Istanbul Bilgi University

Istanbul Bilgi University Library Open Access
Not a member yet
    510 research outputs found

    Suçluluk ve utanç eğilimi ölçeğinin güvenilirliğinin ve geçerliliğinin Türk örnekleminden incelenmesi

    No full text
    82 page

    George Orwell'in eserlerinde hegemonyacı erillik

    No full text
    60 page

    Katılımcı kültürde dijital yetkinlikleri değerlendirmek için ölçek ve sayısallaştırma projesi: Türkiye vakası

    No full text
    170 pagesThe dissertation is a scaling project undertaken for the purpose of assessing the digital skills in a participatory culture. The approach in this dissertation is to form a scale for measurement and apply the formed scale to a case study, whereby the focus of the analysis is on Turkey as a country. In this regard, the research study evaluates various concepts relating to digital skills, and digital literacy, with regard to how these constructs is affected and affect the participatory culture within the Turkish community for demystifying the inner nature of digital skills. The study population used in this analysis is for the youngsters in the Turkish community, specifically those aged between 18 years and 22 years of age. Around this period, most of the Turkish youngsters are usually still in college, and as such, most of the participants are university and college students or newly graduates. The results are important from two different perspective. One is access to digital literacy and the skills level difference between groups. There is a significant difference between the digital competence levels of Play, Simulation, Performance and Appropriation between the ages of 18-22. These differences are in favor of men. There is also significant difference between the levels of Digital Skills related to Simulation and Negotiation according to the type of high school graduates between the ages of 18-22. In terms of simulation, the subscale scores of the students who graduated from private schools were high. In terms of negotiation, the subscale scores of graduates of public schools were high.Bu tez katılımcı kültür ortamında dijital yetkinliklerin değerlendirilmesi amacıyla yürütülen bir ölçeklendirme/sayısallaştırma projesidir. Bu analizde ölçeklendirme çalışmasının uygulaması için vaka incelemesi yaklaşımı kullanılmış olup analizin odağında Türkiye’de yakın zamanda mezun olmuş lise öğrencileri bulunmaktadır. Bu bağlamda, araştırma çalışması, medya okuryazarlığı ve özellikle dijital okuryazarlık ile ilgili çeşitli kavramları, bu yapıların Türk toplumunda katılımcı kültürü nasıl etkilediğine bağlı olarak değerlendirmektedir. Analizde kullanılan popülasyon, Türk toplumundaki gençler, özellikle de 18 ve 22 yaşları arasındaki yeni mezunlardır. Bu yaşlar arasındaki gençlerin çoğu üniversite öğrencisidir ya da liseden mezun olmuşlardır. Elde edilen sonuçlar, dijital yetkinliklerin, dünya geneli ile karşılaştırıldığında Türkiye gibi yüksek düzeyde medya okuryazarlığı becerileri olan bir katılımcı kültürde nüfusun önemli bir bölümünde dijital yetkinliğin yaygınlığını doğrulamaktadır. Geliştirilmiş olan ölçeğin vaka analizine uygulanmış halinin sonuçları iki farklı açıdan önemlidir. Bunlardan biri dijital okuryazarlığa erişim açısından gruplar karşılaştırıldığında beceriler arasındaki farktır. 18-22 yaş arasındaki dijital yetkinlik düzeyleri Oyun, Simülasyon, Performans ve Faydalanma arasında anlamlı bir fark vardır. Bu farklılık erkekler lehinedir. 18-22 yaş arası lise türüne göre Simülasyon ve Müzakere yetkinlikleri açısından dijital yeceri düzeyleri arasında da anlamlı bir fark bulunmaktadır. Simülasyon yetkinliği açısından, özel okullardan mezun olan öğrencilerin alt ölçek puanları daha yüksektir. Müzakere yetkinliği açısından ise devlet okullarının mezunlarının dijital yetkinlik düzeyleri daha yüksek görünmektedir

