3 research outputs found

    Sistem B ve lateral kompaksiyon kanal dolgu tekniklerinin in vivo ve in vitro koşullarda karşılaştırmalı olarak incelenmesi

    No full text
    Kök kanallarının doldurulmasında güta-perka ve kanal patının birlikte kullanıldığı birçok teknik bulunmaktadır (13, 24, 73). Günümüzde geliştirilen çok sayıda teknik olmasına karşın lateral kompaksiyon bunların içinde halen en çok kullanılan ve kabul görenidir (34, 73). Ancak lateral kompaksiyon tekniğinde; yüzey adaptasyon eksikliği görüldüğü, güta-perka konların birleşiminin yetersiz olduğu ve spreaderların boş alanlar oluşturduğu bildirilmektedir (13, 17, 30, 90, 117, 129, 130). Lateral kompaksiyon ile elde edilen güta-perka yığını homojen değildir (39). Ayrıca tekniğin içerdiği kanal patı miktarının fazla olduğu da bilinmektedir (13, 30, 117, 129). Termoplastik güta-perka kanal dolgu tekniklerinden biri olan Sistem B, uygulanacak ısıyı monitöründen görebildiğimiz bir ısı kaynağına ve ısı kaynağının ucunda yer alan bir tepiciye sahiptir (16). Tepici ile ısıyı güta-perkaya iletip aynı zamanda vertikal yönde sıkıştırmaktadır. Bu işlem ile kanalın apikal kısmının dolgusu tek bir harekette gerçekleşmektedir. Sistem B vertikal kompaksiyon tekniğinin geliştirilmiş şeklidir, kullanımı ile uygulama zamanını azalttığı iddia edilmektedir (16, 27, 64). Sistem B ve lateral kompaksiyon tekniklerini, yapay olarak hazırladığımız lateral kanalların doldurulması üzerindeki etkinliklerini, kanal dolgusunun homojen olup olmadığını belirlemek amacıyla kanal dolgu içerik miktarlarını in vitro olarak karşılaştırdık. İn vivo olarak da alt molar dişlerde iki tekniğin uygulama zamanlarını karşılaştırdık, klinik ve radyografik olarak 18 aylık kontroller gerçekleştirdik. Çalışmalarımız sonucunda lateral kanalların doldurulması açısından iki teknik arasında bir farklılık bulamadık. Kanal dolgu içeriği açısından Sistem B’deki gütaperka miktarının lateral kompaksiyona göre fazla bulduk. İn vivo çalışmamız sonucunda klinik uygulama zamanları arasında bir farklılık bulamadık. Yapmış olduğumuz klinik ve radyografik gözlemler sonucunda iki teknikte gerçekleşen iyileşmiş lezyonlu dişler arasında sayıca bir farka rastlamadık. Sistem B tekniği ile elde edilen kanal dolgusunun güta-perka içeriğinin fazla olduğu ve teknikte homojen bir dağılım gerçekleştiği ancak alt molar dişlerde uygulama zamanı açısından bir farklılık oluşturmadığı görüşündeyiz. Ayrıca lateral kanalların doldurulmasında bu tekniğin lateral kompaksiyona göre bir üstünlüğü olmadığını düşünmekteyiz

    Apical microleakage of root-end cavities prepared by Er, Cr: YSGG laser

    No full text
    The aim of this study is to assess the apical microleakage of the composite filled root-end cavities prepared by an Erbium, Chromium: Yttrium-Scandium-Gallium-Garnet laser. Fifty-five maxillary incisor teeth were enlarged and filled. Following the apical resection, root-end cavities were prepared using conventional methods: either using a bur (n = 30) or an ultrasonic retrotip (n = 15). Root-end cavities of the 15 teeth in the bur group were finished with the laser at 3.5 W. All root-end cavities were filled using two-step self-etching primer and composite resin. After 4 months of storage, apical microleakage was measured by a fluid filtration method. Microleakage of composite filled root-end cavities that were prepared by Er, Cr: YSGG was significantly larger than those made by conventional methods (p < 0.05). In conclusion, using the Er, Cr: YSGG laser has no advantages over conventional root-end cavity preparation methods when a composite filling material is used to seal root-end cavities

    Apical microleakage of root-end cavities prepared by Er, Cr: YSGG laser

    No full text
    The aim of this study is to assess the apical microleakage of the composite filled root-end cavities prepared by an Erbium, Chromium: Yttrium-Scandium-Gallium-Garnet laser. Fifty-five maxillary incisor teeth were enlarged and filled. Following the apical resection, root-end cavities were prepared using conventional methods: either using a bur (n = 30) or an ultrasonic retrotip (n = 15). Root-end cavities of the 15 teeth in the bur group were finished with the laser at 3.5 W. All root-end cavities were filled using two-step self-etching primer and composite resin. After 4 months of storage, apical microleakage was measured by a fluid filtration method. Microleakage of composite filled root-end cavities that were prepared by Er, Cr: YSGG was significantly larger than those made by conventional methods (p < 0.05). In conclusion, using the Er, Cr: YSGG laser has no advantages over conventional root-end cavity preparation methods when a composite filling material is used to seal root-end cavities
    corecore