Giresun University Institutional Repository
Not a member yet
4224 research outputs found
Sort by
Ortaokul 7. sınıf elektrik devreleri ünitesine yönelik oyun tabanlı öğrenme etkinliği geliştirilmesi ve etkililiğinin değerlendirilmesi
Bu araştırmanın amacı ortaokul 7. sınıf elektrik devreleri ünitesine yönelik Oyun Tabanlı Öğrenme (OTÖ) etkinliği geliştirmek ve geliştirilen OTÖ etkinliğinin öğrencilerin başarılarına, bilişsel öğrenme düzeylerine etkisini belirlemek ve etkinlikle ilgili öğrenci ve öğretmen görüşlerini değerlendirmektir. Araştırmanın çalışma grubunu 2022-2023 eğitim öğretim yılı Trabzon ili Ortahisar ilçesinde bir devlet ortaokulunda öğrenim gören 40 ortaokul 7. sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırma karma araştırma yöntemine göre yürütülmüştür. Araştırmanın nicel kısmı tek grup ön test son test zayıf deneysel desene göre gerçekleştirilirken, araştırmanın nitel kısmı durum çalışması yöntemine göre yürütülmüştür. Veri toplama aracı olarak Elektrik Devreleri Başarı Testi (EDBT), öğretmen ve öğrenci görüşme formları kullanılmıştır. EDBT verilerinin analizinde Mann Whitney U testi ve Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi kullanılmıştır. Öğretmen ve öğrenci görüşme formlarından elde edilen nitel verilerin analizi ise içerik analizi ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubundan elde edilen verilerin karşılaştırılması sonucunda çalışma grubunun son testi lehine anlamlı farklılığının olduğu başka bir deyişle, OTÖ etkinliğinin öğrenci başarısını ve bilişsel öğrenme düzeylerini artırdığı belirlenmiştir. Öğretmen ve öğrenciler araştırma kapsamında uygulanan OTÖ etkinliğini genel olarak olumlu yönde etkili olduğu şeklinde değerlendirmişlerdir. Bu araştırmada OTÖ etkinliğinin öğrencilerin başarısına ve bilişsel öğrenme düzeylerine etkisi araştırılmış olup, bir başka araştırmada kalıcılığa etkisi araştırılabilir
Kadına yönelik cinsiyetçi temsillerin mizah dergisi kapak karikatürleri üzerinden incelenmesi: Bayan Yanı örneği
Bu çalışmada mizah, karikatür bağlamında ele alınmış, karikatürün bir cinsiyetçi temsil olarak kabul edilen "güçlü kadın" temsilini nasıl yansıttığını ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Doküman incelemesi yönteminin kullanıldığı araştırmada Bayan Yanı dergisinin 2011 ve 2023 yılları arasında yayınlanan yirmi kapak karikatürü çalışma dokümanı olarak incelenmiştir. Araştırma verileri, betimsel analiz ve Barthes'ın göstergebilim analiz tekniği kullanılarak çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda, derginin kapak karikatürlerinin güçlü kadın temsilini "kendine ve hemcinslerine güvenen kadın", "kalıplaşmış cinsiyetçi temsillere karşı duran kadın, "mücadeleci kadın" ve "vazgeçebilen kadın" şeklinde yansıttığı ortaya çıkmıştır. Karikatürlerdeki görsel ve dilsel göstergelerdeki şifrelenmemiş pek çok iletinin metaforik olarak kullanımıyla; kadının özgüvene sahip olarak, hemcinslerine cesaret verip onlarla dayanışarak, toplumsal cinsiyetçi dayatmalara direnip erkek egemen alanlarda da varlık göstererek, özsaygısını kaybetmemek adına gerektiğinde hayatındaki erkekten vazgeçebilme cesareti göstererek güçlü olabileceğine yönelik anlamlar üretildiği saptanmıştır. Bu çerçevede, kadını ötekileştirmeyen, aşağılamayan, güçsüz göstermeyen, aksine kadının gücünü önceleyen karikatür dergilerinin sayısının çoğalmasının ve bu alanda daha fazla "kadın" karikatür sanatçılarının varlık göstermesinin kadının toplumdaki etkisi ve görünürlüğü açısından yararlı olacağı düşünülmektedir
Türkiye-Rusya ilişkilerinin güvenlik iş birliği
