24 research outputs found

    Y jenerasyonunun finansal tutum ve davranışlarının yapısal eşitlik modellemesi ile incelenmesi

    Get PDF
    Members of Y generation composed of individuals born between 1980-2000, is a generation that has to work for living. In their lives, technology is one of the most important things. This generation, which does not like to work, loves entertainment and winning, acts aggressive to authority, consumes fast and has dissatisfied manner. Their most important characteristics are freedom, technology and loneliness. One other characteristics of this generation is having much self-confidence. The purpose of this study is to model the financial attitudes and behaviors of Y generation via structural equation modeling. With this purpose a Likert scale type questionnaire, ranging from 1 ‘strongly disagree’ to 5 ‘strongly agree’ is applied to 372 individuals via Computer Assisted Personal Interviewing (CAPI) on Pollyfy application. The data set is analyzed by SPSS and LISREL software. Results of the study indicate that, while the individuals of Y generation consider having an emergency funds a financial attitude, they mentioned that the financial issues do not confuse or depress them as a financial behavior.Y jenerasyonunun üyeleri, 1980-2000 yılları arasında doğmuş, yaşamak için çalışması gereken bireylerden oluşmaktadır. Onların yaşamında teknoloji, birçok şeyden önemli bir yere sahiptir. Bu nesil, çalışmayı sevmeyen, eğlenmeyi ve kazanmayı seven, yetkililere karşı agresif bir tavır sergileyen, hızlı tüketen ve memnuniyetsiz bir tutum içindedirler. En önemli karakteristik özellikleri teknoloji ve özgürlüklerine düşkün ve tek başına olmalarıdır. Y neslinin diğer bir özelliği ise, özgüvenlerinin oldukça yüksek olmasıdır. Bu çalışmanın amacı, Y jenerasyonunun finansal tutum ve davranışlarını yapısal eşitlik modellemesi aracılığı ile modellemektir. Bu amaçla 1 "kesinlikle katılmıyorum" ve 5 " kesinlikle katılıyorum" şeklinde Likert tipi ölçeğe sahip bir anket Pollyfy uygulaması üzerinden Bilgisayar destekli kişisel görüşme formu yardımı ile 372 kişiye uygulanmıştır. Veri setinin analizi SPSS ve LISREL paket programları ile analiz edilmiştir. Çalışma sonuçları göstermektedir ki, Y jenerasyonu bireyleri finansal tutum için acil bir durum için birikim yapmaya önem verirken, finansal davranış bakımından, finansal konuların onları telaşlandırmadığı ve canlarını sıkmadığını ifade etmişlerdir

    Büyük veride hiyerarşik kümeleme yöntemlerinin kofenetik korelasyon katsayısı ile karşılaştırılması

    Get PDF
    The aim of this study is to compare hierarchical clustering methods by Cophenetic Correlation Coefficient (CCC) when there is a big data. For this purpose, after giving information about big data, clustering methods and CCC, analyzes are carried out for the related data set. The 2015 air travel consumer report, which was used in the application part of the study and published by the US Ministry of Transport, was used as big data. Libraries of the Python programming language installed on the Amazon cloud server, which includes open-source big data technologies, were used for data analysis. Since there is big data in the study, in order to save time and economy, the variables used in the study were first reduced by feature selection method, standardized and analyzed over the final 4 different data sets. As a result of the clustering analysis, it was observed that the highest CCC was obtained with the Average clustering method for all of these four different data sets.Bu çalışmanın amacı büyük veri söz konusu olduğunda hiyerarşik kümeleme yöntemlerini Kofenetik korelasyon katsayı ise karşılaştırmaktır. Bu amaçla büyük veri, kümeleme yöntemleri ve Kofenetik korelasyon katsayısı hakkında bilgiler verildikten sonra ele alınan veri seti için analizler gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın uygulama kısmında kullanılan ve büyük veri olarak ABD ulaştırma bakanlığı tarafından yayınlanan 2015 yılı hava seyahat tüketici raporu kullanılmıştır. Veri analizi için açık kaynaklı büyük veri teknolojilerini içeren Amazon bulut sunucusuna kurulan Python programlama diline ait kütüphanelerden yararlanılmıştır. Çalışmada büyük veri söz konusu olduğundan, zamandan ve maliyetten tasarruf amacıyla çalışmada kullanılan değişkenler ilk olarak özellik seçimi yöntemi ile indirgenmiş, standardize edilmiş ve nihai 4 farklı veri seti üzerinden çözümlemeye gidilmiştir. Kümeleme analiz sonucunda bu dört farklı veri setinin tamamı için en yüksek Kofenetik korelasyon katsayısının ortalama bağlantı kümeleme yöntemi ile elde edildiği gözlemlenmiştir

