22 research outputs found
Cataract evaluation in owned patients admitted to the clinic for eye diseases: A retrospective study 2018-2020
Bu çalışmada, Mart 2018-Aralık 2020 tarihleri arasında Pamuk Veteriner Terapi Merkezi’ne getirilen 27 köpek katarakt açısından değerlendirmeye alındı. Yapılan muayene sonucu getirilen köpeklerin tamamına katarakt teşhisi konuldu. Köpeklerin 12 ayrı ırka (Labrador Retriever, Pug, Spaniel Cocker, Yorkshire Terrier, Pekinez Terrier, melez ırk, Shih Tzu, Miniature Schnauzer, Rottweiler, Doberman, Alman çoban köpeği, Sibirya Husky, Boxer) sahip olduğu belirlendi. Vakaların 14’ü erkek, 13’ü dişi köpekten oluştu. Genel populasyonun yaş ortalamaları 8,25 idi. Katarakt teşhisi konulan köpeklerin 21’i kısırlaştırılmış, 6’sı ise kısırlaştırılmamıştı. Köpeklerin beslenmesine ilişkin bilgide, 9’unun ev yemekleri ile, 18’inin hazır mamalar ile beslendiği, yaşlarının (2 ile 13 yaş arası) arasında değiştiği kaydedildi. Köpeklerin 15’ine bilateral, 12’sine ise ünilateral katarakt teşhisi konuldu. Erkek köpeklerde insipient katarakt gözlenmezken, dişi köpeklerde daha fazla matür katarakt belirlendi. Bilateral katarakt olanlar arasında matür ve hipermatür olanlar ameliyat edildi.In this study, between March 2018 and December 2020 27 dogs brought to İzmir Pamuk Veterinary Therapy Center were evaluated for cataracts.. All dogs brought in as a result of the examination were diagnosed with cataracts. It was determined that the dogs had 12 different breeds (Labrador Retriever, Pug, Spaniel Cocker, Yorkshire Terrier, Pekingese Terrier, mix-breed, Shih Tzu, Miniature Schnauzer, Rottweiler, Doberman, German Shepherd Dog, Siberian Husky, Boxer). 14 of the cases were male and 13 were female. The average age of the general population was 8.25.Of the dogs diagnosed with cataracts, 21 were neutered and 6 were not. In the information about the feeding of dogs, it was noted that 9 of them were fed with home meals, 18 of them were fed with ready-made food, their ages ranged between 5 and 12. Cataract was diagnosed in 15 dogs bilaterally and 12 dogs unilateral. While no insipient cataracts were observed in male dogs, more mature cataracts were detected in female dogs. Among those with bilateral cataracts, mature and hypermature ones were operated
Malaklarda Intraokuler Basınç
This study was carried out for the determination and the evaluation of intraocular pressure (IOP) in Anatolian Buffalo calve by means of applanation tonometry. A total of 78 eyes of 39 healthy Anatolian Buffalo calves aged between 1 and 11 months old from both sexes were examined. IOPs of Anatolian Buffalo calves were measured at the same time once in the morning on each eye during six month period every morning. IOP’s of the left eyes were found to be 23,58 ± 2,8 mmHg (range 17,30-29,60 mmHg) whereas the right eyes were 23,28 ± 3,28 mmHg (range 17,30-30,60 mmHg). Comparison of the tonometries between right and the left eyes of Anatolian Buffalo calves showed no significant difference, statistically. IOP was found to have no correlation to a decrease in concordance with the age of the animal. To our knowledge, this is the first report of tonometrical investigation performed in Anatolian Buffalo calve. The IOP for Anatolian Buffalo calves was determined as 23.43 ± 2.8 mmHg.Bu çalışmada, Tono-Pen XL applanasyon tonometresi kullanılarak Anadolu malaklarında intraoküler basınçların belirlenmesi ve değerlendirmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, yaşları 1-11 ay arasında değişen, değişik cinsiyette, sağlıklı 39 adet malağın 78 gpzü değerlendirildi. Anadolu malaklarının intraokuler basınç (İOB)’ları her sabah aynı saatte aylık olarak ölçüldü. Sağ gözlerin İOB değerleri ortalama 23,28 ± 3,28 mmHg (17,30-30,60 mmHg arasında), sol gözlerin İOB değerleri ise ortalama 23,58 ± 2,8 mmHg (17,30-29,60 mmHg arasında) bulundu. Anadolu malaklarında sağ ve sol göz İOB’ları karşılaştırıldığında istatistiksel olarak önemli bir fark gözlenmedi. Yaşa bağlı olarak İOB değerlerinin azalmadığı görüldü. Yapılan literatür tarama sonucunda bu çalışmanın Anadolu malaklarında gerçekleştirilen ilk İOB değerlendirme çalışması olduğu inancındayız. Bu çalışmada Anadolu malaklarında ortalama İOB değerleri 23,3± 3,04 mmHg olarak belirlendi
