59 research outputs found

    "Makam Kuyumcuları"

    No full text
    “... Pes, siyagat-ı musıki, hazret-i Adem’(salevatullahi ala nebiyyina ve aleyh)den beru vardur.” Böyle bahsediyor, 1796 yılında kaleme aldıgˆı Tedkik u Tahkik’te, “müzik kuyumculugˆu”ndan Abdülbaki Nasır Dede. Neyzen-s¸eyh, sonraki bir pasajda, süsleyici perdeleri anlatırken, “kuyumculuk ustaları”na temas ediyor: “... [Müzeyyin-i] gayr-ı lazım 1 bazı telifde iktiza sebebi ile ilave olunan perdedir. O dahi iki nevidir. Biri karib-i lazım 2 , biri baid-i lazım 3 ... Ve baid-i lazım telifde istimali hafi rütbesinde olan perdelerdir. Hüseyni’de acem perdesi ve Saba’da neva perdesi ve Nihavend ve Suz-i Dilara’da segah perdesi istimali gibi. Zira, bunlarda mezkuratın istimali ahyanen akall-i kalil, belki seyirde sirkat rütbesindedir. Pes, kısm-ı evvel evvelen ve kısm-ı sani saniyen usul ile beraber zikr olunub, kısm-ı salisi beyana ihtiyacdan hali ve erbab-ı siyagatin iradesine mevkuf olub, gayr-ı mazbut oldugˆu-çün terk olundu 4.” Özeti: “Lüzumdan uzak” olan üçüncü tür süsleyicilerin (baid-i lazım) hangi makamlarda hangi perdeler oldugˆuna dair örnekler verilmis¸, bu perdelerin, adı geçen örneklerde bas¸ka bir makamın seyrinden çalıntı gibi durmaları sebebiyle pek seyrek kullanıldıklarına dikkat çekilmis¸ ve seçim “kuyumculuk ustalarına” bırakılmıs¸. Köklü müzik gelenegˆimizde, bas¸ka kültürlerin müziklerinde kolaydan kars¸ılıgˆı bulunmayan ince bir zevk ve sanatlı nagˆmelerin vücuda getirilmesinde hassas bir titizlik var ki, “makam kuyumculugˆu” bunu ne güzel ifade ediyor. Müzigˆimizde, yüzü as¸kın makamın ihdas ve naks¸ına vesile olan, is¸te, bu “kuyumculuk”tur. Makam kuyumculugˆu, o denli mesai isteyen bir meslektir ki, Abdülbaki Nasır Dede, bazı bildik terkiplerin zaman içinde terkedilmesinin sebebi olarak, kuyumculuk zahmetinden kaçınılmasını göstermis¸tir! “...Bazı terakib dahi, destres iken terkine sebep, canib-i siyagatten def-i külfetdir.” Perdehaya ve makamata, bunları gelenekten intikal eden pek çok form içine usulüyle oturtacak derecede, vakıf olmak, hakikaten zorlu bir süreci is¸aret ediyor; ameliye (yorumculuk) alanında oldugˆu kadar, nazariye ve bestecilik alanında da ustalas¸mayı gerektiriyor. Makam kuyumculugˆu ancak böyle oluyor

    Search for an optimal tonal-system for an authentic Turkish soundscape

    No full text
    This study is the continuation of an older musicological work I had co-authored with Bozkurt et al. [2009, JNMR:38/1 pp.45-70], where I now analyze the match between several more alternative theoretical models and the histogram peaks of collated pitch measurements from audio recordings in 9 makam categories by prominent Turkish musicians. Previously, these histogram peaks were pitted against 53-tone Equal Temperament (53-tET), Yekta-Arel-Ezgi-Uzdilek (the 24-tone Pythagorean tuning in force), Yarman-24a (its notable substitute), Karadeniz-41 (a subset of 106-tET) and Yavuzoğlu-48 (in 48-tET). This time, new results indicate an outstanding marksmanship in the contrivance of 79 MOS 159-tET (my 79-tone Qanun tuning) above all others. A “Just Noticeable Difference” (JND) of solely 7-8 cents (¢) unweighted maximum divergence from the histogram peaks – in comparison to the as much as “half a comma” corresponding divergences of the contending 60-tET, 65-tET and 72-tET from the same peaks – enables 79 MOS 159-tET to outclass its competition. When size is an issue however, the “bulk vs. peak-matching performance” of the mentioned three immediate rivals to the 79-tone Qanun tuning are over the top and analogous to each other. All the same, the minimalist Yarman-24 a-b-c-d variants (as direct replacements for Arel-Ezgi-Uzdilek) do, despite being about thrice as sparse, deviate from the measured peak values by only “one comma” at most while performing reasonably. The key question therefore is: “Why triple the number of conventional tones just to gain half a comma finer granularity for makams that would still remain coarse?”. Likewise, one may ask: “Why double the number of tones whilst technically not managing to overcome the need for commatic alterations?” The findings are discussed in terms of which fixed-pitch approach is more optimal for traditional and modern practice in Turkish Classical/Art/Folk music.Keywords:Tuning, temperament, music theory, makam, maqam, pitch measurement, histogram peak, computational musicolog

