166 research outputs found

    Students’ opinions about teaching of the controversial topics in the social studies classes

    Get PDF
    The aim of this study is to determine middle school 7th grade students’ opinions on controversial issues. In the research, screening model and quantitative research method has been used. The sample of the study consists of 7th graders from 5 public schools located on the center of Demirci district of Manisa province. The 5-point Likert-type questionnaire prepared with 20 items has been applied to 203 students. The data has been put into the statistical program and analyzed. By determining means, deviations and frequencies of all items in the survey, it has been tabulated and interpreted separately. “Mann Whitney U” and Kruskal Wallis H” tests have been used to find out whether the students' opinions about which subjects can be discussed in the classroom, shows significant difference according to various variables or not. Interpretation of the results has been done by the significance level of 0,5. According to the findings of the research, the topics that the students want to discuss the most in the classroom respectively are human rights, multiculturalism, election system, animal rights and freedom of the press. The topics that the students do not want to discuss in the classroom are terror and violence. When the results of the research has been examined according to various variables; Significant differences has been seen in different items, such as; The Gender (Military System, Religious Communities, Fanaticism and Cloning), Reading Books (TV Broadcasts), The Education of Father (Religious Communities, Multiculturalism), The Education of Mother (Military System, Religious Communities and Cloning), Father’s Profession (Religious Communities, Fanaticism, Internet and Elections System), Mother's Profession (Religious Communities) and Family Income Status (Internet)

    Organik Koşullarda Uzun Süreli Sanayi Domatesi (Lycopersicon lycopersicum L. cv. Rio Grande) Yetiştiriciliğinin Meyve ve Salça Verimine Etkileri

    Get PDF
    Çalışma, 2001-2009 yılları arasında E.Ü. Ziraat Fakültesi Menemen Araştırma Uygulama ve Üretim Çiftliğinde organiğe geçiş ve organik süreçteki alanda Yalova Rio Grande domates çeşidinin meyve ve salça verimi ile bazı kalite özelliklerindeki değişimin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. 2001-2003 yılları arasında 3 yıl geçiş, 2004-2009 yılları arasında da organik sertifikalı süreçteki parseller ile konvansiyonel alanda paralel yürütülen çalışmada bakım işlemleri yönetmeliklere göre uygulanmıştır. Meyve ve salça verimi ile briks gibi kalite özellikleri açısından organik ve konvansiyonel parseller arasında istatistiki anlamda önemli fark bulunmamıştır. Her iki uygulamada da ortalama 145 kg/parsel ve 8400 kg/da meyve verimi elde edilmiştir. Organik ve konvansiyonel parsellerden elde edilen % 5.0 briks değeri ile 1500 kg/da salça verimine ulaşıldığı belirlenmiştir. Buna karşılık verim değerleri bakımından deneme yılları arasında ise istatistiki olarak önemli farklılık tespit edilmiş, organik parselde geçiş yıllarında 9.0-9.8 ton/da olan meyve verim değeri organik sertifika sürecinin ilk yıllarında 7.6-8.0 ton/da, son organik yılında da 9.00 ton/da bulunmuştur

    Organik Çiftlik Yönetim Modeli

    Get PDF
    Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Menemen Araştırma Uygulama ve Üretim Çiftliğinde 2003 yılında başlatılan “Organik Üretim Projesi” ile organik tarımın temel ilkelerinden olan ve bir işletmenin kendi kaynaklarının kullanıldığı, işletmenin kendine yeterli olabildiği “kapalı sistem” tarım şekli hedeflenmiştir. Bu amaçla, 20 da sebze, 55 da bağ, 35 da zeytin ve 406 da fıstık çamı alanında “Organik Üretim Projesi” araştırma, üretim ve uygulama çalışmaları başlatılmıştır. Proje çalışmaları, 2006- 2007 yıllarında projeye dahil edilen 61 da yonca ve 248 da buğday ve mısır üretim alanı ile birlikte yem bitkilerinin de programa alınmasıyla halen toplam 1064 da alanda sürdürülmektedir. Bugün büyük parsellerde üretilen meyve, sebze, kuru üzüm, çam fıstığı ve yonca ile 50 da alandaki mısır ve buğday ürünleri için “Organik Ürün Sertifikası” alınmıştır. Önümüzdeki yıllarda geçiş sürecinin tamamlanması ile 194 da alanda üretim yapılan buğday, fiğ+arpa ve mısır için “organik ürün sertifikası” alınabilecektir. Proje faaliyetlerinin başlaması ile birlikte günümüze kadar bitkisel üretim faaliyetleri açısından proje hedefine ulaşılmıştır. Projenin bundan sonraki ilk hedefi ise organik hayvancılık faaliyetlerine başlanmasıdır. Organik hayvan üretimi ile birlikte “organik süt ve süt ürünleri” ile “organik tarhana” üretimi de gelecekteki hedefler arasında yer almaktadır

