31 research outputs found

    The evaluation of forensic cases reported due to food poisoning

    Get PDF
    Objective: In this study it is aimed to examine forensic food poisoning cases and to evaluate the clinical presentation of food poisoning in people within the context of forensic medicine. Methods: In the study, 215 food poisoning cases are evaluated, which applied to the forensic medicine branch office in our city between 01.01.2007 and 31.12.2011. The forensic reports and forensic investigations of these cases are analyzed retrospectively. The cases are examined in terms of gender, age, the type of food consumed, the treatment applied and the result of the forensic report. Results: It is determined that in 83 cases (38.6%) food poisoning was caused by chicken products, and in 178 cases (82.8%) the poisoned people were students. In 3 cases (1.4%) the poisoning was life threatening. For 75 cases (34.9%) no forensic report was prepared in emergency service and among the 140 cases for which a forensic report was prepared, only 3 of the reports were prepared in a correct manner. Conclusions: It is determined that the demographic data of the cases complies with the city where the study was conducted. It is found out that in emergency services the food poisoning cases are usually misevaluated

    Inorganic Foreign Body in Rectum: Case Report

    Get PDF
    Bu yazıda başkaları tarafından zorla makatına yabancı cisim sokulduğunu iddia eden ancak çelişkili ifadelerde bulunan ve genital bölgede herhangi bir lezyon gözlenmeyen 39 yaşındaki erkek hasta sunulmuştur. Şahsın muayenesinde; batında hiperaktif barsak sesleri ve sol alt kadranda hassasiyet saptanmıştır. Anal muayenesinde saat 07:00 hizasında 0,4 x 0,1 cm boyutunda yüzeyel fissür görülmüştür. Pililerin ödemli ve hiperemik olduğu görülmüş, rektal tuşede ampulla boş ve sfinkter tonusu normal değerlendirilmiştir. Genel anestezi altında anoskopla yapılan muayenesinde rektumun yaklaşık 10 cm proksimalinde metal vasıfta yabancı cisim saptanmıştır. Sol alt kadrandan yapılan elle kompresyonla cisim anüsten doğurtularak operasyona son verilmiştir. Rektal yabancı cisim bulunan olgumuzda genital bölgede ve diğer vücut bölgelerinde travmatik lezyonun bulunmaması ve ifadelerin çelişkili bulunması olayın etiyolojisi açısından psikopatolojik bir hastalığın bulunabileceğini düşündürmektedir.In this report we present a 39 years old patient who claims to be sexually assaulted by anal foreign body insertion. His statements were contradictious and he has no lesions on anal region. Abdominal examination of the patient revealed hyperactive bowel sounds and tenderness on left lower quadrant. Only a fissure with dimensions of 0,4 x 0,1 cm's at the 7 o'clock position is detected. Anal folds were hyperemic and edematous. In digital examination, tonus was normal and ampulla was empty. Ten cm’s proximal to rectum, a metal foreign body was detected by anascopy. Under general anesthesia, the foreign body was manipulated and taken through the rectum. Psychopathological etiologies should be taken under consideration because of contradictious statements of the patient and absence of any traumatic lesions on genital region and other body parts

    Can spousal sexual assault cases be detected without any psychiatric findings ?

