18 research outputs found

    Orta Toroslar'da Büyükeceli (Gülnar)-Yeşilovacık (Silifke) dolayının tektono-stratigrafi birimleri ve bölgenin yapısal evrimi

    No full text
    TEZ3358Tez (Doktora) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 1999.Kaynakça (s. 163-171) var.xiv, 171 s. ; res. ; 30 cm.

    Gülek-Çamalan (Tarsus) alanının stratigrafisi

    No full text
    TEZ1222Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 1992.Kaynakça (s. 95-98) var.ix, 100 s. : rnk. res., hrt. ; 30 cm.…Bu çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir

    Tectono-stratigraphic units of Büyükeceli (Gülnar)-Yeşilovacık (Silifke) area in the Central Taurus region

    No full text
    Orta Toroslar'da; Silifke, Anamur ve Gülnar ilçeleri arasında kalan alanda yürütülen bu çalışmada; Neojen istifine temel oluşturan birimlerde; stratigrafi, kaya türü, metamorfizma, yapısal özellikler açısından birbirinden farklı havzaları temsil eden ve birbiriyle tektonik ilişkili iki tektonik birlik ayırtlanmıştır. Bunlar "Geyikdağı Birliği" ile ilk kez bölgede bu çalışmayla ortaya konan "Görbiyesdağı Birliği"dir. Görbiyesdağı Birliği, inceleme alanı içerisinde Üst Kretase yaşlı Sipahili formasyonu ile temsil edilirken, Geyikdağı Birliği kendi içerisinde Ovacık Tektonik Dilimi ve Araca Tektonik dilimi olmak üzere iki tektonik dilimi içermektedir. Ovacık Tektonik Dilimi içerisinde; Üst Kambriyen-Alt Ordovisiyen yaşlı Ovacık, Alt Silüriyen yaşlı Eğripınar ve Hırmanlı, Üst Silüriyen-Alt Devoniyen yaşlı Karay ar, Alt Devoniyen yaşlı Sığırcık, Orta Devoniyen yaşlı Büyükeceli, Üst Devoniyen yaşlı Akdere, Üst Permiyen yaşlı Kırtıldağı ve Orta-Üst Triyas yaşlı Kuşyuvasıtepe formasyonları yüzeylemektedir. Araca Tektonik Dilimi'nde ise; İnfra-Kambriyen yaşlı Emirgazi, Üst Devoniyen yaşlı Akdere, Alt Karbonifer yaşlı Korucuk, Üst Permiyen yaşlı Kırtıldağı, Üst Triyas yaşlı Murtçukuru, Alt Jura yaşlı Yanışlı, Orta Jura-Alt Kretase yaşlı Tokmar ve Üst Kretase-Üst Paleosen yaşlı Hayvandağı formasyonları yüzlek vermektedir. Ayrıca Üst Kretase yaşlı Ofiyolitli Karışık tektonik dokanaklı olarak bölgede gözlenmektedir. Görbiyesdağı ve Geyikdağı birliklerindeki birimler, örtü çekellerini oluşturan Alt Miyosen yaşlı Tepeköy ve Çavuşlar ile Orta Miyosen yaşlı Mut formasyonları tarafından açısal uyumsuzlukla üzerlenmektedir.This investigation was carried out around Silifke, Anamur and Gülnar areas in the Central Taurides where two tectonic units, which tectonically correspond eachother and form a basement to Neogene sequence, were distinguished. These tectonic units metamorphically, stratigraphically, lithologically and structurally demonstrate different basin origin. These units are -Geyikdağı Unit- and -Görbiyesdağı Unit- that is the first time recognized within this study. While the Görbiyesdağı Unit is represented by Upper Cretaceous Sipahili formation,.the Geyikdağı Unit is divided into two tectonic slices as being Ovacık and Araca tectonic slices.In the Ovacık Tectonic Slice the following formations crop out; Upper Cambrian-Lower Ordovician Ovacık, Lower Silurian Egripmar and Hirmanli, Upper Silurian-Lower Devonian Karayar, Lower Devonian Sığırcık, Middle Devonian Büyükeceli, Upper Devonian Akdere, Upper Permian Kırtıldağı, and Middle-Upper Triassic Kuşyuvasıtepe formations. In the Araca Tectonic Slice the following formations are observed; Infra-Cambrian aged Emir gazi, Upper Devonian Akdere, Lower Carboniferous Korucuk, Upper:,Permian Kırtıldağı, Upper Triassic MurtÇukuru, Lower Jurassic Yamsh, Middle Jurassic-Lower Cretaceous Tokmar, Upper Cretaceous-Upper Paleocene Hayvandağı. Moreover, Ophiolitic Melange- was technically emplaced in the region during Late Cretaceous. The Görbiyesdağı and the Geyikdağı units are unconformably overlain by Lower Miocene age Tepeköy and Çavuşlar formations which are assumed to be cover deposits, and Middle Miocene Mut formation

