88 research outputs found

    YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE TAKİP EDİLEN HASTALARDA COVİD-19 POZİTİFLİĞİNİN NOZOKOMİYAL ENFEKSİYON GELİŞMESİNE ETKİLERİ; RETROSPEKTİF ÇALIŞMA

    No full text
    Coronavirus disease 2019(COVİD-19) etkeni olan SARS CoV-2 Mart 2020’de yeni bir pandemi etkeni olarak kabuledilmiştir.Hastalığın hızlı yayılması, geniş kitleleri etkilemesi, yüksekoranda hastane ve yoğun bakım yatışı gerektirmesi nedeniyle bu pandemide yoğunbakımların yönetimi ve yoğun bakımda hasta takibi ciddi önem taşımaktadır.Nozokomiyal enfeksiyonlar,hastanede kalış süresini uzatan ve ek tedavi maliyetlerini arttıran morbiditeve mortalitesi yüksek enfeksiyonlardır. Yoğun bakım üniteleri, hastane genelinegöre invaziv girişimlerin daha sık uygulandığı dirençli mikroorganizmalarındaha çok izole edildiği birimlerdir. Buçalışmada Mart 2020 ile Haziran 2021 tarihleri arasında COVİD yoğun bakımünitesi (YBÜ)’nde COVİD-19 tanısı ile takip edilen hastalarda gelişennozokomiyal enfeksiyonların retrospektif olarak incelenmesi amaçlandı.Bu çalışma ErciyesÜniversitesihastane otomasyon sistemi bilgileri kullanılarak retrospektifolarak yapıldı. COVİD YBÜ’ de takip edilen hastalar vaka; Anestezi YBÜ’ detakip edilen hastalar kontrol grubu olarak belirlendi. Hastaların demografikverileri, komorbiditeleri, immünsupresyon varlığı, mekanik ventilatör ihtiyacı,santral, üretral kateter ve diğer invaziv işlemlerin varlığı, başvuru vetakipteki laboratuvar parametreleri, hastaların takibinde gelişen nozokomiyalenfeksiyonlar, izole edilen mikroorganizmalar, antibiyotik tedavileri vemortalite oranları kaydedildi. Vaka ve kontrol grubu arasında nozokomiyalenfeksiyon açısından farklılık olup olmadığı karşılaştırıldı. COVİD-YBÜ’ detakip edilen hastalarda nozokomiyal enfeksiyon gelişimi açısından riskfaktörleri belirlendi. Çoklu lojistik regresyon analizinde, vaka ve kontrolgrubu arasında anlamlı olarak fark bulunan parametreler risk faktörü olarakkabul edildi. Çalışmaya 90 anestezi YBÜ’den ve84 covid YBÜ’den olmak üzere 174 hasta dahil edildi.Hastaların yaşortancası66,5 (21-92) ve erkek hasta oranı %56,9’du. Anestezi YBÜ’de en sıkhastaneye başvuru tanısı genel durum bozukluğu idi.Son üç ay içinde hastandeyatış öyküsü sıklığı ve Charlson komorbidite indeksi ortalaması COVİD YBÜ’detakip edilen hastalarda daha yüksekti (p=0,001). Kronik hastalık varlığıaçısından her iki gruptaki hastalar karşılaştırıldığında hipertansiyon(p=0,007), kronik akciğer hastalığı (p=0,008) ve koroner arter hastalığı(p=0,002) oranı COVİD YBÜ’de takip edilen hastalarda daha yüksekti. COVİDYBÜ’de tedavi edilen hastalarda entübasyon oranı daha yüksek iken (%83 ve %65);Anestezi YBÜ’de tedavi edilen hastalarda göğüs tüpü uygulanma oranı daha fazlaidi (%10 ve %2,4). COVİD YBÜ’de takip edilen hastalarda, anestezi YBÜ’de takipedilen hastalara oranla herhangi bir nozokomiyal enfeksiyon varlığı (%64’ekarşı %46) , nozokomiyal pnömoni oranı (%10,7’e karşı %2,2), ve kateterilişkili kan dolaşımı enfeksiyonu oranı (%28’e karşı %12) daha yüksekti.Ventilatör ilişkili pnömoni gelişen hastalarda en sık izole edilen bakteri Acinetobacterbaumanni (%36,2) idi.Kateter ilişkili kan dolaşımı enfeksiyonugelişen hastalarda en fazla izole edilen bakteri ise Enterococcus faecium’ (%40)du. 14 günlük mortalite oranları COVİD-YBÜ’de %57 iken anestezi YBÜ’de%33’tü ve bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,002).Her iki YBÜ’de takipli hastalarda nozokomiyal enfeksiyon için risk faktörleriincelendiğindeileri yaş (β=0,97 (%95 CI:0,94-1,0) p=0,049,yoğun bakım ünitesinde uzun süreli yatış (β=1,28 (%95 CI:1,16-1,41) p=0,001),kronikböbrek hastalığı (β=10,57 (%95 CI:2,02-54,56) p=0,05)ve koronerarter hastalığı (β=4,61 (%95 CI:1,44-14,79) p=0,010)riskfaktörü olarak bulundu. Diğer risk faktörleri ise enteral beslenme (β=2,69(%95 CI:1,03-7,04) p=0,043), santral kateter varlığı (β=4,60(%95 CI:1,88-11,22) p=0,001) ve son üç ay içinde YBÜ’de yatış öyküsüvarlığı (β=3,59 (%95 CI:1,01-12,83) p=0,048) idi. COVİDYBÜ’de tedavi edilen hastalarda gelişen nozokomiyal enfeksiyon için riskfaktörleri arasında YBÜ yatış süresinin uzun olması (β=1,45(%95 CI:1,16-1,80) p=0,001) ve enteral beslenme (β=19,04(%95 CI:1,62-22,37) p=0,019) bulunmaktaydı.Her iki YBÜ’de takip edilen ve mortalite gelişenhastalar için risk faktörleri incelendiğinde ileri yaşın 1,03 kat, COVİD YBÜ’de takip edilmenin3,47 kat, diyabet varlığının 3 kat, malignite varlığının 9,2 kat, enteralbeslenme varlığının 4,8 kat, renal replasman tedavisinin 4,7 kat ve hemodiyalizkateteri varlığının 0,22 kat artışa neden olan birer risk faktörü olduğubelirlendi. Sonuç olarak YBÜ’de takip vetedavi edilen hastalarda COVİD-19 varlığı hem nozokomiyal enfeksiyon gelişmesihem de mortalite açısından birer risk faktörüdür. COVİD-19 tanısı olanhastalarda uzun süreli YBÜ takibi ve enteral beslenme uygulamaları nozokomiyalenfeksiyon gelişmesi açısından önemli bir risk faktörüdür. Enteral beslenmeuygulanan hastaların mide içeriğini aspire etme ihtimali açısından dikkatliolunmalıdır. Genel risk faktörleri arasında santral kateter uygulamalarınınbulunması ve KİKDE etkeni olarak enterokokların oranının yüksek olmasıizolasyon önlemlerine uyum problemleri olabileceğini düşündürmektedir. Elhijyeni ve diğer temas izolasyonu önlemlerine uyum konusunda personeleğitimleri ve gerekli uyarılar ve geri bildirimlerle uyumun arttırılmasıhedeflenmelidir.&nbsp;</p

