirlemek yerine, yatırım kararını etkileyen psikolojik ve ruhsal faktörleri tanımlayarak, yaşanan finansal piyasa olaylarını anlamaya ve açıklamaya çalışır. Genel kabul görmüş ekonomik modellere göre yatırımcılar yatırım kararlarında, uzun süreli yüksek getiri sağlayan finansal araçları tercih ederler. Genel ilkenin aksine, yatırım kararlarını psikolojik bulgulara dayandıran yatırımcıları tanımlamak için yatırımcı duyarlılığı kavramı kullanılmaktadır. Yatırımcı duyarlılığı piyasalarda bilgi yerine söylentilerle işlem yapan, irrasyonel kararlar alan gürültü tacirlerini ifade etmektedir. Gürültücü yatırımcılar bilginin karşısına her şeyi koyarak yatırım kararı verirler. Bu durum piyasalarda gürültücü yatırımcılar tarafından yanlış fiyatlanan finansal varlıklardan kaynaklanan gürültücü yatırımcılar riskine sebep olmaktadır. Bu çalışmanın amacı; finansal piyasalarda aktif katılımcı olan gürültü tacirlerinin Etkin Piyasa ilkelerini nasıl etkilediği ve davranışsal finans modellerinin gelişim sürecini ortaya koymaktır. Çalışmada betimsel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Bu konuda gerçekleştirilen çalışmalarda rasyonel insan modelinin gerçekleri yansıtan bir model olmadığı ve yatırım kararlarındaki optimizasyon ilkesinin de geçerli olmadığı ortaya konmuştur. Bununla birlikte finansal piyasalarda yaşanan değişiklikleri, yatırımcı davranışlarını tanımlayarak ve psikolojik etkileri göz önünde bulundurarak açıklık getirmeye çalışan davranışsal finans modelleri ampirik olarak da ortaya konulmuştur. Etkin Piyasalar Hipotezinin alternatif bir modeli olan Davranışsal Finans Modeli piyasalarda yaşanan olayların irrasyonel tercihler neticesinde gerçekleştiğini ifade etmektedir. Gürültü tacirlerinin piyasaları aktif olarak kullanmaları etkin fiyat oluşumunu engellemektedir. Çalışmalar, rasyonel yatırımcının, bilginin fiyata tam olarak yansıyıp yansımadığından emin olamamasından ve yüksek meblağları riske atmak istememeleri gibi sebeplerden dolayı gürültü tacirlerinin artmasına rağmen işlem sayısını artırsalar bile fiyatların etkin bir şekilde oluşmayacağını ortaya koymuştur

    Finansal riskten korunma aracı olarak türev ürünlerin kullanımı: Kurumsal yönetim endeksi örneği