    Huruf-Notaların, Ney Esas Alınarak, Dizek Yazımında Doğru İfade Edilmesi

    No full text
    Türk Makam müzigˆi, Osmanlı kültüründen devralınan köklü bir sanat mirasıdır. Bu seçkin müzik türüne mahsus ‘perdeler sistemi’ ve ‘tarihsel notasyonlar’, nazari bas¸yapıtlarımız ıs¸ıgˆında açıklanabilmeli ve tutarlı bir egˆitim metodolojisine raptedilebilmelidir. Dizek (porte) yazımına geçis¸te, ‘perdeler sisteminin’ sakat yorumlanması ve bas¸lı bas¸ına bir müzik dili olan Batı notasının – bilhassa diyapazonun ve arızi is¸aretlerin çarpık belirlenmesi sebebiyle – tahrif edilmesi, Makam müzigˆi egˆitiminde içinden kolay çıkılamaz kargas¸alar meydana getirmis¸tir. Oysa, Kantemir, Ebced ve Hamparsum adlı tarihsel huruf-notalar etraflıca irdelenmeden Türk Makam müzigˆinin perde dokusunu sagˆlıklı anlamak mümkün degˆildir. Bu bildiride, huruf- notalar, kadim bir çalgı sayılan ve ‘perdeler sistemini’ dogˆallıkla bünyesinde ihtiva eden ney üzerinden kars¸ılas¸tırmalı biçimde açıklanacak ve Batı dizek yazımı kaidelerine uygun olarak notalandırılacaktır

    Türk Makam Müziği'nde İcra İle Örtüşen Nazariyat Modeli Arayışı: 34-ton Eşit Taksimat'tan 79'lu Sisteme, Sabit-Perdeli Düzenlerden Bir Yelpaze

    No full text
    “Arel-Ezgi-Uzdilek” Sistemi ile Türk Makam Müzigˆi (makamlara dayalı Sanat Müzigˆi ve Halk Müzigˆi) icrası arasında uzun süreden beri var oldugˆu algılanan uyus¸mazlık, ses kayıtlarının bilgisayar çözümlemeleri yoluyla kesinles¸tirilmis¸ bulunmaktadır. Bulgular, Türk Makam Müzigˆi’ne özgü, ne ki, hazırdaki kuramın yer vermedigˆi çok çes¸itte “orta ikili” aralıgˆın, tartıs¸maya yer bırakmayacak s¸ekilde bilhassa çalındıgˆını göstermektedir. Sözkonusu “orta ikili” aralıklar, 2/3, 3/4 ve 4/5 tanini s¸eklinde açıklanabilmekte olup, Türkiye’de, 20. Yüzyıl’ın bas¸larında gerçekles¸tirilen Musıki I·nkılabı’nın kilit isimlerince “çeyrek-tonlar” olarak vasıflandırılmıs¸lardır. Örtüs¸mezlik, icrada ve egˆitimde kullanılan yürürlükteki gayri müsavi 24 perdeli kuramın, Makam Müzigˆi mirasını Bizans ve Arap Uygarlıkları ile ilis¸kilendirdigˆi düs¸ünülen “çeyrek-tonları” dıs¸arlayacak biçimde kurgulanmasından kaynaklanıyor görünmektedir. Bu bildiride, nazariyat-icra birligˆini sagˆlayabilmek üzere, oktavı 34 ve 41 es¸it parçaya bölmekle elde edilen düs¸ük çözünürlüklü, 46, 53 ve 72 es¸it parçaya bölmekle elde edilen orta ve yüksek çözünürlüklü yedirimlere temas edilecek, ayrıca, yazarın gelis¸tirdigˆi ve münhasıran tasarlayıp yaptırdıgˆı bir kanuna uyarladıgˆı 79-sesli bir düzen açıklanacaktır. Sabit-perdeli bir Makam Müzigˆi kuramının yeniden ins¸ası çerçevesinde, bir koldan düs¸ük çözünürlüklü 34- veya 41- ton es¸it taksimata, digˆer koldan yüksek çözünürlüklü 79-sesli düzene yakınsanması önerilmektedir