    The assessment of laboratory safety in terms of biosafety: An application in Afyon Kocatepe University

    Get PDF
    Betimsel bir nitelik taşıyan bu araştırmada, Afyon Kocatepe Üniversitesi'nde görev yapan akademisyenlerin çalıştıkları ve/veya sorumlu oldukları laboratuvarlardaki güvenlik durumunun biyogüvenlik açısından değerlendirilmesi ve risk düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca, risk ve önlem alma bakımından veteriner fakültesi ve diğer fakülteler arasında bir karşılaştırma yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak geliştirilen anket, Afyon Kocatepe Üniversitesi'nde görev yapan 90 akademisyene uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, laboratuvarlarda en çok zoonoz hastalık riski olduğu, genel risk ortalamasının orta düzeyde, önlem alma durumunun ise orta düzeyin altında olduğu tespit edilmiştir. Diğer taraftan, risk düzeyinin en fazla olduğu hususlar; havalandırma sorunu, eğitim gereksinimine yönelik sorunlar, kimyasallara ilişkin riskler şeklinde sıralanmıştır.In this descriptive research, it was aimed to determine of risk levels and assessment of laboratory safety in terms of biosafety according to the academicians in Afyon Kocatepe University. In addition, a comparison was made between the faculty of veterinary medicine and other faculties in terms of taking risks and precautions. The questionnaires used as data collection techniques were applied to 90 academicians working in Afyon Kocatepe University. As a result of the research, it was determined that the risk of zoonotic disease was the highest in the laboratories, the risk averages were moderate and the precaution was below the moderate level. On the other hand, the highest level of risk is ventilation problems, problems related to training needs and risks related to chemicals

    Üniversite Öğrencilerinin Şehir Algı ve Tutumlarının İncelenmesi: Afyonkarahisar İli Örneği