Prevalance of Cattle Foot Diseases in Afyonkarahisar and Its Surroundings
Bu çalışmada Afyonkarahisar ve çevresindeki 1800 adet sığır, ayak hastalıkları
ve tırnak deformasyonları yönünden araştırıldı. Araştırma sonuçlarına göre ayak
hastalığı ve tırnak deformasyonu yönünden sığırların sayısı, oranı, ırkı ve hastalıkların
dağılımı belirlenerek sonuçlar tablo halinde sunuldu. Çalışmada incelenen
1800 sığırdan 78 ayakta sadece tırnak deformitesi, 20 ayakta tırnak
deformitesiz ayak hastalığı görülürken 97 ayakta tırnak deformitesi ile birlikte
ayak hastalığı olmak üzere toplam 195 adet vaka saptandı. Bunların 25'i ön,
170’i arka ayakta olmak üzere 117'si lateral, 43’ü medial, 35’i de bilateral olarak
belirlenmiştir. 82 olguda sivri tırnak, 26 olguda tirbuşon tırnak, 23 olguda yayvan
tırnak, 21 olguda makas tırnak, 12 olguda araları açık tırnak, 11 olguda küt
tırnak tespit edildi. On altı (%9.14) olguda interdigital flegmon’a
(panarisyum), 15 (%8.57) olguda pododermatitis circumscripta’ya (taban ezi-
ği), 13 (%7.43) olguda ökçe boynuz erezyonuna (erosio ungulae), 13 (%7.43)
olguda pododermatitis diffusa aseptica acuta’ya (laminitis), 7 (%4) olguda ökçe
çürüğüne, 6 (%3.43) olguda interdigital dermatitis’e, 6 (%3.43) olguda beyaz
çizgi hastalığına, 6 (%3.43) olguda interdigital hiperplazi’ye, 4 (%2.29) olguda
tırnak çatlağına, 3 (%1.71) olguda pododermatitis diffusa aseptica chronica’ya
(laminitis), 2 (%1.14) olguda kronik nekrotik pododermatitise, 2 (%1.14) olguda
ökçe apsesine, 2 (%1.14) olguda digital dermatitise rastlanıldı.In this study, foot diseases and hoof deformations in 1800 cattle in
Afyonkarahisar region were investigated. According to these examination the
number, ratio, age and distribution of cattle with foot diseases were presented
as tables and diagrams. Only digital deformations in the 78 claws, only foot
diseases without deformation in 20 claws and both deformation and disease
in 97 were observed. The number of deformed claws and diseases were 195
being 25 located in front feet and 170 in hind feet, 117 in lateral, 43 in medial
and 35 bilaterally. Classification of the deformities and diseases were as follows;
owergrown claw in 82, blunt claw in 11, splay claw in 12, scissor claw in 21,
splay claw in 23, corkscrew claw in 26 cases. Interdigital phlegmon
(panaritium) in 16 (9.14%), pododermatitis circumscripta in 15 (8.57%), erosio
ungulae in 13 (7.43%), pododermatitis diffusa aseptica acuta (laminitis) in 13
(7.43%), bruised sole in 7 (%4), interdigital dermatitis in 6 (3.43%), white line
disease in 6 (3.43%), interdigital hyperplasia in 6 (3.43%), fissura ungulae in 4
(2.29%), pododermatitis diffusa aseptica chronica (laminitis) in 3 (1.71%),
pododermatitis chronica necroticans in 2 (1.14%), heel abcess in 2 (1.14%),
dermatitis digitalis in 2 (1.14%) and wound of claw in 2 (1.14%) cases were
observed. As a result, this study has shown that there was an important role of
the digital deformities and hoof care in the etiology of digital diseases. In
conclusion; in October, November and December in 2006 the percentage of
foot disease in Afyonkarahisar region was 10.83%
Traumatic diaphragmatic hernia in a dog (a case report)
Bu olgu sunumunda, bir yavru av köpeğinde karşılaşılan travmatik diyafram fitkı ve cerrahi sağaltımı değerlendirildi. Hayvan sahibinden alman bilgilere göre hayvana 2 gün önce araba çarptığı, olaydan sonra şiddetli solunum güçlüğü çektiği, yem yeme ve su içme isteğinin azaldığı öğrenildi. Yapılan klinik muayene sırasında dispne, egzersiz intolerans ve hayvanın solunum sayısının arttığı belirlendi. Aynı zamanda el arabası testi sırasında hayvanın solunum güçlüğünün şiddetlendiği tespit edildi. Direkt ve indirekt radyografik muayenede diyafram fitığı tanısı konularak operasyon gerçekleştirildi. Postoperatif 3 ay olgu izlendi. Postoperatif herhangi bir komplikasyonla karşılaşılmadı.In this case, in a hunting