    Geomorphology and tectonics of the oceans

    No full text
    Bu çalışmada okyanus tabanının topografyası; derin deniz tabanı ve kıtasal kenarlar olmak üsere iki temel kısma ayrılmıştır. Ayrıca okyanus tabanının jeolojik ve jeofizik karakteristikleri, tektoniği ve kıyısal sınıflaması, okyanus suyunun kökeni ve içeriği ile okyanuslardaki volkanik aktivite hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır.In this study, the topography of the ocean floor can basically be divided into two parts; these are deep-sea floor and continental margin. In addition necessary information about geological and geophysical characteristics, tectonic and coastal classification, the origin of ocean water and its implications and volcanic activity of oceans were given

    Değişken akışkan özelliklerinin isotermal olmayan akış üzerindeki etkileri

    No full text
    Bu makale, sabit bir basınç gradyeni etkisi altında akan sıkıştırılamaz, izotermal, Newtoniyen bir akışkanın Poiseuille akışında, değişken ısı iletkenlik katsayısı ve viskozitenin etkisini incelemektedir. Akışkanın viskozitesi ve ısı iletkenlik katsayısı sıcaklıkla lineer olarak değişmekte olup viskoz disipasyonun etkisi de çalışmada göz önüne alınmıştır. Kanal duvarları sabit sıcaklıkta tutulmuştur. Problemi tanımlayan denklemlerin ayrıklaştırılması Chebyshev polinomu açılımlarına dayanmakta olan sanki-spektral yöntemle yapılmıştır. Sonuçta elde edilen lineer olmayan sınır değer problemi iterative olarak Chebyshev sanki-spektral metodu ile çözülmüştür.This paper investigates the effect of variable viscosity and thermal conductivity of a non-isothermal, incompressible Newtonian fluid flowing under the effect of a constant pressure gradient in plane Poiseuille flow. The viscosity and thermal conductivity of the fluid exhibit linear temperature dependence and the effect of viscous heating is included in the analysis. Channel walls are kept constant temperatures. Discritezation is performed using a pseudospectral technique based on Chebyshev polynomial expansions. The resulting non-linear, coupled boundary value problem is solved iteratively using Chebyshev pseudospectral method

