Amalgam Yüzeyine Uygulanan Farklı Yüzey İşlemlerinin ve Farklı Adeziv Sistemlerinin Ortodontik Amaçlı Molar Tüplerin Bağlanma Dayanımları Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi

Amaç: Bu araştırmanın amacı,  kumlama, elmas frez ve Er-YAG lazer ile pürüzlendirilmiş farklı amalgam yüzeylerine farklı yapıştırma sistemleri ile yapıştırılmış ortodontik molar tüplerin bağlanma dayanımlarının belirlenmesidir.Gereç ve Yöntemler: Kendiliğinden sertleşen akrilik ile imal edilen 60 kalıpta molar tüpler için standart boşluklar hazırlanıp, amalgam ile doldurulmuştur. Numuneler rastgele yüzey pürüzlendirmesi için 20 parçadan oluşan 3 gruba ayrılmış ve ayrıca 2 farklı yapıştırıcıya göre 2 alt gruba bölünmüştür. 1. grupta yüzeyler elmas frezle, 2. grupta aliminyum oksit tozu ile 3. grupta ise Er-YAG lazer ünitesi ile pürüzlendirilmiştir. Molar tüplerinin bütün gruplardaki amalgam yüzeylerine bağlanması için 2 farklı yapıştırma sistemi uygulanmıştır. Universal test makinesi kullanılarak makaslama kuvveti ile söküm gerçekleştirildi. Bulgular: Ortodontik molar tüplerin, amalgam yüzeylerine bağlanma dayanımı değerlerinde farklı pürüzlendirme yöntemlerine ve 2 farklı yapıştırma sistemine göre istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. Sonuçlar: Amalgam yüzeyindeki tüm yüzey pürüzlendirme işlemlerinin, bu çalışmada kullanılan 2 farklı yapıştırma sistemi ile yapıştırılan ortodontik molar tüplerin, tüm gruplarda benzer bağlanma dayanımına sahip olduğu saptanmıştır.Anahtar Kelimeler: Adheziv sistemler, Amalgam, Ortodonti, Er-YAG lazer, Bağlanma dayanım

Sürme bozukluğu gösteren ikinci molar dişlere sahip hastalarda kraniyomandibular asimetri değerlendirmesi

WOS:000821859000009Objective The aim of this study was to evaluate craniomandihular asymmetry in patients with unilateral eruption disturbances of permanent second molar teeth. Methods: Fifty-two patients showing unilateral ruption distill ha nces (delayed eruption and impaction) of permanent second molar teeth were included in the study group. Thirty patients with normally erupted second molar teeth were included in the control group. The gonial angle, length of condyle head, length of condyle neck, ramus height, corpus length, and angles between facial skeletal midline and transversal lines formed by connection of some important anatomical points on both sides were measured on orthopantornograms. Asymmetry indices were calculated for each parameter. Paired t-test was used in each group separately when comparing both sides of the face. Unpaired t-test was used when comparing study group and control group with regard to asymmetry index parameters. Results: In study group; increases in gonial angle, length of condyle head, and ramus height were observed on the eruption disturbance side compared to the normally erupted side (p<0.05). Angles between facial skeletal midline and three separate lines formed by connection of articular eminence points, sigmoid notches, and gonion points were significantly higher on the normally erupted side. In control group, there was no statistically significant difference between both sides of the face. All asymmetry index parameters were showing statistically significant differences between study and control groups. Conclusion: Through this retrospective study, eruption disturbances of permanent second molars could be associated with craniomandibular asymmetry.Amaç: Bu çalışmanın amacı daimi ikinci molar dişlerinde tek taraflı sürme bozukluğu gösteren hastalarda kraniyomandibular asimetri değerlendirmesi yapmaktı. Yöntemler: Daimi ikinci molar dişlerinde tek taraflı sürme bozukluğu (gecikmiş sürme ve gömülü kalma) gösteren 52 hasta çalışma grubuna dahil edildi. Normal süren ikinci molar dişlere sahip 30 hasta kontrol grubuna dahil edildi. Gonial açı, kondil başı uzunluğu, kondil boynu uzunluğu, ramus uzunluğu, korpus uzunluğu ve yüzün her iki tarafındaki bazı önemli anatomik noktaların birleşmesiyle oluşan transvers çizgilerin yüz iskeletsel orta hattıyla yaptığı açılar panoramik film üzerinde ölçüldü. Her parametre için asimetri indeksi hesaplandı. Yüzün her iki tarafının birbirleriyle karşılaştırılmasında her bir grupta ayrı ayrı bağımlı örneklem t-testi kullanıldı. Asimetri indeksi parametreleri açısından çalışma grubu ve kontrol grubu karşılaştırılırken bağımsız örneklem t-testi kullanıldı. Bulgular: Çalışma grubunda sürme bozukluğu olan tarafta normal sürme tarafına göre gonial açıda, kondil başı uzunluğunda ve ramus uzunluğunda artmış değerler gözlemlendi (p˂0,05). Yüz iskeletsel orta hattı ile artiküler eminens noktalarının, sigmoid notch noktalarının ve gonion noktalarının oluşturduğu 3 ayrı doğru arasında kalan açılar normal sürme tarafında anlamlı derecede daha yüksekti. Kontrol grubunda, yüzün her iki tarafı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu. Çalışma ve kontrol grupları arasında tüm asimetri indeks parametreleri anlamlı fark göstermekteydi

