15 research outputs found

    Diş hekimliği öğrencilerinde mezuniyet sonrası kariyer ve uzmanlık motivasyonu

    Get PDF
    Amaç: Bu çalışmanın amacı bir grup diş hekimliği öğrencisinin mezuniyet sonrası kariyer planları, uzmanlık seçimleri ve bu seçimleri motive eden faktörleri değerlendirmektir.Gereç ve Yöntemler: Bu anket çalışmasına 3., 4. ve 5. sınıflarda öğrenim gören 226 diş hekimliği öğrencisi katılmıştır. Çalışmada çoktan seçmeli, açık uçlu ve likert tipi skala (1=etkisiz, 2=az etkili, 3=orta, 4=etkili, 5=çok etkili) ile olmak üzere üç farklı yanıt türü kullanılmıştır. Anketin ilk kısmında yaş, cinsiyet, ailenin gelir düzeyi ve eğitim durumları gibi sosyoekonomik durum değerlendirmesi yapılmıştır. İkinci kısmında diş hekimliği mesleğini seçme nedenleri ve etkili olabilecek faktörler sorgulanmış ve son kısmında diş hekimliğinde mezuniyet sonrası kariyer planı hakkında sorular yöneltilmiştir. Verilere tanımlayıcı istatistikler uygulanmış, ortalama ve standart sapma değerleri hesaplanmıştır.Bulgular: Mezuniyet sonrası kariyer planlarında ilk sırayı (% 52.3) ‘uzmanlık düşünüyorum’ ikinci sırayı (%32.3) ‘uzmanlığı kazanana kadar pratisyen diş hekimliği düşünüyorum’ almıştır. Çalışma hayatı boyunca uzmanlık düşünmeyen öğrencilerin oranı % 5.9’dur. Öğrencilerin uzmanlık yapmak istedikleri bölümlerde Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi ilk sırada yer alırken (% 33.3), Ortodonti (% 15.2) ikinci sırada ve Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi en son sıradadır (%2.4).Sonuç: Bu çalışma grubunda uzmanlık motivasyonu çok yüksektir. Katılımcılar arasında Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi en popüler uzmanlık seçimi olmuştur. Uzmanlık motivasyonlarının maddi kaygılar ve mesleki ilgi odaklı olduğu görülmektedir. Bu bulguların doğrulanması ve bu konuda etkili parametrelerin daha iyi anlaşılabilmesi için ülkemiz genelinde farklı üniversite öğrencilerinin dahil edildiği geniş çaplı araştırmalara ihtiyaç vardır.ANAHTAR KELİMELERDiş hekimliğinde uzmanlık; Mezuniyet sonrası kariyer; Motivasyon &nbsp

    Investigating the Effects of Smoking on Trabecular Bone Structure Using Fractal Analysis: A Pilot Case-control Study

    Get PDF
    Objective:Fractal analysis (FA) is a method that performs the evaluation of complex and irregular body structures through mathematics. The aim of this study is to use the FA approach to determine how smoking affects mandibular trabecular bone structure on panoramic radiographs.Methods:While 55 smokers constituted the study group, 55 nonsmokers constituted the control group. The study and control groups were paired for age and sex. Two region of interest (ROIs) with a pixel size of 100x100 were determined from the right mandibular angulus and the trabecular bone region between the right second premolar and first molar roots (interdental). Utilizing the boxcounting technique, FA was conducted on the ROIs identified by the panoramic radiography. SPSS 21.0, developed by IBM Corp in Armonk, NY, USA, was used for the data analysis. At the 0.05 threshold, p-value was regarded as significant.Results:The mean age of 74 male and 36 female individuals included in the study was 23.54±3.57 years. Fractal dimension (FD) values of gonial (p=0.528) and interdental regions (p=0.490) did not differ statistically from each other between the study-control groups (p>0.05). When the correlation analysis of pack-year values of smoking exposure and FD measurements was performed, a negative correlation that was not statistically significant was found (p>0.05).Conclusion:As cigarette exposure increases, FD values tend to decrease. No effect of smoking on mandibular trabecular bone FD values was observed

    Mandibular molar dişlerde radiks entomolaris ve paramolaris sıklığı: Retrospektif KIBT analizi