    Geç Barok döneminden Klasik döneme geçişte "Rokoko"

    No full text
    Yaklas¸ık bir yüzyıllık Avrupa sanat tarihini kapsayacak bu aras¸tırmada, Klasik müzigˆin olus¸umunda etkin olan bas¸lıca akımları ve bunlardan en genel hatlarıyla tanıtılacak Rokoko’yu inceleyecegˆiz. Bu bagˆlamda, toplumsal, kültürel ve siyasal çalkantıların, nasıl olup da Avrupa’nın müzik merkezi sayılabilecek Viyana’yı öne çıkarttıgˆını ve kısa yas¸antısında bu s¸ehir adıyla anılan Klasik Okulun günümüze degˆin uzanan müzik akımlarına nasıl yön verdigˆini gözlemleyecegˆiz. Tarihin akıs¸ında bir sıralama takip etmekten ziyade, kapsamlı olarak inceleme yapmayı konu açısından daha uygun görüyorum. Aras¸tırmamın belkemigˆini olus¸turacak taslak biçiminde, ele alacagˆım bölümleri s¸öyle düzenledim: ? Rokoko ile Klasigˆin tanımları ve bu akımların felsefeleri; ? Kendilerinden önce gelen Barok döneminden nasıl ayrıs¸tıkları; ? Klasik müzigˆi olus¸turmada katkısı olan okulların bas¸lıcaları ve kısaca tanımları; ? 18. Yüzyıl’da siyasal-toplumsal gelis¸meler ve bireyin özgürles¸mesinin sanatı etkileyis¸i; ? Avrupa müzik tarihinde “Sonat Biçimi” ve olus¸umu; ? Scarlatti ile Haydn’ın – Rokoko ve Klasik arasındaki farklar bagˆlamında – hayatları, eserleri ve üslupları; ayrıca Romantik döneme geçis¸te Rokoko’nun ve Klasigˆin önemi

