16 research outputs found

    Bendamustin hcı 'nin lipozomal formülasyonun geliştirilmesi

    No full text
    Bu projede kronik lenfositik lösemi (KLL) tedavisinde kanserli hücrenin DNA tek ve çift zincirine alkilasyonla çapraz bağlanıp hücrenin işleyişlerinin bozarak kanserli hücreleri ölüme zorlayan Bendamustin HCl molekülünün lipozomal formülasyonunu geliştirilmesi hedeflendi. Bu şekilde lipozomların lenf sistemine olan doğal afinitesinden faydalanılmış olacak ve B.HCl ile yapılacak kemoterapının yıkıcı etkilerinin azaltılacağı ön görülmektedir. Bilindiği gibi kemoterapi ilaçlarının kullanımı ile ilgili en büyük sıkıntı ciddi yan etkilere sahip olması ve vücut genelinde hücre harabiyetine sebep vermesidir. Bu bağlamda kemoterapi ilaçlarının pasif hedeflenmesi hasta sağlığı ve tedavi süreci açısından büyük öneme sahiptir. Projemizde Bendamustin HCl nin lipozomal formülasyonu hazırlanarak ilacın pasif hedefleme ile hasta bölgeye taşınması amaçlanmıştır. Tez kapsamında yapılan çalışmalar ile Bendamustin HCl'nin lipozomal formülasyonu elde edilmiştir. Yapılan çalışmalarda Bendamustin HCl'nin geri kazanım problemleri sebebi ile çeşitli zorluklar ile karşılaşıldı. Bu problemlerin getirdiği metot sıkıntıları nedeni ile lipozomlara yüklenebilen etken madde miktarı kısıtlı kaldı. Diğer bir açıdan bakıldığında elde edilen sonuçlar gelecekte yapılacak çalışmalar için ümit vericidir. Son ürünün getireceği faydalar düşünüldüğünde yaşanılan zorluklarının karşılığının olacağı aşikârdır. Büyük çaptaki üretimler ve lipozomlara yüklenen madde miktarını geliştirmek için güncel metotlar takip edilerek çalışmalar yapılmalıdır.In this project, it was aimed to develop a liposomal formulation of Bendamustine HCl molecule which crosses the single and double stranded DNA of the cancerous cell with the alkylation of the cancerous cell to disturb the functioning of the cell and forcing the cancerous cells to die in the treatment of chronic lymphocytic leukemia. In this way, the natural affinity of the liposomes to the lymph system will be exploited and it is anticipated that the destructive effects of chemotherapy with B.HCl will be reduced. As is known, the greatest problem with the use of chemotherapy drugs is that they have serious side effects and cause cell damage throughout the body. In this context, the passive targeting of chemotherapy drugs has great importance in terms of patient health and treatment process. In our protocol, liposomal formulation of Bendamustine HCl was prepared and it was aimed to pass the drug to the patient region with passive targeting. Liposomal formulation of Bendamustine HCl has been obtained with the studies conducted within the scope of the thesis. There have been various difficulties with the recovery efforts of Bendamustine HCl. Due to the problems caused by these problems, the amount of active substance loaded on liposomes was limited. In other respects, the results obtained are promising for future work. It is obvious that the difficulties experienced when considering the benefits of the final product will be met. Work should be done by following up-to-date methods to improve the amount of substance loaded on large wigs and liposomes

    DBYBHY2007 ve FEMA440 da Önerilen Performans Noktası Belirleme Yaklaşımlarının Karşılaştırılması

    No full text
    Mevcut betonarme yapı sistemlerinin performansa dayalı hesabında, kapasite ve istem eğrilerinin kesiştirilmesi ile elde edilen performans noktasının belirlenmesi için farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik (DBYBHY2007) de, TB'den daha uzun peryotlu yapılar için eşit yerdeğiştirme prensibine dayalı bir yöntem izlenirken, FEMA440 da efektif periyot ve sönüm tanımlarına dayalı bir ardışık yaklaşım yöntemi önerilmektedir. Bu çalışmada, düzenli betonarme yapı sistemlerini temsil edecek şekilde seçilen, farklı kat sayılarına sahip çerçeve ve perde-çerçeve türü taşıyıcı sistemi olan binalar üzerinde çalışılmıştır. Bu binalar için DBYBHY2007 ve FEMA440 da tanımlanan performans noktası belirleme yaklaşımları kullanılarak elde edilen deprem istemleri, birbirleriyle ve "kesin çözüm" olarak kabul edilen Zaman Tanım Alanında Doğrusal Olmayan Analiz (ZTADOA) ile bulunan deprem istemleriyle karşılaştırılmıştır. Bu istemler arasında tepe yerdeğiştirmesi, taban kesme kuvveti, göreli kat ötelemeleri bulunmaktadır. İncelenen sistemlerde, DBYBHY2007 ile belirlenen istemlerin "kesin çözüm" olarak kabul edilen ZTADOA sonuçlarına daha yakın olduğu gözlenmiştir

