Fluxus akımının güzellik algısı

"Fluxus Akımın Güzellik Algısı" adlı bu çalışma, modern sanat içerisinde Avangart ve Kavramsal sanat akımları arasında değerlendirilen Fluxus sanat tavrının estetik algısına dair bir değerlendirme sunmaktadır. Çalışmanın kapsamı Fluxus akımının estetik ve güzellik anlayışını yansıtan bazı sanatçılar ve eserlerini içermektedir. Bu sanatçıların sanata dair düşünceleri yaptıkları çalışmalar üzerinden değerlendirilmiştir. Modern sanat akımlarının sanata bakışı ile geleneksel sanat anlayışı karşılaştırıldığında oldukça geniş bir düşünce alanı ve literatür ortaya çıkmaktadır. Modern sanattaki düşünsel çeşitlilik nedeniyle bu sanat dönemini belli bir tanıma yerleştirmek zordur. Özellikle Fluxus gibi sanat çevreleri, belli bir sanat düşüncesini kurumsallaştırmaktan çok, sanatı eylemselliğe ve aktivist bir duruşa indirgemek istemişlerdir. Bu tavır genellikle bir karşı-sanat olarak yorumlanmıştır. Bu çalışma, sanatta estetik değerin sanatın doğasındaki yerine vurgu yaparak, kendisini karşı-sanat konumlandırmasına yerleştiren Fluxus tavrının sanatsal mahiyetini sorgulamayı amaçlamıştır

4. sınıf öğrencilerinin yer kabuğu ve dünya'mızın hareketleri ünitesini ters yüz öğrenme modeli (Flıpped classroom) ile öğrenmelerinin akademik başarılarına etkisi

Bu çalışma, ters yüz öğrenme (TYS) modelinin ilkokul 4. sınıf öğrencilerinin "Yer Kabuğu ve Dünya'mızın Hareketleri" ünitesindeki akademik başarılarına ve öğrencilerin bu modele ilişkin görüşlerine etkisini incelemeyi amaçlamıştır. Yarı deneysel desenle tasarlanan araştırmada, deney grubunda 22, kontrol grubunda 22 olmak üzere toplam 44 öğrenci yer almıştır. Deney grubunda ters yüz öğrenme modeli, kontrol grubunda ise öğretmen merkezli öğretim yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada nicel veriler akademik başarı testi ile toplanırken, nitel veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Nicel verilerin analizinde bağımsız örneklem t-testi kullanılırken, nitel verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, ters yüz öğrenme modelinin uygulandığı deney grubu öğrencilerinin akademik başarıları, öğretmen merkezli öğretim yönteminin uygulandığı kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (t=-2.729, p=0,009, p<0,05). Ayrıca, deney grubu öğrencilerinin TYS modeline yönelik görüşleri incelendiğinde öğrencilerin çoğunluğunun bu modeli olumlu bulduğu ve öğrenmelerini kolaylaştırdığını düşündükleri tespit edilmiştir

STEM etkinliklerinin 10.sınıf öğrencilerinin kavramsal anlamalarına etkisi ve öğrenci görüşleri: Karışımlar ünitesi

Bu çalışmanın amacı, 10. sınıf karışımlar ünitesi kapsamında STEM eğitim yaklaşımının Mühendislik Tasarım Süreci (MTS) basamaklarına göre geliştirilen öğretim etkinliklerinin öğrencilerin kavramsal anlamaları ile kavramsal anlamanın kalıcılığına etkisini ve öğretim uygulamalarıyla ilgili görüşlerini incelemektir. Araştırmada STEM eğitim yaklaşımına göre geliştirilen öğretim etkinliklerinin etkisinin ortaya çıkarılması için nicel ve nitel verilerin toplanarak sonuca ulaşıldığı bir araştırma yöntemi olan karma araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, 2022-2023 eğitim-öğretim yılında Giresun iline bağlı Yağlıdere ilçesindeki bir lisenin 10. sınıfında öğrenim gören toplam 8 kişi (4 kız, 4 erkek) oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen iki aşamalı Karışımlar Kavram Testi (KKT) ve standartlaştırılmış açık uçlu görüşme formu kullanılmıştır. İki aşamalı KKT'ten elde edilen veriler SPSS istatistik paket programında nonparametrik testlerden olan Friedman ve Wilcoxon İşaretli Sıralar testleri ile analiz edilmiştir. Standartlaştırılmış açık uçlu görüşme formu ise içeriksel olarak analiz edilmiştir. Analiz sonuçları, STEM eğitim yaklaşımının MTS basamaklarına göre geliştirilen öğretim etkinliklerinin öğrencilerin kavramsal anlamalarını arttırmada etkili olduğunu göstermiştir. Ayrıca öğrencilere uygulanan öğretim uygulamasından sonra aradan zaman geçmesine rağmen öğrencilerin testlere verdikleri puanlardaki artış devam etmiştir. Yani kalıcı öğrenmelerin gerçekleştiği gözlemlenmiştir. İki aşamalı KKT'nin ikinci aşamalarından elde edilen bulgulardan ''Karışımlar'' ünitesinde öğretimden önce, öğretimden hemen sonra ve aradan süre geçtikten sonraki cevapları incelendiğinde kavram yanılgılarında büyük oranda azalma olduğu tespit edilmiştir. Yani STEM eğitim yaklaşımı ile gerçekleştirilen öğretim uygulamalarından sonra pozitif yönde bir kavramsal değişim gerçekleştiği sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin öğretim uygulamalarına yönelik görüşlerinden onların uygulamalarla ilgili genel olarak olumlu görüşlere sahip oldukları belirlenmiştir