Bu tezin amacı; Türkiye ve Rusya arasındaki güvenlik iş birliği ilişkilerini detaylı bir şekilde ele almaktır. Türkiye-Rusya arasındaki güvenlik iş birliği, hem bölgesel hem de küresel düzeydeki stratejik konulara uzanan önemli bir konudur. Bu kapsamda tez, Türkiye ve Rusya'nın güvenlik alanındaki iş birliklerinin tarihsel oluşumunu inceleyerek, mevcut dinamiklerini ve gelecekteki olası yönelimleriyle sağladığı katkıları iki devlet arasındaki güncel güvenlik iş birliği faaliyetleri ışığında ortaya koymayı amaçlamaktadır. Türkiye ve Rusya arasındaki güvenlik iş birliği, Sovyetler Birliği'nin 1991'de yıkılmasıyla farklı bir evreye yönelmiştir. 1998'li yılların başlarından itibaren iki ülke arasında çeşitli güvenlik konularında iş birliği anlaşmaları yapılmıştır. Bu iş birliğinin temel dinamikleri, bölgesel konularda güvenlik, terörle mücadele enerji noktaları güvenliği, askeri ve savunma iş birliği ve bölgesel krizlerde ortak çalışma alanları gibi başlıca konular etrafında sıralanmaktadır. Özellikle Suriye, Libya, Ukrayna, Azerbaycan krizi ve Karadeniz bölgesindeki güvenlik meselelerinde iki ülkenin stratejik iş birliği öne plana çıkmaktadır. Tez, ayrıca Türkiye ve Rusya arasındaki güvenlik iş birliğinin iki ülkenin kendi ulusal güvenlik stratejileri üzerindeki etkilerini de incelemeyi amaçlamıştır. Türkiye'nin Batı ülkeleri ve NATO ile olan ilişkileri ile Rusya'nın, Türkiye'nin attığı adımlara karşı aldığı önlem durumuna Türkiye'nin denge politikası uygulaması, güvenlik iş birliğinin şekillenmesinde belirleyici etken olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda Türkiye'nin NATO ve AB gibi uluslararası topluluklarla olan ilişkileri, Türkiye ve Rusya arasındaki güvenlik iş birliğinin şekillenmesinde etkin rol oynamaktadır. Sonuç olarak, Türkiye-Rusya güvenlik iş birliği faaliyetleri her iki ülkenin de ulusal çıkarları açısından hem de küresel ve bölgesel güvenlik aktörleri açısından nasıl bir etkiye sahip olduğu tartışılmazdır. Türkiye ve Rusya arasındaki iş birliğinin olası riskleri ve gelecekteki yönelimleri, Orta Doğu ve Karadeniz havzasındaki güvenlik ortamının da nasıl şekilleneceğine dair bilgi sunmaktadır
Giresun derelerinden izole edilen alglerin antibakteriyel ve bazı bitki patojenlerine karşı antifungal etkisinin araştırılması
Bu çalışmada, Giresun ilindeki Aksu, Batlama ve Büyükgüre Dereler'inden alınan su örneklerinden alglerin izolasyonu yapılmıştır. Saf olarak elde edilen 5 alg türü (A1, A2, A3, B3 ve BG2) mikroskobik morfolojilerine göre incelenmiş ve moleküler karakterizasyonları yapılmıştır. 5 alg türünün sekans verileri incelendiğinde 4 tür için tanımlama yapılabilmiştir. Elde edilen verilere göre 5 alg türünün de Chlorophyta üyesi olduğu tespit edilmiştir. A1 türü Chlorococcum hypnosporum, A3 türü Chlorella vulgaris, B3 türü Chlorolilaea pamvotia ve BG2 türü Desmodesmus opoliensis olarak tanımlanmıştır. Tez çalışmasının moleküler karakterizasyonu sonucunda Türkiye algal florasında daha önce tespit edilemeyen Chlorolilaea pamvotia türü teşhis edilmiştir. İzolasyonu yapılan 5 alg türü uygun koşullarda çoğaltılmış, farklı dozlarda hazırlanan aseton, etanol ve metanol ekstraktlarının Staphylococcus aureus (ATCC 25923), Bacillus subtilis (ATCC 6051), Escherichia coli (ATCC 25922), Enterococcus faecalis(ATCC 29212), Salmonella typhimurium (ATCC 14028) üzerine antibakteriyel, Aspergillus niger, Fusarium culmorum, Fusarium subglutinans, Fusarium graminearium ve Erysiphe sp. fungusuna karşı antifungal aktivitesi kuyucuk agar metodu ile belirlenmiştir. Zon çaplarına göre alg türleri değerlendirildiğinde Chlorella vulgaris türünün 40 µL /petri aseton ekstraktının B. subtilis türüne karşı en iyi etkiye sahip olduğu saptanmıştır. Ayrıca izole edilen alg türlerinden sadece C. vulgaris'in 40 µL/petri metanol ekstraktının A. niger'e karşı antifungal aktivitesinin olduğu, diğer bitki patojenlerine karşı herhangi bir antifungal aktivitesinin olmadığı belirlenmiştir