    Get PDF
    Amaç: Bu çalışmanın amacı birinci ve ikinci molar dişlerde radiks entomolaris (RE) ve radiks paramolaris (RP) sıklığını konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (KIBT) kullanarak analiz etmektir.Gereç ve Yöntemler: Çalışmada 18 yaş üzeri, 273 kadın, 231 erkek dahil toplam 504 bireyin, 1008 alt birinci molar ve 1008 alt ikinci molar olmak üzere toplam 2016 dişi KIBT kayıtlarından geriye dönük incelenmiştir. RE ve RP belirlemek için pulpa odasından apikale incelenen aksiyal KIBT kesitleri kullanılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler hesaplanmış ve ki-kare testi kullanılmış olup p < 0.05 düzeyinde anlamlı kabul edilmiştir.Bulgular: RE sıklığı alt birinci molar dişlerde % 2.8, alt ikinci molar dişlerde %1.4’tür. İncelenen alt birinci büyük azıların hiçbirinde RP görülmemiştir. Alt ikinci azı dişlerde ise RP sıklığı % 0.8’dir. Cinsiyete göre RE ve RP sıklığı istatistiksel olarak anlamlı fark göstermemiştir (p>0.05).Sonuç: Endodontik tedavilerin başarısını artırmak ve var olan başarısızlıkların daha iyi anlaşılabilmesi için mandibular molar dişlerde görülen varyasyonların farkında olmak ve şüphe durumunda üç boyutlu görüntüleme ile morfolojinin belirlenmesi klinik öneme sahiptir.ANAHTAR KELİMELER Radiks entomolaris, Radiks paramolaris, Mandibular mola

    Mandibular trabeküler kemiğin fraktal boyutu: Yaş, cinsiyet ve ilgi alani seçiminin önemi nedir?

    Get PDF
    Amaç: Mandibular trabeküler kemiğin fraktal boyut (FB) değerlerinin yaş, cinsiyet ve ilgi alanı (ROI, Region of Interest) seçimi ile ilişkisinin araştırılmasıdır.Gereç ve Yöntemler: Kliniğimize ilk muayene amacı ile başvuran sistemik yönden sağlıklı 106 birey (53 kadın ve 53 erkek) çalışmaya dahil edilmiştir. Bireyler 21-25, 26-30, 31-35, 36-40 olmak üzere dört yaş grubuna ayrılmıştır. Mandibulada kondil, angulus ve dişli alveolar kemik bölgelerinden belirlenen sağ-sol toplam altışar ROI üzerinde White ve Rudolph’un yöntemine göre fraktal analiz uygulanmıştır. İstatistiksel analizler SPSS v21.0 (IBM Corp, Armonk, NY, USA) programı kullanılarak yapılmıştır. Normal dağılıma uymadığı test edilen veriler için non-parametrik testler uygulanmış ve p<0.05 düzeyinde anlamlı kabul edilmiştir.Bulgular: Cinsiyete göre sağ angulus (p=0.024) ve sol kondil (p=0.009) FB değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmaktadır. Bireylerin yaş gruplarına göre sadece sol kondil FB değerleri istatistiksel olarak anlamlı fark göstermektedir (p=0.000). Çenenin aynı tarafından seçilen kondil, angulus ve dişli bölgelerin FB değerleri birbirlerinden anlamlı farklılık gösterirken (p<0.05), sağ-sol FB ölçümlerinde istatistiksel anlamlı fark saptanmamıştır (p>0.05).  Sonuç: Alt çenede kondil ve angulus bölgesinden seçilen bölgelerde FB ölçümleri yaş ve cinsiyete göre değişiklik göstermektedir. Yapılacak çalışmalarda ROI seçerken sağ-sol ayırt etmeksizin mümkün olduğunca dişli alveolar kemik bölgesi tercih edilmelidir.ANAHTAR KELİMELER Fraktal boyut, Yaş, Cinsiyet, RO