    Kadın dehaların yaşamlarını belgeselleştirmek

    No full text
    79 page

    Ayna(1974) ve Kalandar Soğuğu(2015) filmlerinin kronotopları

    No full text
    102 pagesIn this thesis study, the films Mirror (A.Tarkovsky, 1974) and Cold of Kalandar (M. Kara, 2015) are analyzed in terms of their chronotopes, a concept developed by Mikhail Bakhtin for literature. Common chronotopes appearing in the two films are studied in terms of narrative, aesthetic and form. In addition to the analysis of the chronotopes viewed in those films, complementary chronotopes that are invisible but can be perceived as motivation of the two directors are also studied. The similarities between the chronotopes of the films and the directors’ own childhood memories are evaluated together. As a result of this evaluation, it is argued that Andrei Tarkovsky and Mustafa Kara are similar in recreating their childhood memories in their films. The contribution of the concept of chronotope in this study is its support to the researcher’s attempt to prove that films of two very different styles can be similar in many ways. It is also argued that new ways of film analysis can be developed by using the concept of chronotope.Bu tez çalışmasında Ayna (A.Tarkovski, 1974) ve Kalandar Soğuğu (M. Kara, 2015) filmleri, Mihail Bahtin tarafından literatür için geliştirilen bir kavram olan kronotopları açısından analiz edilmektedir. İki filmde ortaya çıkan ortak kronotoplar; anlatı, estetik ve biçim açısından incelenmektedir. Filmlerde görünen kronotopların analizine ek olarak, filmlerde görünmeyen fakat iki yönetmenin motivasyonu olarak tanımlanan tamamlayıcı kronotoplar incelenmektedir. Filmlerin kronotopları ile yönetmenlerin çocukluk anıları arasındaki benzerlikler birlikte değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme sonucunda, Andrei Tarkovsky ve Mustafa Kara'nın çocukluk anılarını filmlerinde yeniden yaratmada benzer oldukları tartışılmaktadır. Kronotop kavramının bu çalışmaya katkısı, araştırmacının çok farklı iki tarzdaki filmlerin birçok yönden benzer olabileceğini kanıtlama girişimini desteklemesidir. Kronotop kavramı sayesinde yeni film analiz yöntemlerinin geliştirilebileceği de tartışılmaktadır