    Get PDF
    Amaç: Ülkemiz hukuk siteminde eşlerin birbirlerine karşı cinsel davranışlarının suç teşkil edip edemeyeceği hususu uzun yıllar tartışma konusu olmuştur. 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu'nu ile eşe karşı cinsel saldırı suç olarak kabul edilmiştir. Ancak Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklik ile ruhsal değerlendirmenin geri plana itildiği düşünülmektedir. Bu çalışmada evlilik içi cinsel saldırı olguları değerlendirilmesi, ruhsal bulguların öneminin anlaşılması ve sunulması amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: 2011-2016 yılları arasındaki 6 yıllık dönemde Eskişehir Adli Tıp Şube Müdürlüğü'ne müracaat eden, evlilik içi cinsel saldırı olguları çalışma kapsamına alındı. Ruhsal değerlendirme bulgularının önemi anlaşılmaya çalışıldı.Bulgular: 6 yılık dönemde 27 evlilik içi cinsel saldırı olgusu müracaat etmiştir. Mağdurların % 48,2'sinin 17-24 yaş grubunda olduğu, yalnızca 2 olgunun (% 7,4) yüksek öğrenim mezunu olduğu belirlendi. Kanun değişikliği sonrasında sadece 1 olgunun müracaat ettiği saptandı. Olguların yalnızca 9'unda (% 33,3) fizik veya genital muayene ile bulgu elde edildi Ruhsal değerlendirmeler sonucu olguların tümünde, cinsel saldırı ile ilişkili ruhsal bulgular saptandı. Ruhsal bulgular olmadan olguların 3' te 2'sinde herhangi bir delil saptanamayacağı ve dolayısıyla dava açılamayacağı tespit edildi. Sonuç: Ruhsal değerlendirme bulgularının olmadığı cinsel saldırı muayenesinin eksik olduğu saptanmıştır. Bu nedenle ilgili kanun maddesinin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Ruhsal değerlendirme bulguları, cinsel saldırı için tanı koydurucu olarak kabul edilmeli ve kanun maddesinde açıkça belirtilmelidir. Tüm şehirlerde gerek çocuklar ve gerekse erişkinler için adli tıp ve psikiyatri uzmanlarının birlikte çalışabileceği birimler acilen kurulmalıdırObjective: Whether spousal rape is a misconduct or not has been a controversial topic for a long time in the jurisdictional system of our country. Sexual assault against one's spouse has been declared as a criminal act by the change in the Turkish Criminal Code on 1st June 2005. However, we think that psychiatric evaluation of the victim has been ignored by the change in the related penal code in 2014. In this study our aim is to evaluate sexual assaults in marriage and understand and present the importance of psychological findings.Materials and Methods: Data of the sexual assault cases by one's spouse during the six years period between 2011 and 2016 who were evaluated by Eskişehir Office of Council of Forensic Medicine were analyzed with their psychiatric evaluation findings.Results: In 6 years 27 spousal rape victims were evaluated. Among them, 48.2 % were in the 17 to 24 years' age group. Only two (7.4 %) had a university degree. Only one case was evaluated after the Turkish Criminal Code has changed. In only 9 (%33.3) cases, findings of the assault were observed by physical and genital examination. By psychiatric evaluation, psychiatric findings related to sexual assault has been determined in all cases. It is determined that without psychiatric evaluation, in the two third of cases no evidence would be obtained and therefore no prosecution could be conducted.Conclusion: Without psychological findings, the sexual assault evaluation is incomplete. Therefore, the related article of penal code needs regulation. The psychiatric findings should be considered as evidence in sexual assault cases and this must be clearly defined in the Criminal Code. Units both for children and adolescents should be established in all cities immediately, in which the psychiatrists and forensic medicine specialists could work togethe

    Evlilik İçi Cinsel Saldırı Olgularını Ruhsal Bulgular Olmadan Tespit Etmek Mümkün mü?

    No full text
    Amaç: Ülkemiz hukuk siteminde eşlerin birbirlerine karşı cinsel davranışlarının suç teşkil edip edemeyeceği hususu uzun yıllar tartışma konusu olmuştur. 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu’nu ile eşe karşı cinsel saldırı suç olarak kabul edilmiştir. Ancak Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklik ile ruhsal değerlendirmenin geri plana itildiği düşünülmektedir. Bu çalışmada evlilik içi cinsel saldırı olguları değerlendirilmesi, ruhsal bulguların öneminin anlaşılması ve sunulması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: 2011-2016 yılları arasındaki 6 yıllık dönemde Eskişehir Adli Tıp Şube Müdürlüğü’ne müracaat eden, evlilik içi cinsel saldırı olguları çalışma kapsamına alındı. Ruhsal değerlendirme bulgularının önemi anlaşılmaya çalışıldı. Bulgular: 6 yılık dönemde 27 evlilik içi cinsel saldın olgusu müracaat etmiştir. Mağdurların % 48,2’sinin 17-24 yaş grubunda olduğu, yalnızca 2 olgunun (% 7,4) yüksek öğrenim mezunu olduğu belirlendi. Kanun değişikliği sonrasında sadece 1 olgunun müracaat ettiği saptandı. Olguların yalnızca 9’unda (% 33,3) fizik veya genital muayene ile bulgu elde edildi Ruhsal değerlendirmeler sonucu olgulann tümünde, cinsel saldın ile ilişkili ruhsal bulgular saptandı. Ruhsal bulgular olmadan olgulann 3’ te 2’sinde herhangi bir delil saptanamayacağı ve dolayısıyla dava açılamayacağı tespit edildi. Sonuç: Ruhsal değerlendirme bulgularının olmadığı cinsel saldın muayenesinin eksik olduğu saptanmıştır. Bu nedenle ilgili kanun maddesinin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Ruhsal değerlendirme bulgulan, cinsel saldın için tanı koydurucu olarak kabul edilmeli ve kanun maddesinde açıkça belirtilmelidir. Tüm şehirlerde gerek çocuklar ve gerekse erişkinler için adli tıp ve psikiyatri uzmanlanmn birlikte çalışabileceği birimler acilen kurulmalıdır