    ORGANİK TARIMDA UZUN DÖNEM EKİM NÖBETİ VE YEŞİL GÜBRE UYGULAMALARININ TOPRAK İÇERİĞİNE VE DOMATES İLE KABAĞIN VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ

    Get PDF
    Ekim nöbeti ve yeşil gübreleme sağladığı yararlardan ötürü organik üreticiler tarafından tercih edilmektedir. Bu çalışmada; brokoli + gübreleme (T1), fiğ + buğday + gübreleme (T2) ve fiğ + buğday (T3) ön uygulamalarının, sonrasında yetiştirilen domates ve kabağın verim ve kalite özellikleri üzerine etkisi incelenmiştir. Her üç uygulamanın yazlık sebzelerin verim ve kalite özellikleri üzerine etkisi önemsiz bulunurken, hem kabakta hem de domateste en yüksek verim T2 uygulamasından elde edilmiştir (p≤0.05). Rotasyon süresince toprak organik maddesi önemli değişiklikler göstermiş ve her üç uygulamadan da olumlu etkilenmiştir (p≤0.05). Ancak, yazlık sebze yetiştiriciliği sonrası T2 uygulaması diğer iki uygulamaya oranla toprağa daha fazla organik madde kazandırmıştır (p≤0.05)

    Solving Weighted Number of Operation Plus Processing Time Due-Date Assignment, Weighted Scheduling and Process Planning Integration Problem Using Genetic and Simulated Annealing Search Methods

    Get PDF
    Traditionally, the three important manufacturing functions, which are process planning, scheduling and due-date assignment, are performed separately and sequentially. For couple of decades, hundreds of studies are done on integrated process planning and scheduling problems and numerous researches are performed on scheduling with due date assignment problem, but unfortunately the integration of these three important functions are not adequately addressed. Here, the integration of these three important functions is studied by using genetic, random-genetic hybrid, simulated annealing, random-simulated annealing hybrid and random search techniques. As well, the importance of the integration of these three functions and the power of meta-heuristics and of hybrid heuristics are studied

    Organik Yetiştiricilikte Bezelye-Fasulye-Bakla Rotasyonunun Verim Ve Kalite Özelliklerine Etkisi

    Get PDF
    Organik tarımda temel ilkelerden biri işletme dışı girdiler yerine işletme içi girdilere dayalı olabildiğince kapalı bir sistemin kurulmasıdır. Bu açıdan yeşil gübreleme, organik tarım teknikleri arasında toprak verimliliğinin sağlanması açısından temel bir uygulamadır. Çalışma, ardı ardına yetiştirilen baklagil sebze türlerinin önceki baklagil türünden nasıl etkilendiğinin belirlenmesi amacıyla Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü deneme alanlarında 4 tekerrürlü ve bölünmüş parseller deneme desenine göre kurulmuştur. Bu amaçla 3 farklı baklagil sebze türü (bezelye, fasulye, bakla) birbiri ardına üretimde ülkemizde geçerli organik tarıma ilişkin kanun ve yönetmelikler izlenerek yetiştirilmiştir. Ayrıca bölünmüş parsellerde içeriği bilinen ve organik tarımda kullanımı sertifikalandırılmış Biofarm Aktif (N:P:K, 3,5:3:3) kompostundan elde edilen kompost çayının etkileri de araştırılmıştır. Çalışmada üretimi yapılan bezelye, fasulye ve bakla bitkilerinin toplam biyomasları, verimleri (parsel başına verim, birim alandaki verim, bitki başına verim) ve temel kalite parametreleri (bakla eni, bakla boyu, bakla ağırlığı, ortalama tohum sayısı) belirlenmiştir. Ayrıca hasat edilen ürün dışında toprağa karıştırılan kök-gövde-yaprak biyomasları hesaplanarak bir sonraki ürüne olan etkileri araştırılmıştır. Denemeler sonunda bezelye sonrası fasulye yetiştiriciliğinde yapılan kompost çayı uygulamasının kontrol ile karşılaştırılmasında verim ve kalite yönünden istatistiksel anlamda farklılıklar görülmemiştir. Benzer şekilde fasulye sonrası yetiştirilen bakla bitkisinde de verim ve kalite açısından istatistiksel farklılık saptanamamıştır. Bakla yetiştiriciliği sonrası toprağa karıştırılan toplam kuru madde miktarında kompost çayı uygulanan parsellerde artış saptanmıştır. Anahtar kelimeler: Yeşil gübreleme, bakla, fasulye, bezelye, kompost çayı

