56 research outputs found

    The application of the "35th article" in the conception of the policy of educating teaching staff in Turkey

    No full text
    Bu çalışmada35. madde çerçevesinde eğitim gören araştırma görevlilerinin bu maddeye göre görevlendirilme biçimleri ve eğitim sürecinde yaşadıkları sorunlar açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın bulguları, Ankara'daki üniversitelerde 35. madde ile lisansüstü eğitim için görevlendirilen 48 araştırma görevlisine uygulanan araştırma soru kâğıdından elde edilen verilere dayanmaktadır. Elde edilen veriler, bu yolla görevlendirilen araştırma görevlilerinin ortam koşullarından ve uygulamadan kaynaklanan ortak kimi temel sorunları olduğunu ortaya çıkarmıştır. 3$. madde yönteminin uygulanmasında görülen bu sorunların tespit edilip adlandırılması; hem bu yöntemin daha iyi işlemesi hem de bu süreçte sorunlarla en yoğun şekilde karşılaşan kesim olarak araştırma görevlilerinin mevcut durumunun değerlendirilmesi açısından önem taşımaktadır

    Turkish Woman That The Dominant Man Comprehension Has Placed in The Political Life

    No full text
    Mevcut sistemler içerisinde, kadın her alanda çeşitli sorunlarla karşılaşmış, üyesi olduğu insanlık sisteminin kendisi gibi diğer bir üyesi olan erkeklerden açık ara farkla geride kalmıştır. Kadının ev içerisine hapsedilerek kamusal alandan dışlandığı uzun zaman dilimi içerisinde; toplumsal yapı başta olmak üzere tüm mevcut yapılar bu eşitsizlik temelleri üzerine şifrelenip kodlanmış ve bu kodlar da siyasal sistemin tüm üyelerine programlanmıştır. Zincirleme olarak birbirine bağlı olan yapılar birbirlerini mevcut sistemi pekiştirecek şekilde etkilemişlerdir. Kadın; kısır bir döngü içerisinde egemen sistemin mevcut yapılarıyla kendini yeniden üretimine tanık olmuş ve bu sistem içerisinde metalaşmıştır

    Spectator Majority in Politics and Dominant Minortity: An Evaluation on Turkey

    No full text
    Siyaset faaliyeti aslında bireyler ve toplum adına istenen gelecek tasarımlarını kurmanın ve bu tasarımları uygulamaya geçirmenin temel anahtarını sunabilecek bir potansiyeli içinde barındırmaktadır. Hedeflenen toplum idealine ulaşmanın ve mevcut toplumsal ve siyasal durumun iyileştirilmesini sağlamanın yolu siyasetin içinde yer almaktan, ona etki edebilmekten geçmektedir. Siyaset faaliyeti üzerinde söz sahibi olabilmek ve onu etkin bir biçimde kullanabilmek; aktif ve katılımcı bir yurttaş olmayı, siyasal hayatı etkileyebilen bilinçli bir seçmen olmayı ve bu yurttaşlık tipine açık siyasal ve hukuksal mekanizmaya sahip bir ülkede yaşamayı gerektirmektedir. Gerçek anlamda halk yönetimi/egemenliği siyasal hayatta seyirciler olarak değil de siyasal hayatı denetleyen, etkileyen ve yönlendiren bireyler olarak yer almak ve siyasal hayata çeşitli biçimlerde katılmakla ancak söz konusu olabilir ve demokrasinin yöneten azınlığın hükümranlığına dönüşmesi de ancak bu şekilde önlenebilir. Çalışmada Türkiye’de bireylerin siyasal hayattaki konumu/payı çeşitli veriler ışığında irdelenmiştir

    The Founding Elements of Statesmanship and Political Discourse

    No full text
    Devlet adamı ve politikacı; kendini konumlandırdığı alan, taşıdığı zihniyet ve ortaya koyduğu siyasal pratikler açısından siyasal alanın birbiriyle çatışan iki temel aktörüdür. Tüm dünyada bu iki kavram birbirinden –taşıdıkları ve onlara yüklenen çeşitli niteliklerden dolayı- ayrılmakta, özellikle devlet adamlığı ön plana geçmektedir. Devlet adamlığı ve politikacılık söylemleri hem farklı ideolojik zihinsel örüntülerin ve siyasi pratiklerin sonucudur hem de kendini yeniden üreten mekanizmalar aracılığıyla siyasal aktörler üzerinde belirleyici bir rol oynayarak nedensel bir boyut da kazanmaktadır. Siyasal alan devlet adamlığı ve politikacılık söylemleri doğrultusunda çok farklı eksenlerde kurulmakta ve işlemektedir. Devlet adamı kendini devlet merkezli olarak konumlandırırken politikacı kendini devletin dışında toplumsal alanda konumlandırmakta böylece temsil edilen kesim ve savunulan çıkarlar da farklılaşmaktadır. Devletlerin siyasa belirleyicilerinin/yöneticilerinin devlet adamı ya da politikacı olarak irdelenmesi daha kapsamlı bir değerlendirmeyi, tüm siyasal sistemle bağlantılı bir irdelemeyi gerekli kılmaktadır. Çalışmada bu iki kavrama yüklenen anlamların nedensel boyutlarını, devlet adamlığı ve politikacılık söylemlerinin kurucu unsurları doğrultusunda açıklamak amaçlanmaktadır

