Mimar Sinan Fine Arts University Institutional Repository
Not a member yet
    5251 research outputs found

    Seismic performance and fragility assessment of BRBFs subjected to sequential earthquakes

    No full text
    This paper evaluates the influence of sequential earthquakes on the fragility analysis of buckling-restrained braced frames (BRBFs). Sixty-three ground motions recorded during sequential earthquake events were selected and scaled based on intensity vectors to construct a comprehensive dataset for sequential ground motion analysis. This dataset was used as input for incremental dynamic analysis (IDA) of 4-, 8-, and 12-story prototypes. Low-cycle fatigue fracture of BRBs was considered in the numerical models for the prototypes. Seismic demand and capacity models were established based on the IDA results, and fragility surfaces for the prototypes were derived under sequential earthquake excitations. From these fragility functions, vulnerability index (VI) surfaces were developed, providing a direct quantification of structural damage. The study reveals that sequential earthquakes can significantly increase the cumulative plastic deformation (CPD) demands of BRBFs. The probability of BRB fracture increases with increasing aftershock intensity, particularly in higher-rise buildings due to a more discrete distribution of structural response. Additionally, when the aftershock intensity equals or exceeds the mainshock intensity, a significant increase in VI values is observed, particularly for lower BRBF structures. These findings highlight the importance of considering sequential earthquake effects in the seismic performance assessment and design of BRBFs. © 2025 Elsevier Lt

