6 research outputs found

    Prevalence And Clinical Correlates of Intermitent Explosive Disorder in Psychiatric Patients.

    No full text
    TEZ10286Tez (Uzmanlık) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2016.Kaynakça (s. 67-72) var.viii, 93 s. ; 29 cm.Amaç: Aralıklı patlayıcı bozukluk sözel ve/veya fiziksel agresyon ile sonuçlanan, yineleyici biçimde saldırganlık dürtülerine karşı koyamama atakları ile tanımlanan bir bozukluktur. Klinik psikiyatri pratiğinde sıkça rastlanabilecek önemli bir psikiyatrik bozukluk olmasına rağmen bu konuda literatürde az sayıda veri bulunmaktadır. Bu çalışmada aralıklı patlayıcı bozukluk sıklığının ve bu bozuklukla ilişkili sosyodemografik ve klinik özelliklerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Kliniğimize 2015 yılında ilk altı aylık periodda ilk kez başvuran 406 hasta çalışmamıza dahil edilmiştir. Eksen I ve Eksen II bozukluklarının tanısı DSM-IV ve DSM-5 tanı ölçütlerine göre konulmuştur. Aralıklı patlayıcı bozukluk tanısı için DSM-IV ve ayrıca DSM-5 tanı ölçütleri kullanılmıştır. Tanı koyma sürecinde; Eksen I bozuklukları için DSM-IV’e göre Yapılandırılmış Klinik Görüşme Kılavuzu (SCID I), Eksen II bozuklukları için DSM-IV’e göre Yapılandırılmış Klinik Görüşme Kılavuzu (SCID II), Belirti Tarama Listesi (SCL-90), Wender Utah Derecelendirme Ölçeği, Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tanı ve değerlendirme envanteri, araştırmacının yaptığı klinik görüşme ve sosyodemografik veri formundan edinilen bilgiler kullanılmıştır. Bunlara ek olarak dürtüsellik ve agresyonun değerlendirilmesi amacıyla katılımcılara Barratt Dürtüsellik Ölçeği 11 ve Buss-Perry Agresyon Ölçeği uygulanmıştır. Bulgular: Aralıklı patlayıcı bozukluğun DSM-5’e göre yaşam boyu ve 12 aylık sıklığı sırasıyla % 16,7 ve % 11,3 olarak saptanmıştır. Bozukluğun ortalama başlangıç yaşı 16,4 yıl olarak hesaplanmıştır. Aralıklı patlayıcı bozukluk sıklığı erkeklerde kadınlara göre 3,8 kat (%95 GA= 1,9-7,5), kırsal kesimde yaşayanlarda şehir merkezinde yaşayanlara göre 2 kat (%95 GA=1,1-3,7), yaşam boyu özkıyım girişimi olanlarda olmayanlara göre 2,7 kat (%95 GA=1,3-5,6), yaşam boyu self mutilatif davranışı olanlarda olmayanlara göre 4,5 kat (%95 GA=2,3-8,7) ve ailede öfke sorunu bildirenlerde bildirmeyenlere göre 3 kat (%95 GA=1,5-5,9) fazladır. Aralıklı patlayıcı bozukluk tanısı alan grupta çocukluk çağı Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, Davranım Bozukluğu ve Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu anlamlı yüksek bulunmuştur. Sonuç: Bu çalışma katılımcıların yaklaşık altıda birinin DSM-5 tanı ölçütlerine göre yaşam boyu Aralıklı patlayıcı bozukluk tanısını karşıladığını ortaya koymaktadır. Aralıklı patlayıcı bozuklukla istatistiksel olarak anlamlı ilişkisi gösterilen sosyodemografik özellikler arasında cinsiyet, yaşanılan yer, yaşam boyu özkıyım girişimi, self mutilatif davranış öyküsü ve ailede öfke sorunu öyküsü bulunmaktadır.Objective: Intermittent explosive disorder is defined as the failure to resist aggressive impulses that result in repeated acts of verbal and/or physical aggression. Although it can be frequently encountered during clinical psychiatric practice there is few data in scientific literature about IED. The aim of the study is to evaluate the prevalence of intermittent explosive disorder and related sociodemographic and clinical features. Method: A total of 406 patients who have referred to our outpatient clinic for the first time in six months period were included in the study. Axis I disorder and Axis II disorder diagnoses were made according to Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, fourth edition (DSM-IV) and Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, fifth edition (DSM-5) criteria. The diagnosis of Intermittent Explosive Disorder (IED) was made by DSM-IV and also DSM-5 criteria too. Diagnoses were made using information from the Structured Clinical Interview for DSM-IV (SCID I) and the Structured Clinical Interview for DSM-IV personality disorders (SCID II), Symptom Check List-90 (SCL-90), Wender Utah Rating Scale and Adult Attention Deficit Hyperactivity Disorder (ADHD) DSM-IV Based Diagnostic Screening and Rating Scale, clinical interview by researcher and sociodemographic data form. In addition respondents were administered the Buss-Perry Aggression Scale, Barratt Impulsiveness Scale Version 11(BIS-11) to assess aggression and impulsivity. Results: Lifetime and 12-month prevalence of intermittent explosive disorder according to DSM-5 were 16,7 % and 11,3 %, respectively. Mean age of onset was 16,4. The prevalence of lifetime IED was 3,8 times more in males compared to females (%95 GA= 1,9-7,5), twice as much in those living in rural areas compared to downtown (%95 GA=1,1-3,7), 2,7 times more in those with lifetime suicide attempt compared to those not (%95 GA=1,3-5,6), 4,5 times more in those with lifetime self-injurious behavior in comparison to those not (%95 GA=2,3-8,7) and 3 times more in those reported anger problems in their families compared to those not (%95 GA=1,5-5,9). The prevalence of childhood ADHD, conduct disorder and oppositional defiant disorder were significantly higher in IED group. Conclusion: The result of this study has revealed that one sixth of respondents met lifetime IED according to DSM-5 diagnostic criteria, approximately. Statistically significant sociodemographic correlates of IED include gender, urbanicity, history of suicide attempts, history of self-injurious behaviors and family history of anger problems