A novel method for measuring tooth angulation in permanent mandibular second molars with delayed tooth eruption

PMID: 33855891Objective: To investigate the effect of angulation of permanent mandibular second molars (MM2) on eruption problems and investigate a new method of measuring MM2 angulation for the diagnosis and evaluation of delayed tooth eruption (DTE) for easy use in dental practice. Design: Retrospective study. Setting: Department of Orthodontics, Necmettin Erbakan University. Participants: A total of 98 patients aged 9-18 years. Methods: Patients with 64 permanent MM2s with delayed eruption problems were included in the study group. The control group consisted of patients with 83 normally erupted teeth. In addition, a sub-group, consisting of 23 patients showing unilaterally delayed eruption of the same teeth, was set as a split-mouth group. All patients with unilateral delayed eruption of second molar teeth were selected from the study group to form the sub-group. Angulations of permanent MM2s were measured on panoramic radiographs with two measurement methods: (1) a new method; and (2) a previously accepted method. The comparison of the study and control groups was performed by Mann-Whitney U-test and the split-mouth group was analysed with the paired t-test. The P value was set at 0.05 for statistical significance. Results: Measurements of the tooth angulation values of the study group were significantly higher than in the control group for both measurement methods (P < 0.001). In addition, in the split-mouth group, angulation values of delayed eruption side were significantly higher than the erupted side (P < 0.001). Conclusion: Increased angulations of permanent MM2s could be associated with delayed eruption problems of these teeth. This new method could be useful in clinical dentistry to determine the eruption evaluation of lower second molars

LATEROGNATİDE SABİT ORTODONTİK TEDAVİYLE TEK ÇENE CERRAHİ YAKLAŞIMI: VAKA RAPORU

Amaç: Bu vaka raporunun amacı; iki farklı laterognati vakasının, sabit ortodontik tedavi ve sadece alt çeneyi içeren cerrahi yaklaşım sonrası meydana gelen değişimlerini sunmaktır. OLGU 1: 20 yaş 2 aylık kadın hasta alt çenesindeki asimetri sebebiyle kliniğimize başvurmuştur. Yapılan ağız dışı fasiyal cephe değerlendirmesinde alt çene ucunun yaklaşık 4 mm kadar sola deviye olduğu laterognati görüntüsü mevcuttu. Hastada underjet ve sol bölgede posterior çapraz kapanış mevcuttu. OLGU 2: 20 yaş 3 aylık kadın hasta alt çenesindeki asimetri sebebiyle kliniğimize başvurmuştur. Yapılan ağız dışı fasiyal cephe değerlendirmesinde alt çene ucunun 6 mm sağa deviye olduğu laterognati görüntüsü mevcuttu. Sağ bölgede posterior çapraz kapanış mevcuttu.Sonuçlar: Tedavi edilen iki farklı laterognati olgusunda; sabit ortodontik tedaviyle birlikte sadece alt çeneye uygulanan cerrahi yaklaşım; ciddi asimetriye sahip hastaların fasiyal ve dental laterognati anomalisinin düzeltilmesini gerçekleştirerek, tatmin edici sonuçlar alınmasını sağlamıştır. Anahtar Kelimeler: Fasiyal Asimetri, Ortodonti, Ortognatik Cerrah

The effects of orthognathic surgery on periodontal status

The aim of this study was to investigate the effects of orthognathic surgery on periodontium in the 3rd and 6th months after the operation. Methods: In a total of 10 orthognathic surgery patients (7 females, 3 males, mean age 23.2 ± 4.83), full mouth clinical periodontal measurements such as plaque index (PI), gingival index (GI), probing depth (PD), bleeding on probing (BOP), clinical attachment level (CAL), and mobility (M) were performed before the surgical procedure (T0) at all teeth except the third molars. Six of these patients underwent double jaw orthognathic surgery, 2 patients sagittal split ramus osteotomy, and 2 patients Le Fort I osteotomy. The same full mouth clinical periodontal measurements were repeated in the 3rd (T1) and 6th (T2) months after surgery. Results: There was no statistically significant difference between the T0 and T1 and T2 values in any of the parameters (PI, GI, PD, BOP, CAL, and M) at any of the regions measured (maxillary teeth, mandibular teeth, or full mouth). Conclusion: Within the limits of this study, it has been observed that orthognathic surgical treatments do not have a significant effect on periodontal status. However, further studies are needed before final conclusions can be provided