Karadeniz sahil sularında bazı denizel organizmalarda ve sedimentte ağır metal kirliliğinin değerlendirilmesi
Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'ndeki 8 ilde yürütülen bu çalışmada hem türler arası hem de istasyonlara bağlı değişimlerin incelenmesi için ekonomik önemi olan 7 tür balığın yanı sıra, kıyısal kirliliğin biyomonitör örnekleri olarak kabuklu, alg ve sediment kullanılmıştır. Tespit edilen mineral madde ve ağır metal derişimleri indüktif eşleşmiş plazma kütle spektrometresi (ICP-MS) ile ölçülmüş ve uluslararası standartların belirlediği izin verilen maksimum limitler ile karşılaştırılmıştır. Örneklerde ölçülen en yüksek ortalama konsantrasyonlar ise şu şekildedir: Ca için CB (393,8), K için CB (31194), Mg için CB (12299), Na için CB (28251), P için CB (2471), Al için SD (11295), B için CB (393,8), Cu için CB (114,7), Fe için SD (17667), Mn için SD (293), Se için CB (2,70), Si için SD (2586), Zn için CB (66,27), As için CB (23,89), Cd için RV (4,58), Co için SD (5,87), Cr için SD (20,32), Hg için CB (0,079), Ni için CB (13,78), Pb için SD (22,48). Yapılan tüm örneklemelerde ölçülen makro besin elementleri, iz elementler ve ağır metallerin tümünün maksimum değerleri il bazında değerlendirildiğinde çoğunlukla C. barbata ve sediment örneklerinde ve genelde Rize ilinde rastlanmıştır. Genel olarak alüminyum verileri tüm balık örneklerinde, arsenik değerleri sediment hariç tüm örneklerde, mangan değerleri M. barbatus ve E. encrasicolus örneklerinde, kadmiyum seviyeleri M. galloprovincialis, R. venosa, C. barbata örneklerinde, kurşun seviyeleri C. barbata örnekleri ve seminette izin verilen sınırların üzerindedir. Kadmiyum seviyeleri E. encrasicolus örneklerinde Artvin'de, T. trachurus numunelerinde ise Artvin hariç tüm illerde halk sağlığını tehdit edecek boyutta olmadığı anlaşılmıştır. Balık ağırlığı ile elementler arasındaki korelasyonlar Pearson Korelasyon Analizi ile istatistiki olarak anlamlı ilişkiler belirlenerek, daha önce yapılan çalışmaların sonuçlarıyla karşılaştırılmıştır. Ek olarak, balık tüketiminden kaynaklanan insan sağlığı risk seviyeleri değerlendirilmiştir. Her bir balık türünde tahmini günlük alım, bunlara karşılık gelen tolere edilebilir günlük alım miktarından çok daha düşüktü, bu da belirlenen ağır metal seviyelerinin örnekleme yapılan mevsim ve istasyonlar dikkate alındığında halk sağlığını tehdit edecek boyutta olmadığını, dolayısıyla tüketiciler için sağlık riski oluşturmayacağını düşündürmektedir
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sosyal bilgiler dersi için hazırlanan beceri temelli soruların yenilenmiş bloom taksonomisine göre incelenmesi
Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkçe ve Sosyal Bilgiler Eğitimi Ana Bilim Dalı yüksek lisans tez çalışması olarak hazırlanan bu araştırma, Milli Eğitim Bakanlığının Sosyal bilgiler dersine yönelik hazırladığı beceri temelli soruların Yenilenmiş Bloom taksonomisinin bilişsel süreçlerine göre dağılımını tespit etmeye yöneliktir. Araştırmada nitel araştırma modellerinden biri olan doküman inceleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın veri kaynağı, ,Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünün web sayfasında