2 research outputs found

    Oral skuamoz hücreli karsinoma: 5 Olgu sunumu

    Get PDF
    Amaç: Oral Sukuamoz Hücreli Karsinoma (SHK) farklı klinik belirtilerle tanımlanan malign bir tümördür. Oral SHK’nın ilk belirtileri genellikle asemptomatik ülser ya da ağrısız şişlik görünümüdür. 40 yaş üzeri erkeklerde görülme olasılığı daha fazladır. Tütün ve alkol kullanımı SHK için geleneksel olarak kabul gören en büyük risk faktörüdür. Erken evre SHK hastalarının çoğu ilk olarak diş hekimleri tarafından görülmektedir. Bu nedenle, diş hekimleri tüm hastalarda oral muayene yaparken, ülseratif / eroziv lezyonlara daha fazla dikkat etmelidir. Bu çalışmanın amacı SHK’nın klinik belirtilerini değerlendirmektir.Olgu Tanımlaması: Bu çalışmada farklı tutulum bölgelerinde oral SHK olan beş hasta sunuldu. Tüm olgularda ortak bulgu ilk semptom olarak ağrısız şişliğin varlığıydı.Bulgular: Beş hastanın üç tanesi kadın, iki tanesi erkektir. Yaşları 29 ve 84 arasında değişmektedir. Bölge dağılımı alveoler sırt (2), bukkal mukoza (2), ağız tabanı (1) şeklindedir. Hastaların hiçbirisinde alkol ve sigara kullanımı bulunmamaktadır.Sonuç: SHK başlangıçta ağrısız şişlik olarak ortaya çıkabilen ağız boşluğunu etkileyen en yaygın malign neoplazmdır. SHK’lar en çok 40 yaş üzeri hastalarda görülür fakat 20 li ve 30lu yaşlarda gençlerde de hastalığın tanısı konulabilmektedir. Tütün ve alkol kullanımı gibi geleneksel risk faktörleriyle ilişki olmadığı zaman SHK gelişimi için diğer olası risk faktörlerini göz önünde bulundurmak önemlidir.ANAHTAR KELİMELEREtiyoloji, oral kanser, skuomöz hücreli karsinom &nbsp

    Anterior Süperior Palatal Alveolar Arterin Morfolojik Detaylarının Dijital Subtraksiyon Anjiyografi Tekniği ile Tespiti ve Gömülü Kanin Diş Varlığı ile İlişkisinin Belirlenmesi

    No full text
    By the increase in number of surgical procedures in the intraoral region, the evaluation of the anatomical structures gains importance. The frequency of surgical applications and the need of increasing the success rate made it necessary to evaluate the anatomy of the region. In order to achieve a safer working environment, injury to major vascular and nerve branches should be avoided. The widespread use of cone beam computed tomography (CBCT) offers successful results in evaluating the anatomical features of the jaws, especially in relation to neurovascularization and possible anatomical variations. However, even if the bone canal of the neurovascular structures is displayed, it cannot show the presence of the artery. Angiography technique is required to evaluate vascular structures. The aim of this study is to identify the anterior superior palatal alveolar artery (ASPAA), which is not included in the anatomy books, in the maxillary anterior region, by digital subtraction angiography (DSA) technique and evaluating its morphology and eliminating the deficiency in this subject in the literature. As a result of these examinations, it is aimed to inform the dentist before the surgical intervention to be performed in the area where the ASPAA is located for preventing possible complications and failures. In our study DSA images of 110 patients age range of 18-80 were examined by two different observers and inter-observer agreement was evaluated. The presence of impacted canine teeth was evaluated in computed tomography (CT) image of the same patients. In our study, while the presence of ASPAA resulted in perfect agreement between the observers, no significant relationship was found between the presence of ASPAA and the presence of impacted canine teeth. In the evaluation of DSA images of 110 patients, it was observed that 40 patients did not have ASPAA, 19 patients had ASPAA on the right side, 21 patients on the left side, and 30 patients had bilateral ASPAA.İntraoral bölgede cerrahi prosedürlerin artmasıyla birlikte anatomik yapıların değerlendirilmesi de önem kazanmaktadır. Daha güvenli bir çalışma ortamı elde etmek için majör nörovasküler yapıların yaralanmasından kaçınılmalıdır. Konik ışınlı bilgisayarlı tomografinin (KIBT) yaygın kullanımı, özellikle nörovaskülarizasyon ve olası anatomik varyasyonlarla ilgili olarak çenelerin anatomik özelliklerinin değerlendirilmesinde başarılı sonuçlar sunmaktadır. Ancak nörovasküler yapıların kemik kanalı görüntülense de arterin varlığını gösterememektedir. Vasküler yapıların değerlendirilmesi için anjiyografi tekniğine gerek duyulmaktadır. Bu çalışmanın amacı maksiller anterior bölgede yeni tanımlanan, anatomi kitaplarında bulunmayan anterior süperior palatal alveolar arterin (ASPAA), dijital subtraksiyon anjiyografi (DSA) tekniği ile tespit edilmesi, morfolojisinin değerlendirilmesi ve literatürdeki bu konudaki eksikliğin giderilmesidir. Bu incelemeler sonucunda ASPAA’ nın olduğu bölgeye yapılacak cerrahi girişim öncesi diş hekimine bilgi vermek, olası komplikasyonları önlemek ve başarısızlıkların önüne geçmek hedeflenmiştir. Çalışmamızda 18-80 yaş arası 110 hastanın DSA görüntüleri iki farklı gözlemci tarafından incelenmiş ve gözlemciler arası uyum değerlendirilmiştir. Aynı hastaların bilgisayarlı tomografi (BT) görüntülerinde maksiller gömülü kanin diş varlığı değerlendirilmiştir. Çalışmamızda ASPAA varlığı gözlemciler arasında mükemmel uyumla tespit edilirken, ASPAA varlığı ve maksiller gömülü kanin diş varlığı arasında anlamlı ilişki bulunamamıştır. 110 hastanın DSA görüntüleri değerlendirilmesinde 40 hastada ASPAA olmadığı, 19 hastada sağ tarafta, 21 hastada sol tarafta ve 30 hastada bilateral ASPAA bulunduğu gözlenmiştir
    corecore