    A series of civilian fatalities during the war in Syria

    Get PDF
    BACKGROUND: A considerable number of deaths due to firearm injuries have occurred during wars all over the world. In this study, it is aimed to evaluate demographic characteristics and injury properties of cases died during civil war in Syria.METHODS: The postmortem examination and autopsy reports of 321 forensic deaths occurred between January and December 2012 were analyzed, retrospectively. Of the 321 forensic deaths,186 cases were injured and died in the civil war in Syria and, therefore, included in the scope of the study. Four cases died by natural causes or traffic accidents were excluded.RESULTS: Cases were most commonly (n=73, 39.2%) aged between 21 and 30 years, and 21.5% (n=40) of cases aged under 20 years. Of females, 68.8% (n=11) were children and young adults under 20 years of age. An overwhelming majority of deaths (n=125, 67.2%) were caused by explosive and shrapnel injuries, followed by (n=49, 26.3%) gunshot injuries related deaths. CONCLUSION: This study indicated that a significant proportion of those who died after being injured in the Syrian war were children, women and elderly people. The nature and localization of the observed injuries indicated open attacks by military forces regardless of targets being civilians and human rights violationsBACKGROUND: A considerable number of deaths due to firearm injuries have occurred during wars all over the world. In this study, it is aimed to evaluate demographic characteristics and injury properties of cases died during civil war in Syria.METHODS: The postmortem examination and autopsy reports of 321 forensic deaths occurred between January and December 2012 were analyzed, retrospectively. Of the 321 forensic deaths,186 cases were injured and died in the civil war in Syria and, therefore, included in the scope of the study. Four cases died by natural causes or traffic accidents were excluded.RESULTS: Cases were most commonly (n=73, 39.2%) aged between 21 and 30 years, and 21.5% (n=40) of cases aged under 20 years. Of females, 68.8% (n=11) were children and young adults under 20 years of age. An overwhelming majority of deaths (n=125, 67.2%) were caused by explosive and shrapnel injuries, followed by (n=49, 26.3%) gunshot injuries related deaths. CONCLUSION: This study indicated that a significant proportion of those who died after being injured in the Syrian war were children, women and elderly people. The nature and localization of the observed injuries indicated open attacks by military forces regardless of targets being civilians and human rights violation

    Serial murders in Hatay : case series

    Get PDF
    Özet Türkiye'de seri cinayet olarak kabul edilen bir olgu sunumu bulunmamaktadır. Bu çalışmamızda, üç ayrı olayda, aynı kişi veya kişilerce öldürülen beş kişinin seri cinayet kapsamında sunulması ve literatür eşliğinde tartışılması amaçlanmıştır. İlk olayda bir erkek, tenha bir alanda, araç içerisinde bir kadınla birlikteliği sırasında biri maskeli iki kişi tarafından ateşli silah ile öldürülmüştür. Ancak kadın serbest bırakılmıştır. İkinci ve üçüncü olaylar da benzer şekilde meydana gelmiş ve hem erkek hem de kadın olgular öldürülmüştür. Yapılan incelemelerde her üç olayda da aynı silahla, uzak atış mesafesinden ateş edildiği, ölümün tenha bir alanda, araç içerisinde meydana geldiği saptanmıştır. Ayrıca mağdurların evlilik dışı partnerleriyle cinsel birliktelikleri esnasında vuruldukları belirlenmiştir. Olgularımız, “birden fazla kurbanın aynı katil veya katiller tarafından farklı zaman ve olaylar sonucu öldürülmesi" olarak tanımlanan “seri cinayet” sınıfına girmektedir. Mağdurların ortak yönlerive zanlılara ait özellikler dikkate alındığında cinayetlerin "görev odaklı" veya “hayalci” olarak değerlendirilebileceği görüşündeyiz.There is not any case report in Turkey on serial murders. In this paper, we aim to present a serial murder case in which five people were killed in a row of three different incidents, and discuss it comparing with literature. In the first incident, a man making love with a woman in his car was shot dead by two men one with mask, while the woman was released. The second and third events occurred also in the same manner however both men and women were killed. All five victims were killed in their cars at a desolate area and they were fired from outside the car. All were making love with their partners in the car at that moment. Therefore these five murders are included in the definition of serial murder “unlawful killing of two or more victims by the same offender(s) in separate events”. According to characteristics of suspects and common features of victims, murders can be classified as “mission” or “visionary” type