bulunan 5., 6. ve 7. sınıf Sosyal Bilgiler beceri temelli sorularıdır.Tüm üniteleri kapsayan 430 sorunun tamamı incelenmiş ve örneklem alma yoluna gidilmemiştir. Bu soruların Bloom Taksonomisinin bilişsel süreçlerine göre dağılımı uzman ve soru yazarı öğretmenlerin görüşleri alınarak belirlenmiştir. Bu dağılım sayısallaştırılarak tablolar haline getirilmiştir. Çalışma sonucunda beceri temelli 430 sorunun 354'ünün anlama basamağı,74'ünün çözümleme basamağı ve 1 sorunun hatırlama basamağında bulunduğu tespit edilmiş, soruların tüm sınıf seviyelerinde alt düzey düşünme becerilerini ölçmeye yönelik soruların fazla olduğu görülmüştür. Buna göre sosyal bilgiler beceri temelli soruların üst düzey düşünme becerilerini ölçmek için yeterli seviyede olmadığı ortaya konulmuştur
Yapay zekâ destekli grafik tasarım araçlarının sürdürülebilirlik odaklı kullanımı: yeşil tasarım ilkeleri ve karbon ayak izi analizi
Bu tezin amacı, yapay zeka destekli grafik tasarım araçlarının sürdürülebilirlik merceğinden nasıl kullanılabileceğini araştırmak ve bu tür bir kullanımın yeşil tasarım ilkeleri ve karbon emisyonları üzerindeki etkisini analiz etmektir. Yapay zekâ destekli grafik tasarım araçlarının sürdürülebilirlik odaklı kullanımının yeşil tasarım ilkeleri ve karbon ayak izi analizi açısından incelenmesi amacıyla yürütülen bu araştırma, karma yönteminde gerçekleştirilmiştir. Karma yöntem araştırması, tek bir çalışmada hem nitel hem nicel yöntemlerin kullanımını içermektedir. Çalışmanın evreni yapay zekâ destekli grafik tasarım araçlarını kullanan tasarım ajanslarıdır. Çalışmanın örneklemini ise Türkiye'den 50 adet tasarım ajansı yanı sıra Fransa, İtalya, Afrika, Hindistan, Polonya, Amerika, İngiltere, Rusya ve Japonya ülkelerinin her birinden ise onar tane tasarım ajansı oluşturmaktadır. Bu çalışmada bahsi geçen veri toplama tekniklerinden iki tanesi kullanılmaktadır. Bunlar anket yöntemi ve görüşme yöntemidir. Nitel veri analizi olarak içerik analizi ve nicel veri analizi olarak tanımlayıcı istatistikler ve Tek Yönlü Varyans testi kullanılmıştır. Nitel veri analizine ilişkin sonuçlar; Yapay Zeka (YZ) kullanımının grafik tasarımında iş akışını hızlandırdığı, yaratıcılığı desteklediği ve artırdığıdır. Sürdürülebilir grafik tasarım ilkelerinin yapay zeka tabanlı süreçlere dahil edilmesi, zaman ve enerji tasarrufu sağlarken aynı zamanda atık azaltımına da katkı sağlamaktadır. Grafik tasarım sürecinde karbon ayak izini azaltmak için önerilen stratejiler ve tasarım yaklaşımları, sürdürülebilir malzemelerin tercih edilmesi, atık azaltma ve geri dönüşüm uygulamaları, dijital platformlarda çalışma tercihi, baskı maliyetlerinin azaltılması, enerji verimliliğidir. Nicel veri analizine ilişkin sonuçlar; tüm ülkelerdeki ajansların toplam puanları 60-75 arasındadır ve kesinlikle katılıyorum seviyesindedir. Bir diğer ifadeyle ise yapay zekâ destekli grafik tasarım araçlarının sürdürülebilirlik odaklı kullanımında yeşil tasarım ilkeleri ve karbon ayak izi analizinin kullanımına tasarım ajansları kesinlikle katıldıklarını ifade etmiştir. Tüm bulguların neticesi olarak, grafik tasarım ajanslarının tasarım süreçlerinin tümünde, sürdürülebilirlik odaklı kullanım, yeşil tasarım ilkeleri ve karbon ayak izinin öneminin altı çizilmiş, bu yöntemlerin tasarım süreçlerinde benimsenmesinin çevresel etkileri azaltabileceği belirtilmiştir
Sosyal bilgiler öğretim programlarında ve ders kitaplarında küresel vatandaşlık söylemleri
