1452 research outputs found
Sort by
Perakende sektöründe referans mağaza baz alınarak oluşturulan açılış mağaza fizibilitelerin verimlilik analizi
53 pagesEfficiency Analysis of Feasibility Based on Reference Store in Retail Sector
Aegean-Mediterranean Region Case
İstanbul Bilgi University
Social Sciences Institute
Quantitative Finance
Graduate Thesis
The retail sector is the most important area of activity for the economies of the country. At a time when competition accelerated and opened up new business areas in cities the choice of the place of incorporation for companies has become important. The right decision of the new store is of great importance for the ongoing processes. For this reason, a good analysis and need to look for many indicators. At this stage; the newly opened store sales for the forecasting methods are studied. In this study, the analog method will be studied. The method used by chain store managers. According to this method, the starting point for estimating the sales of a newly opened store is a store similar to those that are currently in operation. The main aim of the research is to take a reference store sample with similar structure in new store feasibility and test after the opening, how accurate this sampling works.Perakende Sektöründe Referans Mağaza Baz Alınarak Oluşturulan Açılış Mağaza Fizibilitelerin Verimlilik Analizi.
Ege-Akdeniz Bölgesi İçin Örnek Bir Uygulama.
İstanbul Bilgi Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Sayısal Finans
Yüksek Lisans Tezi
Perakende sektörü ülke ekonomileri için en önemli faaliyet alanıdır. Rekabetin hızlandığı ve şehirlerde yeni ticari alanların açıldığı bir zamanda firmalar için kuruluş yeri tercihi önemli hale gelmiştir. Yeni açılacak mağazanın doğru kararı, devam eden süreçler için büyük önem taşımaktadır. Bu sebeple iyi bir analize ve birçok göstergeye bakılması gerek. Bu aşamada; yeni açılacak perakende mağaza için satış tahmin yöntemlerine başvurulur. Bu çalışmada analog yöntemi çalışılacaktır. Analog yöntemi; zincir mağaza yöneticileri tarafından kullanılan bir yöntemdir. Bu yönteme göre, yeni açılacak bir mağazanın satışlarını tahmin etmek için hareket noktası, hâlihazırda faaliyette bulunmakta olan benzer bir mağazadır. Araştırmanın temel amacı, yeni mağaza fizibilitelerinde benzer yapıya sahip referans mağaza örneklemesi alınması ve açılış sonrası bu örneklemenin ne kadar doğru çalıştığının testi. Ege-
Akdeniz lokasyonu için bu test yapılacaktır
Kriptoparalar ve usd/eur kurları arasındaki nedensellik ilişkisi ve analizi
100 pagesDevelopment of civilizations have been affected much more from invention of the money rather than barter system. Therefore, interactions between societies has developed which has caused the technological improvements.
As the use of technology in daily life has increased, money started to be more digitized. After money was begun to be used as digital money, it provided a basis for the invention of cryptocurrencies. This invention of cryptocurrencies has brought a new extent to the meaning of money.
An academic research about the relations between cryptocurrencies and traditional currencies becomes important as the popularity of cryptocurrencies has increased in recent years. As Bitcoin and other cryptocurrencies are started to be named as future of money, the existence of interaction between them and traditional currencies is questioned. It is wondered whether the values of cryptocurrencies is increased completely independently.
The present study, the Granger Causality Analysis was found to be the most appropriate method to research the causality relations between the two most used cryptocurrencies since the emerge of cryptocurrencies which are Bitcoin (BTC) & Ethereum (ETH) and the two most accepted national indexes which are United States Dollar (USD) Index and Europ Currency (EUR) Index.
In conclusion, the analysis of the Granger Causality between the two new generation currencies and the two traditional currencies is completed to research the Causality Analysis. After the results are examined, they showed that there are no causality between BTC/USD and USD Index or ETH/USD and USD Index. In addition to this there is also no causality between BTC/EUR and EUR Index or ETH/EUR and EUR Index.Medeniyetlerin gelişimi paranın bulunmasından takas sistemine nazaran daha çok etkilenmiştir. Bu sebeple, toplumlar arası etkileşim gelişmiş, bu da teknolojik gelişmelere sebep olmuştur.
