118 research outputs found

    Henri Temianka Correspondence; (spivakovsky)

    Get PDF
    https://digitalcommons.chapman.edu/temianka_correspondence/2868/thumbnail.jp

    Acute Right Ventricular Failure

    No full text

    Normalleşme sÜrecinde COVID-19 ve GÖğüs Hastalıkları Kliniği

    No full text
    Şiddetli akut solunum sendromu koronavirüs 2 (SARS-CoV-2) dünya çapında bir salgına yolaçmıştır ve enfeksiyonu olan hastalar COVID-19 olarak adlandırılmaktadır. COVID-19 genellikle bir solunum yolu hastalığı olarak kabul edilmesine rağmen, açıkça beklenmeyen bir trombotik potansiyel vardır. Hastalığın patofizyolojisi ve ardından gelişen koagülopatiye bağlı, enflamatuar, hiper pıhtılaşma vehipofibrinolitik bir durum oluşur. COVID-19 nedeniyle genel servis ve yoğun bakımda takip edilen hastalarda tromboemboli komplikasyonlarının arttığı gösterilmiştir. Bu bölümde COVID-19 hastalarında,koagülopati, VTE riski ve VTE'nin önlenmesi ve tedavisinden bahsedilecektir.&nbsp;Severe acute respiratory syndrome coronavirus 2 (SARS-CoV-2) has led to a worldwideepidemic and patients with the infection are referred to as COVID-19. Although COVID-19 is generallyconsidered a respiratory disease, there is clearly an unexpected thrombotic potential. An inflammatory,hypercoagulable and hypofibrinolytic condition occurs due to the pathophysiology of the disease and thesubsequent coagulopathy. It has been shown that the complications of thromboembolism increase in patients who are followed up in the general service and intensive care unit due to COVID-19. This sectionwill discuss coagulopathy, risk of VTE, and prevention and treatment of VTE in COVID-19 patients.</p

    Akuttan Kroniğe Pulmoner Tromboemboli

    No full text
    Pulmoner emboli (PE), tanı yöntemlerinin daha fazla kullanılmasına bağlı olarak sıklığı giderek artan, mortalitesi yüksek bir durumdur. Daha etkili tedaviler ve rehberlere daha iyi uyum sağlanması, son zamanlarda PE'nin prognozu üzerinde önemli bir olumlu etki yapmıştır. Son yıllarda gereksiz test kullanımının önüne geçmek için klinik skorlama yöntemleri doğrulanmış ve kullanılmaya başlanmıştır. Fibrin yıkım ürünü olan D-dimer, PE şüpheli birçok hasta için ilk başvurulan test olup klinik olasılık düşük olan hastalarda negatif prediktif değeri yüksektir. Kardiyak biyobelirteçler de mortalite riski belirlemede ve hastanın hospitalize olup olmaması kararında önem taşımaktadır. Kardiyak fonksiyonları değerlendirmek için transtorasik ekokardiyografi ve kardiyak biyobelirteçlerin yanında, BTPA'da sağ ventrikül işlevi gösteren bulgular da yol göstericidir.</p
    corecore