Bu çalışmanın amacı, 1968'den günümüze kadar olan sosyal bilgiler öğretim programları ve sosyal bilgiler ders kitaplarında küresel vatandaşlık söylemlerini ortaya çıkarmaktır. Çalışma da küresel vatandaşlık ile ilgili 6 kod şeması kullanılmış ve bulgular yorumlanmıştır. Kod şemasında bulunan 6 ayrı şemaya göre küresel vatandaşlık kavramı söz ve söz öbeklerinde detaylı bir şekilde aranmıştır. Bu çalışmayla 1968 yılından 2018 yılına kadar uygulamaya koyulan tüm sosyal bilgiler öğretim programlarında ve yıllara göre değişen sosyal bilgiler ders kitaplarında küresel vatandaşlık söylemlerinin yer alması ve programlarla beraber bu söylemlerin değişim ile ders kitaplarındaki küresel vatandaşlık konuları üzerine 4.,5.,6., ve 7. sınıfların öğretim programları ve ders kitapları incelenmiştir. Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Verilerin analizi kısmında doküman analizi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular metnin aslına sadık kalınarak yorumlanmıştır. Araştırmanın sonucunda 1968'den 2018 yılına kadar oluşturulan sosyal bilgiler öğretim programları ve ders kitaplarında küresel vatandaş, küresel vatandaşlık kavramlarına dolaylı olarak ulaşılmaktadır. Kavram doğrudan öğretim programlarında ve ders kitaplarında yer almamaktadır. Kavramın yeterli seviyede bulunmadığı tespit edilmiştir. Ancak yıllara göre kavramın yer alma durumu artmıştır. Bu alanda yapılan çalışmalar arttırılmalıdır
Paylaşan ebeveynlik (sharenting) ve ebeveynlerin dijital farkındalığının çocukların problemli internet kullanımına etkisinin çocuk hakları bağlamında incelenmesi: Giresun ili örneği
Bu araştırmada ebeveynlerin; çocukları ile ilgili fotoğraf ve bilgi paylaşma davranışlarının, dijital farkındalıklarının ve tutumlarının çocukların problemli internet kullanımı düzeylerine etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma 254 ebeveyn ve onların 6-12 yaş arası çocuklarının katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Toplamda 508 farklı kişiden veri toplanmıştır. Ebeveynlerin dijital farkındalıklarının düzeyi ve teknoloji kullanımına karşı tutumlarının çocukların problemli internet kullanım düzeylerini etkilediği tespit edilmiştir. Ancak ebeveynlerin çocuklarının bilgilerini ve fotoğraflarını paylaşması ile çocukların problemli internet kullanımı üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkiye ulaşılamamıştır. Diğer bir yandan ebeveynlerin büyük çoğunluğunun paylaşan ebeveynlik hakkında bilgi sahibi olmadığı, bu konudaki bilgi düzeylerinin düşük olduğu tespit edilmiştir. Ebeveynlerin çoğunun çocuklarının fotoğraflarını düzenli aralıklarla paylaştığının ve bu paylaşımların sebeplerinden en ön plana çıkanın bilişsel ihtiyaçlar olduğu belirlenmiştir. Tüm bu veriler paylaşan ebeveynlik davranışı ve bilinçli medya kullanımı konusunda ebeveynlerin eğitime ihtiyaç duyduğu, bu konudaki farkındalığın düşük olduğuna ulaşılmıştır
Kano sporcularının spora katılım güdüleri ve sağlıklı beslenmeye ilişkin tutumlarının incelenmesi
Amaç: Bu çalışmanın amacı, kano sporcularının spora katılım güdüleri ve sağlıklı beslenmeye ilişkin tutumlarını incelemektir. Gereç ve yöntem: Araştırma grubu, 2022-2023 yıllarında Türkiye Kano Federasyonu'na bağlı olarak kano sporu yapan 73 kadın ve 145 erkek olmak üzere toplam 218 aktif sporcudan oluşmaktadır. Bu çalışmada, kişisel bilgiler, beslenme bilgi düzeyi, beslenme alışkanları ve spora katılım güdüleri olmak üzere toplam dört bölümden oluşan anket yöntemi kullanılmıştır. Kano sporu yapan sporcuların demoğrafik bilgileri, beslenme bilgi düzeyleri, beslenme alışkanlıkları ve spora katılım güdülerinin incelenmesi için hazırlanan anket çalışmasında yer alan kategorik değişkenlerin frekans ve yüzde