Diş Hekimlerinin Kardiyopulmoner Resüsitasyon ve Mavi Kod Uygulamaları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

ABSTRACT Objective: To evaluate the dentists’ knowledge of cardiopulmonary resuscitation (CPR) and code blue application (CBA). Methods: The study was conducted among 210 dentists working in the public hospitals or dental faculty in Kayseri. The study included 165 dentists who volunteered to respond the survey questions. Participants were asked 19 questions about their demographics, as well as their knowledge and experience of CPR and CBA. The dataset was statistically evaluated. Results: It was determined that 43.6% of the participants had used CBA before, and 70.3% of the participants were capable of giving the code blue. The participants' rates of experiencing cardiac arrest cases anywhere or in their dental practice were 15.2% and 0.6%, respectively. After graduation, 69.7% of the participants received CPR training; however, only 6.7% performed CPR. 61.2%, 55.2%, and 57.6% of participants correctly answered questions about chest compression rate, chest compression/respiration ratio, and application site, respectively. It was found that participants with 1 to 5 years of professional experience answered the questions more accurately. Conclusion: The participants in the study had a lack of knowledge regarding CPR and CBA. As a result, CPR training for dentists should begin in the undergraduate years and continue in the postgraduate years. Keywords: Dentist, Cardiopulmonary resuscitation, Code blue ÖZ Amaç: Diş hekimlerinin kardiyopulmoner resüsitasyon (KPR) ve mavi kod uygulamaları (MKU) hakkındaki bilgi düzeylerini değerlendirmektir. Yöntemler: Anket formları, Kayseri ilindeki çeşitli kamu kurumları veya üniversitede görev yapan 210 diş hekimine ulaştırılmıştır. Soruları yanıtlamayı kabul eden 165 katılımcı çalışmaya dahil edilmiştir. Katılımcılara demografik özelliklerini, KPR ve MKU hakkındaki bilgi ve deneyimlerini değerlendiren 19 adet soru sorulmuştur. Veriler istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Katılımcıların %70,3’ünün mavi kod vermeyi bildiği ve %43,6’sının önceden mavi kod verdiği tespit edilmiştir. Katılımcıların %15,2’si herhangi bir zamanda, %0,6’sı ise diş tedavisi sırasında kardiyak arrest durumu ile karşılaştığını belirtmiştir. Mezuniyet sonrası KPR eğitimi alanların oranı %69,7 ve KPR uygulayanların oranı ise %6,7 idi. Katılımcılar, KPR sırasında göğüs kompresyon hızı, göğüs kompresyonu / solunum oranı ve uygulama yeri ile ilgili sorulara sırasıyla %61,2, %55,2 ve %57,6 oranında doğru cevap vermiştir. Mesleki tecrübe süresi 1-5 yıl arasında olan diş hekimlerinin bu soruları cevaplamada daha başarılı olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). Sonuç: Katılımcıların KPR ve MKU konusunda bilgi eksikliklerinin olduğu görülmüştür. Bu nedenle, diş hekimlerine yönelik KPR eğitimleri lisans düzeyinde başlamalı ve mezuniyet sonrası dönemde devam etmelidir. Anahtar Kelimeler : Diş hekimi, Kardiyopulmoner resüsitasyon, Mavi ko

Maxillary Sinus Mucocele As an Unusual Complication of Orthognathic Surgery: Case Report

Mucoceles of the paranasal sinuses are benign cystic formations lined by epithelium which show local enlargement with mucus collection. These lesions are usually seen in the frontal sinus, rarely in the ethmoid and maxillary sinus. It is believed to develop after the obstruction of the sinus ostium due to chronic sinusitis, polyps, bone tumours, previous trauma and allergic rhinitis. Maxillary sinus mucoceles are rarely seen after surgical operations and has harmful effects on neighboring structures. In this case report, we present a maxillary sinus mucocele which was developed after orthognathic surgery with its surgical treatment and postoperative follow-up.Keywords: Maxillary sinus mucocele; orthognathic surgery; ostium

