4 research outputs found

    Batı Türkiye’de Kozak Plütonu’nun Yaşı ve Tektonik Önemi

    No full text
    Oligo-Miyosen granitik plütonları Batı Türkiye’nin önemli kaya toplulukları arasında yeralırken, özellikle Neotetis Okyanusu’nun kapanmasını takip eden süreçte bölgede etkin olan genişlemeli tektonizmanın başlangıç yaşı, kökeni ve evrimine ışık tutacak niteliktedirler. Granitik kayalardan ayıklanan zirkonlarda LA-SF-ICP-MS yöntemi ile U-Pb, biyotit, hornblend ±ortoklaz gibi minerallerde ise Ar-Ar izotop çalışmaları kaya topluluklarının kristalleşme ve soğuma yaşlarını ortaya konması amacına yönelik olarak sıkça başvurulan bir çalışma türüdür. Batı Anadolu’nun önemli granitik plütonlarından birisi olan Kozak plütonu’nda benzer yöntemlerin kullanılacağıı bir çalışma planlanmıştır. Bu çalışmanın amacı Kozak plütonunun oluşturan değişik granitik kayaçların kristalleşme yaşlarına ve birbirleri arasındaki zaman-mekan ilişkisinin anlaşılmasına, bölgesel anlamda ise genişlemeli tektonizmanın evrimine ışık tutmak, katkı koymaktır

    Eybek Graniti’nin (Biga Yarımadası) Deformasyonu ve Cevherleşmeyle İlişkisi

    No full text
    Granodiyoritik kayalar Biga Yarımadasında yüzlek veren önemli kaya topluluklarından birini oluşturmaktadır. Bu topluluk, çoğunlukla metamorfik temel içine sokulan irili-ufaklı plütonlar şeklinde gelişirken, plütonlar etraflarını saran kontak metamorfik hale ve cevher oluşumları ile de karakterize olurlar. Granodiyoritik magmatizma ve yerleşimlerinin bölgede etkin olan Tersiyer genişlemeli tektonizma ile eşzamanlı olarak geliştikleri için granodiyoritik magmatizmanın yaşı ve kökeni genişlemeli tektonizmanın evriminin daha iyi anlaşılmasına da katkı koyacak niteliktedir. Önerilen proje kapsamında Eybek granodiyoriti konu edilecektir. Literatür, Eybek plütonunun dokunakları boyunca yerelde olsa milonitik/kataklastik dokuların geliştiğini, cevherleşmenin varlığını ortaya koymaktadır. Buna karşın magmatizma, deformasyon ve cevherleşmenin yaşlarını ortaya koyan sistematik bir araştırma/çalışma bugüne değin yürütülmemiştir. Bu nedenle, önerilen proje kapsamında Eybek granodiyoriti ve dokanak ilişkileri ve deformasyon dokuları ile cevherleşmenin ayrıntılı incelenemesini amaçlarken, Eybek granodiyoritinden ayıklanan (i) zirkonlarda LA-SF-ICP-MS yöntemi ile U-Pb, (ii) biyotit, hornblend ±ortoklaz gibi minerallerde Ar-Ar, (iii) cevherlerden ayıklanan molibden mineralinde ise Re-Os izotop çalışmaları ile granodiyoritin kristalleşme ve soğuma, milonitik/kataklastik dokular ile cevherleşmenin oluşum yaşlarının ortaya konulmasını amaçlayan bir çalışma planlanmıştır. Bu çalışmanın diğer b

    Integration of structural, hydrogeological and thermal remote sensing data for the determination of geothermal capacity A case study of the Edremit (Balıkesir) Basin

    No full text
    Basins formed on active strike-slip faults are important prospect areas for geothermal energy exploration since the crust gets thinner in these areas and tectonic structures provide favorable conditions for heat-fluid circulation and transport. The Edremit (Balıkesir) Basin holds a great promise for the discovery of new geothermal energy sources. The objective of the recent study is to evaluate the geothermal capacity of the Edremit Basin utilizing tectonic, geological, and hydrogeological studies, combining remote sensing (land surface temperature-LST, hydrothermal alteration, and multi-temporal InSAR (MT-InSAR) assessments). We present structural literature data and the results of field mapping, which revealed the geometry, kinematics, and dynamics of structural features, geological units as geothermal system components, thermal and cold water chemistry, and thermal infrared remote sensing analysis. For the purpose of assessing new targets and recent geothermal capacity, these data are combined and evaluated. According to the outcomes of the study, the fault pattern in the Edremit Basin is generated by N-S extension, which produced E-W dominant striking normal faults with a heritage of paleostructures oriented in various directions. According to remote sensing analyses, the primary LST regions in the basin are defined by the active faults. Therefore, a high sodium sulfate ratio recorded in the chemical analyses of the water samples indicates a deep circulation and high possibility for the presence of thermal water. Consequently, our findings are consistent with the work to include thorough field geology surveys, structural patterns, LST, and water chemistry to refined exploration process

    9th International Congress on Psychopharmacology & 5th International Symposium on Child and Adolescent Psychopharmacology

    No full text
    corecore