Derviş Paşa'nın Murâd-nâmesi sözlüğü [Bağlamlı dizin ve işlevsel sözlük]

TEBDİZ projesi kapsamında hazırlanan "Derviş Paşa'nın Murâd-nâmesi Sözlüğü (Bağlamlı Dizin ve İşlevsel Sözlük)" adlı yüksek lisans tez çalışması ile XVI. yüzyıl şairlerinden olan Derviş Paşa'nın, Benâ'î'nin Farsça "Sehâ-nâme"sinin tercümesi Murâd-nâme isimli mesnevisi incelenmiştir. TEBDİZ farklı sözcüklerin bir araya getirilmesinden doğan manaları açıklamayı ve edebî metinleri tüm incelikleriyle tespit etmeyi amaçlayan bir projedir. "Türk Edebiyatının Bağlamlı Dizinleri ve İşlevsel Sözlüğü" edebiyatın tüm bölümlerini kapsamakla beraber daha çok Klâsik Türk edebiyatı ürünlerini ele alarak bu alanda geniş bir inceleme sahasına imkân sağlamıştır. Mesnevide yer alan beyitler TEBDİZ'in amacına uygun olarak anlamlandırılmaya ve bağlamları tespit edilmeye çalışılırken tarih kitapları, tezler ve ansiklopedi gibi kaynaklardan yardım alınarak olabildiğince uygun anlam verilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda hazırlanan tez "Giriş", "Üç ana bölüm" ve "Sonuç"tan meydana gelmektedir. Birinci bölümde Derviş Paşa'nın hayatı, eseri ve edebî kişiliği hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde, "Murâd-nâme'nin Dil ve Yazım Özellikleri" başlığı altında mesnevide yer alan ikilemeler, edatlar, bağlaçlar, ünlemler, deyimler ve atasözleri, dinî ve tasavvufi terimler, vezin ve tamlamalar tespit edilmiş ve bu kelime grupları açıklanarak örnekleriyle birlikte verilmiştir. Daha sonra "Murâd-nâme'de Mekân İsimleri ve Şahıs Kadrosu" başlığında ise mesnevide geçen mekânlar, dinî şahsiyetler, aşk kahramanları, padişahlar, efsanevi ve edebî şahsiyetlere değinilerek üçüncü ve son bölüm olan Murâd-nâme'nin sözlük kısmı ile tez bitirilmiştir

İlkokul 4.sınıf Fen Bilimleri dersi "Besinlerimiz" ünitesinin, 5E modeline dayalı olarak vantrilok kukla ile öğretilmesinin öğrencilerin kavram öğrenmelerine etkisi nedir?