    Get PDF
    Küreselleşme ve teknolojik gelişmeler ekonomik sistemde finansal piyasaların yerini daha da görünür kılmıştır. Bu durum ulusal ve uluslararası piyasaların birbirini etkileme gücünü de artırmaktadır. Bu süreci başarılı bir şekilde yöneten ekonomiler artan işlem hacmi ve yatırımcı çeşitliliği ile piyasa derinliği elde etmekte ve ülkenin kalkınması noktasında önemli adımlar atmaktadır. Bunlarla birlikte finansal piyasaların riskli yapısı kâr maksimzasyonu noktasında da önemli tedbirler alınmasını gerekli kılmaktadır. Kaynak aktarımı konusunda maliyetlerin düşmesi finansal piyasalarda risk unsurlarının ortadan kaldırılmasına da bağlıdır. Ekonomik dalgalanmalar, kur değişikliği gibi işletmelerin müdahale edemeyeceği alanlarda gerçekleşen bu durumlar işletmelerin karşı karşıya kaldığı risk seviyesini yükseltmektedir. Sermaye piyasaların gelişiminde oldukça önemli yere sahip olan türev ürünler gelişmiş ülke piyasalarında risk yönetimi çerçevesinde yoğun bir şekilde tercih edilmektedir. Kurumsal Yönetim Endeksi (KYE) ise kurumsal yönetim ilkelerini uygulamak üzere işletmelerin dâhil edildiği Borsa İstanbul bünyesinde yer alan bir endekstir. KYE’nin amacı bu ilkeleri yerine getiren işletmelerin fiyat ve getiri performansını ölçmektir. Endeks dâhilinde olan işletmelerin finansal risk yönetimi derecelendirme noktasında önemli rol oynamaktadır. Bu çalışma BİST’ de faaliyet gösteren Kurumsal Yönetim Endeksine dâhil 49 işletmenin 2019 yılında maruz kaldıkları finansal riskleri, finansal risk yönetimleri ve bu risklere karşı kullandıkları türev ürünlerin düzeyini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Kamuyu aydınlatma platformundan alınan 2019 mali yılına ait finansal tablolar ve dipnotlar elde edilmiş ve finansal risklere karşı türev ürün kullanım durumları ve bu risklere karşı kullanılan türev ürün çeşitlerini gösteren tablolar incelenerek betimsel araştırma yöntemi vasıtasıyla durum tespiti yapılmıştır. Çalışmaya bankalar dâhil edilmemiştir. Riskten korunma amaçlı 49 şirketin sadece 20’si türev ürün kullandığı tespit edilmiştir. Bu sayı toplam şirket sayısının % 40,8 ini oluşturmaktadır. 20 işletme içerisinde faiz oranı riskine maruz kalanların oranı % 95, kur riskiyle karşı karşıya kalanların oranı ise % 100’dür. Faiz oranı riskine karşı tercih edilen türev ürünler % 92, 3 ile Swap işlemler ve % 7,7 ile vadeli İşlem alım satım sözleşmeleri olmuştur. Kur riskine karşı ise % 48 oranla vadeli işlem, %32 oranla Swap, % 20 oranla da Opsiyon sözleşmeleri tercih edilmiştir. Kredi riski için herhangi bir türev ürün kullanımı tercih edilmezken likidite riskine karşı Swap tercih edilmiştir. Fiyat riski içinde %80 oranla Swap işlemler tercih edildiği bulgularına ulaşılmıştır. Yapılan değerlendirmeler neticesinde Aralık 2019’da Dünya piyasalarında türev ürün kullanım hacmi 559 trilyon dolar, Borsa İstanbul 2019 verilerine göre ise 1,457 Milyar TL olarak gerçekleştiği görülmektedir. Ülkemiz başta olmak üzere birçok gelişmekte olan ekonomilerde hala riskten korunma amaçlı türev üründen yararlanma düzeyi düşük seviyelerde olduğu tespit edilmiştir. Kurumsal Yönetim Endeksi’nde işlem gören şirketler yoğun şekilde kur riski, faiz oranı riski, likidite riski ve kredi riskine maruz kaldıkları halde riskten korunmak amaçlı türev ürün kullanımı sınırlı kaldığı söylenebilir