    Kastamonu-Küre: kırsal yerleşimden yeni yapıya

    Get PDF
    Tasarım rehberleri üzerine yürütülen çalışmalar gerek kentte gerekse de kırsalda yere özgü niteliklerin ortaya konulması ve gelecekte sürdürülebilir çevreler oluşturulması için birer kılavuzdur. Bu bağlamda MSGSÜ Kentsel Tasarım Araştırma ve Uygulama Merkezi bünyesinde gerçekleştirilen ‘Galata Bölgesi Kentsel Tasarım Rehberi – Çatı ve Arayüz Sağlıklaştırma Projesi 2014 - 2013’ kentte belirli bir bölgeye yönelik kurgulanarak yürütülmüş referans bir araştırma projesi olarak belirtilebilir. Bu araştırma projesinin ardından kırsaldaki durumun sorgulanması, köylerdeki mevcut potansiyellerin araştırılması ve bu potansiyellerin köylere yeniden kazandırılması ile çalışmalar yerel bilgiyi zenginleştirerek devam ettirilmiştir. Kastamonu, Küre’de ‘Geleceğe Küresel Bakış, Kırsal Kalkınmada Yerel Stratejiler Çalıştayı’ ile birlikte yerel kalkınmanın ilk aşamasını oluşturan çalışmalar Türkiye’nin ilk Köy Tasarım Rehberi olma özelliğini taşıyan ‘Kastamonu, Küre Ersizlerdere Köy Tasarım Rehberi [2014]’ ile sürdürülmüştür. Ayrıca yakın zamanda tamamlanan ‘Köyünü Yaşat Projesi‘nin konu edindiği Bilecik/Gölpazarı üzerine gerçekleştirilen ‘Kırsal Planlama ve Tasarım Atölyesi‘ de önceki çalışmalara benzer şekilde, kurumsal işbirlikleri ve yerel katılımla devam etmiştir. Farklı işbirliklerinin oluşturulması, farklı disiplinlerden kişilerin ortak bir çalışmada bir araya gelmesi bilgi paylaşımına yönelik farklı olanaklar sağlamıştır. Mimarlık ve planlama ile peyzaj mimarlığı, sosyal bilimler gibi diğer ilgili akademik işbirlikleriyle birlikte kurumsal paydada bir araya gelişler ve yerel halkla yürütülen ortak çalışmalar ile önemli sosyal tanışıklıklar da kurulmuştur. Kastamonu, Küre kırsal mekânına yönelik yürütülmüş bu çok yönlü çalışmaların bir devamı ve rehberin uygulanmasının örneklenmesi amacıyla oluşturulmuş “Kastamonu Küre Kırsal Yerleşimlerinde Geleneksel Yöntemlerle Yapılacak Uygulama Örneği İçin Prototip Proje Oluşturulması” başlıklı Bilimsel Araştırma Projesi ile kırsal mimaride ekolojik tasarım ilkeleri ve bu doğrultuda yapılacak yeni yapı tasarımına ilişkin bir proje önerisi geliştirilmeye çalışılmıştır. Projemizin her ne kadar referans dayanağını Kastamonu, Küre Ersizlerdere Köy Tasarım Rehberi oluştursa da geliştirilmesinde bize hem bilimsel, hem de motivasyon açısından destek olan tüm kişi, kurum ve kuruluşlara buradan bir kere daha minnettlerimizi sunmak istiyoruz. Proje ekibine danışmanlık yapan, ekolojik tasarım ilkeleri, yeni yapıda malzeme ve tasarım yaklaşımına ilişkin önerileri ile And Akman’a teşekkür ediyoruz. Başvurumuzun kabulü ile birlikte araştırma projemizin her aşamasında bize destek veren, sadece tekrara dayalı sorularımıza verdiği cevaplar ile değil, çözümsüz kaldığımız her noktada da proje ekibimizin bir üyesi gibi yardımcı olmaya çalışan Engin Ayıtkan’a; projeler konusunda sahip olduğumuz heyecanı ve sevgiyi en içten şekilde anlayan ve destekleyen Prof.Dr. Alev İdrisoğlu başta olmak üzere Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi’nin tüm kurul üyelerine; Her zaman yanımızda, zengin akademik deneyimi ile olayları çok geniş bir bakış açısında görmemizi sağlayan Prof. Dr. Güzin Konuk’a; Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi mekânını projelerimiz süresince kullanma imkânını bizlere sunan, itinalı ve son derece çalışkan projeci kişiliği ile her zaman bize örnek olan Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sema Ergönül’e; Kastamonu, Küre Ersizlerdere Köy Tasarım Rehberi [2014]’nin hazırlanması sırasında inancı, desteği ve sağladığı tüm olanaklar ile bu projenin gerçekleşmesine de vesile olan eski Küre Kaymakamı Şahin Kazancı’ya, çalışmaların kalitesini süreç değerlendirmeleri ve desteği ile yukarı çeken başta Mustafa Gül olmak üzere, bu projenin gerçekleşmesini sağlayan Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı [KUZKA]’nın tüm değerli çalışanlarına; proje kitabımızın son okumalarına her zamanki akademik titizliği ve özverisi ile destek veren Simge Özdal Oktay’a teşekkür borçluyuz.kırsala ilişkin çalışmaların karşılaştırılmasına ve birbirleri arasındaki ilişkilerin analiz edilmesine olanak sağlamıştır. Yerel değerlere duyulan saygı, yerel girişimin varlığı, kurumların yenilikçi yapısı, ortak bir amaçta birleşme, gönüllü emek, devamlılık, maddi yapabilirliğin arttırılması ve sonucunda kendine güven ve geleceğe dair umut Küre’de bir dönem yaşananların bir özetidir. Bütün bu hareketin temel ivmesi olan Küre’deki yerel kalkınma girişimi, bir çalıştay ile başlamış ve sonra Son olarak büyük bir heyecanla başladığımız kırsal çalışmalarımızın temelini oluşturan Küre Ersizlerdere Köy Tasarım Rehberi’nde görev alarak birlikte çalışma ayrıcalığına sahip olduğumuz tüm öğrenci ve hocalarımıza; ve yine söz konusu çalışmanın yürütücüsü olarak bizleri bir araya getiren ve yapabileceklerimizin sınırını en güzel şekilde zorlayarak, her daim motive eden, hazırlamış olduğumuz bu araştırma projesinin de danışmanı olarak desteğini cömertçe bizimle paylaşan sevgili Hocamız Prof. Dr. Hürriyet Öğdül’e en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Proje Ekib