    Iran

    No full text
    Geçmiş yüzyılda iki devrime ve birçok formda siyasi ve sosyal harekete sahne olan İran uluslararası birçok müdahale ve yaptırıma maruz kalmış ve sayısız kez iç karışıklık yaşamıştır (Gohardani ve Tizro, 2019: Önsöz). İran, Ortadoğu Bölgesi’nin stratejik önem taşıyan konumuyla gerek tarihsel mirası ve devlet geleneği gerekse İslam Dünyası içerisinde farklılaşan mezhep yapısıyla kendine özgü bir yapı sergilemektedir. Siyaset bilimciler için birçok kavram ve kuramın sorgulandığı “nev-i şahsına münhasır” bir devlettir. İran’ın toplumsal ve siyasal yapısını mevcut kavram ve yaklaşımlar çerçevesinde analiz etme güçlüğü İran’ı ayrıntılı bir incelemeye tabi tutmayı gerektirmektedir. Bu bölümün amaçlarından bir diğeri de İran’ın kendine özgü koşullarını doğru biçimde okuyarak, Batı merkezli kavram ve kuramları sağlıklı bir zeminde irdeleyebilmektir. Oryantalizm tuzağına düşmeden ama evrensel kriterleri de göz ardı etmeden siyasal yapı ve kurumları olabildiğince objektif bir biçimde değerlendirebilmek çalışma için büyük önem taşımaktadır. Çalışma, klasik şablonlarla, dar kapsamlı, yüzeysel genellemelere hapsetmeden, İran’ı -temel siyasi, iktisadi ve kültürel unsurlarını ve bu unsurların pratikte birbirleriyle eklemlenme tarzını da ele alarak- evrenselden kopmadan ama özgün olan yönlerini de doğru biçimde okuyarak ortaya koyma çabasıyla diğer çalışmalardan ayrışmaktadır

    Analysis of position of Turkish women in political area via 23. Term woman parliamentarians

    No full text
    Türkiye’de kadınların –seçme ve seçilme hakkını fiilen kullandıkları 1935’den bugüne dek- siyasal alandaki konumunu belirleyen temel sorunsal, toplumsal ve ekonomik yapı ve ilişkilerin biçimlendirdiği eksik temsil olmuştur. “Eksik temsil”de dikkat edilmesi gereken sadece cinsiyet temelinde kadın unsurunun değil aynı zamanda toplumdaki farklı kadın gruplarının/sınıflarının siyasal alanda temsil edilme düzeyidir. Siyasal alan kapılarını tüm sınıflardan kadınlara açmış mıdır? Yoksa üst düzey siyasal pozisyonlar sadece belirli sınıflardan/kesimlerden kadınlara mı açıktır? Bu soruların yanıtı Türkiye’de kadınların siyasal alandaki konumunu tespit edebilmek açısından büyük önem taşımaktadır. Niceliksel göstergeler kadın temsilini değerlendirebilmek açısından tek başına yeterli olmaktan uzaktır. Nitekim kadınlar homojen, tek tip bir profilden ibaret değildir. Farklı dinden/dilden/etnisiteden/gruptan/sınıftan kadın vardır. Ve her bir gruptaki kadının farklı deneyimleri, alışkanlıkları, yaşantıları vardır. Dini/dili/etnisitesi ne olursa olsun aynı sınıftan kadınların yaşantılarında büyük benzerlikler bulunmaktadır. Bu nedenle kadınların arasındaki bu farklılığın siyasal karar alma mekanizmalarına da yansıması gerekir Tam bir siyasal temsil toplumdaki her sınıfa ait kadının parlamentoda yer alabilmesiyle ancak mümkün olabilir. Siyasal alanda hangi kadın/kadınlar temsil ediliyor? İşte temsildeki eksikliği saptayabilmek açısından en önemli soru budur. Çalışmada son dönemde seçilen kadın parlamenterlerin Türkiye’deki kadınları temsil etme düzeyini ortaya koymak amaçlanmaktadır

