1 research outputs found
Orta Çağ’da İskandinavya İle İslam Dünyası arasındaki ticari faaliyetler
Bazı halklar tarihte muntazam yükselişler gösterir iken bazı halkların da yükselişleri defaten gerçekleşir. Tarihin kısa bir döneminde müthiş bir yükseliş enerjisiyle kabına sığmayan bir halk, ömrünün geri kalanını yeniden kendi sınırları içerisine çekilerek, gayet mümtaz bir şekilde yaşayabilir. Başka bir halk ise çöküş safhasına geçtiğinde, kendisine en yakın hissettiği halk ile kaynaşarak yeniden bir yükseliş safhasına geçebilir. Açıkça bu düzen, tarihin halklar için çizdiği kanundan başka bir şey değildir. Nitekim VIII. yüzyılın başlarında evvelce adları duyulmayan, Avrasya’da büyük siyasî çekişmelerin yaşandığı ve büyük devletlerin güçlerinin kırıldığı bir vakitte İskandinavya’dan inerek, doğuya ve batıya doğru durmaksızın saldıran bir halk belirdi. Bir barbarın zalimliğine sahip olduğu kadar, bir tüccarın da zekâsına sahip
olan bu insanlar üç asır sürecek olan bir çağı başlattılar ve haberleri olmadan kendi yükseliş safhalarını yaşadılar. Aynı zamanda, onların ünleri, dönemin birçok muharriri tarafından da yazıya geçirildi. Viking Çağı1 olarak nitelendirilen bu dönem, yukarıda da bahsini ettiğimiz gibi Vikingler olarak adlandırılan bir halk kütlesinin çeşitli nedenlerden dolayı doğu ve batı dünyalarına karşı hızla saldırıya geçtikleri dönemin
adıdır. Bu dönem aynı zamanda İslâm coğrafya yazıcılığının zirvede olduğu bir dönemdir. Galiba Vikinglerin intişarı, aynı zamanda onlara kendi kaderlerinin de bir armağanıydı. Çünkü hem Avrasya’da siyasî gaileler baş göstermiş hem de Müslüman tarih yazıcılığı gelişmişti