    5G mobile technology's innovations and applications

    No full text
    127 pagesIn the world there are many changes and developments in the field of technology. These developments directly affect the education, science, health, work and social life of mankind. Changes in the field of technology are described as the Fourth Industrial Revolution. This revolution has emerged from the Internet of Things (IOT-Internet of Things), technologies such as M2Machine to Machine, and applications. The main reason for the development of these technology developments is the developments in their infrastructure in mobile communication networks. The development in this mobile communication sector has made it possible for human beings to have access to information on the internet from mobile computers to mobile phones. People have access to the requested information from anywhere they want independent of time. The wireless mobile communication system has evolved to this day. It is expected that the Fifth Generation and beyond technologies will start in 2020 starting with the First Generation communication system. The first generation (1G) technology includes the analog system and the possibility of voice communication. Second Generation (2G) technology has been introduced to the digital system as well as voice transmission as well as data transmission (GPRS and EDGE). The third generation (3G) technology has been the result of the fast speed of the data speed level with the transition from Kb \ s to Mb \ s, resulting in an increase in mobile devices and applications. These developments have changed the habits and expectations of the users and the need to reach more data at higher speed has emerged. These needs were improved in the Fourth Generation (4G) by increasing the speed level to compare the data transmission trend rather than the tendency to transmit the sound. In parallel with the development of the Fourth Generation technologies, the studies of the Fifth Generation (5G) technology and the standard studies have been initiated. xiv The Fourth Generation Technology (5G) is a platform that provides and stores a large data communication that connects everything with each other, while using the Fourth Generation (4G) technologies with mobile devices to connect people through data transmission. Studies on the Fifth Generation (5G) standardization are planned to be completed by 2020 and brought into the product. In the year 2020, the Fifth Generation (5G) technologies, which will collect the same platform for society and society in the world, will shape the countries' industry, technology and science policies and are expected to be used within a few years. ithin the scope of this thesis study, the technological innovations of the Fifth Generation communication system to the automotive, health, energy, agriculture, smart cities, transportation and logistics sectors and the circulation of the new risky data that may occur from these sectors from the fifth generation communication system and in-network and non-network data security have been examined. . As a result of these investigations, the technological structure of the Fifth Generation communication system and the security vulnerabilities of the data coming from the smart devices and the possible threats of the attack were presented.Dünyada teknoloji alanında çok büyük değişim ve ilerlemeler kaydedilmektedir. Bu gelişmeler insanoğlunun eğitim, bilim, sağlık, çalışma ve sosyal hayatını doğrudan etkilemektedir. Teknoloji alanında değişimler Dördüncü Sanayi devrimi olarak nitelendirilmektedir. Bu devrim nesnelerin interneti (IOT- Internet of Things), makinelerin birbirleriyle haberleşmesi (M2Machine to Machine) gibi teknolojiler düşünceleri ve uygulamaları ortaya çıkmıştır. Bu teknoloji gelişimlerin ortaya çıkmasının asıl nedeni mobil haberleşme şebekelerinde alt yapılarındaki gelişmelerdir. Bu mobil haberleşme sektöründeki gelişim insanoğlunun internet üzerindeki bilgiye ulaşımını sabit bilgisayarlardan hareketli akıllı telefonlar yani mobil olmasını sağlamıştır. İnsanlar zaman ve mekândan bağımsız olarak istedikleri her yerden istenilen bilgiye ulaşım sağlamaktadır. Kablosuz mobil haberleşme sistemi günümüze kadar evrim geçirmiştir. Birinci Nesil haberleşme sisteminden başlayıp 2020 yılında Beşinci Nesil ve ötesi teknolojilerin kullanıma girmesi beklenmektedir. Birinci Nesil (1G) teknolojisi analog sistemi içerisin de ses iletişimi imkânı tanınmıştır. İkinci Nesil (2G) teknolojisi analog sistemden sayısal sisteme dönüşmesi ile beraber ses iletiminin yanında veri iletimi (GPRS ve EDGE) gerçekleştirerek görüntülü konuşma, video izleme, müzik dinleme gibi özelliklerle kullanıcılar tanışmıştır. Üçüncü Nesil (3G) teknolojisi veri hızı seviyesi Kb\s den Mb\s geçişi ile hızlı olma özelliği sayesinde kullanıcıların mobil cihazların ve uygulamaların artışına neden olmuştur. Bu gelişmeler kullanıcıların alışkanlıklarını ve beklentilerini değiştirerek daha yüksel hızda daha çok veriye ulaşma ihtiyaçları ortaya çıkarmıştır. Bu ihtiyaçlar ses iletimi eğiliminin yerine veri iletim eğilimini karşılaştırmak üzere hız seviyesi artırılarak Dördüncü Nesil (4G) geliştirildi. Dördüncü Nesil teknolojilerin gelişimi devam ederken paralelinde Beşinci Nesil (5G) teknolojisinin araştırmaları gereksinimleri ve standart çalışmaları başlatılarak devam etmektedir. xvi Dördüncü Nesil (4G) teknolojiler mobil cihazlarla kullanılarak veri iletimi üzerinden, insanları birbirine bağlarken, Beşinci Nesil Teknoloji (5G) ise her şeyi birbirine bağlayan birçok altyapıyı kullanacak büyük bir veri iletişimi sağlayacak ve depolayacak platform dur. Beşinci Nesil (5G) standardizasyon ile ilgili yapılan çalışmaların 2020 yılına kadar sonlandırılması ve ürün haline getirilmesi planlanmaktadır. 2020 yılında dünyada toplumu ve toplumun kullandığı her bir nesneyi aynı platform toplayacak. Beşinci Nesil (5G) teknolojileri ülkelerin sanayi, teknoloji, bilim politika alanınd şekillendireceği ve birkaç yıl içine kullanılması öngörülmektedir. Bu tez çalışmasının kapsamı, Beşinci Nesil haberleşme sisteminin Otomotiv, sağlık, Enerji, Tarım, Akıllı şehirler, Ulaşım ve lojistik sektörlerine getireceği teknolojik yenilikleri ve bu sektörlerden oluşabilecek yeni riskli verilerinin Beşinci nesil haberleşme sisteminden dolaşımı ve şebeke içi, şebeke dışı veri güvenliği konusunda incelemeler yapılmıştır. Bu incelemeler sonucunda Beşinci Nesil haberleşme sisteminin teknolojik yapısı ve akıllı cihazlardan şebeke içerisine gelecek verilerin güvenlik zafiyetleri ve olası saldırı tehditleri ilgili çalışma ve öneriler ortaya konulmuştur