    Lace in Glass Art: Reinterpretation of Traditional Element

    Get PDF
    Dantel öğesi, geçmişten günümüze ülkemizde ve dünyada estetik açıdan önemli bir değer olarak varlığını sürdürmektedir. Sahip olduğu boşluk-doluluk ve motifsel düzenlemeleri gibi özgün nitelikleriyle, günümüz sanat eserlerinde de kendini göstererek; farklı alanlardan birçok sanatçı tarafından eserlerinde kullanılmakta ve yeni bir estetik anlayışla yorumlanmaktadır. Özellikle günümüzde sanat dalları arasındaki sınırların giderek belirsizleşmesiyle, cam sanatında da bu geleneksel öğe, özgün bir biçimde yeniden yorumlanmakta ve sanata yeni bir boyut kazandırmaktadır. Bu bağlamda dantel ve dantel öğeleri, sanat alanında malzeme ve düşünce kalıplarını kırarak sanatsal üretimlerde ortak çalışmaya ve farklı malzemelerin kullanımına olanak tanımaktadır. Ancak yazılı ve dijital kaynaklarda yapılan inceleme sonucunda; sanatın farklı alanlarında kullanılan dantel öğesinin ele alınışının, cam sanatı özelinde ve bu alana özgü akademik yazılı kaynaklarda yetersiz olduğu gözlenmiştir. Bu çalışma, dantel öğesinin cam sanatında nasıl yeniden yorumlandığını ve geleneksel bir öğenin çağdaş bir malzemeyle nasıl birleştiğini ele alarak, cam sanatındaki yerine ve önemine dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda dantel öğesinin, kişisel çalışmalar ve cam malzeme kullanılarak oluşturulan cam sanatı çalışmalarında, geleneksel anlayışın dışına çıkılarak, yeniden yorumlanması hedeflenmektedir. Bu sebeple “Cam Sanatında Dantel: Geleneksel Öğenin Yeniden Yorumlanışı” başlıklı çalışma; araştırma ve uygulama olmak üzere iki farklı boyutta ele alınmıştır. Çalışmanın araştırma kısmında, dantel öğesinin tanımına ve tarihçesine, örnekleriyle birlikte sanatın farklı alanlarına yansımasına ve cam sanatındaki etkileşimine yer verilmiştir. Uygulama kısmında ise cam sanatında bir ifade biçimi olarak dantel ve dantelsi öğeler, cam malzemeyle biçimlendirilerek bireysel mesajların vurgulanması hedeflenmiştir. Çalışma kapsamında, dantel öğesinin cam sanatında yeniden nasıl yorumlandığı ve geleneksel bir öğenin çağdaş bir malzemeyle nasıl bütünleştirildiği incelenmiş olup; bu süreçte, dantelin form, desen ve anlam açısından da cam ile etkileşimi detaylı olarak değerlendirilmiştir.Lace has long been existed as an aesthetically important value in our country and in the world. With its unique qualities such as sparsity-intensity and motif arrangements, it also manifests itself in recent artworks as it is employed by many artists from different fields and is interpreted with a new aesthetic approach. Especially today, since the boundaries between art fields have blurred, this traditional element is reinterpreted in a unique way in the glass art and gains a new dimension to art. In this context, lace and its elements break the fixed materials and ideas and give way to collaboration and the use of different materials in artistic productions. However, the research through the written and digital sources has revealed that the lace element that is used in different fields of art has not been discussed in sufficient detail in especially the field of glass art and in the academic written sources of the field. This study aims to emphasize the place and importance of lace in glass art by addressing how it is reinterpreted and how a traditional element is combined with a contemporary material. Thus, it is aimed to reinterpret the lace element by going beyond the traditional understanding in personal works and glass art works. Therefore, the study, “Lace in Glass Art: Reinterpretation of a Traditional Element” has been conducted in two dimensions as research and practice. The research section includes the definition and history of lace, its reflection in different fields of art with examples and its interaction with the art of glass. The practice section aims to emphasize the individual messages by shaping lace and lace-like elements as a form of expression through glass material. The study explores how the lace element is reinterpreted in glass art and how a traditional element is integrated with a contemporary material and the interaction of lace with glass in terms of form, pattern and meaning, in detail. © 2025, Ataturk Universitesi. All rights reserved

    Parkin Gen Mutasyonu Olan ve Olmayan Parkinson Hastalarında Fonksiyonel Bağlantının Karşılaştırılması