    Get PDF
    Türkiye’de son 20 yılda Yüksek Öğretimde bir atılım gerçekleştirilmiş ve her ilde en az bir üniversite kurulmuştur. Üniversite sayısının artmasıyla birlikte öğrencilerin üniversite tercihleri daha önemli hale gelmiş ve bu konuda üniversitelerde bir rekabet ortaya çıkmıştır. Özellikle Anadolu şehirlerinin 1990’lı yıllardan bu yana “öğrencileşmesi” ve şehirlerin üniversite şehirlerine dönüşmesi söz konusu olmaya başlamıştır. Bu konuda yapılmış pek çok çalışma bu olguyu işaret etmektedir. Bu süreçte ise öğrencilerin üniversite tercihlerinde şehir, önemli bir tercih faktörü olarak belirmiştir. Genel olarak bakıldığında üniversiteler ve şehirler önemli bir etkileşim ağıdır. Ana amaçları olan araştırma, eğitim ve öğretim dışında şehrin kültürel sermayesine, entelektüel gelişimine, ekonomik gelişimine, teknolojik gelişimine ve daha başka pek çok alana katkı yapmak gibi bir işleve de sahiplerdir. Buna karşılık üniversiteler şehrin dinamiklerini oluşturan yapıdan da etkilenirler. Bu bağlamda öğrencilerin öğrenim görecekleri üniversiteyi seçerken üniversitenin bulunduğu şehrin ve o şehre dair algının seçimlerde çok önemli bir fonksiyona sahip olduğu pek çok araştırma ile ortaya konmuş açık ve bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla öğrencinin şehir algısı, onun üniversite seçimini ve algısını da etkilemektedir. Afyon Kocatepe Üniversitesinde öğrenim gören öğrencilerin şehir algılarına yönelik bu çalışmanın amacı, öğrencilerin şehir algılarını ölçerek mevcut durumu ortaya koymak, Afyonkarahisar iline yönelik algılarında etkili olan unsurların önem derecelerini belirleyerek algıları üzerinde olumlu etkiye sahip olabilecek durumlar konusunda gerekli adımları atabilmek için tavsiye ve öneriler sunmaktır. Çalışma nicel araştırma yöntemlerinden anket tekniği ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma öğrencilerin şehir algısı hakkında genel bir değerlendirme yapmayı hedeflediğinden, yöntem olarak böyle bir değerlendirmeyi yapmayı mümkün kılan nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Çünkü nicel araştırma genellemelere varmak ve hipotezleri sınamak için en uygun yöntem olarak kabul edilmektedir. Hazırlanan sorular öğrencilere internet üzerinden ulaştırılmıştır. Araştırma kapsamında, konu üzerine ülkemizin ve dünyanın farklı şehirlerinde yapılmış çalışmalarda kullanılan şehir algısına yönelik ölçekler incelenerek, Afyonkarahisar iline mahsus sosyokültürel, fiziki ve coğrafi özellikler de dikkate alınarak bir anket formu hazırlanmıştır. Hazırlanan bu anket formu, öğrencilerin demografik özelliklerinin dışında Afyonkarahisar şehrine karşı algılarının da ölçüldüğü 5'li Likert ölçeği biçiminde (1 "Hiç katılmıyorum", ... 5 "Tamamen katılıyorum") bir ölçek de içermektedir. Çalışmanın evreni daha önceki yıllarda Afyon Kocatepe Üniversitesinde öğrenim görmüş, şu an öğrenim görmekte olan ve gelecek yıllarda öğrenim görecek olan öğrencilerin tamamı iken; örneklemi, 2019-2020 Eğitim-Öğretim yılı Bahar döneminde öğrenim görmekte olan öğrencilerden gönüllülük esasına dayalı olarak ankete katılanların tamamıdır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiklerin yanında öğrencilerin şehir algıları üzerinde etkili olan etmenlerin belirlenmesinde ağaç grafiği şeklinde görsel bir sonuç veren CHAID (Chi-Squared Automatic Interation Detection) analizinden yararlanılmıştır. Toplamda 16209 öğrenci ile elektronik anket aracılığıyla veri toplanmış ve veriler SPSS programı üzerinden analiz edilmiştir. Çalışmada öncelikle konuya ilişkin teorik bilgiler verilmiş, daha sonra bulgulara geçilmiş ve sonuç kısmında elde edilen veriler yorumlanmıştır. Araştırma neticesinde Afyonkarahisar şehrinin daha çok kaymak, sucuk, lokum vb. gibi gastronomik özellikler çerçevesinde algılandığı ve tanındığı, ekonomi, alt yapı ve güvenlik konularında da olumsuz bir imaja sahip olduğu tespit edilmiş, bu çalışmada daha önceki yıllarda öğrencinin şehir algısını da ölçen bir çalışmaya imza atan Özdemir ve Karaca’nın çalışmaları ile benzerlik gösteren sonuçlara ulaşmıştır. Literatürde bulunan diğer çalışmalar ile birlikte değerlendirildiğinde bu durum aslında Afyonkarahisar gibi orta ölçekli şehirlerin genelinde görülen bir sonuç olarak göze çarpmaktadır

    Conjunctival Impression Cytology and Tear Film Changes in Sarcoidosis: A Subjective and Objective Diagnosis Study

    Get PDF
    Objectives:To evaluate sarcoidosis-induced tear film changes using subjective and objective diagnostic tests, particularly conjunctival impression cytology (IC), and to compare the results with healthy individuals.Materials and Methods:This study evaluated clinical data collected between January 2019 and January 2021 from 57 right eyes of 57 sarcoidosis patients without ocular involvement (Group 1) and 33 right eyes of 33 healthy individuals with similar demographic characteristics (Group 2). The Schirmer I test, tear break-up time (TBUT), fluorescein staining, and conjunctival IC were all performed as part of the conjunctival and corneal examinations following a thorough ophthalmological examination. The Ocular Surface Disease Index (OSDI) was used to assess subjective ocular symptoms.Results:The mean ages in Groups 1 and 2 were 49.26±3.18 and 51.91±2.89 years, respectively (p=0.720). The mean Schirmer I test, TBUT, and OSDI scores differed significantly (p<0.05 for all), with Group 1 having a significantly higher percentage of dry eyes than Group 2. Group 1 had significantly higher Nelson’s grading system grades than Group 2 based on conjunctival IC analysis (p=0.001). There were no significant differences in visual acuity (p=0.17) or intraocular pressure (p=0.14) between groups.Conclusion:Sarcoidosis patients had significantly higher Nelson grades in conjunctival IC, as well as significantly higher percentages of dry eye as determined by the Schirmer I test, TBUT, and OSDI. Reduced tear quantity and quality may destabilize the tear film layer, resulting in a variety of ocular symptoms