Teknolojinin günlük hayattaki kullanımı arttıkça, para daha da dijitalleşmeye başlamıştır. Paranın dijital olarak kullanılmaya başlanması kripto paraların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Bu buluş paranın anlamına yeni bir boyut getirmiştir.
Kripto paraların son yıllardaki popülerliğinin artması ile geleneksel para birimleri ile kripto paralar arasında bir ilişki olup olmadığının akademik olarak araştırılması önem kazanmıştır. Bitcoin ve diğer kripto paraların geleceğin parası olarak adlandırılması sebebiyle, geleneksel para birimleri ile aralarındaki etkileşimin varlığı sorgulanmaktadır. Kripto paraların değerlerinin tamamen bağımsız olarak mı arttığı merak edilmektedir.
Bu çalışmada ortaya çıkışından bu yana en çok kullanılan iki kriptopara olan Bitcoin (BTC) ve Ethereum (ETH) kullanılarak, geleneksel ve tüm dünyada en çok kabul gören iki döviz endeksi olan United States Dollar (USD) Index and European Currency (EUR) Index ile aralarında nedensellik olup olmadığının belirlenebilmesi için Granger Nedensellik Analizi kullanılabilecek en uygun yöntem olarak görülmüştür.
Sonuç olarak, bu iki yeni nesil para birimi ile iki geleneksel para birimi arasındaki nedensellik araştırması Granger nedensellik analizi yapılarak tamamlanmıştır. Sonuçlar incelendiğinde, BTC/USD ile USD İndeksi veya ETH/USD ile USD İndeksi arasında Granger Nedensellik Analizi anlamında bir nedensellik ilişkisine rastlanmamıştır. Ayrıca BTC/EUR ile EUR İndeksi veya ETH/EUR ile EUR İndeksi arasında da Granger Nedensellik Analizi anlamında bir nedensellik ilişkisinin olmadığı görülmüştür
Social media and social capital: An exploratory study on networking strategies
77 pagesBu çalışma, lisans son sınıf, yüksek lisansın ilk yılında olan 10 İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencisinin iş bulma stratejilerinde sosyal medyanın önemini, stratejilerini geliştirirken kurdukları bağları ve ilişkilerini sosyal kapital teori üzerinden anlamayı amaçlayan keşfedici bir araştırmadır. Sosyal kapital araştırmalarında öne çıkan sosyal kapitali, 6 boyutta inceleyen derinlemesine görüşmelerden oluşan nitel bir araştırmadır. Katılımcıların sosyal kapitallerini, sosyal medya kullanım biçimlerini, bu kullanım var olan sosyal kapitale etkisini iş bulma stratejilerinde nasıl bir rol oynadığı anlamak için derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre, sosyal sermayeyi oluşturan unsurların hala gerçek ve sanal dünyada ağ kurmada aktif bir rol oynadığını göstermektedir. Bu durumun sanal dünya ilişkileri modelleriyle iç içe geçip ve bireyin kaynakları arasında eski tip sosyal sermaye ile uyumlu bir şekilde ilerleyen yeni bir sosyal sermaye eklediği görülmüştür. Sosyal medyanın sosyal kapitale olan doğrudan etkisi sonucu diğer faktörler ile birlikte öğrencilerin iş bulma stratejilerinde büyük önem yer kapladığı görülmüş olup; var olan sosyal kapital ile bireylere yeni kaynaklar sunduğu ve bireyin yetersiz geleneksel sosyal kapitale sahip olması durumunda kaynak eksikliğine sebep olabileceği görülmüştür. Sosyal medya yoluyla sosyal sermaye edinmenin ve var olan sosyal sermayeyi geliştirmenin istihdam üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olduğu gözlemlenmiştir.The objective of this study is to investigate the importance of social media in the employment strategies of the Istanbul Bilgi University students who are in the senior year of their undergraduate and first year of graduate school. It is qualitative research consisting of in-depth interviews that examine social capital in 6 dimensions. In-depth interviews were conducted in order to understand the role of social media usage on social capital and employment strategies. According to the findings of the study, the elements constituting the social capital still play an active role in establishing networks in the real and virtual world. Situation interacts with the models of virtual world relations and has added a new social capital among the resources of the individual, moving in line with traditional social capital. It has been observed that students have great importance in employment strategies with other factors, and it has attracted attention that social media offers new resources to individuals with existing social capital. However, it may lead to a lack of resources in the case of insufficient traditional social capital. It has been observed that acquiring and accumulating social capital through social media has an impact on employment