    No full text
    Introduction: Mapping the functional connectivity of brain regions became appealing in recent research in neurology. Accordingly, a growing body of evidence shows resting-state functional connectivity (rsFC) changes in neurodegenerative disorders including Parkinson’s Disease (PD). As characterised by extensive and progressive dopaminergic loss in the substantia nigra, PD emerges with serious motor and non-motor dysfunctions. In the literature, the minority of PD cases have been associated with certain genetic mutations. The aim of this study was to investigate the rsFC in a group of PD patients having Parkin gene mutation. Method: Twelve PD patients with Parkin mutation (PP-PD), 12 PD patients without Parkin mutation (PN-PD) and 12 healthy controls (HC) were included in the study. All participants underwent a resting-state functional magnetic resonance imaging as well as a neuropsychological assessment and clinical examination. Results: Results indicated that PP-PD had longer disease duration, a higher rate of dyskinesia and lower scores on complex visual perception tests. The resting state networks showed that all PD (consisting of PP-PD and PN-PD) and PP-PD groups had increased functional connectivity in the frontoparietal network as compared to the HC. In addition, the PP-PD group displayed decreased functional connectivity in the dorsal attention network compared to the PN-PD. Conclusion: In conclusion, our data suggests that PD with Parkin gene mutation might be emerging with distinct resting state functional connectivity changes in the brain. © 2024 by Turkish Association of Neuropsychiatry

    Development of Si/rGO negative electrode ink suitable for screen printed lithium ion batteries

    No full text
    In the quest for efficient and lightweight rechargeable energy storage, ink-based Si/rGO composites for printable Lithium-Ion Batteries (LIBs) have been investigated. Yolk-shell structured Si/rGO composites have been successfully synthesized to overcome silicon's conductivity and improve cycling stability. The Si/rGO/CMC/PEO electrode demonstrated a lower charge transfer resistance (65.7 Ω) and a higher Li⁺ diffusion coefficient (7.83 × 10⁻⁸ cm2 s⁻1) compared to the Si/rGO/CMC/SBR electrode (92.5 Ω and 1.26 × 10⁻⁸ cm2 s⁻1). These properties make the Si/rGO/CMC/PEO nanocomposite more favorable for rapid charge and discharge processes. CMC/PEO-based printed electrode exhibits 2988 mAh g−1 capacity after 50 cycles at 0.05C. Moreover, discharge capacity retention was 89 %. Rheological properties of CMC/PEO combined inks show superior shear-thinning behaviour compared to CMC/SBR. Produced novel printable electrode inks with increased capacity and cycling life will trigger the development of highly efficient printed batteries, accelerating the development of breakthrough technologies, such as wearable technologies, through printed electronics

    A Republican Building Constructed With Local Materials: Maraş People’s House From Pre- Construction Works To Demolition