dog puppy, traumatic diaphragmatic hernia and its surgical treatment was evaluated. According to information received from the owner the dog was hit by a car two days ago. After the event the dog suffered from severe breathings and decreased desire to food and water. During the clinical examination, dyspnea, exercise intolerance and increased respiratory rate were noted. At the same time, the wheelbarrow test perpetuated the animal's breathing difficulties. In the direct and indirect radiographic examination, the diagnosis of diaphragmatic hernia operation was performed. Postoperatively, patient was observed for 3 months. No postoperative complications were recorded
Traumatic Diaphragmatic Hernia in a Dog (A Case Report)
Bu olgu sunumunda, bir yavru av köpeğinde karşılaşılan travmatik diyafram fitkı ve cerrahi sağaltımı değerlendirildi. Hayvan sahibinden alman bilgilere göre hayvana 2 gün önce araba çarptığı, olaydan sonra şiddetli solunum güçlüğü çektiği, yem yeme ve su içme isteğinin azaldığı öğrenildi. Yapılan klinik muayene sırasında dispne, egzersiz intolerans ve hayvanın solunum sayısının arttığı belirlendi. Aynı zamanda el arabası testi sırasında hayvanın solunum güçlüğünün şiddetlendiği tespit edildi. Direkt ve indirekt radyografik muayenede diyafram fitığı tanısı konularak operasyon gerçekleştirildi. Postoperatif 3 ay olgu izlendi. Postoperatif herhangi bir komplikasyonla karşılaşılmadı.In this case, in a hunting dog puppy, traumatic diaphragmatic hernia and its surgical treatment was evaluated. According to information received from the owner the dog was hit by a car two days ago. After the event the dog suffered from severe breathings and decreased desire to food and water. During the clinical examination, dyspnea, exercise intolerance and increased respiratory rate were noted. At the same time, the wheelbarrow test perpetuated the animal's breathing difficulties. In the direct and indirect radiographic examination, the diagnosis of diaphragmatic hernia operation was performed. Postoperatively, patient was observed for 3 months. No postoperative complications were recorded
Malaklarda Intraokuler Basınç
This study was carried out for the determination and the evaluation of intraocular pressure (IOP) in Anatolian Buffalo calve by means of applanation tonometry. A total of 78 eyes of 39 healthy Anatolian Buffalo calves aged between 1 and 11 months old from both sexes were examined. IOPs of Anatolian Buffalo calves were measured at the same time once in the morning on each eye during six month period every morning. IOP’s of the left eyes were found to be 23,58 ± 2,8 mmHg (range 17,30-29,60 mmHg) whereas the right eyes were 23,28 ± 3,28 mmHg (range 17,30-30,60 mmHg). Comparison of the tonometries between right and the left eyes of Anatolian Buffalo calves showed no significant difference, statistically. IOP was found to have no correlation to a decrease in concordance with the age of the animal. To our knowledge, this is the first report of tonometrical investigation performed in Anatolian Buffalo calve. The IOP for Anatolian Buffalo calves was determined as 23.43 ± 2.8 mmHg.Bu çalışmada, Tono-Pen XL applanasyon tonometresi kullanılarak Anadolu malaklarında intraoküler basınçların belirlenmesi ve değerlendirmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, yaşları 1-11 ay arasında değişen, değişik cinsiyette, sağlıklı 39 adet malağın 78 gpzü değerlendirildi. Anadolu malaklarının intraokuler basınç (İOB)’ları her sabah aynı saatte aylık olarak ölçüldü. Sağ gözlerin İOB değerleri ortalama 23,28 ± 3,28 mmHg (17,30-30,60 mmHg arasında), sol gözlerin İOB değerleri ise ortalama 23,58 ± 2,8 mmHg (17,30-29,60 mmHg arasında) bulundu. Anadolu malaklarında sağ ve sol göz İOB’ları karşılaştırıldığında istatistiksel olarak önemli bir fark gözlenmedi. Yaşa bağlı olarak İOB değerlerinin azalmadığı görüldü. Yapılan literatür tarama sonucunda bu çalışmanın Anadolu malaklarında gerçekleştirilen ilk İOB değerlendirme çalışması olduğu inancındayız. Bu çalışmada Anadolu malaklarında ortalama İOB değerleri 23,3± 3,04 mmHg olarak belirlendi