bilgileri, sürekli değişkenlerin ortalama ve standart sapma değerleri verilmiştir. Ayrıca cinsiyet ve eğitim seviyesi değişkenleri için normallik varsayımları Kolmogorov-Smirnov testi ile incelenmiştir. İncelenen değişkenlerin normal dağılıma sahip olmadığı görülmüştür. Değişkenler normal dağılıma sahip olmadığından dolayı, düzey sayısı cinsiyet değişkeninin analizinde Mann-Whitney-U testi kullanılmıştır. Eğitim seviyesi değişkeni ile anket çalışmasında yer alan diğer tüm kategorik değişkenler arasındaki ilişki ise ki-kare analizi ile incelenmiştir. Çalışmada kullanılan tüm analizler IBM-SPSS-21 programında yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar bulgular bölümünde tablolar halinde sunulmuştur. Bulgular: Araştırmada deneklerden elde edilen verilere göre; sporcuların günde kaç öğün beslendikleri ile ilgili gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p=0,00<α=0.05). Sporcuların %52,75' inin günde en az 3 öğün tükettikleri, %25,7' sinin ise 4 öğünden fazla tükettikleri tespit edilmiştir. Yapılan analiz sonucuna göre; sporcuların akşam yemeklerinden sonra yeme/içme alışkanlıkları ile gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p=0,02<α=0.05). Katılımcıların %66,50'sinin akşam yemeğinden sonra yeme/içme alışkanlığı olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada; sporcuların gün içinde öğün atlama durumları ile gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p=0,03<α=0.05). Kadın sporculardan 40 (%54,80) kişi, Erkek sporculardan 57 (%39,32) kişi gün içinde öğün atlamaktadır. Katılımcıların en fazla atladığı öğün %56,03 kahvaltı öğünü olarak tespit edilmiştir. Araştırmada yapılan ki kare analizine göre; sporcuların antrenman-müsabaka öncesinde tükettikleri besin türü ile gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p=0,00<α=0.05). Katılımcıların %37,61' inin Karbonhidrat (makarna, pilav); %36,23' ünün Protein (kırmızı et, tavuk, balık) tükettikleri tespit edilmiştir. Sporcuların antrenman- müsabaka sonrası tükettikleri besin türü ile gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p=0,04<α=0.05). %32,56 'sının Karbonhidrat (makarna, pilav); %46,33' ünün Protein(kırmızı et, tavuk, balık) tükettikleri tespit edilmiştir. Yapılan analiz sonucuna göre; sporcuların yeterli beslendiklerini düşünmeleri açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur(p=0,01<α=0.05). Kadın sporculardan 25 (%34,24) kişi, erkek sporculardan 70 (%48,27) kişi yeterli beslendiğini düşünmektedir. Analiz sonucuna bakıldığında; Kano sporcularının eğitim seviyesine göre spora katılım motivasyonlarının karşılaştırılmasında, Fiziksel Uygunluk/Enerji Harcama alt boyutunda; ortaokul eğitim düzeyine ve lise eğitim düzeyine sahip sporcular arasında ortaokul eğitim düzeyine sahip sporcuların lehine anlamlı farklılığa rastlanmıştır (X2=14,856; p=0,005<0,05). Arkadaş alt boyutunda; ortaokul eğitim düzeyine ve lise eğitim düzeyine sahip sporcular arasında lise eğitim düzeyine sahip sporcuların lehine anlamlı farklılığa rastlanmıştır (X2=12,036; p=0,017<0,05). Sonuç: Yapılan istatistik analizde sporcuların beslenmeye yönelik tutumlarına bakıldığında tükettikleri öğün sayısında, akşam yemeğinden sonra yeme-içme alışkanlıklarında, öğün atlamalarında, müsabaka öncesi ve sonrası tükettikleri besinlerde, yeterli beslenmelerinde ve spora katılım güdüsünde (Fiziksel Uygunluk/Enerji Harcama, Arkadaş alt boyutunda ve eğitim seviyesi değişkeninde) anlamlılık ortaya çıkmıştır. Diğer sorulara verilen cevaplarda istatiksel anlamlılık çıkmadığı gibi matematiksel farklılık ve benzerlikler gözlenmiştir