    Özel imalat sanayi fiyat endeksi ile enflasyon arasındaki nedensellik ilişkisinin araştırılmasında çapraz korelasyon çözümlemesi ve Türkiye örneği

    No full text
    Türkiye ekonomisinde 30 yılı aşkın zamandan beri kendisini hissettiren enflasyon, günümüzde ekonominin en önemli sorunu haline gelmiştir. Yükselen enflasyon beraberinde işsizlik, açlık ve yaşam kalitesinin düşmesine de sebep olmuştur. Enflasyonla mücadelede en önemli kriterlerden birisi de enflasyona sebep olan değişkenleri ve bunların enflasyon üzerindeki etkilerini araştırmaktır. Çekirdek enflasyon, tefe ve tüfe genel endeksi gibi arz şoklarına maruz kalabilen ancak, mevsimsel etkilerden daha az etkilenen bir yapı göstermektedir. Bu çalışmada özel imalat sanayi fiyat endeksi ile tüfe endeks değerleri arasındaki uzun dönem ve kısa dönem olabilecek ilişkiler çapraz korelasyon analizi ile belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada ilk olarak serilerin durağan olup olmadığı araştırılmış ve durağanlaştırılan serilere çapraz korelasyon fonksiyonu uygulanarak, seriler arasındaki nedensellik ilişkisi ve bu ilişkinin yönü belirlenmeye çalışılmıştır. Sonuçta ele alınan değişkenler arasında anlık ve iki yönlü bir ilişki olduğu belirlenmişti

    Y JENERASYONUNUN FİNANSAL TUTUM VE DAVRANIŞLARININ YAPISAL EŞİTLİK MODELLEMESİ İLE İNCELENMESİ

    No full text
    Members of Y generation composed of individuals born between 1980-2000, is a generation that has to work for living. In their lives, technology is one of the most important things. This generation, which does not like to work, loves entertainment and winning, acts aggressive to authority, consumes fast and has dissatisfied manner. Their most important characteristics are freedom, technology and loneliness. One other characteristics of this generation is having much self-confidence. The purpose of this study is to model the financial attitudes and behaviors of Y generation via structural equation modeling. With this purpose a Likert scale type questionnaire, ranging from 1 ‘strongly disagree’ to 5 ‘strongly agree’ is applied to 372 individuals via Computer Assisted Personal Interviewing (CAPI) on Pollyfy application. The data set is analyzed by SPSS and LISREL software. Results of the study indicate that, while the individuals of Y generation consider having an emergency funds a financial attitude, they mentioned that the financial issues do not confuse or depress them as a financial behavior.Y jenerasyonunun üyeleri, 1980-2000 yılları arasında doğmuş, yaşamak için çalışması gereken bireylerden oluşmaktadır. Onların yaşamında teknoloji, birçok şeyden önemli bir yere sahiptir. Bu nesil, çalışmayı sevmeyen, eğlenmeyi ve kazanmayı seven, yetkililere karşı agresif bir tavır sergileyen, hızlı tüketen ve memnuniyetsiz bir tutum içindedirler. En önemli karakteristik özellikleri teknoloji ve özgürlüklerine düşkün ve tek başına olmalarıdır. Y neslinin diğer bir özelliği ise, özgüvenlerinin oldukça yüksek olmasıdır. Bu çalışmanın amacı, Y jenerasyonunun finansal tutum ve davranışlarını yapısal eşitlik modellemesi aracılığı ile modellemektir. Bu amaçla 1 "kesinlikle katılmıyorum" ve 5 " kesinlikle katılıyorum" şeklinde Likert tipi ölçeğe sahip bir anket Pollyfy uygulaması üzerinden Bilgisayar destekli kişisel görüşme formu yardımı ile 372 kişiye uygulanmıştır. Veri setinin analizi SPSS ve LISREL paket programları ile analiz edilmiştir. Çalışma sonuçları göstermektedir ki, Y jenerasyonu bireyleri finansal tutum için acil bir durum için birikim yapmaya önem verirken, finansal davranış bakımından, finansal konuların onları telaşlandırmadığı ve canlarını sıkmadığını ifade etmişlerdir

    Photovoltaic deployment: from subsidies to a market-driven growth

    Get PDF
    Photovoltaic deployment: from subsidies to a market-driven growth: A panel econometrics approach / Anna Créti & Léonide Michael Sinsin. Paris : Ecole polytechnique/ParisTech, 2012, 39 p. (Cahier n° 2012-32) http://hal.archives-ouvertes.fr/hal-00749385 Many reviews were published these last years about the photovoltaic development. It also reflects the importance of green energy and business at the heart of today's preoccupations. According to the Global Market Outlook of May 2012, the global ..