    No full text
    Osmanlı İmparatorluğu’nun monarşi sisteminden sonra, 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla, Osmanlı topraklarında egemenliğin millete ait olduğu yeni bir dönem başlamış, bu dönemde Türk halkını kısa sürede çağdaş düzeye getirecek olan sosyal ve ekonomik atılımlar art arda uygulama alanına aktarılmaya çalışılmıştır. Ancak bu atılımlar, kitlelere hızlı bir şekilde ulaşamamış, Atatürk ve diğer devlet yöneticileri, bu kopukluğu gidermenin yollarını aramışlardır (Çeçen, 1990, 87, 89). Ülkelerin kalkınmasında eğitimin ve okuryazarlığın öneminin farkında olan Atatürk, çağdaş bir toplumun oluşturulmasının eğitimle sağlanacağına olan inancını çok kez vurgulamıştır. Örneğin, Cumhuriyet’in kuruluşu öncesi, İstiklal Savaşı’nın kritik dönemlerinde Maarif Kongresi’ni düzenleyerek öğretmenlerden ülkenin eğitim sorunlarını dinlemiş ve yeni Türkiye’de eğitimin millî, aklî ve ilmî olacağını belirtmiştir (Öztürk, 2021). 1924 yılında çıkarılan Öğretim Birliği Yasası, 1928 yılında yeni Türk harflerinin kabulü, 1932 yılında Dil Devrimi ve Türk Dil Kurumu’nun kurulması gibi faaliyetler, yeni kurulan Cumhuriyet’te eğitim alanında gerçekleştirilen önemli adımlardır. 1927 yılının genel kongresinde Cumhuriyet Halk Fırkası (Partisi), eğitimin ulusal olmasını, tek amaç olarak açıklamıştır. Yine bu kongrede kararlaştırıldığı üzere, toplumun ulusal ve uygar değerlerini yükseltecek vatandaşlar yetiştirilecek, vatandaşların yeteneklerini geliştirmeleri için alan açılacak, ilköğretim görmemiş vatandaşlara gerekli bilgiler halk dersliklerinde verilecek, uygulamalı işler yapan kişilerin meslekî bilgileri, halk kursları ile geliştirilecek, güzel sanatlar ve Türk dilinin gelişmesi için yeni önlemler alınacaktır (Çeçen, 1994, 381). Parti programına bu görüşlerin girmesiyle başlayan arayışla, çeşitli ülkelerin bu konudaki deneyimleri araştırılmıştır. Canlı ve üretici bir toplumun yaratılmasında, boş zamanları değerlendirmeye yönelik toplum merkezlerinin, çağdaş demokrasilerin gelişmesinde önemli katkı sağladığı gözlemlenmiş ve Türkiye’de benzeri bir örgütlenmenin yolları araştırılmaya başlanmıştır (Çeçen, 1990, 91, 92). Bu arayış, halkevleri modeli ile sonuçlanmıştır. 19 Şubat 1932 günü, başta Ankara olmak üzere 14 il merkezinde halkevleri açılmıştır (Arıkan, 1999, 268). Aynı yıl, Cumhuriyet Halk Fırkası tarafından yayınlanan Halkevleri Talimatnamesinde (C.H.F. Halkevleri Talimatnamesi, 1932, 4), maddi imkanları daha geniş ve okuma oranı oldukça yüksek olan ülkelerde bile halkın, kültür birimlerine her geçen gün daha da artarak önem verdiğine dikkat çekilmiştir. Ülkemizde bu açığı kapatmak için hızlı bir şekilde çalışmaların yürütülmesi hedeflenmiştir. Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve inkılapçılık ilkeleri doğrultusunda insanlar yetiştirmenin, millî kültür, faaliyet ve bilimsel çalışmaları desteklemenin, güzel sanatları geliştirmenin önemi vurgulanmıştır. Halkevlerinin kurulma amacı da bu uğurda çalışacak vatandaşları birleştirmektir (C.H.F. Halkevleri Talimatnamesi, 1932, 5). Halkevlerinde, dil, edebiyat, tarih, güzel sanatlar, tiyatro, spor, sosyal yardım, halk dershaneleri ve kurslar, kütüphane ve yayın, köycülük ile müze ve sergi şubelerinden oluşan çalışma kolları oluşturulması hedeflenmiş ve uygulanmıştır (Oral, 2002, 512; C.H.F. Halkevleri Talimatnamesi, 1932, 10-21)

    Dynamic Interactions Between HIV-1 and Cancer: Hopf Bifurcation and Stability in a Dual Time-Delay Mathematical Model

    Get PDF
    The objective of this paper is to extend an existing mathematical model of HIV-associated cancer by incorporating two critical time delays: one between viral entry into a cell and the onset of latency and the other between cell infection and the start of viral production. By performing a Hopf bifurcation analysis, we examined four different scenarios to gain insight into how these delays contribute to oscillatory behaviors and periodic solutions in cell populations. The results of numerical simulations demonstrate the impact of these delays on the stability of healthy and infected cells and highlight the importance of infected T cells in the progression of AIDS-related complications

    A comprehensive exploration of outdoor learning (ODL) environments in primary school education