Araştırmanın temel amacı ilkokul 4.sınıf fen bilimleri dersi "Besinlerimiz" ünitesinin, 5E modeline dayalı olarak vantrilok kukla ile öğretilmesinin öğrencilerin kavram öğrenmelerine etkisini belirlemektir. Araştırmanın örneklemini 2023-2024 Eğitim Öğretim yılı güz döneminde Ordu ili, Fatsa ilçe merkezinde bir ilkokulun 4.sınıfında öğrenim gören 46 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada yöntem olarak öntest-sontest kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmada "Besinlerimiz" ünitesi ile 5E modeline uygun olarak 6 haftada toplam 18 saat uygulama gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın deney grubunda vantrilok kukla kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama araçları olarak 20 soruluk kavram testi ve 8 sorudan oluşan yarı yapılandırılmış mülakat formu kullanılmıştır. Uygulan kavram testleri IBM SPSS Statistics23 programı ile analiz edilmiş mülakat için deney grubu öğrencilerinden son testte doğru sayısı olarak alt-orta ve üst sıralamada yer alan gönüllü 7 öğrenci seçilmiştir. Mülakatta verilen cevaplar MAXQDA 2020 programı ile analiz edilmiştir. Araştırmanın sonucunda IBM SPSS Statistics23 analiz programına göre 5E modeline dayalı olarak işlenen deney grubu ön test-son test ve kontrol grubunun ön test-son testleri arasında olumlu yönde anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Deney ve kontrol grubu ön test-son test sonuçlarına bakıldığında ise deney grubu ile kontrol grubu arasında deney grubu lehine olumlu yönde anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Mülakata katılan 7 öğrenciden altısı vantrilok kukla ile yapılan dersleri faydalı bulduğunu, biri faydalı bulmadığını söylerken öğrencilerin tamamı diğer derslerde vantrilok kukla kullanılmasının faydalı olacağını söylemiştir. Öğrenciler vantrilok kukla ile uygulama yapılan derslerde eğlendiklerini, heyecanlandıklarını ve mutlu olduklarını belirtmişlerdir

Mikro alaşımlı çeliklerin nikel bor kaplanması ve yüzey özelliklerinin incelenmesi

Bu tez çalışmasında, mikro alaşımlı SAE 1141 çeliği akımsız Ni-B kaplanmıştır. Kaplama işlemi sonrası bazı numunelere temperleme işlemi uygulanmazken bazı numuneler ise kaplama sonrası 250℃'de 5 saat ve 400℃'lerde 1 saat süreyle temperleme işlemi uygulanmıştır. Ni-B kaplama sonrası temperleme sıcaklık ve sürelerinin kaplamanın mikroyapı, mikrosertlik, XRD, yüzey pürüzlülüğü, aşınma ve korozyona olan etkileri araştırılmıştır. Kaplama sonrası 11,67-13,33 µm arasında değişen Ni-B kaplama tabakası kalınlığı elde edilmiştir. Kaplama sonrasında temperlenmemiş numunede amorf yapıda Ni elde edilirken 250℃' 5 saat temperlenmiş numunede Ni ve Ni3B fazları, 400℃'lerde 1 saat temperlenmiş numunede Ni2B ve Ni3B fazları elde edilmiştir. İşlemsiz çeliğin mikrosertliği 278±12 HV0.05 iken, Ni-B kaplanmış ve 400 ℃'de 1 saat temperlenmiş numunenin sertliği 980±38 HV0.05 olarak elde edilmiştir. Aşınma sonrasında en yüksek aşınma oranı işlemsiz numunede (37.962x10-5 mm3/Nm) elde edilirken, en az aşınma oranı 400℃'de 1 saat temperlenmiş numunede (8.408x10-5 mm3/Nm) elde edilmiştir. Temperleme işlemi sonrasında numunelerin yüzey pürüzlülük değerlerinde artışlar elde edilirken, sertlik ve aşınma ve korozyon kayıplarında düşüşlerin olduğu gözlenmiştir

Kurumsal sürdürülebilirliğin firma performansı üzerindeki etkisinin incelenmesi: Borsa İstanbul'da bir araştırma