    Bruksizmin tanı ve tedavisinde güncel yaklaşımlar

    Get PDF
    Bruksizm, çiğneme ve öğütme gibi fonksiyonel bir amaç olmaksızın dişlerde gerçekleştirilen sıkma ve/veya gıcırdatma hareketinin adıdır. Etiyolojide genel olarak morfolojik, psikolojik ve parafonksiyonel faktörler suçlanmaktadır. Ancak subjektif olması yönüyle bruksizm tanısında dünya genelinde kabul görmüş ortak bir görüş bulunmamaktadır. Bruksizm uyku esnasında veya uyanıkken gerçekleşebilir. Uyku bruksizmi cinsiyete bağlı farklılık göstermezken, uyanıkken gerçekleşen bruksizm daha çok kadınlarda görülmektedir. Bruksizm, dişlerde fraktür ve aşınmalar, periodontal dokularda destek kaybı ve mobilite, çiğneme sisteminde ve orofasial bölgede ağrı ile temporomandibular eklem disfonksiyonu gibi problemlere yol açabilmektedir. Bruksizm tanısında temel olarak beş yöntem uygulanmaktadır. Bunlar; anket yöntemi, klinik gözlem, ağız içi apareyleri, çiğneme kaslarının elektromyografik analizi, polisomnografi (PSG)’dir. Bu yöntemlerin içinde PSG ile değerlendirme gold standart olarak kabul edilmesine rağmen belirli limitasyonları bulunmaktadır. Klinik gözlemde temel olarak diş aşınmaları ve yumuşak dokuda görülen değişiklikler izlenmektedir. Diş aşınmaları oluşumuna etki eden faktörlere göre abfraksiyon, atrizyon, korozyon ve abrazyon olarak adlandırılmaktadır. Aşınma derecesi fazla olan, dişin spesifik fonksiyonunu yapamadığı, ağrı ve hassasiyete sebep olduğu ve diş dokusundaki kaybın restorasyon gerektirecek seviyeye geldiği durumlar patolojik diş aşınması olarak adlandırılır. Bruksizmin etiyolojisindeki farklılıklar tedavilerinde de farklı yaklaşımlar gerektirir. Günümüzde bruksizm tedavi yaklaşımları; kişiye yönelik yaklaşımlar (bilişsel-davranışsal terapi), farmakolojik yaklaşımlar ve oklüzal yaklaşımlar olarak özetlenebilir. Bu çalışmanın amacı, bruksizmin güncel tanı ve tedavi prensiplerini sunmaktır.  Anahtar Kelimeler: Bruksizm, etiyoloji, diş aşınmalar

    Investigation of the frequency and distribution of teeth requiring endodontic treatment and endodontically treated teeth

    No full text
    Amaç: Çalışmanın amacı daimi dişlerde kanal tedavisi sıklığının ve kanal tedavisi gerektiren daimi dişlerin dağılımının saptanmasıdır.Gereç ve Yöntem: Çalışmaya ilk muayene kliniğimize başvuran 775 hastadan 19800 diş dahil edilmiştir. Tüm hastalar kanal tedavisi geçirmiş ve gerekliliği olan dişlerin saptanması için, radyolojik ve klinik olarak muayene edilmiştir. Her hasta için yaş, cinsiyet, eğitim, yaşanılan yer, gelir düzeyi, diş fırçalama sıklığı ve diş hekimi ziyareti parametreleri kaydedilmiştir. Veriler ki-kare testi ile p0.05 önemlilik düzeyinde analiz edilmiştir.Bulgular: 19800 dişte kanal tedavisi gereksinimi %3, kanal tedavisi görmüş dişlerin oranı %4'tür. Kanal tedavisi görmüş olma durumu, farklı yaş gruplarındaki bireylerde anlamlı fark göstermektedir (p0.05). Cinsiyet, diş fırçalama ve diş hekimi ziyaret sıklığı ile endodontik tedavi gerekliliği arasında anlamlı ilişki bulunmaktadır (p0.05).Sonuç: Çalışmamız Türk toplumunda kanal tedavisi konusunda epidemiyolojik bir bilgi sağlamaktadır. Bu veriler vatandaşların genel sağlık durumunun iyileştirilmesinde önemli bir adım teşkil edecek olan kamu diş sağlığı sorunlarının belirlenmesine yardımcı olacaktırAim: To determine the distribution and frequency of endodontic treatment and endodontic treatment requirement in permanent teeth. Materials and Methods: Of the 19800 teeth from 775 individuals (age range 16-80 years) were included in the study. All patients were examined clinically and radiologically to determine the teeth requiring endodontic treatment and endodontically treated teeth. For each case, information was collected in a questionnaire including age, gender, education, residence place, income level, frequency of tooth brushing and dental visit. Obtained data were statistically analyzed by using chi-square test with a significance level at p0,05. Results: Out of 19800 teeth, the frequency of teeth requiring endodontic treatment and endodontically treated teeth was 3% and 4%, respectively. Presence of endodontic treatment showed statistical difference between age subgroups (p0.05). Gender, frequency of tooth brushing and dental visit had effect on the endodontic treatment requirement (p0.05). Conclusion: This study provides an epidemiological data about endodontic treatment in a Turkish population. Such datas will help to identify public dental health problems which will constitute an essential step in improving the general health status of the citizens of this countr