    Concurrent solution of WATC scheduling with WPPW due date assignment for environmentally weighted customers, jobs and services using SA and its hybrid

    Get PDF
    After industrial revolution environmental problems increased drastically. Air, water and soil pollution became a serious threat for the mankind. In order to overcome this threat everyone should take responsibility and try to preserve environment as much as possible. Environmentally conscious actions, people, law and foundations should be supported. When it came to determining due dates and scheduling, one of the important criteria should be the supporting the environment. In this study environmentally conscious customers, jobs, and services are rewarded, on the other hand unconscious customers, jobs, and services are penalized, while determining due dates and schedules. Simulated annealing and its hybrid with random search are applied to get environmentally better due dates and schedules

    ORGANİK ÜRETİMDE FİĞ (Vicia sativa) İLE YAPILAN YEŞİL GÜBRELEMENİN BAZI SEBZE TÜRLERİNİN VERİMİNE VE TOPRAK ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ

    Get PDF
    Organik tarımda yeşil gübreleme toprak sağlığının korunması açısından vazgeçilmez bir uygulamadır. Çalışmada nadasa bırakma ve fiğ ile yapılan yeşil gübrelemenin sonrasında yetiştirilen sebze türleri (domates, kabak, biber ve patlıcan) üzerine olan etkisi ile uzun vadede toprak organik maddesi ve bazı bitki besin elementlerinin değişimi incelenmiştir. 2006-2010 yılları arasında yürütülen çalışmada, fiğ ile yapılan yeşil gübreleme ve nadas uygulamasının yanı sıra (CT) kompost çayı ve (CF) "Powhumus" ticari isimli organik gübreler alt faktör olarak yer almışlardır. Fiğ ile yapılan yeşil gübreleme biber verimini istatistiksel olarak arttırmıştır, CF gübreleme ise domates ve kabak verimi üzerinde etkili olmuştur. Buna karşılık, yeşil gübreleme domates ve kabak verimi üzerinde etkisiz kalmıştır. Patlıcan verimi ise hem CF gübre hem de fiğ ile yapılan yeşil gübrelemeden olumlu etkilenmişti. Dikim öncesi uygulanan CF gübresi toprak organik maddesini de artırmıştır. Toprakta azot miktarı yeşil gübreleme ve gübre tiplerinden etkilenmese de yıllar bazında artış göstermiştir. Toprakta fosfor miktarı fiğ ile yapılan gübrelemeden olumsuz etkilenirken, potasyum miktarı yetiştirilen sebze türlerine bağlı olarak değişiklikler göstermiştir

    An observational, multicenter, registry-based cohort study of Turkish Neonatal Society in neonates with Hypoxic ischemic encephalopathy

    Get PDF
    BACKGROUND: Hypoxic ischemic encephalopathy (HIE) is a significant cause of mortality and short- and long-term morbidities. Therapeutic hypothermia (TH) has been shown to be the standard care for HIE of infants ≥36 weeks gestational age (GA), as it has been demonstrated to reduce the rates of mortality, and adverse neurodevelopmental outcomes. This study aims to determine the incidence of HIE in our country, to assess the TH management in infants with HIE, and present short-term outcomes of these infants. METHODS: The Turkish Hypoxic Ischemic Encephalopathy Online Registry database was established for this multicenter, prospective, observational, nationally-based cohort study to evaluate the data of infants born at ≥34 weeks GA who displayed evidence of neonatal encephalopathy (NE) between March, 2020 and April 2022. RESULTS: The incidence of HIE among infants born at ≥36 weeks GA (n = 965) was 2.13 per 1000 live births (517:242440), and accounting for 1.55% (965:62062) of all neonatal intensive care unit admissions. The rates of mild, moderate and severe HİE were 25.5% (n = 246), 58.9% (n = 568), and 15.6% (n = 151), respectively. Infants with severe HIE had higher rates of abnormal magnetic resonance imaging (MRI) findings, and mortality (p0.05). TH was administered to 85 (34.5%) infants with mild HIE, and of those born of 34-35 weeks of GA, 67.4% (n = 31) received TH. A total of 58 (6%) deaths were reported with a higher mortality rate in infants born at 34-35 weeks of GA (OR 3.941, 95% Cl 1.446-10.7422, p = 0.007). CONCLUSION: The incidence of HIE remained similar over time with a reduction in mortality rate. The timing of TH initiation, whether [removed
    corecore