Sürdürülebilirlik kapsamında çevrenin korunması ve insanlığın refahının sağlanmasının aynı anda gerçekleştirilemeyeceğine yönelik söylem karmaşası 20. Yüzyıla damgasını vurmuştur. 1987 yılında Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu tarafından sunulan "Ortak Geleceğimiz" başlıklı Brundlant raporunda çevrenin ancak insan refahını hedefleyen stratejilerle korunabileceği ifade edilmiştir. Bu sayede yeniden tanımlanan sürdürülebilirlik kavramı küresel ölçekte uluslar tarafından kabul edilmeye başlanmıştır. 2000 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 21. Yüzyılın üç önemli güçlüğü üzerine "yoksulluktan kurtulma, korkudan kurtulma ve gelecek nesillerin bu gezegende hayatlarını sürdürme özgürlüğüne" atfen kullanılan cümleler sürdürülebilirlikle ilgili bir dünya görüşünün hızla yayıldığını net bir biçimde ortaya koymuştur. Sürdürülebilirlikle birlikte doğal hayatın ve çevrenin korunması, toplumsal hak ve adaletle ilgili kaygıların fark edilerek bu yönde stratejiler geliştirilmeye başlanmıştır. Sürdürülebilirliği işletme düzeyine indirgeyen Kurumsal Sürdürülebilirlik stratejileri işletme paydaşlarının da beklentilerini bu yönde evrilmesine sebep olmuştur. Uzun dönemli sürdürülebilir değer yaratmak isteyen işletmeler bu kaygıları ticari faaliyetlerine entegre ederek yer almayı başardıkları Sürdürülebilirlik Endeksleri ile bu oluşumun bir parçası olmayı sağlamıştır. İşletmelerin hedefledikleri yüksek kâr anlayışı liberalleşme sonrası dönemde ekonomi alanında en hızlı büyüyen konulardan biri haline gelmiştir. Bu bağlamda çalışmada araştırılan kilit konu işletmelerin kâr anlayışıyla birlikte çevresel, ekonomik ve sosyal alana yönelik sorumluluklarını gösteren sürdürülebilirlik endeksinde yer alıp almamalarının performansları üzerindeki etkisini belirlemektir. Çünkü uzun dönemli değer yaratmak ve sürdürülebilir olmak ancak kapsamlı bir bakış açısıyla sağlanabilmektedir. Bu noktada büyümenin motoru ve üretimin lokomotifi olan Borsa İstanbul (BIST) SINAI Endeksi'nde yer alan 111 adet sanayi firmaları kapsamında bir araştırma yapılmıştır. 2009Q1-2020Q4 döneminin incelendiği araştırmada sürdürülebilirlikle işletme performansının ilişkilendirildiği bir model oluşturulmuştur. Model tahminleme sonucunda elde edilen bulgulara göre; Kurumsal Sürdürülebilirliğin işletmelerin performansı üzerinde herhangi bir etkisi tespit edilememiştir. Bu tespit Mc Williams ve Siegel'in Arz ve Talep Teorisi'nin sanayi firmaları üzerinde geçerli olduğunu desteklerken, İşletmelerin performans göstergesi olan kârlılık hedeflerinden başka sürdürülebilirlik faaliyetlerini arttırıcı yönde hareket etmesi gerektiğine yönelik sinyaller vermektedir

7. sınıf Güneş Sistemi ve Ötesi ünitesinde sanal tur uygulamasının öğrenci başarısına etkisi ve uygulama hakkında öğrenci görüşleri

Bu çalışma ortaokul 7. sınıfta Güneş Sistemi ve Ötesi ünitesinde sanal tur uygulamasının öğrenci başarısına ve öğrenci görüşleri üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışma 2022-2023 eğitim öğretim yılı içerisinde Giresun ili Bulancak ilçesindeki bir ortaokulda 7. sınıfta öğrenim gören öğrenciler ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma nitel ve nicel desenlerin bir arada kullanıldığı karma bir yönteme sahiptir. Çalışmanın örneklemi tesadüfi olarak atanan kontrol (19) ve deney grubu (19) olarak toplam 38 öğrenciyi içermektedir. Deney grubunda sanal tur uygulaması ile ders işlenirken kontrol grubunda normal konu anlatımı ile uygulama gerçekleştirilmiştir. Uygulama öncesinde 7. sınıf Güneş Sistemi ve Ötesi ünitesi incelenmiş, yapılan inceleme ile sanal tur gezilerinin Konya ve Kayseri bilim merkezleri sanal turları ile yapılmasına karar verilmiştir. Veri toplama aracı olarak çalışmada akademik başarı testi, açık uçlu başarı testi ve 7. sınıf öğrencilerin sanal tur kullanımına yönelik görüşlerini belirlemek amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen sanal tur açık uçlu görüşme kullanılmıştır. Başarı testinden elde edilen veriler SPSS 23,00 paket programına girilerek elde edilen sonuçlar bağımsız gruplar T-testi ile analiz edilmiştir. Öğrencilerin anket sorularına verdikleri cevaplar nitel analiz yöntemlerinden betimsel analiz ve içerik analiz yöntemiyle değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda kontrol ve deney grubundaki öğrencilerin ön test- son test başarı puanları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Ancak deney grubunun son test puanları lehine artış söz konusudur. Bu durum sanal tur uygulaması ile ders öğretiminin öğrenci başarısını olumlu yönde etki ettiğini göstermektedir. Öğrenci görüşlerinin incelenmesinde kullanılan anket sorularına öğrencilerin verdikleri cevaplara göre sanal tur uygulamasının; fen dersini ilgi çekici hale getirdiği, fen kavramlarının öğrenilmesini kolaylaştırdığı, bilgilerin kalıcı olmasını sağlayarak ders öğretimine katkı sağladığı sonucunu ortaya çıkarmıştır