    Schizo-obsessive disorder

    No full text
    Şizofrenide obsesif- kompulsif belirtiler yaygın olarak görülmektedir. Şizofrenide görülen obsesif-kompulsif belirtiler/bozukluk hakkındaki güncel genetik, nörobiyolojik, klinik ve epidemiyolojik veriler obsesif kompulsif bozukluk ile birlikte görülen şizofreninin bir komorbiditeden daha fazlası olduğunu, şizofreni hastaları arasında özgül bir grubu temsil ediyor olabileceğini ortaya koymuştur. Henüz bu hastalara özgü bir hastalık profili ortaya konulamadıysa da şizo-obsesif hastalarla ilişkili klinik, nörobiyolojik çalışmalar yaygın olarak yürütül mektedir.Obsessive -compulsive features are common in schizophrenia. Current genetic, neurobiological, clinical and epidemiological data about obsessive-compulsive symptoms/disorder in schizophrenia suppose that schizophrenia combined with OCD is more than a mere comorbidity. Epidemiologic and neurobiological evidence suggest that the patients with comorbid OCD and schizophrenia may present a special category among patients with schizophrenia. Although a specific profile has not been emerged yet; clinical, neurobiological research abo ut schizo -obsessive patients have been extensively pursued

    Relationship between compulsive buying disorder and attention deficit and hyperactivity disorder

    No full text
    Amaç: Bu çalışmada kompulsif satın alma bozukluğu (KSAB) tanısına sahip bireylerde dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda (DEHB) sıklığı ve KSAB ile dürtüsellik ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na başvuran ve KSAB tanısı konan 82 hastanın tıbbi kayıtları retrospektif olarak incelendi. Hastalara ait DSMIV (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders IV) Eksen I Bozuklukları İçin Yapılandırılmış Klinik Görüşme Ölçeği (SCID-I), Minnesota Dürtü Kontrol Bozuklukları Görüşme Ölçeği (MIDI), Barratt Dürtüsellik Ölçeği–11 (BİS–11) ve Erişkin DEB/DEHB Tanı ve Değerlendirme Envanteri verileri değerlendirildi. Bulgular: Hastaların %50’sinde (n=41) KSAB’a komorbid en az bir başka türlü adlandırılamayan (BTA) dürtü kontrol bozukluğu (DKB) tanısı mevcuttu. Hasta grubunun %42.7’sinde (n=35) çocukluk döneminde, %30.5’inde (n=25) erişkin dönemde DEHB tanısı mevcuttu. DEHB tanısı olan hastalarla, DEHB tanısı olmayan hastaların BİS11 ölçek puanlarının karşılaştırmasında; motor dürtüsellik alt ölçek puanı dışında DEHB tanısı olanların istatistiksel olarak daha yüksek puanlar aldıkları görüldü. Sonuç: KSAB daha çok kadınlarda görülen, DEHB ve diğer dürtü kontrol bozukluklarının sıklıkla eşlik ettiği bir ruhsal bozukluktur. KSAB ve DEHB tanıları birlikte görüldüğünde genel dürtüsellik, dikkatsizlik ve plan yapmama gibi özelliklerin daha da belirginleştiği görülmektedir