    KUZEY ANADOLU FAYI GÜNEY KOLU’NUN SEGMENT YAPISI VE GEMLİK FAYININ PALEOSİSMİK DAVRANIŞI, KB ANADOLU

    No full text
    Kıta içi bir transform fay olan Kuzey Anadolu Fayı (KAF), Marmara Bölgesi’nde Kuzey ve Güney olmak üzere iki ana kola ayrılır. Bandırma ve Dokurcun Vadisi arasında Güney kol sağa sıçramalı sekmelerle birbirinden ayrılan, doğudan batıya doğru Geyve, İznik ve Gemlik olmak üzere üç ana fay segmentinden oluşur. Fay segmentlerinin uzunluğu 40 ile 57 km arasında değişir. GPS verileri Güney kolda yaklaşık 5 mm/yıl kayma hızı önermektedir. 40 km uzunluğundaki Gemlik segmenti üzerinde gerçekleştirdiğimiz paleosismolojik kazılarda iki yüzey faylanması olayı gözlenmiştir. Bunlar 1857 ve 1419 tarihsel depremleri ile deneştirilebilmektedir. Gemlik fayındaki son iki deprem arasındaki tekrarlanma aralığı 438 yıldır. Bulgular, İznik fayında varlığı bilinen 1419 depremindeki yüzey faylanmasına Gemlik fayının da dahil olduğunu ve bu depremde en az 95 km uzunluğunda çok segmentli yüzey faylanması geliştiğini göstermektedir. 5 mm/yıllık kayma hızına göre KAF’nın İznik Gölü ile Dokurcun vadisi arasında kalan kesiminde 595 yılda biriken yer değiştirme miktarı yaklaşık 3 metre olarak hesaplanmaktadır. Buna göre Kuzey Anadolu Fayı’nın Güney kolunun da en az Kuzey kol kadar büyük deprem üreteme potansiyeline sahip olduğu söylenebili

    Paleosismolojik bulgular ışığında Orhaneli Fayının Holosen aktivitesi, Bursa, KB Anadolu

    No full text
    Orhaneli Fayı, Biga Yarımadası’nda yer alan yaklaşık 30 km uzunluğunda, ters bileşeni baskın, sağ yönlü doğrultu atımlı bir faydır. Kuvaterner yaşlı Orhaneli Havzası’nın güney sınırını bu fay kontrol etmektedir. Bununla birlikte söz konusu fay aynı zamanda Tavşanlı Zonu’na ait metamorfik kayaçları, Kretase yaşlı ofiyolitik birimleri ve Neojen/Kuvaterner yaşlı sedimanları kesmekte olup hava fotoğrafl arında ve arazide belirgin çizgiselliği ve fay sarplıkları ile kolayca takip edilebilmektedir. Fay boyunca gözlenen uzamış sırtlar, ötelenmiş vadiler ve topoğrafik boyunlar, fayın aktivitesine işaret eden önemli jeomorfolojik unsurlardır. Bu çalışmada Orhaneli Fayı üzerinde gerçekleştirilmiş olan ilk paleosismolojik çalışmaların sonuçları yer almaktadır. Bu kapsamda fay üzerinde iki adet hendek açılmıştır. Serçeler ve Kusumlar olarak adlandırılmış bu hendeklerde, Tavşanlı Zonu’na ait metamorfik kayaçların fay tarafından Kuvaterner yaşlı sedimanlar üzerine itildiği belirlenmiştir. Yapılan çalışmada, Kuvaterner’de yüzey yırtılmasıyla sonuçlanmış dört büyük depremin izlerine rastlanmıştır. Serçeler hendeğinde, en eski depremin MÖ 22.000±3.200 ile MÖ 6.600±800 arasında, son depremin ise MÖ 770-415 den önce gerçekleştiği belirlenmiştir. Kusumlar hendeğinde ise, en eski depremin MÖ 6.600 ile MÖ 3.085 arasında, son olayın ise MS 650 tarihinden sonraki bir dönemde gerçekleştiği belirlenmiştir. Söz konusu eski depremler arasında tekrarlanma periyoduna ilişkin bir yorum yapılamamıştır. Bu çalışma ile Orhaneli Fayı’nın Holosen aktivitesi kanıtlanmıştır. Toplam uzunluğu 30 km olan ve iki segmentten oluşan bu fayın tek parça halinde kırılması halinde, Mw= 6,87 büyüklüğünde bir deprem üretme potansiyeline sahip olduğu belirlenmiştir