    Social and Political Profile of Iranian Women

    No full text
    Çalışmanın temel amacı – seçilmiş örneklem ile bağımlı ve bağımsız değişkenler doğrultusunda- İranlı kadınların toplumsal ve siyasal profilini ortaya koymaktır. Bu çalışmada çoğu zaman önyargılardan beslenen klişelere hapsedilerek ya da oryantalist bir bakış açısı ile ”tekil ve monolitik tebaa” olarak değerlendirilen İranlı kadınların mevcut durumu/konumu ilk aşamada ulusal toplumsal ve siyasal koşullar çerçevesinde ele alınmıştır. Diğer yandan araştırmada elde edilen birincil veriler katı şeriat kurallarıyla bastırılarak egemen devlet otoritesinin çizdiği sınırlara hapsedilmeye, belirli kalıplara sığdırılmaya çalışılan İranlı kadınların tüm dayatmalardan bağımsız bir biçimde yaşantılarındaki çeşitlilik yanında “kadınlık durumu”nun evrenselliğini gözler önüne sermiştir. İranlı kadınların profilleri, rejime özgü eşitsizlik ve ayrımcılık unsurlarına rağmen –gösterilenin ötesinde- tüm kadınları hiç de yabancısı olmadıkları kadınlık halleri ile ortak bir zeminde çok güçlü bir biçimde buluşturmaktadırThe main purpose of study is to identify the Iranian women’s social and political profile in terms of the sampling and dependent-independent variables. It focuses primarily on the current situation/position of Iranian women who have often been evaluated as “unified and monolitic subjects” through stereotypes steming from prejudices, and from an orientalist point of view, within the framework of national, social and political circumstances. On the other hand, the study attempts to illustrate the universal “women condition” as well as the diverse lifestyles of Iranian women despite the fact that they have been suppressed and confined to the strict boundries drawn authoritatively by the state in the name of Sharia. The Iranian women’s profile, despite the features of inequality and discrimination peculiar to the regime at first glance, converges strongly on the basis of women condition with which no woman is unfamiliar

    The Main Actor is Political Party Which is The Represantative Of Subject Of Political Desicion-Making Process

    No full text
    ÖZET Raymond Aron’a göre “Siyasetin özü kararların toplum tarafından değil, toplum için alınmasıdır” Bu görüş siyasetle ilgilenmenin seçkin bir azınlığın işi/hakkı olduğu anlayışına dayanmaktadır. Kararlar halk tarafından seçilen azınlık yöneticiler tarafından alınmaktadır. Halk siyasal alana ancak çok sınırlı bir biçimde dahil olmaktadır. Yurttaşların tekil iradelerini biçimlendirip birleştirerek siyasal karar alma mekanizmalarına yansıtan örgütler olarak siyasi partiler siyasal alanın temel aktörleridir. Siyasi partilerin bireylerin iradelerini siyasal kararlara ne düzeyde yansıttığı, temsil işlevini ne düzeyde yerine getirdiği ve demokrasiye ne düzeyde katkıda bulunduğu ayrıntılı bir biçimde irdelenmesi gereken temel bir sorun alanıdır. Bireylerin iradeleri siyasal karar alma mekanizmalarına siyasi partiler aracılığıyla yansıtılamıyorsa, mevcut demokrasiler halkın iradesi olmaktan çok uzak demektir. O zaman ortaya; “Halkı kim yönetiyor?”, “Kararları kim alıyor?”, “Halk kimin için yönetiliyor?”, “Kararlar kimin için alınıyor?” gibi, demokratik sistemler açısından cevaplanması gereken çok ciddi sorular çıkmaktadır

    The Component That The Representative Democracy Can't Represent in Turkey: Woman-The Malatya Model

    No full text
    Demokrasi, yurttaşların siyasal alanda temsili açısından en geçerli çözüm yolu olarak görülmesine rağmen farklı unsurların eşit temsilini sağlamada yeterince başarılı bir sistem olamamıştır. İdeoloji/toplumsal grup/cinsiyet, vb. unsurlar açısından farklılık taşıyan kesimler ortak iradenin birer parçası olarak siyasal alanda temsil etme/edilme hakkına sahiptir. Temsil durumuna cinsiyet temelinde bakıldığında kadın ve erkeğin temsili açısından iki cins arasında büyük bir uçurum olduğu, erkek baskın –yüzyıllar boyu erkeğin tekelinde olan- bir siyasal iradenin mevcut olduğu görülmektedir. Nitekim günümüzde bile kadının yurttaş olarak siyasal alandaki eksik/yetersiz temsiline neden olan görünür ya da görünmez engelleri aşmada demokratik mekanizmalar tam anlamıyla etkili olamamışlardır. Kadının genel ve yerel siyasetteki yokluğu/eksik temsili demokrasinin özüne aykırı olmakla birlikte, mevcut haliyle “kadınsız demokrasi” olabileceğine inananlar eksik demokrasi anlayışlarıyla demokrasi idealinden uzaklaşmaktadırlar

    Terrorist Organizations With A Foreign Origin Or Connection: Religion As A Goal Or Religion As A Means Of Terrorist Organizations?”

    No full text
    1990'ların en büyük cilvelerinden biri; dinin nefret, savaş ve terörizme yol açan en önemli faktör haline gelmesidir. Sovyet sisteminin yıkılması ve soğuk savaş çekişmelerinin bitmesi sonucu tüm dünya dikkatini, çoğu dini inançlardan kaynaklanan yerel etnik mücadelelere çevirmiştir (Haught, 1999: 7). Çalışmada; dinin terör eylemleri içerisinde nasıl araçsallaştırıldığı, hedeflenenin din öğesi olmayıp aslında dinin bir meşrulaştırma aracı olarak kullanıldığı görüşü kabul edilmiş ve bu doğrultuda bir yol izlenmiştir. Aksi halde dinle bağdaşmayacak eylemlerin din içerisinde konumlanmış olduğunu kabul etmek gerekir ki bunu kabul etmek pek mümkün değildir en azından İslam dini için bu sav ileri sürülebilir
    corecore