Mentör desteği alan bir matematik öğretmeninin sınıfında benimsenen sosyomatematiksel normların gelişimi

Matematik sınıflarındaki sosyomatematiksel normların anlaşılması, sınıf mikro kültürünü anlamada ve etkili öğrenme ortamları oluşturmada önemli bir rol oynamaktadır. Ancak bilinmelidir ki bazı sosyomatematiksel normlar matematik öğrenmeyi engellerken, bazıları desteklemektedir. Ayrıca her sınıf kendine özgü mikro kültüre sahiptir. Dolayısıyla öğrenme ortamlarını iyileştirmek ve matematik öğretimini güçlendirmek için her sınıf mikro kültüründeki sosyomatematiksel normların anlaşılması öğrenme ortamının geliştirilmesi açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, bir öğretmenin sınıfındaki sınıf mikro kültüründe var olan sosyomatematiksel normları anlamak ve mentörlük desteği ile bu normları geliştirmektir. Araştırmada nitel araştırma metodolojisine uygun olarak yürütülmüş, eylem araştırması yaklaşımı benimsenmiştir. Katılımcılar, akademisyen olan mentör, Giresun'da bir özel ortaokulda görev yapan öğretmen ve 24 6.sınıf öğrencisinden oluşmaktadır. Çalışma toplam 12 hafta sürmüştür. İlk iki hafta mevcut dersler, sonraki sekiz hafta boyunca mentörlük desteği süreci dersleri ve son iki hafta mentörlük desteği sonrası dersler incelenmiştir. Veriler, ses kayıtları ve alan notları ile toplanmıştır. Verilerin analizi, içerik analizi yöntemi ile yapılmış, ses kayıtları ve alan notları detaylı bir şekilde incelenmiştir. Bulgular, mentörlük desteği öncesi ve sonrası sınıf mikro kültüründe sosyomatematiksel normların nasıl değiştiğini ortaya koymuştur. Araştırma sonuçları, mentörlük desteğinin matematik öğretimini destekleyen sosyomatematiksel normların gelişiminde etkili olduğunu göstermiştir. Ayrıca bu süreçte araştırmacı öğretmen sınıf mikro kültürünün farkına varmış ve matematik öğretimini desteklemek için nasıl müdahalelerde bulunması gerektiğine yönelik de deneyimler kazanmıştır. Bu kapsamda matematik öğretmenlerine sınıflarında matematik öğretimini destekleyen sosyomatematiksel normları geliştirebilmeleri için sınıf içi uygulamalara yönelik bir hizmet içi eğitim modeli şeklinde yürütülen mentörlük desteğinin sağlanması önerilmektedir

ABD'nin Güney ve Doğu Çin Denizi Politikası (2009-2024)

Stratejik ve jeopolitik bir öneme sahip olan Güney ve Doğu Çin Denizi, Hint Okyanusu ve Batı Pasifik arasında önemli bir köprü görevi görmektedir. Güney ve Doğu Çin Denizi, dünya ticaretinin ana arterlerinden biri olmasının yanı sıra zengin petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip olması özelliği kıyıdaş olan devletleri etkilemekte ve bölgede siyasi ve askeri gerginliklerin artmasına neden olmaktadır. Çin'in Güney ve Doğu Çin Denizi'nde egemenlik alanını genişletme doğrultusunda izlediği politikalar bölge ülkeleriyle çatışma potansiyeline yol açmaktadır. Güney ve Doğu Çin Denizi'nde önemli bir aktör olan ABD, Çin'e karşı Pasifik'te jeopolitik bir rekabet sürdürmektedir. Başkan Barack Obama yönetimi ile başlayan Asya'ya Yöneliş stratejisi kapsamında, ABD bölgedeki etkinliğini artırmaya başlamıştır. Güney Çin Denizi ve Doğu Çin Denizi ihtilafı, Başkan Donald Trump ve Başkan Joe Biden döneminde ABD'nin dış politikasında önemli bir güvenlik konusu olmuştur. Bu çalışma kapsamında ABD'nin bölgedeki politikaları diplomatik, ekonomik ve güvenlik/askeri boyutlarıyla incelemeye tabi tutulmuştur. ABD'nin bölgede müttefikleriyle kurduğu ikili ve çok taraflı ittifaklar ile Çin'i çevrelemeye ve bölgedeki hegemonik girişimlerini engellemeye yönelik stratejiler izlediği sonucuna ulaşılmıştır