    Eskişehir’de Demiryolu Ölümleri 2001-2010

    No full text
    Amaç: Bu araştırmada; Eskişehir’de 2001–2010 yılları arasında meydana gelen demiryolu ölümlerine ait otopsi raporları ve adli tahkikat sonuçları değerlendirilmektedir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada Eskişehir’de 2001–2010 yılları arasında meydana gelen 2615 adli nitelikli ölüm değerlendirilmiş ve bunlar içerisinden demiryollarında meydana gelen 38 ölüm olgusu (%1,5) çalışma kapsamında incelenmiştir. Olguların demografik özellikleri, otopsi ve toksikolojik inceleme bulguları ile birlikte adli tahkikat dosyalarının sonuçları değerlendirilmiştir.   Bulgular: Olguların tümünün (n=38) olay yerinde öldüğü belirlendi. Olguların yaşları 7-72 arasındadır (yaş ort.: 37±11,2) ve %81,6’sı erkektir. Olguların %78,9’unda gövdede (göğüs ve sırt), %71,1’inde karın ve bel bölgelerinde, %81,6’inde üst ve alt ekstremitelerde yaralanmalar meydana geldiği tespit edilmiştir. Toksikolojik inceleme sonucunda 16 olgunun (%42) kanında; 21 mg/dL ile 291 mg/dL (ort. 71± 43mg/dL.) arasında etil alkol tespit edilmiştir. Otopsi ve adli tahkikat dosyalarının incelenmesi sonucunda; olguların %76,3’ünün kaza, %23,7’sinin intihar olduğu, %81,6’sının demiryolunun istasyon dışı bölümlerinde, %52,6’sının yaz aylarında, %57,9’unun Cuma-Cumartesi-Pazar günlerinde ve %57,9’unun saat 18:01–00:00 saatleri arasında hayatlarını kaybettikleri tespit edilmiştir. Tartışma ve Sonuç: Demiryollarında meydana gelen ölüm oranlarının fazla olmasının nedenleri arasında; önleyici tedbirlerde eksikliklerin bulunması ve kişilerin kurallara uymaması olduğu düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Ulaşım, demiryolu kazaları, tren, yaya / araç çarpışmaları, ölüm, otopsi, toksikoloji

    Cost analysis sample of juvenile deliquents : case report

    No full text
    Çocuğun olay sonrası, karakoldan başlayarak, soruşturma ve yargılama süreci, devlet tarafından karşılanan önemli bir maddi yük oluşturmaktadır. Sunulan olgularda bu maliyetin hesaplanması, bunun ilgili kurumlara bildirilmesi ve bu ekonomik giderin, çocukların yararına kullanımının tartışılması amaçlanmıştır. Şube Müdürlüğümüze suç işlediği iddiası ile en çok müracaat ettirilmiş, aynı zamanda amca çocukları olan 2 olgu değerlendirilmiştir. Çocukların ikisinin toplam 992 değişik suç nedeniyle başvurdukları belirlenmiştir. Çocukların her suç için minimum 800 TL giderlerinin olduğu, çocuklar için toplam olarak harcanan paranın 793. 600 TL olduğu belirlendi. Bu çocuklar harcanan paranın örnek teşkil etmesi, kendilerinden sonra gelen başta aynı aile fertleri olmak üzere, suça sürüklenen ve bunu bir davranış biçimi haline getiren çocukların erkenden teşhis edilerek gerekli güvenlik ve sosyal desteğin sağlanabilmesi oldukça önemlidir. Çocukların yargılanması için harcanan para ile bir çok imkan sağlanabileceği düşünülmektedirThe inquiry of child beginning by the police and additionally investigation and judgment processes are costly procedures supplied by public. In the presented cases, our objective is to calculate and report to the related institıtes of the expenses of such legal procedures and discuss spending those resources for benefits of children. The most often evaluated and investigated two children who are cousins and also evaluated by our office are analyzed. Two children were evaluated for a total of 992 different crimes. The minimum expense of each crime is determined to be 800 TL and the total cost of two children we calculated to be 793.600 TL. Those expenses should be taken into consideration by authorities and families of delinquent children especially the ones from the same family of our cases. It is very important in terms of early detection of children who adopted the crime as a behavioral pattern and providing them the essential social and safety supports. With the money spent on the investigation and judgment of children could have been used in many ways for the benefits of childre

