MCF-7 Meme Kanseri Hücre Soyunda Türkiye’de Yetişen Morus nigra Meyvesinin Sitotoksik ve Apoptotik Etkilerinin İncelenmesi

Dutsu meyveler; antosiyaninler, flavanoidler ve fenolik asitler gibi doğal antioksidanları içeren iyi bir doğal kaynaktırlar. Yüksek antioksidan enzimlerine ve serbest radikal inhibitörleri gibi etkili olabilen oksijen radikal süpürücü aktiviteye sahiptirler ve zararlı hasarlara karşı koruma sağlarlar. Bu meyveler arasında yer alan dut meyvesi; kara dut (Morus nigra), beyaz dut( Morus alba) ve mor dut (Morus rubra) olarak 3 genel türden oluşmaktadır. İçerdiği önemli miktarda değerli antosiyanin içeriklerinden ötürü kara dutun kanser gelişimi üzerine potansiyel antikarsinojenik etkileri olması çok muhtemeldir. Bu amaçla çalışmamızda, in vitro hücre kültürü yöntemlerini kullanarak, insan meme kanseri hücre soyunda, kara dutun sitotoksik ve apoptotik etkileriincelenmiştir. Çalışmamızda kullanılan MCF7 meme kanseri hücre soyu, en yaygın gözlenen meme kanserini örnekleyen östrojen reseptör pozitif ER+ özelliktedir. Kontrol olarak normal meme epitel hücre soyu olan MCF10A kullanılmıştır. Bu iki tip hücre soyunda karadut ekstraktlarının hücre canlılığı üzerinde karşılaştırmalı etkisi incelenerek, karadutun meme kanserinde olası preventif/ baskılayıcı etkilerinin belirlenmesi hedeflenmiştir

Association between B3-Adrenergic receptor (ADRB3) gene polymorphism with body mass index and bone mineral density in Turkish postmenopausal women

Previous studies have suggested that β3-adrenergic receptor (ADRB3) gene is associated with body mass index (BMI), which is an important predictor of bone mineral density (BMD). However, little is known concerning the effect of the ADRB3 gene on BMD. The present study investigated the relationship between ADRB3 Trp64Arg polymorphism, BMI and BMD in Turkish postmenopausal women. 133 postmenopausal women (81 osteoporotic and 52 healthy control) were recruited. For the detection of ADRB3 Trp64Arg polymorphism, polymerase chain reaction-restriction fragment lenght polymorphism (PCR-RFLP) techniques have been used. BMD was measured at the lumbar spine and hip by dual-energy X-ray absorptiometry. Distribution of ADRB3 Trp64Arg genotypes was similar in the study groups (p>0.05). "Arg/Arg" genotype was not observed. In the osteoporotic group, subjects with "Trp/Trp" genotype tended to have lower BMI values compared to those with "Trp/Arg" genotype, the difference was closely tied to statistical significance (p=0.052). Subjects with "Trp/Trp" genotype had also lower BMD values of femoral neck (p=0.044) and total hip (p=0.043) than those with "Trp/Arg" genotype. No significant effects of the ADRB3 Trp64Arg genotypes on BMI and BMD values were found in the control group. Our results suggested that ADRB3 Trp64Arg "Trp/Trp" genotype might be associated with osteoporosis risk by affecting body mass index and bone mineral density values in Turkish postmenopausal women