Evaluation of Patients Referred to the Surgery Clinic of Afyon Kocatepe University Veterinary Faculty: 1090 Cases (2001-2008)
Bu çalışmada 2001-2008 tarihleri arasında AKÜ Veteriner Fakültesi Cerrahi
Kliniğine getirilen hastaların değerlendirilmesi amaçlanmıştır. 1090 olgunun
%42,38’ini sığır, %35,04’ünü köpek, %10,55’ini kedi, %4,12’sini kanatlı
(%2,11 şahin, %1,46 pelikan, %0,45 baykuş, %0,09 deve kuşu), %4,03’ ünü
koyun-keçi, %3,21’ini at, %0,45’ini tavşan, %0,18’ini ceylan oluşturmuştur.
Tüm hastaların yıllara göre dağılımı incelendiğinde 2001 yılından 2008
yılına doğru sırasıyla %1,74, %1,74, %3,3, %9,08, %15,32, %21,46, %28,07
ve %19,17 olduğu görülmüştür. Hayvan türlerine göre sığırlarda eklem
hastalıkları, köpek, kedi, ceylan ve kanatlılarda kemik doku ve iskelet sistemi
lezyonları, atlarda travmatik lezyonlar, koyunlarda ayak hastalıkları, en
sık karşılaşılan hastalıklar olmuştur. Buzağılarda ise yüksek oranda göbek
lezyonu olduğu belirlenmiştir.This study aims at evaluating the patients referred to the surgery clinics of
Afyon Kocatepe University, Veterinary Faculty between 2001-2008. Of
1090 patients, 42,38% cattle, 35,04% dogs, 10,55% cats, 4,12% avian
species (2,11% falcon, 1,46% pelican, 0,45% owl and 0,09% ostrich),
4,03% sheep-goat, 3,21% horse, 0,45% rabbits and 0,18% antelope were
recorded. Distribution of patients according to the year from 2001 to 2008
was %1,74, %1,74, %3,3, %9,08, %15,32, %21,46, %28,07 and %19,17.
With respect to the animal species joint diseases in cattle; bone tissue and
skeleton lesions in dogs, cats, antelopes and avian species; traumatic lesions
in horses and foot diseases in sheep were the most commonly seen
disorders. Umbilical lesions were predominantly seen in calves
Hypospadiasis and Urogenital Abnormality in a Simmental Breed of Calf
Bu sunumda simental ırkı bir buzağıda karşılaşılan hypospadiasis ve urogenital anomali olgusu değerlendirilmektedir. Klinik muayene sırasında, testis’in scrotum’da septum scroti aracılığı ile birbirinden ayn birer kese içerisinde şekil¬lendiği, aynı zamanda perineal bölgeden başlayarak preputium’un ucuna kadar olan bölgede urethra’nın ventral kısmının şekillenmediği görüldü (Hypospadiasis). Orificium urethra extema’nm perineal bölgede dışan açıldığı, aynı zamanda preputium ve penis’in şekillenmediği tespit edildi. Alınan direkt ve indirekt radyografilerde böbrek ve üreter’lerde de anomali olduğu düşünülerek deneysel laparatomi yapıldı. Bu işlem sırasında böbreklerin birleşik olduğu ve hayvanın üretenlerinin de anormal yapıda olduğu gözlendi. Bu durumun hayva¬nın yaşamını olumsuz yönde etkileyeceği düşünülerek, hayvan sahibinin de isteği üzerine hayvana ötenazi uygulandı.In this case report hypospadiasis and urogenital anomaly in a Simmental breed calf have been evaluated. However the ventral part of the urethra, from perineal region to the tip of the preputium, has not been formed, testicles were prominently separated by septum scroti in the scrotum and they were formed inside a sac in clinical examination. The external urethral orifice was opened directly to the outside in perineal region. Besides, it was detected that penis and preputium were not formed. Considering that there was an anomaly in kidney and the urethers, experimental laparatomy was applied following the direct and indirect radiographies. It was seen that the left and right kidneys were bonded to each other and only one urether was inspected in laparatomy. Considering about the negative effects of this case, the animal was euthanized at the request of its owner
Evaluation of Patients Referred to the Surgery Clinic of Afyon Kocatepe University Veterinary Faculty: 1090 Cases (2001-2008)
Bu çalışmada 2001-2008 tarihleri arasında AKÜ Veteriner Fakültesi Cerrahi
Kliniğine getirilen hastaların değerlendirilmesi amaçlanmıştır. 1090 olgunun
%42,38’ini sığır, %35,04’ünü köpek, %10,55’ini kedi, %4,12’sini kanatlı
(%2,11 şahin, %1,46 pelikan, %0,45 baykuş, %0,09 deve kuşu), %4,03’ ünü
koyun-keçi, %3,21’ini at, %0,45’ini tavşan, %0,18’ini ceylan oluşturmuştur.
