5 research outputs found
Üç kanallı ve fraktür hattına sahip üst birinci küçük azı dişin retreatment tedavisi: Olgu sunumu
Bu vaka raporu ekstra bir kanal ve meziodistal
fraktür hattına sahip üst birinci küçük azı dişinin
başarılı bir kök kanal tedavisi yenilemesini
sunmaktadır. Üst birinci küçük azı dişe kök kanal
tedavisi yaptırmış olan 59 yaşında bayan hasta
kliniğimize bu bölgesinden rahatsız olması ve ağız
içi fistül nedeniyle başvurmuştur. Radyografik
muayenesinde tespit ve tedavi edilememiş bir
başka kök kanalından şüphelenilmiştir. Bu
nedenle önceki kök kanal dolgusu söküldü (1
distobukkal kanal ve 1 palatinal kanal) ardından 2
bukkal ve 1 palatinal olmak üzere 3 kanala kök
kanal dolgusu yapıldı. Tedavi sırasında kavitede
meziodistal yönde seyreden fraktür hattı tespit
edildi. Kanal dolgusu sonrasında kaviteye direk
rezin restorasyon uygulandı. Devam eden
takiplerde fistülün iyileştiği ve hastanın ağrılarının
geçtiği görüldü. Hastanın 2 yıllık takibinde
radyografik ve klinik açıdan asemptomatik olduğu
izlendi. Başarılı bir endodontik tedavi için klinisyen
kök kanalı morfolojik değişikliklerin farkında
olmalıdır. Başarısız kök kanal tedavilerinde en
önemli etkenlerden birisi fark edilemeyen ve tedavi
edilemeyen ekstra kanallardır. Farklı açıdan alınan
radyograflarla dişlerin kök yapılarının, sayılarının
fark edilmesi ve fraktür hattının teşhis edilmesi
tedavinin başarısı açısından önemlidir
Farklı eğe sistemlerinin kök kanallarından kalsiyum hidroksiti uzaklaştırmadaki etkinliklerinin değerlendirilmesi
Amaç: Tek köklü dişlerden farklı eğe sistemlerini kullanarak
kanal içi ilaç olan kalsiyum hidroksit’in (KH)
uzaklaştırılmasının değerlendirilmesidir.
Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada 30 adet tek köklü
çekilmiş insan dişi kullanıldı. Kök kanalları ProTaper F4
eğesine kadar genişletildi. KH patı kök kanallarına çalışma
uzunluklarında yerleştirildi. Köklerin koronal kısımlarına
pamuk pelet ve geçici bir dolgu maddesi konularak
kapatıldı. Daha sonra dişler distile su içinde 37oC’de 7 gün
boyunca bekletildi. Sonrasında geçici dolgular kaldırıldı.
Kök kanallarındaki KH’ın uzaklaştırılmasında kullanılan
yönteme göre örnekler rastgele dört deney grubu
(ProTaper Universal F4, ProTaper Next X4, Reciproc 40,
WaveOne Large) ve kontrol grubu olmak üzere toplam 5
gruba (n=12) ayrıldı. Kökler bukko-lingual olarak ikiye
ayrıldı ve kanal içerisinde kalan artık KH miktarı x 15
büyütmede stereomikroskop altında değerlendirildi. Veriler
SPSS programında Cronbach alpha yöntemi ile istatistiksel
olarak değerlendirildi.
Bulgular: KH’in kök kanallarından tamamen
uzaklaştırılamadığı görüldü. Reciproc eğe sistemi ile
istatistiksel olarak diğer gruplardan daha fazla KH’i
uzaklaştırıldığı belirlendi (P < 0.05). Kontrol grubunda diğer
gruplardan daha az KH uzaklaştırılmasına rağmen ProTaper
Universal, ProTaper Next ve WaveOne eğe sistemleriyle
aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmedi
(P > 0.05).
Sonuç: Reciproc eğe sisteminin NaOCl ile birlikte kullanımı
kök kanallarından KH’i uzaklaştırmada yalnızca NaOCl
kullanımından veya ProTaper Universal, ProTaper Next ve
WaveOne eğe sistemlerinden daha etkili olduğu
görülmüştür. Ancak, kullanılan tekniklerin hiçbiri kök
kanallarından KH’i tamamen uzaklaştıramamaktadır
Modifiye Üçlü Antibiyotik Patının Uzaklaştırılmasında Fotonla İndüklenmiş Fotoakustik Dalgalanma ile Farklı İrrigasyon Aktivasyon Rejimlerinin Kombinasyonunun Karşılaştırılması
Amaç: Bu çalışmanın amacı, kök kanallarından modifiye üçlü antibiyotik patının (mTAP) çıkarılmasında foton kaynaklı fotoakustik dalgalanma (PIPS) tekniği ile farklı irrigasyon aktivasyon rejimlerinin kombinasyonunun etkinliğini karşılaştırmaktır.