    Türkiye ve çevresinde GPS hızları ve ana fay sistemleriyle ilişkisi

    No full text
    Türkiye dünyanın en etkin deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kuşağında bulunur. Bu jeolojik konumu nedeniyle, gerek tarihsel gerekse aletsel dönemde, Türkiye ve çevresinde çok sayıda yıkıcı deprem meydana gelmiştir. Sadece son yüzyılda meydana gelen 72 yıkıcı deprem 90 binden fazla can kaybına ve büyük ekonomik zararlara neden olmuştur. 1999 Doğu Marmara bölgesi depremleri, ülkede meydana gelen deprem kaynaklı kayıp ve zararların azaltılması çalışmalarında yeni bir dönemin başlatılmasına neden olmuş- tur. Bu yeni dönemde afet sırası ve sonrası yapılması gereken işlemlerden çok, afete hazırlık araştırmalarının ön plana çıkarılmasına ağırlık verilmiş, ülke genelinde yapılması gerekenleri konu alan ulusal çalışma planları hazırlanmış ve bu kapsamda araştırmalar başlatılmıştır. Bu planlardan sonuncusu 2009 yılında Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın kurulmasıyla ülkede doğa-afetleri konusunda yeni bir yapılanmayı ve bu konularda mevcut politika ve planların gözden geçirilmesi gerekliliğini ortaya koyan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planıdır (UDSEP-2023). UDSEP-2023 planı ülkedeki tüm kurum ve kuruluşların yoğun katkısı ve çabasıyla oluşturulmuş ve 2011 yılında Afet Yüksek Heyeti tarafından imzalanarak resmi gazetede yayımlanmış ve ülkede deprem zararlarının azaltılması çalışmalarında izlenecek resmi bir belge niteliğini kazanmıştır. UDSEP-2023 kapsamında deprem kaynaklı kayıp ve zararlarının azaltılmasında gerek duyulan yerbilim bilgi alt yapısının oluşturulması için sistematik araştırmalar planlanmıştır. Bu araştırmalardan birisi de, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğümüz sorumluluğuna verilen Türkiye sismotektonik veri tabanının oluşturulması ve ilgili haritaların hazırlanmasıdır. Bu çalışmada Genel Müdürlüğümüzün yanı sıra, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Harita Genel Komutanlığı ve üniversiteler de ilgili kurumlar olarak gösterilmiştir. Genel Müdürlüğümüz bu kurumlarla beraber Türkiye Sismotektonik Haritası’nın hazırlanması için ulusal bir proje oluşturmuştur. Proje hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin sismotektonik bilgi alt yapısını oluşturmaya yönelik diri faylar, aletsel ve tarihsel depremler, fay düzlemi çö- zümleri ve kabuk kalınlığı konularında çalışmalar yürütülerek CBS ortamında Türkiye Sismotektonik veri tabanı oluşturulmuştur. Bu veri tabanı kullanılarak 18 paftadan oluşan 1:500.000 ölçekli ve bir adet duvar haritası olarak 1:1.250.000 ölçekli Türkiye Sismotektonik haritaları hazırlanmıştır. Türkiye Sismotektonik Haritası ve ilgili veri tabanı ülkede deprem tehlike analizlerinde gerekli temel bilgileri sağlamaktadır. Türkiye Sismotektonik Haritası ve ilgili veri tabanının hazırlanması projesinde ortaklarımız olan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’ne ve Harita Genel Komutanlığı’na desteklerinden dolayı teşekkür ederim. Ayrıca, bu çalışmanın gerçekleşmesi ve yayımlanmasında emeği geçen tüm proje araştırıcılarına katkılarından dolayı teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim

    The Manyas fault zone (southern Marmara region, NW Turkey): active tectonics and paleoseismology

    No full text
    The Manyas fault zone (MFZ) is a splay fault of the Yenice Gönen Fault, which is located on the southern branch of the North Anatolian Fault System. The MFZ is a 38 km long, WNW–ESE-trending and normal fault zone comprised of three en-echelon segments. On 6 October 1964, an earthquake (Ms = 6.9) occurred on the Salur segment. In this study, paleoseismic trench studies were performed along the Salur segment. Based on these paleoseismic trench studies, at least three earthquakes resulting in a surface rupture within the last 4000 years, including the 1964 earthquake have been identified and dated. The penultimate event can be correlated with the AD 1323 earthquake. There is no archaeological and/or historical record that can be associated with the oldest earthquake dated between BP 3800 ± 600 and BP 2300 ± 200 years. Additionally, the trench study performed to the north of the Salur segment demonstrates paleoliquefaction structures crossing each other. The surface deformation that occurred during the 1964 earthquake is determined primarily to be the consequence of liquefaction. According to the fault plane slip data, the MFZ is a purely normal fault demonstrating a listric geometry with a dip of 64°–74° to the NNE