A cultural developmental perspective on differences in adolescents’ judgments about moral values at different ages
68 pagesRecently, the psychological study of morality has been transformed by new
concepts, theories and models. The purpose of this study is to carry out an
empirical study investigating moral development of adolescents in Turkey using a
cultural-developmental framework. This framework proposes three ethics
(Autonomy, Community and Divinity) that may vary across cultures and across
the lifespan. The study investigated the development of moral worldviews of
adolescents at four different age groups (12-13 years, Group 1; 14-15 years,
Group 2; 16-17 years, Group 3; and 18-29 years, Group 4) in responding to the
Ethical Values Assessment (EVA) and further whether the adolescent’s
endorsement of the three ethics is related to religious education (whether or not
the student has taken any special religious course outside of school) and how
much time they spend on religious practices in their everyday lives. The results
showed that age, religious education and religious practice were all related to the
use of three ethics, specifically that, although endorsement of the Autonomy ethic
did not vary across the age groups, both Community and Divinity declined with
age, while both religious education and religious practice were related to higher
endorsement of Divinity. This study contribute to the understanding of (1) how
moral values develop across adolescence; (2) the relation between religious
education and the development process; (3) the relation between religious practice
and the development process; (4) cross-cultural similarities and differences in the
development process, by comparing data from this study with previous studies
done in other countries.Ahlak psikolojisi son dönemlerdeki yeni kavramlar, teoriler ve modeller
tarafından değişmiş ve dönüşmüştür. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'deki
ergenlerin ahlaki gelişimini kültürel-gelişimsel perspektiften inceleyen deneysel
bir çalışma yapmaktır. Bu perspektif, kültürler arasında ve yaşam süresi boyunca
değişebilen üç etik (Özerklik, Topluluk ve Din) yaklaşımını önermektedir. Bu
çalışmada, dört farklı yaş grubundan ergenlerin (12-13 yaş, Grup 1; 14-15 yaş,
Grup 2; 16-17 yaş, Grup 3; 18-29 yaş, Grup 4) Etik Değerler Ölçeği’ne (EDÖ)
verdikleri cevaplar ışığında ahlaki dünya görüşlerinin gelişimi araştırılmıştır.
Ayrıca, bu yaş gruplarındaki ergenlerin üç etik dünya görüşünü benimseme
düzeylerinin dini eğitim (okul dışında herhangi bir dini eğitim alınıp alınmaması)
ve günlük yaşamda din pratiklerine ayrılan zaman ile ilişkisi araştırılmıştır. Bu
araştırmanın sonuçları, yaşın, dini eğitimin ve dini pratiklere ayrılan zamanın üç
etik kullanımı ile ilişkili olduğunu ve özellikle, Özerklik etiğinin
benimsenmesinin yaş gruplarına göre değişmediğini, Topluluk ve Din etiğinin
yaşla birlikte azaldığını ve dini eğitim ve dini pratiğin daha yüksek Din etiği
benimsemesi ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Bu çalışma (1) ergenlik
döneminde ahlaki değerlerin nasıl geliştiğinin; (2) dini eğitim ve ahlak gelişim
süreci arasındaki ilişkinin; (3) dini pratiklere ayrılan zaman ile ahlak gelişim
süreci arasındaki ilişkinin; (4) bu çalışmadan elde edilen verileri diğer ülkelerde
yapılan önceki çalışmalarla karşılaştırarak, ahlak gelişimi sürecinde kültürlerarası