    Investigation of the relationship between elongated styloid process and tonsillectomy: A Case Control Study

    No full text
    Amaç: Çalışmamızın amacı literatürde stiloid proçes (SP) uzamasındaki nedenlerden biri olarak tartışılan tonsillektomi cerrahisinin SP uzaması ile ilişkisini belirlemektir.Gereç ve Yöntem: İlk muayene amacı ile kliniğimize başvuranhastalar üzerinde gerçekleştirilen çalışmada, vaka grubunu 5yıl ve daha fazla süre önce tonsillektomi operasyonu geçirdiğini belirten hastalar oluşturmuştur. Kontrol grubu tonsillektomi öyküsü olmayan bireylerden, vaka grubunun yaş vecinsiyetleri göz önüne alınarak eşleştirme tekniği ile oluşturulmuştur. 24 vaka ve 24 kontrol olmak üzere 48 hasta uzamış SPaçısından incelemeye alınmıştır. Ölçümlerde hastaların panoramik radyografileri kullanılmıştır. 30 mm üzeri ölçümlerde SP,uzamış kabul edilmiştir.Bulgular: Sağ ve sol SP uzunlukları vaka ve kontrol grubu arasında istatistiksel açıdan anlamlı ilişki göstermemiştir (p0.05).Bununla birlikte sağ ve sol tarafta vaka grubunda SP uzunlukları daha fazladır. Sağ ve sol taraf ayrı ayrı incelendiğinde,sağ SP’nin uzamış olma durumu vaka ve kontrol grubu arasında anlamlı fark gösterirken (p0.05), sol SP göstermemiştir(p0.05). Yaş ve cinsiyet parametreleri ile SP uzamışlıkları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki görülmemiştir (p0.05).Sonuçlar: Tonsillektomi operasyonu boyun bölgesinde cerrahi bir travma oluşturması sebebiyle reaktif olarak SP uzamasında rol sahibi olabilir. Daha büyük çalışma grupları, busonucun doğrulanmasında faydalı olacaktır.Aim: Tonsillectomy discussed as one of the reasons for theelongation of the styloid process (SP) in the literature and theaim of this study was to determine the relationship betweenthe tonsillectomy surgeon and SP elongation.Materials and Methods: The study performed on patientswho applied to our clinic for initial examination. The casegroup consisted of patients who underwent tonsillectomyoperation 5 or more years ago. The control group was formedby matching technique, taking into account the age and sexof the case group, from individuals without tonsillectomy. 48patients, 24 cases and 24 controls, were examined for elongated SP. Panoramic radiographs of the patients were used inthe measurements. SP measurements over 30 mm were considered to be elongated.Results: Left and right SP length did not show statistically significant relationship between case and control group(p0.05). However, SP length is higher in the case group onthe right and left side. When the right and left sides wereexamined separately, there was a statistically significant difference between the case and control group on the rightSP elongation (p0.05) while the left SP elongation did notshow significant difference between case and control group(p0.05). It was found that age and gender parameters did not effect on SP elongation (p0.05).Conclusion: Tonsillectomy operation may have a role inSP elongation as a reactive cause of surgical trauma inneck region. Larger study groups will be useful for verification of these results

    RADIOGRAPHIC EVALUATION OF PERIAPICAL STATUS AND FREQUENCY OF ENDODONTIC TREATMENT IN A TURKISH POPULATION:A RETROSPECTIVE STUDY*

    No full text
    Purpose: The aim of this study was to determine the frequencies of apical periodontitis and endodontic treatment in a Turkish population using a retrospective analysis of orthopantomograms. Materials and Methods: The sample consisted of orthopantomographs of 250 subjects who had been referred to our clinic for an initial visit between the years of 2013 and 2014. The periapical status of all teeth (with the exception of third molars) was examined using periapical index scoring system (PAI). Data were analyzed statistically using the Chi-squared test at the significance level of p<0.05. Results: The study sample comprised 6196 teeth belonging to 250 patients. Out of 6196 examined teeth, the frequencies of apical periodontitis and endodontic treatment was 1.8% and 3.7%, respectively. Gender had no effect on the presence of apical periodontitis or the frequency of endodontic treatment. The frequency of apical periodontitis and endodontic treatment increased with age, but it did not show statistical significance among different age groups. Conclusion: This study provides epidemiological data about apical periodontitis and endodontic treatment in a Turkish population

    Ponticulus Posticus: Radyolojik bir bulgu olarak bir diş hekimi için önemli midir?

