11 research outputs found

    Melanogryllus desertus pall. 'da hiposerebral ganglionun ince yapısı ve postembriyonik gelişmesi

    No full text
    26 6. SUMMARY In Melanogryllus desertus Pall., hypocerebral ganglion is situated in the head region above the oesophagus. It is closely connected to the brain via the recurrent nerve and the frontal ganglion on one side, and on the other side, to the corpus cardiacum where the brain neurohormones are secreted and stored. Light and electron microscopy techniques are used in establishing the ultrastructure of the hypocerebral ganglion. Light microscopy was utilized only in the adults whereas electron microscopy was utilized in 4th, 7th, 9th nymphal stages as well as in the adults. In the investigated stages; lengths and widths of the nuclei of ganglion cells, together with lengths and widths of the cell themselves are measured and then evaluated with one way variance analysis by means of IBM computer, and the results are given in graphs and tables. The ganglion; which is situated on the pathway of the neural impulses in the neuroendocrine system, is covered on the outside by a neural lamella of connective tissue and a perilemma of glial cells. Below this sheath, there are 25 to 30 unipolar and bipolar hypocerebral ganglion cells with their axons towards the neuropile and 2 to 3 neurosecretion cells, all the distended part towards the corpus cardiacum side, forming the cortical region. Neurosecretion cells are situated near the region where the ganglion is connected to the corpus cardiacum. Dark and light types of the ganglion nerve cells collected in the distended region can be distinguished, likewise glial cells are also in two types: Light and dark. Within the ganglion cells abundant free polysomes, extended Golgi complexes, granular and agranular endoplasmic reticulum membranes, lamellar mitochondria and dense bodies are evident. The central part of the ganglion is composed of ganglion cell axons together with the widened axons of the recurrent nerve, they form a bundle: Neuropile, 4 different axons are distinguished in the neuropile according to their secretion granule contents. Neuroflaments, neurotubules and mitochondria are seen in secretionless axons. There is a layer of glial cells between the ganglion cells and the neuropile. Within neuropile, a similar layer composed of thickened glial cell extensions delimit the recurrent nerve.27 Within the ganglion, both in the cortical region and the neuropile, trachea and tracheols are present while in the perilemma, there are large granulated heamocyt between the glial cells. In the sheath of the ganglion, within the regions where the secretion containing axons are abundant, in both the neural lamella and perilemma parts of the sheath, axons are present which are full of neurosecretion granules and they are surrounded by glial cells. This view is similar to the neurosecretion granule secreting areas of the neurohaemal regions. During development, a significant widening of the ganglion cell perikaryons is observed from the youngest nymphal stages towards the adults.Ö Z E T Melanogryîlus desertus Pall.'da hiposerebral ganglion baş bölgesinde, özofagusun üzerinde yer alır. Bir taraftan recurrent sinir ve frontal ganglion aracılığıyla beyinle ve diğer taraftan da beyin nörohormonlannın depo edildiği ve salındığı yer olan corpus cardiacum'la sıkıca bağlantılıdır. Hiposerebral ganglionun ince yapısının ortaya çıkarılmasında ışık ve elektron mikroskobu teknikleri kullanılmıştır. Işık mikroskobuyla ergin devrede, elektron mikroskobuyla 4.ncü, 7.nci ve 9.ncu nimfal dönemler ile erginde çalışılmıştır. İncelenen devrelerde ganglion hücrelerinin nukleus en ve boylan ile total hücre en ve boy ölçümleri IBM bilgisayarda tek yönlü varyans analiziyle değerlendirilmiş, sonuçlar grafik ve tablolarla gösterilmiştir. Nöroendokrin sistemde sinirsel uyartıların geçit yolu üzerinde bulunan ganglion dıştan bağ dokusundan bir nöral lamella ile gliyal hücrelerden oluşan perilemmadan meydana gelen bir kılıfla örtülüdür. Kılıfın altında ganglionun corpus cardiacuma bakan şişkin kısmında ve kortikal bölgeyi oluşturan nöropile uzanan uzantılarıyla, unipolar ve bipolar yapılı 25-30 kadar hiposerebral ganglion hücreleri ile; sayıları 2-3 kadar olan nörosekresyon hücreleri bulunmaktadır. Nörosekresyon hücrelerinin yerleşimi, ganglionun corpus cardiacumla bağlantı bölgesine yakın kısımdadır. Şişkin bölgede toplanmış olarak görülen ganglion sinir hücrelerinin koyu ve açık iki tipi, gliyal hücrelerin de yine koyu ve açık olmak üzere iki tipi ayırt edilmektedir. Ganglion hücrelerinde bol serbest polizomlar, gelişmiş Golgi sahaları, granüllü ve granülsüz endoplazmik retikulum zarları, yaprak şeklinde mitokondriumlar ve koyu yapılar görülmektedir. Ganglionun merkezi kısmını ganglion hücerelerinin uzantılarıyla birlikte, recurrent sinire ait geniş aksonları da içeren yumak şeklinde nöropil oluşturmaktadır. Nöropilde içerdikleri salgı granüllerinin tiplerine göre 4 farklı akson ayırtedilmiştir. Salgı içermeyen aksonlarda nörofilament, nörotübül ve mitokondriumlar görülmektedir. Ganglion hücreleri ile nöropil arasında gliyal hücrelerden oluşan bir tabaka bulunur. Nöropilde recurrent siniri sınırlayan ve yine böyle kalınlaşmış gliyal hücre uzantılarından oluşmuş bir tabaka görülmektedir.Kortikal bölgede ve nöropilde trake ve trakeoller ve perilemma'da gliyal hücreler arasında iri granüllü hemositler bulunmaktadır. Ganglion kılıfında salgı içeren aksonların bol olduğu bölgelerde, kılıfın hem nöral lamella ve hem de perilemma kısmında, gliyal hücrelerle sanlı, içleri nörosekresyon granülleriyle dolu aksonlar yer alır. Bu görüntü nörohemal bölgelerde nörosekresyon granüllerinin salınma bölgelerine benzer. Gelişme sırasında en genç devreden ergine gittikçe ganglion hücre perikaryonlannda bariz bir genişleme olduğu bulunmuştu