benzerliklerin ve farklılıkların anlaşılmasına katkıda bulunmuştur
Environment and media a critical discourse analysis of environmental news in Turkish newspapers
187 pagesEnvironmental problems have gained significance over the last decades. Most people have become aware of environmental issues through the media. The aim of this study is to analyze media representations of environmental issues in selected newspapers. The starting point of this research is mainly based on analyzing environmental news, therefore, newspapers and environmental journalism. The analysis is conducted via a qualitative research method: Teun van Dijk's Critical Discourse Analysis (CDA). There are 15 newspapers' web pages selected and they are classified as "national newspapers" and "local newspapers". They are "Hürriyet", "Milliyet" and "Sözcü" as the national newspapers, and "Olay", "Yeni Asır" and "Taka" as the local newspapers. In addition to news selected according to keywords, news stories about selected environmental cases are analyzed in national newspapers. Corpus construction is employed as the data collection process. The results suggest that there is a difference in the ways news are handled among selected newspapers. Furthermore, it suggests that environmental news are problematic in terms of the criteria of environmental journalism.Çevre sorunları son yıllarda büyük önem kazanmaya başlamıştır. Çoğu insan medya aracılığıyla çevresel sorunların farkına varmaya başlamıştır. Bu çalışmanın amacı, seçilen gazetelerde çevresel sorunlara ilişkin medya temsillerini analiz etmektir. Bu araştırmanın başlangıç noktası esas olarak çevre haberlerini, dolayısıyla gazeteleri ve çevre haberciliğini analiz etmeye dayanmaktadır. Analiz, nitel bir araştırma yöntemi olan Teun van Dijk'in Eleştirel Söylem Analizi ile gerçekleştirilmiştir. İncelenmek üzere 6 gazetenin internet sayfaları seçilmiş ve bunlar "ulusal gazeteler" ile "yerel gazeteler" olarak sınıflandırılmıştır. Ulusal gazeteler olarak "Hürriyet", "Milliyet" ve "Sözcü", yerel gazeteler olarak "Olay", "Yeni Asır" ve "Taka" seçilmiştir. Anahtar kelimelere göre belirlenen haberlere ek olarak, çevresel sorunlar içeren örnek olaylara ilişkin haberler de ulusal gazetelerde analiz edilmiştir. Veri toplama yöntemi olarak derlem (corpus) kullanılmıştır. Sonuçlar, seçilmiş gazeteler arasında haberlerin ele alınış biçimlerine dair bir fark olduğunu göstermektedir. Ayrıca, çevre haberlerinin ele alınış biçimlerinin çevre haberciliğinin temel kriterleri açısından sorunlu olduğu vurgulanmaktadır
Analyzing the impact of corporate governance on share price and company value using panel data analysis
72 pagesCorporate governance has formed the focus of new management system and
management mentality. Starting from this point of view, the ambition of this study
is to examine the philosophy and the operations of the companies in the light of
corporate governance applications and analyse the impact of corporate governance
on company value. The practices of corporate governance have been generally
examined specific to the public joint stock company, whose capital is expected to
be spread over the base.
Within the scope of the study, the companies which has been publicly traded
in BIST100 Index and Governance Index within Borsa İstanbul have been selected
as the sample for period starting from the year 2016 to the year 2018. The
relationship between corporate governance rating and accounting-based (return on
equity), market-based (Tobin’s q ratio) and cash-based (company’s cash flow) as
valuation indicators has been investigated.
In the analyses, which have been conducted by using panel data analysis,
the data of the 83 companies, which have been chosen as the sample among the
BIST companies for the period starting from the year 2016 to the year 2018, have
been tested with pooled regression (OLS) method and random effects method.
