3 research outputs found
Kültürel Mirasın İzinde Ankara
Kentlerin belleği vardır. Sokakların, meydanların, binaların, kaldırımların, parkların, taşların ve ağaçların belleği... Cansız bina yığınından ve koşturan insanlardan ibaret gibi görünen kentlerin belleği... Elinizde tuttuğunuz bu kitap, o belleğin taşıyıcısı ve sürdürücüsü olan herkese ve herşeye adanmıştır. Bizi büyüten güzel Ankara'ya vefa borcumuzu ödeme çabasıdır bu derlem. Unutmaya ve unutturmaya karşı direnç, ayrıntılara ve belleğe bir övgüdür... Romanların, şiirlerin, mektupların, binaların, toprağın, heykellerin, yolların ve o yollarda yürüyenlerin içinde sakladığı, unutmadığı her ayrıntıya bir güzellemedir. Bin yılların kentine, Cumhuriyet'in başkentine sevgiyle kaleme alınmış bilimsel yazılardan ve tanıklıklardan meydana gelmiştir.
Hacettepe Üniversitesi Tarihi ve Kültürel Mirası Araştırma Merkezi çatısı altında, Ankara'nın belleğine katkıda bulunmaktan mutluluk ve gurur duyuyoruz. Bu derlemin oluşmasına katkıda bulunan yazarlarımıza içtenlikle teşekkür ederiz
Kültürel Bellek 2016
Hacettepe Üniversitesi Tarihi ve Kültürel Mirası Araştırma Merkezi HÜTKAM
olarak kültürel bellek çalışmalarına katkıda bulunmayı görevimiz kabul ediyoruz.
2016 yılında, yönetim kurulu olarak bu serüvene başlamaya karar verdik.
Güvendiğimiz dostlarımız, arkadaşlarımız ve elbette hocalarımız çağrımızı yanıtsız
bırakmadı. Birbirinden değerli araştırmalarla zenginleştik ve tarihe not düşmek
adına kültürel bellek çalışmalarına biz de katıldık.
Kültürel mirasın evrensel olduğu, oralı/buralı, sizden/bizden, uzak/yakın
ayırmadan, hepimizin olduğu fikrinden yola çıktık. Bizi biz yapan, toplumları
oluşturan, birleştiren kültürel belleğimizdir. Kimi zaman insan eliyle, cehaletle,
yıkıcılıkla bazen adamsendecilikle, bilinçsizlikle tahrip edilen, yok edilen tarihi ve
kültürel miras, belleğimizin önemli, çok önemli bir parçasıdır.
Her zaman önünden geçtiğimiz bir yapı bir gecede yıkıldıysa, çocukluk anılarımızı
biriktirdiğimiz mahallemiz yok olduysa, sokağımızın, meydanımızın adı değiştiyse
eksiliriz. Bizi büyüten oyunlar kaybolduysa, bir tekerleme artık hatırlanmıyorsa,
çocukluğumuzun sanatçıları göçmüşse, eski şarkılar plaklarda bile yoksa eksiliriz.
Hafızamızı tetikleyen imgeler, kokular, sesler, tatlar değişirse bireysel belleğimiz,
yaşadığımız kentin ve toplumun belleği zarar görür, eksiliriz. Bireysel tarihimizde,
belleğimizdeki insanları yitirdikçe nasıl azalıyorsak tarihi ve kültürel mirası, ortak
belleği yitirdikçe de öyle zayıflar ve giderek yok oluruz.
İşte bu nedenle biz hatırlamayı, öğrenmeyi, görmeyi, araştırmayı seçiyoruz.
Unutmamak için, unutulduysa hatırlamak ve hatırlatmak için, bilmeyenlere
göstermek, anlatmak ve belleğimize sahip çıkmak için başladığımız bu serüvende
çağrımızı kırmayan değerli araştırmacılara şükranlarımızı sunuyoruz.
Unutmayalım ki kültürel bellek, hepimizi birleştiren güçtür