    Ist. International research congress on social sciences: proceedings

    Get PDF
    (04-05 Mayıs 2015 Saraybosna / BOSNA HERSEK)Birincisi gerçekleştirilen Uluslararası Sosyal Bilimler Araştırmaları Kongresi; 4-5 Mayıs 2015 tarihlerinde Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da Uluslararası Saraybosna Üniversitesi’nin ev sahipliğinde tamamlandı. Etkinlik; başta ev sahibi Uluslararası Saraybosna Üniversite Rektörü Yücel OĞURLU, Kongre Eş Başkanı Doç. Dr. Hasan KORKUT ve Üniversitenin her kademesinde görev yapan akademisyen ve idari personelin güler yüzlü konukseverliği ve misafirlerini memnun etmek için adeta seferber olmalarıyla son derece samimi bir ortamda yapıldı ve başarıyla bitirildi. Benzer etkinliklerin ilki son derece önemlidir. Hem organizasyonun düzenlenmesi, hem de belleklerde kalıcı izler bırakması gelecek etkinliklere de ışık tutar. Edinilen izlenimler ve alınan olumlu tepkiler zorun başarıldığını ve doğru yolda ilerlendiğini göstermektedir. Büyük beklentilerle yola çıkmadığımız ilk kongrede; 133 bildirinin programa alınması, bunlardan 127 sinin sözlü olarak sunulması ve 175 değerli bilim insanının kongreyi onurlandırması bizleri son derece mutlu etmiştir. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresinin bilim kurulunu, Türkiye, Bosna Hersek, Almanya, Finlandiya, Kosova, Tanzanya, Kazakistan ve Macaristan gibi 8 farklı ülkenin üniversitelerinde görev yapan 116 bilim insanı oluşturmuştur. “Bilim Kurulu” ve “Düzenleme Kurulu” üyelerine kongreye yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür ederiz. Kongremizde sunulan ve tamamlanarak kongre koordinatörlüğüne ulaşan çalışmalar, 1000 sayfayı bulan hacimde kongre bildiri kitabı olarak Pamukkale Üniversitesi tarafından 2015 yılında Elektronik Kitap olarak bilim dünyasına kazandırılmıştır. Elektronik kitabın yayınlanmasında her türlü desteği sunan başta Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin BAĞCI hocamıza, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selahittin ÖZÇELİK’e, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Resul TAKIM’a, Şube Müdürü Ahmet SARGIN’a, Pamukkale Üniversitesi Yayın Komisyonu üyelerine ve diğer emeği geçenlere şükranlarımı sunarım. Kitabın bilim dünyasına katkısı siz değerli bilim adamlarına, eksikleri ise hiç şüphesiz bize aittir. Bilim insanlarına kongreye bildiri ile verdikleri destek ve böyle muhteşem bir eserin ortaya çıkmasına olan katkılarından dolayı teşekkürü borç bilirim. Uluslararası Sosyal Bilimler Araştırmaları Kongresi için yola çıktığımızda belirtildiği üzere Türk izlerini taşıyan farklı şehirlerde (bir batıda bir doğuda) iki yılda bir düzenlenmesi planlanan ve ilkine Mayıs 2015’de batıda Balkanlardan başlanan kongrenin ikincisinin doğuda Türk Dünyasının kadim bir şehrinde Mayıs 2017’de yapılması planlanmaktadır. Eğer Türkiye; 21. yüzyıla damgasını vuracak ise; bilim dünyasından bizlerin Osmanlı hinterlandında yapacağı çok işler vardır. Tarihin bize yüklediği sorumluluğun gereği olarak araştırmalar yapıp gönül bağımızın hiç kesilmediği coğrafyalardaki sorunlara çözümler üretmek asli görevlerimizdendir

    750. Yıl Hünkâr Hacı Bektaş Veli Anma Ve Armağan Kitabı

    Get PDF
    The term pesticide briefly means the substance used to kill harmful creatures called pest(insects). The use of pesticides has been traced back to 1000 BC by historians. Pesticides are substances used to prevent, destroy, repel or mitigate insects, rodents, weeds and a host of other unwanted organisms. It is used to kill pests that have effects on humans, animals and plants, as well as affect substances with nutritional value at every stage and reduce or damage their nutritional value. Pesticides are widely applied in numerous agricultural, commercial, residential and industrial applications to control and kill pests. Pesticides help society fight disease and increase agricultural productivity. There are several different classes of pesticides with different uses, mechanisms of action in target species and toxic effects on non-target organisms. Pesticides can pose a risk to the ecosystem and human health since they are transportable to air, water, soil and biomass after many applications. Therefore, pesticides are important substances in terms of toxicology. In this review, general information about pesticides and information about the classification of pesticides according to the parasite type they affect is given. In addition, information was given about the pesticides used in our country
    corecore