As the consequence of this study, it has been observed that the corporate
governance ratings of the companies have a statistically significant no impact on
company value from the point of view market-based, accounting-based, and cashbased
value criterions. Therefore, it has been arrived at a conclusion that there has
been no significant governance impact on the company value.Yeni yönetim sistem ve anlayışının odak noktasını kurumsal yönetim
oluşturmaktır. Buradan hareketle, bu çalışmada şirketlerin felsefesini ve
işleyişlerini kurumsal yönetim ışığında incelemek ve bu kapsamda kurumsal
yönetim uygulamalarının şirket değeri üzerindeki etkisini incelemek
amaçlanmaktadır. Kurumsal yönetim uygulamaları genellikle sermayesi tabana
yayılmış olması beklenen anonim şirket özelinde incelenmiştir.
Çalışma kapsamında, örneklem olarak 2016-2018 yıllarında Borsa İstanbul
bünyesindeki BIST100 Endeksi’nde ve Kurumsal Yönetim Endeksi’nde işlem
gören şirketler yer almıştır. Örneklemde kullanılan şirketlerin kurumsal yönetim
notu ile şirketlerin muhasebe bazlı, piyasa bazlı ve nakit bazlı değer ölçütleri
arasındaki ilişki incelenmiştir.
Panel veri analizi kullanılarak yapılan analizlerde örneklem olarak seçilen
83 şirketin 2016 – 2018 dönemi için kullanılan finansal verileri Havuzlanmış
Regresyon (OLS), Rassal Etkiler (random-effects) yöntemleri ile test edilmiştir.
Çalışmanın sonucunda, şirketlerin kurumsal yönetim notunun bulunmasının
Tobin’ in q oranı, özsermaye karlılığı ve nakit akışı üzerinde istatistiksel olarak
anlamlı bir etkisinin bulunmadığı gözlenmiştir. Dolayısıyla, kurumsal yönetim
uygulamalarının şirket değeri üzerinde istatistiksel anlamda önemli bir etkisinin
bulunmadığı sonucuna erişilmiştir
When my mother takes daily care of my child a qualitative study on working mothers’ experience of motherhood and mother-daughter relationships
113 pagesGünümüzde kadınların işgücüne artan katılımı ile birlikte, anne olan çalışan kadınlar doğum izinlerini kullandıktan sonra iş hayatına geri dönmekte ve günlük çocuk bakımı bakıcı veya akrabalar (anneanne, babaanne veya diğer akrabalar) tarafından üstlenilmektedir. Bu nitel çalışma, annelerinin (anneannelerin) çocuğunun bakımının üstlenmesini tercih etmiş, çalışan annelerin deneyimlerini derinlemesine araştırmayı amaçlamaktadır. Bu çalışmanın amacı öncelikle bu şartlar altında annelerin annelik deneyimini ve bakım sürecini öznel olarak nasıl yaşadığını, geçmiş anne-kız ilişkisinin ne şekilde etkilendiğini ve annelerin kendi annelerinin anneliğine dair geçmişten gelen algılarının bugün kendi annelik kimliklerine olan etkilerini araştırmaktır. Bu bağlamda ilk kez çocuk sahibi olmuş 11 anne ile yarı-yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Yorumlayıcı Fenomenolojik Analiz yöntemi kullanılarak elde edilen 5 ana tema şu şekildedir: I) Anne olma süreci II) Anneannenin çocuk bakımına katılımı III) Rollerin yeniden belirlenmesi IV) Çelişkili duyguları uzlaştırmak V) Geçmiş, şimdi ve gelecek arasında bağ kurmak. Sonuçlar, çalışmanın ilk bölümünde gözden geçirilmiş olan kadınların gelişimsel süreçlerine dair farklı yaklaşımlar, yetişkinlikteki anne-kız ilişkileri ve annelik deneyimine dair yapılmış çalışmalar ekseninde tartışılmıştır. Son bölümde, çalışmanın kısıtlılıklarına değinilmiş, klinisyenler ve ileride yapılacak çalışmalar için yol gösterici önerilerde bulunulmuştur.With increasing participation of women in labor market, working mothers return back to work after their maternity leave and prefer daily childcare by a babysitter or a relative (maternal or paternal grandmother or other relatives). This qualitative study investigated the experience of working mothers who preferred their mothers (maternal grandmother of the child) as the daily caretaker. The aim of this study is to explore in this childcare arrangement how mothers experience motherhood, changing dynamics of the past mother-daughter relationship and how their perception of their mothers’ mothering in the past influences their motherhood today. In this context, semi-structured interviews were completed with 11 upper-middle class working mothers who had their first child. From the results by using Interpretative Phenomenological Analysis, five main themes emerged: I) Becoming a mother II) Grandmother’s involvement in childcare III) Redefining roles in multiple triadic relationships IV) Compromise of conflictual feelings V) Connecting past, present and future. The results were discussed of existing literature on female development, mother-daughter relationships in adulthood and motherhood
E-fikir liderliğine karşı tutum ile müşteriler tarafından algılanan markayla ilişkili karakteristik özelliklerin arasındaki ilişkinin incelenmesi ve bu süreçte blog yazarlarının potansiyel etkisi
49 pagesThe aim of this study is to explore the relationship between e-opinion
leadership attributes and brand-related characteristics as perceived by consumers
and find out whether e-opinion leadership plays a role in this process or not. In
order to explore this relationship, the study mainly focuses on blogs for being
influential platforms curated by bloggers, or in other words e-opinion leaders.