    The assessment of psychological consequences and related factors after the july 15 coup attempt

    No full text
    154 pagesSince it has established, the Republic of Turkey has witnessed many coups and coup attempts. Coups cause significant and permanent psychological effects both on the social structure and on the individuals who consist the society. There is a limited number of studies in the literature which have demonstrated the long-term effects of military coup attempts. The aim of this study was to determine the general mental health status and related factors in people who witnessed the coup attempt on 15 July 2016. The sample of the study consisted of 272 people aged between 18-66 years with convenience sampling technique (response rate 59%). Sociodemographic Information Form, July 15 Coup Attempt Effects Information Form, Life Events Checklist-5, General Health Questionnaire-12, Traumatic Stress Symptom Scale-5 and Personal-General Belief in a Just World Scale were used as data collection tools. 54.8% of the participants were female and 45.2% were male. The mean age was 32.96±11.01. According to the results of regression analysis, general mental health and independent and significant predictors of psychological disorder history, low income level, number of siblings, direct exposure to the severity of the event, loss of a loved one, participation in democracy guard duty in the following weeks, some environmental changes after the July 15 coup attempt, the effectiveness of the support received after the July 15 coup attempt, personal just world belief, traumatic events experienced after July 15, perceptions of the threat about the future, one's feeling of self and environment in safe, and the expectance of the near future there will be another coup attempt (p <0.05). Based on the findings, it is thought that community-based mental health interventions as protective, preventive, early diagnosis and treatment will be beneficial in order to minimize the mental effects due to mass traumas.Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu tarihten itibaren birçok darbeye ve darbe girişimine tanık olmuştur. Darbeler hem toplumsal yapıda hem de toplumu meydana getiren bireyler üzerinde önemli ve kalıcı ruhsal etkilere neden olmaktadır. Literatürde askeri darbe girişimlerinin uzun süreli etkilerini ortaya koyan araştırma sınırlı sayıdadır. Bu çalışmada, 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanmış olan darbe girişimine tanıklık etmiş kişilerdeki genel ruh sağlığı durumunu ve ilişkili faktörleri saptamak amaçlanmıştır. Araştırmanın örneğini kolay erişilebilir örnekleme tekniği ile yaşları 18-66 arasında değişmekte olan 272 kişi oluşturmuştur (yanıtlama hızı %59). Veri toplama aracı olarak Sosyodemografik Bilgi Formu, 15 Temmuz Darbe Girişimi Etkileri Bilgi Formu, Yaşam Olayları Kontrol Listesi-5, Genel Sağlık Anketi-12, Travmatik Stres Belirti Ölçeği-5 ve Kişisel ve Genel Adil Dünya İnancı Ölçeği kullanılmıştır. Katılımcıların %54.8’i kadın, %45.2’si erkek olup, ortalama yaş 32.96±11.01’dir. Regresyon analizi sonucuna göre, genel ruh sağlığını bağımsız ve anlamlı ölçüde yordayan faktörlerin ruhsal bozukluk öyküsü, düşük gelir düzeyi, kardeş sayısı, doğrudan olayın şiddetine maruz kalmak, yakın kaybı, ilerleyen haftalarda demokrasi nöbetlerine katılım, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yapılan çevresel değişiklikler, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası alınan desteklerin etkililiği, kişisel adil dünya inancı, 15 Temmuz sonrası bizzat deneyimlenen travmatik olaylar, kişinin gelecekle ilgili tehdit algıları, kişinin kendisini ve çevresini güvende hissetmesi ve yakın gelecekte bir darbe girişimi daha olacağı beklentisi olduğu saptanmıştır (p<0.05). Bulgulara dayalı olarak toplumsal travmalara bağlı ruhsal etkilenimleri en aza indirmek için koruyucu, önleyici, erken tanı ve tedavi amaçlı topluma dayalı ruh sağlığı müdahalelerinin yararlı olacağı düşünülmektedir