Maxilada Geniş Uzantılı Epidermoid Kist: Olgu Sunumu

Epidermoid kistler ektoderm kaynaklı benign yumuşak doku malformasyonlarıdır ve baş boyun bölgesinde ender olarak görülür. Dermoid ve epidermoid kistler oral kavitede çoğunlukla submental bölge, dil, lateral faringeal duvar ve yumuşak damakta lokalize olurlar. Bu lezyonlar kongenital olarak görülebilir veya travma sonrası sonradan meydana gelebilir. Epidermoid kistler klinik olarak, yavaşça büyüyen, ağrısız, sınırları düzenli, sert şişlikler şeklinde görülür. Bu olgu sunumunda, anterior ve posterior sol maksiller bölgede oluşan, maksiller sinüs ve infratemporal bölgeye kadar uzanan epidermoid kistin cerrahi tedavisi ile birlikte ameliyat sonrası takibi sunulmaktadır

ORTOGNATİK CERRAHİ SONRASI GELİŞEN BAKTERİYEL ENFEKSİYON: VAKA SERİLERİ

Giriş: Ortognatik cerrahi, maksillofasiyal deformiteleri düzeltmek için kullanılan yaygın bir invaziv cerrahi prosedürdür. Literatürde ameliyat sonrası ödem, ağrı, kusma ve enfeksiyon gibi komplikasyonlar bildirilmiştir. Bu sunumda ortognatik cerrahi sonrası gelişen persistan enfeksiyonların tedavisi anlatılmaktadır.Vaka Raporu: Erciyes Üniversitesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı'na çene deformitesinin düzeltilmesi için başvuran 3 hastanın ortognatik cerrahi ameliyatı genel anestezi altında yapıldı. Postoperatif 2. haftadan sonra hastalarda lokalize ödem, intraoral pü akışı vardı. Enfeksiyon kontrolü İçin hastalara penisilin ve metronidazol verildi, kültür alındı. Kültürlerde enterobacter cloacae,klebsiella pnemonia gibi oral enfeksiyonlarda nadir görülen bakteriler üredi. Antibiyotik duyarlılığı bakılarak uygun antibiyoterapi yapıldı.Sonuç: Cerrahi alan enfeksiyon yönetimi zordur ve ortognatik cerrahi sonrası görülebilir. Profilaktikantibiyotik kullanımı ortognatik cerrahide postoperatif enfeksiyon riskini azaltır. Mikroorganizmaların çoğu penisiline duyarlıdır. Kültür ve duyarlılık testi sonuçlarına göre antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır. Kesi yerinin enfeksiyonunu önlemek için antibiyoterapi dışında postoperatif ağız hijyeni, perioperatif yara tasarımı ve diyete dikkat edilmelidir. Bu vakalarda, uzun süreli antibiyotik kullanımı sonucunda nadir görülen bakteriler izole edilmiştir. Bu nedenle, akılcı antibiyotik kullanımınadikkat edilmelidir.Anahtar Kelimeler: Ortognatik cerrahi, bakteriyel enfeksiyon, antibiyoterapiIntroduction: Orthognathic surgery is a common invasive surgical procedure used to correct maxillofacial deformities. Complications such as postoperative edema, pain, vomiting and infection have been reported in the literature. In this presentation, the treatment of persistent infections after orthognathic surgery is described.Case Report: Orthognathic surgery of 3 patients who applied to Erciyes University Oral and Maxillofacial Surgery Department for correction of jaw deformity was performed under general anesthesia. After the 2nd postoperative week, the patients had localized edema and intraoral pus flow. Penicillin and metronidazole were given to the patients for infection control, cultures were taken. Rare bacteria grown in oral infections such as enterobacter cloacae, klebsiella pneumoniaa were grown in cultures. Antibiotic susceptibility was evaluated and appropriate antibiotic therapy was administered.Conclusion: Surgical site infection management is difficult and may occur after orthognathic surgery. The use of prophylactic antibiotics reduces the risk of postoperative infection in orthognathic surgery. Most microorganisms are sensitive to penicillin. Antibiotic treatment should be administered according to the culture and sensitivity test results. In order to prevent infection of the incision site, attention should be paid to postoperative oral hygiene, perioperative wound design and diet, apart from antibiotics. In these cases, rare bacteria were isolated as a result of prolonged use of antibiotics. Therefore, care should be taken in the rational use of antibiotics.Keywords: Orthognathic surgery, bacterial infection, antibiotic therapy</p