    Nazariyat ve Teknik Boyutuyla - Ses Dünyamızda Yeni Ufuklar

    No full text
    Sunus¸ Klasik Türk musikisi üzerine son onyıllarda yazılan kitaplar arasınabir yenisi katılıyor. Ancak, bu defaki, bariz biçimde farklı bir yayın. Farklı, çünkü, yazarımız, Klasik/modern Batı müzigˆi egˆitimini yurtdıs¸ında tamamlamıs¸ genç bir piyanist ve besteci. Bu kimligˆiyle, yani “dıs¸arıdan biri olarak”, musikimizin artık neredeyse kemikles¸mis¸ güncel nazarî - teknik meselelerine egˆiliyor. Kitaptaki pek çok özgün yaklas¸ım bence bu olgudan besleniyor. Farklı, çünkü bu kitap musikimizle ilgili yüzlercesine kıyasla, içerigˆi itibariyle alanında hep özlenen bir standartı yakalıyor... Üslup ve pedagojiye yaklas¸ım dıs¸ında aralarında fazla fark görünmeyen pek çok emsaline kıyasla, müzik teorisinin dünyada ulas¸tıgˆı seviyeyi, gelis¸kin teknik ve terminolojik bir dil kullanarak yansıtıyor. Yazar, alanındaki digˆerlerinin sıklıkla yaptıgˆı gibi dünyadaki örnekleri incelemeden, sırf masabas¸ında ve kagˆıt üstünde fikir yürütmekle yetinmiyor... Uzak ufuklarda olup bitenlerin bilincinde, teknoloji ve uygulama destekli analizler yapıyor ve yeni, çarpıcı öneriler sunuyor. Bunlar arasından en önemlisi oldugˆunu düs¸ündügˆüm tamperamanlar konusundaki çalıs¸malarına biraz daha yakından egˆilmek istiyorum: Günlük hayatta “Bizim müzigˆimiz komalıdır” benzeri cümleleri sıkça is¸itiriz. Bunu söyleyenler, zımnen “Öteki müzikler (özellikle Batı müzigˆi) tamperedir, yani sesleri bozuktur(!)” demeye getirirler. Ama sohbet biraz daha ilerlerse, “Bizde bir tam ses 9, bir oktav 53 komadır” diye eklemeyi de ihmal etmezler... Peki, 12-tET (12-ton Es¸it Temperaman) tamperedir da 53- tET degˆil midir? Yoksa “sesleri bozuk” olan sadece 12 es¸it bölünme midir?.. Ya kökleri tâ Sümerlere dayandırılmaya çalıs¸ılan Klasik Türk musikisi nazariyatının, 17. yüzyılda kes¸fedilmis¸ logaritma hesaplarını kullanmayı gerektiren (oktavda perde adedi 53 de olsa) bir Es¸it Temperamanla açıklanmaya çalıs¸ılmasına ne denebilir?.. Bizdeki birçok nazariyat kitabına egemen olan ezbere dayalı, çelis¸kili zihniyeti Ses Dünyamızda Yeni Ufuklar’da göremeyeceksiniz... Çünkü yazarımız, hem bes¸ yüzyıl önceden bas¸layarak Batıda düzinelercesi matematiksel yönleriyle tanımlanmıs¸ tamperamanları incelemis¸, hem de mikrotonal müzik aleminde yapılagelenleri uzunca bir süredir yakından takip ediyor. Bu yayın s¸u açıdan da farklı: I·leri sürülen hemen her yeni iddia uygulamaya dökülerek, canlı örneklerle pekis¸tiriliyor... Pekis¸tirme araçları,kars¸ımıza kimi zaman bir kanun, tanbur gibi ete kemigˆe bürünmüs¸ olarak çıkıyor, kimi zaman da son müzik teknolojileri kullanılarak üretilmis¸ ses dosyaları s¸eklinde... Bu yaklas¸ım, gereksiz birçok tartıs¸manın önünü hemen kesiyor. Türk musikisiyle, bu alandaki üstadlara kıyasla daha yakın bir geçmis¸ten beri ilgileniyor olmasına ragˆmen, genç dostum Ozan Yarman, camiamızda fikirleriyle ve eserleriyle artık tanınıyor... Nitekim, kitabına yerles¸tirdigˆi yazılarının çogˆu internetteki yerli/yabancı forumlar, web siteleri, kongreler ve sempozyumlarda dile getirdigˆi, bazıları daha önce hiç telaffuz edilmemis¸ görüs¸lerinden olus¸uyor. Bu görüs¸leri sabırla, bazen de kendine özgü ısrarlarla çes¸itli platformlarda ele almıs¸ olmasına kars¸ın; Ozan’ın yazılarını böyle bir kitapta toplamıs¸ olması, yogˆun emekler sonucu belgeles¸en çok yararlı bir bas¸vuru kaynagˆının ortaya çıkmasını sagˆlamıs¸tır. Son 50 – 60 yıldır çes¸itli basın-yayın organlarında yer alan musiki nazariyatımızla ilgili polemikler, ilgilenenlerin malumudur. Bunlar arasında oldukça sert geçen tartıs¸malara da rastlamıs¸ızdır. Fakat bu polemiklerin yararlı olmadıgˆını söylemek bence mümkün degˆildir... Musiki gelenegˆimiz esasen biraz polemikçiligˆe dayalıdır diye düs¸ünüyorum. Üstelik günümüzde internetin sundugˆu yeni olanakların da katkısıyla, tartıs¸maların daha sık ve yaygın oldugˆunu da söyleyebiliriz... Elinizdeki kitapta yer alan bazı yazılar, polemik yanları agˆır basan, ama bir o kadar da düs¸ündürücü örneklerdir. Edebiyat ve siyaset dünyamızda eskiden beri varolan polemiklerin heyecanla takip edilmesinin bir nedeni de, herhalde tartıs¸maların zaman içinde artan dozu olsa gerektir. Bu kitapta da, bazı yazıların, Ozan’a has bir üslupla yükselen temposunu nefesinizi tutarak okuyabilirsiniz. Sunus¸ yazımı, Türk musikiyle ugˆras¸an bazı kis¸ilerin tasvip etmeyecegˆini çok iyi bildigˆim, fakat en azından denenmesinin kaçınılmaz oldugˆunu düs¸ündügˆüm bir hususa temas ederek bitirmek istiyorum: Bu kitaptaki hemen her yazıda, yazarın “makamsal çokseslilik” konusuna kafa yordugˆu, önerdigˆi ses sistemlerini kurgularken is¸in bu boyutunu hep öne çektigˆi yahut dikkate aldıgˆı görülecektir. Bu, kestirmeden “Batıcılık” diyerek bas¸tan savus¸turulabilecek bir yönelis¸ degˆil. Bu dogˆrultuda bilimsel çalıs¸malar yapılarak makbul bir sistemin tes¸ekkülü, Türk musikisinin bugün revaçtan düs¸mesine yol açan kos¸ulların bir nebze de olsa hafiflemesine hizmet edebilecektir inancındayım. Ozan Yarman’ın ilk kitabı Ses Dünyamızda Yeni Ufuklar, müzigˆimizin yükselmesine adanmıs¸ önemli bir hizmet olarak öne çıkmaktadır. M. Kemal Karaosmanogˆl
    corecore