    Gıda Kaynaklı Enfeksiyonlar

    No full text

    GOLDMAN-CECIL MEDICINE

    No full text

    Future pandemics: how can we be ready?

    No full text

    Infection Control Bundles for the Prevention of Hospital Infections

    No full text
    The incidence of hospital-acquired infections increases due to the rising use of invasive procedures and increased length of hospital stay. The incidence of colonization and infection with multidrug-resistant microorganisms also increased along with the use of broad-spectrum antibiotics. Besides, due to limited antibiotic treatment options, infection control measures are of great importance. Using prevention bundles including three or five infection control measures according to the characteristics of the units rather than single measures is more effective. The most frequently applied infection control bundles aim at preventing ventilator-associated pneumonia, central line-associated bloodstream infections, catheter-associated urinary tract infections, surgical site infections, and spread of resistant Gram-negative microorganisms. It is critically important that the bundle parameters are applied and controlled for 24 hours and seven days. The basic principles of all bundles include avoiding use of unnecessary invasive applications, compliance with the rules of aseptic and antiseptic procedures during the daily medical practice, discontinuation of invasive devices as soon as they are no longer required and compliance with hand hygiene. Implementation of evidence-based infection control bundles, provides an important opportunity for the delivery of safe and regular healthcare services. After the bundle applications, the task of the infection control committee is to carry out surveillance programs for compliance with the bundle parameters and to determine the rate of infections, and give feedback. By means of the feedback, compliance with the bundles and decreased infection rates are observed. In this paper, we present a review of the literature on the bundle parameters implemented in units and changes in hospital-acquired infections via compliance with these parameters
    corecore