    A simulation Study on the Perforformances of Fuzzy and Robust Fuzzy Bisectional Regression Techniques.

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı, bağımlı ve bağımsız değişkenin her ikisinin de ölçüm hatası içerdiği durumlarda, En Küçük Kareler (EKK) Açıortay, Bulanık (Fuzzy) EKK Açıortay, Sağlam (Robust) EKK Açıortay ve Bulanık Sağlam EKK Açıortay tekniklerinin karşılaştırmalı olarak Monte-Carlo benzetim çalışması ile incelenmesidir. İlgilenilen veri setinin aykırı değer içerdiği ve içermediği durumlarda, farklı örneklem büyüklüklerinde (n=10,50 ve 100) ve farklı teorik dağılış biçimlerinde ( , ve ) ilgili regresyon teknikleri Hata Kareler Ortalaması (HKO) ve Relative Efficiency (R.E.) kriterlerine göre karşılaştırılmıştır. Çalışmanın bulgularına göre tüm dağılış biçimi ve tüm örneklem hacmindeki, aykırı değer içeren ve içermeyen veri setleri için Bulanık Huber Açıortay tekniği en düşük HKO değerine sahip teknik olarak belirlenmiştir.The aim of this study is comparatively examine the OLS (Ordinary Least Squares) Bisector, Fuzzy OLS Bisector, Robust OLS and Fuzzy Robust OLS techniques via Monte-Carlo Simulation study, when both the dependent and independent variables includes measurement errors in a simple linear regression analysis. In conditions, whether the interested data sets includes or not any outliers, the performance of the regression techniques are examined for different sample sizes (n=10, 50 and 100) and different distribution types ( , and ) according to Mean Square Error (MSE) and Relative Efficiency (R.E.) criteria. According to findings of the study, the Fuzzy Huber Bisector technique has the lowest MSE in all different distribution types and for all sample sizes for the data sets that either includes or not any outliers.

    Examining Crime Types And Their Causes At Children With Correspondence Analysis

    No full text
    Bu çalışmadaki amaç, Türkiye genelinde güvenlik birimine gelen veya getirilen çocukların suç türü değişkeni ile bağımlılık yapan madde kullanıp kullanmaması, daimi ikametgahı, güvenlik birimine geliş sayısı değişkenleri arasındaki ilişkilerin uyum analizi ile incelenmesi, değişkenler arasındaki ilişkinin anlamlılığını sınayıp değişken düzeylerinin birlikte değişimini grafiksel olarak göstermektir. Çalışmada bağımlı değişken olarak Türkiye’de güvenlik birimine getirilen çocukların suç türü, bağımsız değişkenler olarak ise, bağımlılık yapan madde kullanıp kullanmaması, daimi ikametgahı ve güvenlik birimine geliş sayısı dikkate alınmıştır. Bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amacıyla uyum analizi kullanılmıştır. Yapılan analiz sonucunda suç türlerinin, çocukların bağımlılık yapan madde kullanıp-kullanmaması, daimi ikametgahı ve güvenlik birimine geliş sayısına göre farklılık gösterdiği ortaya çıkmıştır. Güvenlik birimine getirilen çocukların işledikleri suç türleri arasından özellikle hırsızlık ile yaralama ve darp önemli bir yer tutmaktadır.The aim of this study is to examine relations between the variables, crime type of the children who come or are taken to the security unit and addictive substance usage, constant residence of them and number of times they come to the security unit in Turkey with correspondence analysis and by testing the meaningfulness between the variables, to show the change of the levels of the variables together in a graph. In this study, the crime type of the children who come or are taken to the security unit in Turkey, is used as the dependent variable, using addictive substance, constant residence and number of times they come to the security are used as the independent variables. Correspondence Analysis is used to put forward relations between the dependent and the independent variables. As a result of the analysis, it comes out that types of crime differs for using addictive substance, constant residence and number of times that the children come to the security unit. Especially rubbery, wounding and stroke play an important role on crime types of children
    corecore