3 research outputs found

    Predicting mortality and morbidity of geriatric femoral fractures using a modified frailty index and perioperative features: a prospective, multicentre and observational study

    Get PDF
    Introduction: Femoral fracture is associated with high geriatric mortality. Frailty is the increased vulnerability to stressors resulting from aging-associated decreases in physiological reserve. We aimed to predict 30-365-day postoperative mortality and morbidity rates using modified frailty index and perioperative characteristics in geriatric femoral fractures. Materials and Method: Using a prospective observational design, data were collected from patients >65 years undergoing femoral fracture surgery from 13 different hospitals in 2016 and 2017. Post-discharge follow-up periods were 30, 90, 180, and 365 days. Age, sex, modified frailty index and anaesthesia types used during surgery were recorded. Renal markers, troponin I and haemoglobin levels were examined preoperatively and postoperatively at 24 and 72 hours. Results: We included 392 patients in this study. The age of the patients were between 65 and 101 (mean, 79 +/- 11.9). Median modified frailty index was 5 (interquartile range, 2-7). Increase in modified frailty index increased mortality rate. Mortality rate at postoperative 30 days was 9.8%, while overall study mortality rate was 23%. Spinal anaesthesia was administered in 205 patients (52.3%, most frequent), followed by general in 110 (28.1%), peripheral nerve blocks in 21 (5.4) and spinal-epidural in 43 (11%). Anaesthesia type affected both intensive care unit (p<0.001) and total hospitalization (p<0.012) duration. A logistic regression model revealed that frailty index, preoperative creatinine and centre type were independent mortality predictors. Conclusion: Increased modified frailty index was associated with higher postoperative mortality risk, thus providing an additional way for improving risk stratification. Preoperative creatinine increase and centre types are determining factors in mortality

    Investigation of the relationship between clinical, cholinesterase enzyme activity, treatment and brain SPECT studies in organic phosphorus insecticide poisoning

    No full text
    Morbilite ve mortalite nedenleri arasında önemli yeri olan tarım ilacı zehirlenmeleri; akut sistemik etkilere yol açan ve yoğun bakım tedavisi gerektiren hastalık grubudur. OF insektisitlerin serebral etkileri günümüze kadar çeşitli araştırmalara konu olmuştur. Bu çalışmamızda Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Reanimasyon ünitesine organik fosforlu insetkisit zehirlenmesi tanısıyla yatan 16 olgu incelendi. Hastalar, klinik semptom, kolinesteraz enzim aktiviteleri ve verilen tedavilerine göre 3 ayrı gruba ayrıldı: 1) Latent (gizli) zehirlenme (A grubu) ( olgu) 2) Hafif ve orta derece zehirlenme (B grubu) (5 olgu) 3) Ağır zehirlenme (5 olgu) Tüm hastalara, serebral etkilenmeyi araştırmak amacıyla kliniğe yattığının ilk haftası içinde, taburcu olmadan önce, taburcu olduktan 3 ay sonra Tc99m işaretli HMPAO ile beyin SPECT çalışmaları yapıldı. A grubu hastalarına OF zehirlenmelerinin muskarinik, nikotinik ve santral bulguları yokken, B grubu hastalarında sadece muskarinik ve nikotinik, C grubu hastalarında muskarinik, nikotinik ve santral bulguların tümü mevcuttu. Kolinesteraz enzim düzeyi, A ve B grubunda nırmal sınırda seyrederken, C grubunda enzim aktivitelerinde %82.52’a varan intibisyon bulundu. A grubunda sadece 1 olgu antagonist oksim tedavisi; B grubunda 2 olguda, C grubunda tüm olgularda atropin, antagonist oksim ve mekanik ventilasyon tedavisi yapıldı. C grubu olgularında 1’i tedavinin 17. Gününde eksitus oldu, 15 olgu şifa ile taburcu oldu. Yapılan ilk beyin SPECT çalışmalarında, A grubu hastalarından 1 olguda 2, 3 olguda 1’er kortikal defekt alanı saptandı. 2 olgu normaldi. B gurubu hastalarından 1 olguda 3, 1 olguda 2, 3 olguda 1’er kortikal defekt alanı; C Grubu hastalarında 4 olguda 2’şer, 1 olguda 3 kortikal defekt alanı saptandı. Taburcu olmadan, klinik olarak şifa bulan hastalarda yapılan 2. Beyin SPECT çalışmalarında A grubunda 1 defekt alanına sahip olgunun tamamen normale döndüğü, 2 defekt alanına sahip olgunun defekt sayısınınn 1’e düştüğü, B grubunda 1 defekt alanına sahip 3 olguda 2’sinin; 2 defekt alanına sahip olguların normale döndüğü; 1 defekt alanına sahip tek olgu ile 3 defekt alanına sahip olguda hipoperfüzyon izlendi. C grubunda eksitus olan 1 hasta hariç 4 olguda bulguların devam ettiği ancak küçüldüğü dikkat çekti. Taburcu olan ve beyin SPECT’lerinde patoloji devam eden 7 olgudan 2’si çağrıya cevap vermedi. Yapılan 3. Beyin SPECT çalışmalarında A grubunun tek olgunun bulgularının kaybolduğu, B ve C grubundaki defekt alanlarının devam ettiği, ancak çok küçüldüğü kaydedildi. Sonuç olarak OF’lu tarım ilacı zehirlenmelerinde; klinik, kolinesteraz enzim aktivitesi ve tedavi ile beyin SPECT çalışmalarının paralellik gösterdiği; bunun klinik ve tedavide yararlı olacağı kanısına varıldı

    Current Approaches in Hip and Knee Arthroplasty Anaesthesia

    No full text
    Risk assesment, preoperative drug regulation, the anesthesia and analgesia techniques are very important and the effectivity on success of surgery is great. So, these topics in arthroplasty were reviewed under current knowledge
    corecore