    The relationship between challenges of occupational safety specialists, psychological safety, professional self – efficacy belief and proactive work behavior

    Get PDF
    200 pagesAs well as the object of this study was to investigate the relationship between challenges of occupationals safety specialists, psychological safety, professional self – efficacy belief, proactive work behavior, self-reported personal initiative which is a one of the proactive work behavior was examined in the context of organizational level challenges organizational level psychological safety perception and individual level professional self – efficacy belief. This study was designed as an exploratory research to investigate relationships between variables. Only significant results were reported. Data have been collected from private sector occupational safety specialists including consultants from different sectors. Public sector occupational safety specialists excluded from this research since the obligation of employing occupational safety specialist in public sector has been suspended to 2020. 332 occupational safety specialists participated to this study by using snowball sampling method. 5 measurement instruments, (Demographic Information Form, Challenges of Occupational Safety Specialists scale which was developed within this study, Psychological Safety Scale (Edmondson, 1999), professional self – efficacy belief scale which was developed within this study, and Self-Reported Personal Initiative Scale (Frese, Fay, Hilburger, Leng & Tag, 1997), that was adapted to Turkish within this research), have been conducted. Findings of this research showed that psychologicals safety was found positively and significantly correlated with self-reported personal initiative, professional self – efficacy belief and legislative challenges. Also, professional self – efficacy belief was found significantly and negatively correlated with Insufficient awareness of employer, unwillingness of employees to participation, ignorance of employees, providing lack of resources, organizational challenges, challenges of occupational safety specialists. There wasn’t any correlational finding between professional self – efficacy belief, and law based and legislative challenges. Selfreported personal initiative was found positively and significantly correlated with professional self – efficacy belief, organizational challenges and law based challenges, and negatively and significantly correlated with providing lack of resources. Findings were also revealed that professional self – efficacy belief mediated the relationship between psychological safety and self-reported personal initiative. The relationship between challenges of occupational safety specialists and selfreported personal initiative was moderated by professional self – efficacy belief. Besides, psychological safety moderated the relationship between challenges of occupational safety specialists and self-reported personal initiative. According to one of the other finding of this study, it could be said that occupational safety specialists show self-reported personal initiative, which is a one of the proactive work behavior, not just in case they feel psychologically safe but also in case they face some kind of challenges. Obtained findings have been discussed in light of relevant literature.Bu çalışmanın amacı, iş güvenliği uzmanlarının sorunları, psikolojik güvenlikleri, mesleki öz-yeterlilik inancı, proaktif çalışma davranışı arasındaki ilişkiyi incelemekle birlikte, proaktif çalışma davranışlarından biri olan kişisel inisiyatif alma davranışını iş güvenliği uzmanlarının örgütsel düzeyde yaşadıkları sorunları, örgütsel düzeyde hissettikleri psikolojik rahatlık algıları ve mesleğe olan inançları bağlamında değerlendirmektir. Değişkenler arasındaki ilişkiler açımlayı araştırma yöntemi ile incelenmiştir. Yalnızca anlamlı araştırma bulguları paylaşılmıştır. Araştırmaya kartopu örneklemi yöntemi kullanılarak ulaşılan, özel sektörlerün farklı alanlarında çalışan 332 iş güvenliği uzmanı katılmıştır. Kamuda iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu 2020 yılına ertelendiğiden dolayı kamudaki iş güvenliği uzmanları çalışmanın dışında tutulmuştur. Araştırma kapsamında demografik bilgi formu, İş Güvenliği Uzmanlarının Sorunları Ölçeği (Araştırmacılar tarafından geliştirilmiştir), Psikolojik Rahatlık Ölçeği (Yener, 2015), Mesleki Öz-Yeterlilik İnancı Ölçeği (Araştırmacılar tarafından geliştirilmiştir), ve araştırmacılar tarafından türkçeye uyarlanan beyana dayalı kişisel inisiyatif ölçeği (Frese, Fay, Hilburger, Leng & Tag, 1997) uygulanmıştır. Araştırma bulguları psikolojik rahatlığın kişisel inisiyatif, mesleki özyeterlilik inancı ve mevzuattan kaynaklanan sorunlar arasında pozitif yönde anlamlı ile ilişkiler bulunmuştur. İşveren kaynaklı sorunlar, çalışanların katılım göstermeme isteği, çalışanların önemsememesi, işverenin yetersiz kaynak sağlaması, örgütsel sorunlar, toplam iş güvenliği uzmanlarının iş hayatında yaşadıkları sorunlar ile mesleki öz-yeterlilik inancı arasında negatif yönde anlamlı ilişkiler bulunmuştır. Yasadan kaynaklanan sorunlar ve mevzuattan kaynaklanan sorunlar ile mesleki öz-yeterlilik inancı arasında bir ilişki bulunamamıştır. Ayrıca kişisel inisiyatif ile mesleki öz-yeterlilik inancı, organizasyonel problemler ve yasadan kaynaklanan sorunlar arasında arasında pozitif yönde, işverenin yetersiz kaynak sağlaması ile negatif yönde anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Araştırma bulguları ayrıca mesleki öz-yeterlilik inancının psikolojik rahatlık ve kişisel inisiyatif arasında aracı rolü olduğunu ortaya koymuştur. Yine mesleki öz-yeterlilik inancının iş güvenliği uzmanlarının iş hayatında yaşadıkları sorunlar ve kişisel inisiyatif arasındaki ilişkide düzenleyici rolü olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca, psikolojik rahatlığın iş güvenliği uzmanlarının iş hayatında yaşadıkları sorunlar ve beyana dayalı kişisel inisiyatif arasındaki düzenleyici rolü de araştırmanın bulguları arasında yer almıştır. Çalışmanın önemli bulgularından biri de iş güvenliği uzmanları yalnızca psikolojik olarak rahat hissetikleri durumlarda değil, bazı tür sorunların yaşandığı durumlarda da proaktif çalışma davranışlarından biri olan kişisel inisiyatif alma davranışı gösterebildikleridir