Tüm hastaların yıllara göre dağılımı incelendiğinde 2001 yılından 2008
yılına doğru sırasıyla %1,74, %1,74, %3,3, %9,08, %15,32, %21,46, %28,07
ve %19,17 olduğu görülmüştür. Hayvan türlerine göre sığırlarda eklem
hastalıkları, köpek, kedi, ceylan ve kanatlılarda kemik doku ve iskelet sistemi
lezyonları, atlarda travmatik lezyonlar, koyunlarda ayak hastalıkları, en
sık karşılaşılan hastalıklar olmuştur. Buzağılarda ise yüksek oranda göbek
lezyonu olduğu belirlenmiştir.This study aims at evaluating the patients referred to the surgery clinics of
Afyon Kocatepe University, Veterinary Faculty between 2001-2008. Of
1090 patients, 42,38% cattle, 35,04% dogs, 10,55% cats, 4,12% avian
species (2,11% falcon, 1,46% pelican, 0,45% owl and 0,09% ostrich),
4,03% sheep-goat, 3,21% horse, 0,45% rabbits and 0,18% antelope were
recorded. Distribution of patients according to the year from 2001 to 2008
was %1,74, %1,74, %3,3, %9,08, %15,32, %21,46, %28,07 and %19,17.
With respect to the animal species joint diseases in cattle; bone tissue and
skeleton lesions in dogs, cats, antelopes and avian species; traumatic lesions
in horses and foot diseases in sheep were the most commonly seen
disorders. Umbilical lesions were predominantly seen in calves
Anadolu Çoban Köpeğinde Nontravmatik Bilateral Hernia Uteri İnguinalis: Olgu Sunumu
A12- year old, multiparous Anatolian Shepherd dog was referred to
university hospital with vomiting and bilateral swelling which was close to
the vulva and occurred 2 years after the end of the last parturition and
enlarged within last 3 months. Swelling was very painfull and sensitive to
touch. The left enlargement was a pear-like shape, solid and measured
13x10 cm. whereas the right one was more solid and 3x2 cm in size. When
the bitch was lied down or pressure applied the swelling did not pass to the
abdominal cavity and inguinal rings were not palpable. A surgical
intervention was performed accordingly. To the authors’ knowledge, this is
the first case of bilateral hernia uteri inguinalis in as Anatolian Shepherd
Dog up to date.On iki yaşında olan bir multipar Anadolu Çoban köpeği, vulva kenarlarında
bilateral şişkinlik ve kusma şikayeti ile üniversite hastanesine getirildi.
Olgunun, son gebelikten 2 yıl sonra oluştuğu ve şişkinliğin son 3 ay
içerisinde büyüdüğü bildirildi. Şişkinliğin dokunmaya duyarlı ve ağrılı
olduğu gözlendi. Sol taraftaki şişkinliğin armut görünümünde, sert ve
13x10 cm boyutlarında, sağ taraftaki şişkinliğin ise oldukça sert ve 3x2 cm
boyutlarında olduğu tespit edildi. Şişkinliğin, köpek sırtüstü yatırılıp üzerine
basınç uygulandığında, abdominal boşluğa reddedilemediği ve inguinal
kanalların palpe edilemediği saptandı. Bu bulgulara dayanarak cerrahi
müdahale gerçekleştirildi. Sunulan olgu yazarlara göre bugüne kadar
Anadolu Çoban köpeklerinde rastlanılan ilk bilateral hernia uteri inguinalis
olgusudur