    Sikloserin ile ilişkili mani

    Get PDF
    Sikloserin, çoklu ilaç direnci olan akciğer ve akciğer dışı tüberkülozlarda ikinci basamak tedavide sık kullanılan geniş spektrumlu bir antibiyotik ajandır. Birçok nöropsikiyatrik yan etki ile ilişkilendirilmektedir. Yan etkileri arasında nadir olmakla birlikte mani ile ilişkilendirilen olgular da bulunmaktadır. Bu olguya Pott hastalığı tanısı konulmuş ve çoklu ilaç direnci olan akciğer ve akciğer dışı tüberküloz olarak tanımlanmış, tedavisinde sikloserin kullanılmış olan 38 yaşında bir erkek hasta tartışılmıştır. Tedavi sürecinde mani gelişmiş ve sikloserin ile ilişkili olabileceği düşünülmüştür. Mani bulguları ilacın kesilmesi ve antipsikotik medikasyonla 1 haftalık süreçte gerilemiştir. Bu olgu bildirimi ile sikloserin kullanımında mani ve psikotik bulguların tedavinin erken veya geç aşamalarında ortaya çıkabileceği, tedavi öncesi ve tedavi devam etmekte iken psikiyatrik değerlendirmelerin düzenli aralıklara yapılması gerekliliği vurgulanmıştırCycloserine is a broad spectrum antibiotic agent commonly used as a second-line treatment for patients with multi-drug resistant pulmonary and extrapulmonary tuberculosis and associated with many neuropsychiatric adverse events. Mania is rarely reported in this context. We report a case of 38-year-old male diagnosed as Pott disease and developed manic symptoms while on second line anti-tubercular treatment for multi-drug resistant pulmonary and extrapulmonary tuberculosis. We related these manic symptoms with cycloserine. The patient remitted significantly in one week period after discontinuation of cycloserine and initiation of antipsychotic treatment. This case emphasizes that manic switch or exacerbation of psychosis can occur in early or late stage of treatment and that the necessity of periodic psychiatric evaluation before and during the treatmen

    Trikotillomani tanılı hastalarda dürtüsellik ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu

    No full text
    Purpose: The aim of this study was to assess impulsivity and attention deficit hyperactivity disorder in adult patients with trichotillomania. Materials and Methods: Subjects diagnosed with trichotillomania primary or comorbid to other psychiatric disorders who met the inclusion criteria were enrolled in the study. Data were collected retrospectively. Minnesota Impulse Control Disorders Interview Scale (MIDI), the Barratt's Impulsivity Scale (BIS), Adult ADD/ADHD DSM IV- Based Diagnostic Screening and Rating Scale, Wender Utah Rating Scale (WURS) were evaluated. Results: 40 patients with trichotillomania and 18 patients with trichotillomania + adult attention deficit hyperactivity disorder were included in the study. Sociodemographic characteristics of two groups were similar. Rate of pathologic gambling was higher in trichotillomania + adult attention deficit hyperactivity disorder group. Trichotillomania + adult attention deficit hyperactivity disorder group had statistically higher scores from attention deficit part of Adult ADD/ADHD DSM IVBased Diagnostic Screening and Rating Scale. Conclusion: Adult attention deficit hyperactivity is more related to attention deficit in trichotillomania patients and impulsivity is a common feature in both disorders

    Poster Presentations

    No full text
    corecore