    Bankruptcy analysis for 17 companies in Turkish stock market for the years 2018 and 2019

    Get PDF
    90 pagesIn this study, it is aimed to explain the concept of credit risk in the framework of Basel II and to investigate credit risk of the banks and the real sector in Turkey. To do that, celebrated Merton model is employed for the period 2017-2018 and 17 companies listed in BIST are considered. The findings shed lights on the deteoriorated financial outlook of the Turkish companies. In particular, Turkish banks has very high default probability compared to other big companies listed in BIST. It is thought that this finding provides preliminary warning for the emergent precautionary measures needed to be taken by the policy makers.u çalışmada, Basel II çerçevesinde kredi riski kavramını açıklamak ve Türkiye'deki bankaların ve reel sektörün kredi riskini araştırmak amaçlanmaktadır. Bunu yapmak için, ünlü Merton modeli 2017-2018 dönemi için kullanılmıştır ve BIST'te listelenen 17 şirket dikkate alınmıştır. Elde edilen bulgular, Türk şirketlerinin bozuk fınansal görünümüne ışık tutmaktadır. Özellikle, Türk bankaları BIST'te listelenen diğer büyük şirketlerle karşılaştırıldığında çok yüksek temerrüt olasılığına sahiptir. Bu çalışmanın bulguları, politika yapıcılar tarafından alınması gereken acil tedbirlere ilişkin bir uyarı olara yorumlanabileceği düşünülmektedir

    332

    full texts

    1,453

    metadata records
    Updated in last 30 days.
    Istanbul Bilgi University Library Open Access is based in Türkiye
    Access Repository Dashboard
    Do you manage Open Research Online? Become a CORE Member to access insider analytics, issue reports and manage access to outputs from your repository in the CORE Repository Dashboard! 👇