2 research outputs found
The sources of al-Ḏahabī with Regard to the biographical information
Râvîlere dair yazılan klasik eserlerin, birbirlerinin devamı mahiyetinde olduğu görülür.
Zehebî’nin (ö. 748/1348) ricâl eserleri de kendisinden önceki ilmî birikimi kendisinden
sonrakilere aktarması bakımından önemli bir konuma sahiptir. Zira o, biyografilerde
sadece râvî bilgisini aktarmaz, diğer münekkitlerden farklı olarak zengin bir
kaynakçaya da yer verir. Müellifin Mîzânü’l-iꜥtidâl’i bu yönüyle incelendiğinde çok
sayıda kitaba atıf yapıldığı fark edilir. Bu referanslar onun istifade ettiği kaynakları
göstermenin yanı sıra hicrî VIII. asra kadar ulaşan râvî bilgisinin kendisinden
nakledilidiği literatüre de işaret etmektedir. Bu makale, Mîzânü’l-iꜥtidâl’deki atıflar
üzerinden Zehebî’nin kaynak tasnifini yapmayı ve ilgili referanslardaki metodunu
ortaya koymayı hedeflemektedir. Aynı zamanda cerh-taꜥdîl kitaplarında tespit edilen
referanslar üzerinden râvî bilgisine dair literatür hakkında yeni çalışmaların imkanını
göstermeyi amaçlamaktadır. Çalışmada Zehebî’nin teliflerinde yararlandığı eserler, asıl
kaynaklar ve yardımcı kaynaklar şeklinde iki kısma ayrılmıştır. Yaptığı atıfların, mevcut
râvî bilgisini ihtisar etmek ve ilgili edebiyatı kayıt altına almak gibi önemli faydaları
olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca kendi kitaplarına yaptığı göndermeler, elde ettiği veriler
ışığında râvî biyografilerini güncellediğini de ortaya koymuştur.Each classical biographical dictionary on narrators (ruwāt, pl. of rāwī) of ḥadīth is seen
as a continuation of its predecessors. As such, al-Dhahabī’s (d. 748/1348) works occupy
an important space in this genre thanks to its function to transmit the accumulated
knowledge in this field to the generations lived after him. In fact, he not only relates
biographical information but also, unlike other critics, incorporates in this a very rich
bibliography. In addition to showing the sources he made use of, these references also
point to the body of literature from which the biographical information on the
narrators, which reaches well into the 8th century of the Hijra, had been transmitted.
Through the references mentioned in Mīzān al-Iʿtidāl, the present paper aims at
classifying the sources of al-Dhahabī while also bringing out his methodology in these references. It also aims to show the possibility of using the references found in the
works of jarḥ-taʿdīl to conduct new studies on the literature about biographical
information of the narrators. The works which al-Dhahabī made use of in his
compilations are classified into two categories in this work, namely primary sources
and secondary sources. The present work found that the references he makes had such
benefits as summarizing the accumulated biographical information about the narrators
and recording the relevant literature. Moreover, the references he makes to his works
demonstrate that he updated biographical information on the narrators in the light of
the information he had acquired
İbn Hişam'ın Es-Siretü'n-Nebeviye'sinde Sahabe Bilgisi