Gereç ve Yöntemler: Yüz beş adet çekilmiş insan mandibular-premolar dişler ProTaper döner eğe kullanarak prepare edildi. Kök kanalları mTAP medikamenti ile dolduruldu ve 4 hafta sonra kökler kullanılan irrigasyon rejimlerine göre rastgele 7 gruba (n=15) ayrıldı: Self-Adjusting File (SAF), Pasif-Ultrasonik-İrrigasyon (PUI) , EndoAktivatör (EA), SAF+EA, SAF+PUI, PUI+EA, PIPS. 3 dişte mTAP kaldırılmadı (pozitif kontrol) ve diğer 3 diş mTAP ile doldurulmadı (negatif kontrol). Kökler uzunlamasına ikiye ayrıldı ve kalan mTAP miktarı, 4 dereceli bir skorlama sistemi kullanılarak 20x büyütme ile değerlendirildi. Veriler Kruskal-Wallis ve Mann-Whitney U testleri kullanılarak değerlendirildi.
Bulgular: Tüm deney grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edildi. PIPS, SAF, SAF+EA ve SAF+PUI, mTAP'yi kök kanalından çıkarmada PUI ve PUI+EA'dan önemli ölçüde daha iyi performans gösterdi (P=0.000). EA orta etkinlik gösterdi. Apikal ve orta üçte birlik kısımda PUI ve PUI+EA ve koronal üçte birlik kısımda PUI önemli ölçüde daha kötü performans gösterdi (
Dönme ve resiprokal hareket yapan eğe sistemlerinin kök kanal tedavisi sonrası dentin çatlağı oluşumuna etkisi
Amaç: Bu
çalışmanın amacı resiprokal ve dönme hareketi yapan eğe sistemlerinin
preparasyon sonrası dentin çatlağı oluşumuna etkilerinin kıyaslanmasıdır. Gereç ve Yöntemler: 75
adet mandibular santral kesici diş seçilmiş ve distile su içerisinde çalışmada
kullanılıncaya kadar muhafaza edilmiştir. 15 adet diş preparasyon yapılmaksızın
negatif kontrol grubu olarak ayrılmış, geri kalan 60 diş dönme ve resiprokal
hareketi yapan sistemler kullanılarak prepare edilmiştir. Sonrasında bütün
dişlerden, apekslerinden itibaren 3, 6, 9 mm mesafelerden su soğutması altında
düşük hızlı testere ile yatay olarak kesitler alınmıştır. Bütün kesitler
stereomikroskop yardımı ile incelenmiş ve görüntüler kaydedilmiştir. Üzerinde
çatlak bulunan dişler not edilmiş ve ki-kare testi kullanılarak analiz
edilmiştir. Bulgular: Kontrol
grubundaki örneklerin hiçbirinde çatlak yoktu. Prepare edilen diğer gruplarda
ise çatlak varlığı tespit edildi. 3 mm’lik kesitlerde PU grubunda diğer
gruplara kıyasla daha fazla çatlak tespit edildi. PN grubunun 6 mm’lik
kesitinde diğer kesitlerine kıyasla daha fazla çatlak tespit edildi.
Sonuç: Bu
çalışmada kullanılan bütün eğe yöntemlerinin kanal duvarlarında çatlak
oluşturduğu tespit edilmiştir
The effect of various types of sodium perborate bleaching agents on shear bond strength of composite resin
The effect of various types of sodium perborate bleaching agents on shear bond strength of composite resin Aim: The purpose of this study was to evaluate various types of sodium perborates mixtures effect on shear bond strength of composite resin. Material and Methods: Eighty extracted central teeth were used in this study. The crowns were splitted mesiodistally from the incisal edges to cervicals. Buccal parts of the teeth were mounted in a 4cm pipe with the use of cold acylic resin with their buccal surfaces downward. Dentin surfaces were polished and divided into main 2 groups according to the mixing solutions (n=40) (water or 30% hydrogen peroxide) and into four subgroups according to the sodium perborate type used (monohydrate, trihydrate, tetrahydrate and only the solution as control) (n=10). The dentin surfaces of the groups were treated with fresh bleaching pastes and stored in an incubator. Composites were placed onto the dentin surfaces by packing the material into cylindrical shaped matrix. Shear bond strength of each sample was measured and calculated in MPa. Results: Mixing with hydrogen peroxide decreased bond strength values significantly (p<0.05). Higher bond strength values were obtained in tetrahydrate mixed with water group. Conclusions: For the success of composite restorative treatment that will be applied to non-vital colored teeth, mixing bleaching agents with water may be preferential