    No full text
    Atlas omurundaki gelişimsel anomaliler sadece anatomistlerin değil, morfolojideki farklılığın kliniğe yansımasının bilincinde olması gereken klinisyenlerin, radyologların ve cerrahların da ilgi alanıdır. Diş hekimleri, nedeni açıklanamayan baş ve boyun ağrısı, görme rahatsızlıkları, konuşma ve yutma problemleri, vertigo, vasküler problemler, vertebral arter ve suboksipital sinirin sıkışması ile ilgili semptomlarla ilişkili olabileceğinden, bu durumların varlığında Ponticulus posticus'u (PP) dikkatlice incelemelidirler. Bu yazının amacı, diş hekimlerini, özellikle oral ve maksillofasiyal radyologları ve ortodontistleri, doğrudan servikal omur anomalilerinin tedavileri ile ilgili olmasalar da, servikal omurları inceleme ve normal anatomiden ayrılan farklılıklarını saptama konusunda duyarlı hale getirmektir.Developmental anomalies of the atlas are of interest not only to anatomists but also clinicans, radiologists, surgeons, who should be aware of their distinct morphological manifestations as well as correlated clinical expressions. Dentists should look carefully for Ponticulus posticus (PP) because these abnormalities may be related to otherwise unexplainable head and neck pain, visual disturbances, problems with speech and swallowing, vertigo, vascular problems and other symptoms related to compression of the vertebral artery and suboccipital nerve. The aim of this paper, although the dentists especially oral and maxillofacial radiologists and orthodontists are not directly concerned with the management of cervical spine anomalies to sensitize them to realize the cervical spine and be equipped to identify differences from normal anatomy

    RADIOGRAPHI EVALUATION OF PERIAPICAL STATUS AND FREQUENCY OFENDODONTIC TREATMENTIN TURKISH POPULATION: RETROSPECTIVE STUDY

    Get PDF
    Amaç: Bu çalışmanın amacı; Türk toplumunda apikal periodontitis ve endodontik tedavi sıklığını ortopantomografilerin retrospektif analiziyle belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Çalışma grubu 2013-2014 yılları arasında ilk muayene için kliniğimize başvuran 250 bireyin ortopantomografisinden oluşmaktadır. Tüm dişlerin periapikal durumları (üçüncü molarlar hariç) periapikal skorlama indeksiyle (PAI) değerlendirilmiştir. Verilerp0. 05 düzeyinde ki-kare testiyle değerlendirilmiştir. Bulgular: 25 bireye ait 6196 dişten oluşan çalışma grubunda apikal periodontitis ve endodontik tedavi sıklığı sırasıyla %].8 ve %3. 7'dir. Cinsiyet, apikal periodontitis ve endodontik tedavi sıklığına etki etmemektedir. Yaş artışıyla birlikte her ikisi de artış göstermektedir. Ancak, farklı yaş grupları arasında apikal periodontitis ve endodontik tedavi sıklığı yönünden istatistiksel olarak anlamlıfarklılık görülmemiştir. Sonuç: Bu çalışma Türk toplumunda apikal periodontitis ve endodontik tedavi hakkında epidemiyolojik bir bilgi sağlamaktadır.Purpose: The aim of this study was to determine the frequencies of apical periodontitis and endodontic treatment in Turkish population using retrospective analysis of orthopantomograms. Materials and Methods: The sample consisted of orthopantomographs of25 subjects who had been referred to our clinic for an initial visit between the years of 2013 and 2014. The periapical status of all teeth (with the exception of third molars) was examined using periapical index scoring system (PAI). Data were analyzed statistically using the Chi-squared test at the significance level ofp0. 05 Results: The study sample comprised 6196 teeth belonging to 25 patients. Out of61 96 examined teeth, thefrequencies ofapicalperiodontitis and endodontic treatment was 1.8% and 3. 7%, respectively. Gender had no eflect on the presence ofapical periodontitis or the frequency of endodontic treatment. The frequency of apical periodontitis and endodontic treatment increased with age, but it did not show statistical significance among different age groups. Conclusion: This study provides epidemiological data about apical periodontitis and endodontic treatment in Turkish population
    corecore