    Türkiye ve yakın çevresindeki diri faylar ve özellikleri

    No full text
    Türkiye dünyanın en etkin deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kuşağında bulunur. Bu jeolojik konumu nedeniyle, gerek tarihsel gerekse aletsel dönemde, Türkiye ve çevresinde çok sayıda yıkıcı deprem meydana gelmiştir. Sadece son yüzyılda meydana gelen 72 yıkıcı deprem 90 binden fazla can kaybına ve büyük ekonomik zararlara neden olmuştur. 1999 Doğu Marmara bölgesi depremleri, ülkede meydana gelen deprem kaynaklı kayıp ve zararların azaltılması çalışmalarında yeni bir dönemin başlatılmasına neden olmuş- tur. Bu yeni dönemde afet sırası ve sonrası yapılması gereken işlemlerden çok, afete hazırlık araştırmalarının ön plana çıkarılmasına ağırlık verilmiş, ülke genelinde yapılması gerekenleri konu alan ulusal çalışma planları hazırlanmış ve bu kapsamda araştırmalar başlatılmıştır. Bu planlardan sonuncusu 2009 yılında Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın kurulmasıyla ülkede doğa-afetleri konusunda yeni bir yapılanmayı ve bu konularda mevcut politika ve planların gözden geçirilmesi gerekliliğini ortaya koyan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planıdır (UDSEP-2023). UDSEP-2023 planı ülkedeki tüm kurum ve kuruluşların yoğun katkısı ve çabasıyla oluşturulmuş ve 2011 yılında Afet Yüksek Heyeti tarafından imzalanarak resmi gazetede yayımlanmış ve ülkede deprem zararlarının azaltılması çalışmalarında izlenecek resmi bir belge niteliğini kazanmıştır. UDSEP-2023 kapsamında deprem kaynaklı kayıp ve zararlarının azaltılmasında gerek duyulan yerbilim bilgi alt yapısının oluşturulması için sistematik araştırmalar planlanmıştır. Bu araştırmalardan birisi de, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğümüz sorumluluğuna verilen Türkiye sismotektonik veri tabanının oluşturulması ve ilgili haritaların hazırlanmasıdır. Bu çalışmada Genel Müdürlüğümüzün yanı sıra, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Harita Genel Komutanlığı ve üniversiteler de ilgili kurumlar olarak gösterilmiştir. Genel Müdürlüğümüz bu kurumlarla beraber Türkiye Sismotektonik Haritası’nın hazırlanması için ulusal bir proje oluşturmuştur. Proje hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin sismotektonik bilgi alt yapısını oluşturmaya yönelik diri faylar, aletsel ve tarihsel depremler, fay düzlemi çö- zümleri ve kabuk kalınlığı konularında çalışmalar yürütülerek CBS ortamında Türkiye Sismotektonik veri tabanı oluşturulmuştur. Bu veri tabanı kullanılarak 18 paftadan oluşan 1:500.000 ölçekli ve bir adet duvar haritası olarak 1:1.250.000 ölçekli Türkiye Sismotektonik haritaları hazırlanmıştır. Türkiye Sismotektonik Haritası ve ilgili veri tabanı ülkede deprem tehlike analizlerinde gerekli temel bilgileri sağlamaktadır. Türkiye Sismotektonik Haritası ve ilgili veri tabanının hazırlanması projesinde ortaklarımız olan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’ne ve Harita Genel Komutanlığı’na desteklerinden dolayı teşekkür ederim. Ayrıca, bu çalışmanın gerçekleşmesi ve yayımlanmasında emeği geçen tüm proje araştırıcılarına katkılarından dolayı teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim
    corecore