    No full text
    Numerous studies highlight the potential of outdoor learning (ODL)environments, yet there remains a gap in the literature regardinga holistic understanding of their use in Turkish primary schools fromboth teachers’ and students’ perspectives. To address this gap, thisstudy employed a phenomenological approach, conducting semi-structured interviews with 24 students and 12 teachers. Data wereanalyzed using content analysis. The study findings offer valuableinsights into ODL perceptions, benefits, and implementation chal-lenges. ODL environments foster positive learning attitudes,enhance social skills, improve retention, and provide experientiallearning opportunities. However, various challenges, such as pro-longed bureaucratic procedures, financial constraints, and curricu-lum integration difficulties, often hinder the effective use of ODL,leading to hesitancy even among supportive teachers. The resultsemphasize the need to streamline bureaucratic processes, integrateODL into the curriculum, and provide comprehensive teacher train-ing, alongside a thorough review of policies and curricular docu-ments to ensure optimal implementation

    Saadet Aytıs: SOŞ

    No full text
    Tam on beş yıl olmuş İç Mimarlık Bölümümde idareci olarak çalışmaya başlayalı... Öğretici, Eğitici, Doyurucu, Haz verici, Yorucu, Yıpratıcı uzun bir dönem. Öğretim üyeliği paralelinde yöneticilik rolü üstlenmek böyle karmaşık bir şey. Bana güvenerek bu karmaşık duyguların kapılarını açan değerli hocalarıma, binlerce teşekkürler... Hiçbir zaman yorulmadım, bıkmadım, hep daha iyiyi yakalamaktı amacım. Taşıdığım sorumluluğun bilinciyle yaklaştım her olaya, duruma, kişiye. Ne kadarını başardım bilinmez ama yılların çok çabuk geçtiği bir gerçek. Geriye dönüp baktığımda hiçbir pişmanlık yok ama bir keşke var yüreğimde: Keşke kendi akademik kariyerimi de bölümüm kadar düşünmüş olsaydım. Bu da bir görev olmalıydı benim için. Bu anlamda bir milat olarak görüyorum bu tarihi. 2010 yılından beri süren bölüm başkanlığı görevini bitmeyen bir heyecanla sürdürdüm, bana bir engel teşkil ettiğini hiçbir zaman düşünmedim. Bu yolculukta bana her konuda yardımcı olan değerli yöneticilerim, bölümün aktif kimliğinde başrol üstlenen sevgili bölüm arkadaşlarım ve tüm bu çaba ve çalışmaların gerçek sahibi, gerekçesi sevgili öğrencilerim sizlerle birlikte var ettik bu üç yılı. Yol arkadaşlığınız için... Tüm katkılarınız için... Varlığınız için... Binlerce teşekkürler. Bu kısa dönemde en iyiyi hedeflediğimiz öğretim programına paralel olarak pek çok iş yaptık. Ekip ruhuyla neler neler başardık. İftiharla sunuyorum. Saadet AYTI

    The unacknowledged status of applied ornament in contemporary architecture

    Get PDF
    In the 19th century, Fergusson defined architecture as “the art of ornamental and ornamented construction,” a theory that remains relevant today. Historically, ornamentation has been central to architectural discourse, from Renaissance notions to the stark minimalism of Modernism and the symbolic décor of Postmodernism. Today, it continues to be a critical focus in architectural theory, though contemporary discourse often treats ornament as an intrinsic architectural feature where ornament and structure are inseparable. This view, that pursues the design principles of Modernism, overlooks the prevalence of applied ornament, which, though less discussed, is equally significant in practice. Within this context, this paper builds upon a binary framework to understand contemporary ornamentation: intrinsic (integral to the building) and applied (added onto the building). Despite the contemporary preference for intrinsic ornament, applied ornament remains widespread in architectural practice, indicating a need for a reassessment of its theoretical framework. Delineating the approaches and illustrating related concepts such as patterns and digitalization, the study aims to comprehend applied ornament’s role and challenge the perception that integrated ornament is the only legitimate form through the examination of contemporary projects. This re-evaluation seeks to deepen the understanding of ornamentation’s status, encouraging further theoretical exploration of applied ornament. © 2025 Universidad Politecnica de Valencia. All rights reserved

    427

    full texts

    2,444

    metadata records
    Updated in last 30 days.
    Mimar Sinan Fine Arts University Institutional Repository is based in Türkiye
    Access Repository Dashboard
    Do you manage Open Research Online? Become a CORE Member to access insider analytics, issue reports and manage access to outputs from your repository in the CORE Repository Dashboard! 👇