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.İslâm adına bugün elimizde Kur’ân-ı Kerîm’den başka güvenilir yazılı bilgi kaynakları varsa bunu her şeyden önce Hz. Peygamber’in (s.a.s.) değerli ashâbına borçluyuz. Gerek tarih gerekse hadis kaynakları gibi çok geniş bir zemine yayılmış ashâb bilgisiyle alakalı, dağınık halde bulunan veriler, sonraki dönemlerde bir araya toplanmış ve müstakil eserler meydana getirilmiştir. Tarih grubuna giren siyer kaynakları, ashâb bilgisinin bulunduğu en önemli eserlerdendir. Bu manada İbn Hişâm (ö.218/833) gibi oldukça erken dönem bir müellifin eseri de sonraki dönemlere birçok açıdan kaynaklık etmiştir. “İbn Hişâm’ın es-Sîretü’n-nebeviyye’sinde Sahâbe Bilgisi” isimli bu tezin amacı, sahâbe bilgisinin önemli kaynaklarından biri olan böylesi bir eserde, sahâbe ile ilgili ne tür bilgilerin yer aldığı, bunların nasıl verildiği, bu eserde yer alan sahâbîlerin tespiti ve eserin bu yönüyle sonraki eserlere etkisini incelemektir. Bu çalışmada öncelikle usul eserlerindeki sahâbî olma şartları sıralanmış, sonra da bunlara kıyasla eserde geçen isimlerin sahâbi olup olmadıklarını tespit edebileceğimiz hususlar taranmıştır. Bizzat SHB maddesiyle tespit edilenlerin yanı sıra herhangi bir şekilde beraberliğe işaret eden ifadeler bulunmuş ve bunların sahâbî tespitinde nasıl kaynaklık ettikleri gösterilmiştir. İbn Hişâm’ın bizzat kendisinin sahâbîdir dediklerine de işaret edilmiştir. Tespit edilen sahâbî olabilme ölçütlerine kıyasla eser taranmış ve İbn Hişâm’a göre sahâbî olan isimler bulunmuştur. Bunlar, isimleri belli olanlar ve olmayanlar şeklinde ikili bir liste halinde sunulmuştur. İsimleri bilinen 703 erkek ve 56 kadın sahâbî ismi sıralanmıştır. Daha sonra ise künye, falanın annesi vb. gibi ifadelerle nitelenen, isimleri belli olmayan 168 sahâbî de zikredilmiştir. Ayrıca es-Sîretü’n-nebeviyye’de zikredilen Akabe, Bedir, Uhud… ehli gibi bazı sahâbî gruplarına ve şemâil vb. bir takım sahâbî bilgisinin muhtevasına dair eserde zikredilen verilere de değinilmiştir. es-Sîretü’n-nebeviyye’de ashâb bilgisine dair bir hayli veri bulunmaktadır. İlk döneme ait böylesi bir siyer kaynağının sonraki dönemlere de oldukça ışık tuttuğunu söyleyebiliriz.Today, there are many secure written sources in Islam other than Kur’ân’ı Kerîm, foremost owing to Prophet Mohamed (s.a.s) and his beloved followers, Ashab (r.a.). Many of these extensive Hadith as well as history sources were brought together in written format in later periods of time. Siyer sources, belonging to history section, are one of the most important sources in which Ashab have been mentioned. In this regard, publication by Ibn Hişâm (d.218/833) has become a main source that inspired many other writers after him. This thesis, “Ashab’s knowledge in es-Sîretü’n-nebeviyye by Ibn Hişâm”, involves what kind of knowledge of Ashab was given in Ibn Hişâm’s book, how it was conveyed, and how it affected the other studies after him. In this study, first the rules of being an Ashab were stated, and then whether the names of the persons mentioned in Ibn Hişâm’s book were eligible of being Ashab or not were discussed. Especially, the expressions which point ambiguity as well as the ones determined by SHB method were found, and how these could be used as an indicator in determination of being Ashab were shown. The ones that Ibn Hişâm says as being Ashab were also pointed out. Ibn Hişâm’s book was scanned thoroughly in this regard, and the names eligible being Ashab were listed according to his rules. Two lists were given: the ones that their names were known, which contains 703 men and 56 women, and that their names were not known, having 168 men and women. Ashab groups that mentioned as Akabe, Bedir, and Uhud etc. in es-Sîretü’n-nebeviyye and the group called as Şemâil etc.were also pointed out in the thesis. es-Sîretü’n-nebeviyye has a lot of information related to Ashab, and one could say that this early Siyer source had shed light on many other studies in later periods of time