    Levels of some ovarian hormones in the Pre-and post spawning periods of Chalcalburnus tarichi Pallas, 1811, and the postovulatory structure of follicles

    No full text
    The structure of postovulatory follicles and the levels of ovarian 11 -dehydrocorticosterone (11 -DHC), estradiol-17(3 (E2), 17oc-hydroxyprogesterone(17a-OH-P), and progesterone (P), before and after spawning, were studied in Chalcalburnus tarichi. It was observed that postovulatory follicles are characterized by a highly vascular thecal layer and hypertrophied granulosa cells containing dense smooth endoplasmic reticulum, many large mitochondria with tubular cristae, and lipid droplets. Ovary 11-DHC level was low in the pre- and post-spawning periods (38.3 ;plusmn; 4.9-22.3 ;plusmn; 2.6 ng/ml). The level of E2 was 216.8 ;plusmn;31.1 ng/ml before spawning. This hormone declined on the 1st and 5th day after spawning and increased again to the level of 216.8 ;plusmn; 6.7 ng/ml on the 10th day; however, the E2 level decreased significantly on the 15th day (61.5 ;plusmn; 17.8 ng/ml) (P ;lt; 0.01). The 17oc-OH-P level was low (84.5 ;plusmn; 49.4 ng/ml) before spawning and reached a peak (295.7 ;plusmn; 52.5 ng/ml) on the 10th postspawning day, but a slight decline was observed on the 15th day (190 ;plusmn; 21.5 ng/ml) (P ;gt; 0.01). The P level was low (23.4 ;plusmn; 18.3 ng/ml) before spawning. Its level began to increase after spawning and reached a peak on the 10th postspawning day (200.7 ;plusmn; 29.1 ng/ml) (P ;lt; 0.01), but declined significantly on the 15th day (63.2 ;plusmn; 19.5 ng/ml) (P ;lt; 0.01). The results obtained from this study indicate that: a) In the postovulatory follicles, the granulosa cells produce steroids; b) 11 -DHC has no effect before or after spawning; c) E2 induces spawning; d) 17a-0H-P and P have an effect after spawning, it can be concluded that the apoptotic cells in postovulatory follicles increased on the 15th day, at which time E2 and P hormones were at their lowest levels after spawning in C. tarichi.Bu çalışmada, inci kefalinde yumurta bıraktıktan sonra foliküllerin yapısı ve yumurta bırakmadan önce ve yumurta bıraktıktan sonra ovaryum 11 -dehydrocorticosteroit (11-DHC), östradiol-17(3 (E2), 17oc-hydroxyprogesteron (17a-0H-P) ve progesteron (P) seviyeleri araştırıldı. Ovulasyondan sonra foliküllerin bol damarlı bir teka tabakası ve bol miktarda düz endoplazmik retikulum, tubüler kristali çok sayıda mitokondri ve lipit damlaları içeren büyük granüioza hücreleri ile karakterize edildiği gösterilmiştir. Ovaryum 11-DHC seviyesi yumurta bırakmadan önce ve sonra düşüktür (38,3 ± 4,9-22,3 ± 2,6 ng/ml). E2 seviyesi yumurta bırakmadan önce 216,8 ± 31,1 ng/ml olarak belirlendi. Bu hormon yumurta bıraktıktan sonra 1. ve 5. günde azaldı ve 10. günde tekrar 216,8 ± 6,7 ng/ml'ye yükseldi. Bununla birlikte, E2 seviyesi 15. günde belirgin olarak düştü (61,5 ± 17,8 ng/ml) (P 0,01). 17oc-OH-P seviyesi yumurta bırakmadan önce düşüktü (84,5 ± 49,4 ng/ml) ve yumurta bıraktıktan sonra artarak 10. günde en yüksek seviyeye ulaştı (295,7 ± 52,5 ng/ml) fakat 15. günde hafif bir düşüş gözlendi (190 ± 21,5 ng/ml) (P > 0,01). P seviyesi yumurta bırakmadan önce düşüktü (23,4 ± 18,3 ng/ml). Onun seviyesi yumurta bıraktıktan sonra artmaya başladı ve 10. günde maksimum seviyeye ulaştı (200,7 ± 29,1 ng/ml) (P 0,01) fakat 15. günde belirgin olarak düştü (63,2 ± 19,5 ng/ml) (P 0,01). Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar: a) Ovulasyondan sonraki foliküllerde granüioza hücrelerinin steroitsentezlediğini, b) 11-DHC'nin yumurta bırakmadan önce ve sonra etkili olmadığını, c) E2'nin yumurta bırakmayı uyardığını, d) 17a-0H-P ve P'un yumurta bıraktıktan sonra etkili olduğunu gösterir. İnci kefalinde, ovulasyondan sonraki foliküllerde apoptotik hücrelerin, E2 and P'nin yumurta bıraktıktan sonra en düşük seviyede olduğu, 15. günde arttığı sonucu çıkarılabilir
    corecore