    Cezaevinde Mahkum Ölümleri Eskişehir Deneyimi

    No full text
    Cezaevinde gözaltı, tutuklu ve hükümlü olarak bulunan bireyler, devletin gözetim ve koruması altındadır. Bu nedenle gözaltı ve cezaevinde meydana gelen ölümler medya, toplum tarafından daha fazla ilgi çekmekte ve ölenin yakınlarınca tepki ile karşılanmaktadır. Bu çalışmada, Eskişehir’de otopsisi yapılan cezaevi ölümlerine ait verileri ortaya koyarak çözüm önerileri sunmak ve elde edilen verilerin konuyla ilgili çalışmalarla karşılaştırılması amaçlanmıştır. Eskişehir ilinde 10 yıllık (2002-2011) dönemde cezaevinde meydana gelen ölüm olguları değerlendirilmiştir. 10 yıllık süreçte otopsisi yapılan ölüm olgularının 71’ini (% 2,6) cezaevinde meydana gelen ölümler oluşturmaktadır. Bu olguların 69’u (% 97,2) erkek, 2’si kadın, en küçüğü 21, en büyüğü 72 yaşında ve yaş ortalaması 45,8±11,4 olduğu saptanmıştır. En fazla olgunun 41-60 arasındaki yaş grubunda olduğu belirlenmiştir (n=35, % 49,3). 13 olgunun (% 18,3) ölüm esnasında tutuklu, 58’inin (% 81,7) hükümlü olduğu anlaşılmıştır. 41 olgunun (% 57,7) ölümünün doğal nedenlerle olduğu, zorlamalı ölümlerin 27’sinin (% 38) intihar orijinli olduğu, 3 olguda ise soruşturmanın devam ettiği belirlenmiştir. Cezaevine giriş nedeni olarak en sık cinayet suçlamasıyla tutuklu veya hükümlü oldukları belirlenmiştir (n=27, % 38). İntihar eden 27 olgunun tümünün ası yöntemini kullanıldığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak; mahkum ve tutuklulara yönelik psikososyal desteğin verilmesi yararlı olacağı düşünülmüştür. Tutukluluk ve mahkeme süreçlerinin kısaltılması ile travmatik cezaevi ortamında bulunma süreleri kısaltılmış olacaktır. Ayrıca, cezaevlerinde yeniden sosyalleştirme olanaklarının arttırılması ya da mahkumların cezaevi sonrası yaşama yeniden kazandırılması için uygulanacak rehabilitasyon/uğraş terapileri de meydana gelen ölüm oranlarının azalmasında etkilidir. Anahtar kelimeler; Mahkum ölümleri, adli tıp, otops

    ADLİ TIP ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ’NE YANSIYAN YANIK OLGULARI; ESKİŞEHİR DENEYİMİ

    No full text
    Amaç: Yanık olguları adli travmatolojininönemli konularındandır ve adli mercilerebildirimi zorunludur. Bu çalışmadaEskişehir'de meydana gelen yanıkolgularına ait verilerin değerlendirilmesi veliteratür eşliğinde tartışılmasıamaçlanmıştır.Gereç ve yöntem: Eskişehir Adli Tıp ŞubeMüdürlüğü’ne 01.01.2005 ile 31.12.2011tarihleri arasındaki 7 yıllık sürede “yanık”nedeniyle başvuran 87 olgunun adliraporları ve hastane dosyaları retrospektifolarak incelenmiştir.Bulgular: Olguların %79,3’ünün çocukolduğu, %62,3’ünün haşlanma yanığıolduğu belirlenmiştir. Düzenlenen adliraporlarında 30 (%34,5) olgunun basit tıbbimüdahale ile giderilemeyecek şekildeyaralanmış, 26 (%29,9) olgunun yaşamsaltehlikesi olduğu saptanmıştır. Çocukolguların daha çok baş, göğüs ve batın,erişkinlerin ise daha sık ekstremitebölgelerinin etkilendiği belirlenmiştir.Olguların %86,2’sinde (n=75) 2. derece,%13,8’inde (n=12) 2 ve 3. derece yanıksaptanmıştır.Sonuç: Çalışmamızda yanık olgularınoranı literatür verilerine göre düşükbulunmuş olup çoğu yanık olgularının adlivaka olarak değerlendirilmediğidüşünülmüştür. Yanıklı çocuk olgularındaistismar ve ihmal ihtimalinin bulunmasınedeniyle adli tıbbi değerlendirmeyapılması önemlidir.Anahtar kelimeler: Yanık, çocukistismarı, adli rapo
    corecore