    Detection of confirmation and distinction biases in visual analytics systems

    No full text
    Cognitive bias is a systematic error that introduces drifts and distortions in the human judgment in terms of visual decomposition in the direction of the dominant instance. It has a significant role in decision-making process by means of evaluation of data visualizations. This paper elaborates on the experimental depiction of two cognitive bias types, namely Distinction Bias and Confirmation Bias, through the examination of cognate visual experimentations. The main goal of this implementation is to indicate the existence of cognitive bias in visual analytics systems through the adjustment of data visualization and crowdsourcing in terms of confirmation and distinction biases. Two distinct surveys that include biased and unbiased data visualizations which are related to a given data set were established in order to detect and measure the level of existence of introduced bias types. Practice of crowdsourcing which is provided by Amazon Mechanical Turk have been used for experimentation purposes through prepared surveys. Results statistically indicate that both distinction and confirmation biases has substantial effect and prominent significance on decision-making process

    Effects of Copper, Zinc, and Vitamin Complex (Cernevit (R)) on Hepatic Healing in Rats Experimentally Subjected to Blunt Hepatic Trauma

    No full text
    WOS: 000371618600058PubMed ID: 27011508Solid organ injuries following blunt trauma are frequently encountered. The use of non-operative approach is gradually increasing. Thus, research on the methods that could enhance healing in solid organ injuries is in progress. Agents known to have antioxidant property were used after an experimentally induced blunt hepatic trauma. Thirty-two Wistar albino rats weighing 200 g were dropped from a height of 40 cm on to the right upper abdominal quadrant to produce a grade II-III hepatic injury. Rats were divided into control, Zn-administered, Cu-administered, and vitamin complex-administered groups, with eight rats in each. Aminotransferase (AST), alanine aminotransferase (ALT), and lactate dehydrogenase (LDH) levels were measured in the blood samples. The percentage of cells displaying Ki-67 nuclear staining was estimated. The sections were stained with hematoxylin and eosin and the degree of inflammation in the samples was semi-quantitatively assessed. Treatment with zinc, copper, and Cernevit (R) caused varying levels of decrease in AST, ALT, and LDH levels compared to the control group. Ki-67 positivity was significantly lower in group I compared with groups II and III (p=0.002). Ki-67 positivity was significantly higher in group II compared to the other groups (p<0.05). A marked improvement was observed in inflammation in group II. Copper and zinc treatment decreased inflammation as well as blood levels of AST and ALT, and enhanced the healing of traumatized hepatic tissue. However, Cernevit (R) reduced only the degree of inflammation

    İdrarda 11-Nor-Delta-9-Tetrahidrokannabinol-9-Karboksilik Asit’in (Thc-Cooh) GC-MS ile Analizinde Ekstraksiyon Yöntemlerinin Karşılaştırılması

    No full text
    Amaç: Günümüzde kötüye kullanılan yasadışı maddeler arasında en yaygın kullanılan madde esrardır. Esrarın saptanmasına yönelik yapılan çalışmalarda, idrarda ana metaboliti olan THC-COOH’un kat-faz (SPE) ve sıvı-faz (ELE) ekstraksiyon teknikleri ile analizi yer almaktadır. Bu çalışmanın amacı, sentetik idrar örneklerinde THC-COOH analizi için GC-MS ile tayini öncesinde SPE ve LLE metodlarını kullanarak örnekleri analize hazırlamak ve bu yöntemlerin örnek hazırlamadaki verimleri ve etkinlikleri karşılaştırmaktır. Aynı zamanda bu yöntemlerin tekrarlanabilirlik, seçimlilik, doğruluk, kesinlik ve doğrusallık gibi validasyon parametreleri inceleyerek yöntem geçerliliğini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Ana standart olarak (±)-ll-nor-9-carboxy-A9-THC ve iç standart olarak (±)-ll-nor-9-carboxy-A9-THC-D3 kullanılmıştır. LLE için Toxi-tube B, SPE için Clean Screen THC kartuşları kullanılmıştır. Türevlendirme için BSTFA+%1 TMCS kullanılmıştır. Analizler Thermo Finnigan Trace Gaz Kromatografisi-Kütle Spektrometrisi (GC-MS) cihazı ile yapılmıştır. SPE ve LLE metodlarının karşılaştrılması Minitabll istatistik paket programı ile yapılmıştır. Bulgular: Çalışmamızda en düşük tayin sınırı olarak (LOD) 2 pg/L elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlarda geri kazanım değerleri %90’nın üzerinde ve %RSD değerleri %10’nun altında bulunmuştur. 25-500 pg/L arasındaki konsantrasyonlarda kantitatif tayin yapılabilmesi için gerekli olan doğrusallığın var olduğu tespit edilmiştir. Uygulanan Anderson-Darling testi ile LLE ve SPE sonuçlarının normal bir dağılıma uymadığı görüldüğünden non-parametrik test olan Wilcoxon signed-rank testi uygulanmıştır. Sonuç: Çalışmamızda bulunan doğrusallık, tekrarlanabilirlik ve geri kazanılabilirlik değerleri, biyoanalitik validasyon kriterleri doğrultusunda kabul edilebilir düzeyde bulunmuştur. Elde edilen istatiksel sonuçlara göre, LLE ve SPE metodları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0.005). Yapılan çalışma ile analiz öncesinde örnekhazırlamabasamağının önemi gösterilmiştir. Anahtar Kelimeler: TCH_COOH, Sıvı-Sıvı Ekstraksiyon, Katı Faz Ekstraksiyon, İdrar, Gaz Kromatografi Kütle Spektrometri
    corecore