In order to explore these potential relationships, 521 Internet-users aged
between 18-40 were reached as participants. The a ge r ange i s c hosen a s 1 8-40
since the range is marked for mainly compassing university students, young
female professionals, single non-working women, and housewives, who are
among users of blogging services as contributors and readers.
Findings revealed attitude towards e-opinion leadership determined brand
involvement, brand image, brand loyalty, and brand trust. Regression analysis
showed the highest relationship between brand loyalty and attitude towards eopinion
leader (ß=,847, t=20,234, p=,000), followed by brand image (ß= ,715,
t=22,423, p=,000) and brand involvement (ß= ,664, t=19,187, p=,000).
Additionally, attitude towards e-opinion leader (ß= ,653, t=14.211, p=,000) was
significantly determined by brand trust. E-opinion leadership has a decisive role
on brand loyalty, brand participation, brand trust, and brand image, and e-idea
leadership tendencies should be given importance in marketing and business
activities on the Internet.Bu araştırmanın amacı, e-fikir liderliği tutumu ile müşteriler tarafından
algılanan markayla ilişkili karakteristik özelliklerin arasındaki ilişkinin
incelenmesi ve bu süreçte e-fikir liderliğinin rolünün ortaya koyulmasıdır. Bu
ilişkiyi incelemek için, araştırma bloggerler ya da diğer ifadeyle e-fikir liderleri
tarafından tasarlanan etkili platformlar olan bloglar üzerine odaklanmıştır.
Yaşları 18-40 arasında değişen 521 internet kullanıcısı katılımcı sayısına
ulaşıldı. Yaş aralığı 18-40 olarak belirlenmiş olup, bu sayı temel olarak blog
hizmetleri kullanan üniversite öğrencileri, genç kadın profesyoneller, çalışmayan
bekar kadınlar ve ev hanımları ve okuyucuları içermesi bakımından seçilmiştir.
Araştırma sonuçlarına göre, e-fikir liderliği tutumu marka katılımını,
marka imajını, marka sadakatini ve marka güvenini belirlemektedir. Regresyon
analizi sonuçlarına göre, e-fikir liderine karşı tutum ile marka bağlılığı arasında en
yüksek ilişki (ß =, 847, t = 20,234, p =, 000), bulunmuş olup, bunu marka imajı (ß
=, 715, t = 22,423, p =, 000) ve marka katılımı (ß= ,664, t=19,187, p=,000)
izlemektedir. Buna ilave olarak, e-fikir liderliği tutumu (ß =, 653, t = 14.211, p =,
000) marka güvenini istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde belirlemektedir. E-fikir
liderliği marka sadakati, marka katılımı, marka güveni ve marka imajı üzerinde
belirleyici bir role sahiptir ve internet üzerinden pazarlama ve işletme
faaliyetlerinde e-fikri liderlik eğilimlerine önem verilmelidir