4 research outputs found

    Zautomatyzowane obrazowanie czynnościowe w optymalizacji opóźnienia przedsionkowo- -komorowego u chorych ze stymulatorem dwujamowym

    No full text
    Background: Optimisation of atrioventricular (AV) delay time has positive effects on left ventricular (LV) functions in patients with a DDD pacemaker. However, the method used for optimisation is still debated.Aim: To evaluate the effect of different AV delay times on various LV systolic performances by using automated functional imaging (AFI) in patients with a DDD pacemaker and preserved LV systolic function.Methods: The study population consisted of 40 patients with a DDD pacemaker implanted for third degree AV block and preserved LV systolic function (19 men; mean age 64.3 ± 10.9 years). During each pacing period, blood samples were taken for the measurement of B-type natriuretic peptide (BNP) levels, and telemetric and echocardiographic evaluations were performed to all patients. Also peak systolic global longitudinal strain (PSGLS) was calculated using the AFI method.Results: No significant differences except for LV outflow tract-velocity time integral (LVOT–VTI) were observed in pulse wave Doppler parameters with different AV delay times. PSGLS were better at 150 and 200 ms AV delay times compared to 100 ms (p < 0.001 for 100–150 ms and 100–200 ms). Similarly, LVOT–VTI values were significantly higher at 150 and 200 ms AV delay times compared to 100 ms (for 100–150 ms, p = 0.017 and for 100–200 ms, p = 0.013). Also there was a significant reduction in BNP levels at 150 ms and 200 ms compared to 100 ms AV delay time (for 100–150 ms, p = 0.001, and for 100–200 ms, p < 0.001).Conclusions: In patients with an implanted DDD pacemaker and preserved LV systolic function, increasing AV delay time has beneficial effects on LV systolic performance in the acute phase, as shown by the AFI method in our study. Wstęp: Optymalizacja opóźnienia przedsionkowo-komorowego (AV) ma korzystny wpływ na czynność lewej komory (LV) u pacjentów ze stymulatorem typu DDD. Jednak wybór stosowanej w tym celu metody nadal budzi wątpliwości.Cel: Celem niniejszego badania była ocena wpływu opóźnienia AV na czynność skurczową LV przy użyciu zautomatyzowanego obrazowania czynnościowego (AFI) u pacjentów ze stymulatorem typu DDD i zachowaną czynnością skurczową LV.Metody: Grupa badana składała się z 40 chorych ze stymulatorem typu DDD wszczepionym z powodu bloku AV III stopnia i z zachowaną czynnością skurczową LV (19 mężczyzn; średnia wieku 64,3 ± 10,9 roku). W czasie każdego okresu stymulacji pobierano próbki krwi w celu oznaczenia stężeń peptydu natriuretycznego typu B (BNP). U wszystkich chorych przeprowadzono ocenę telemetryczną i echokardiograficzną. Ponadto obliczono globalne maksymalne skurczowe odkształcenie podłużne (PSGLS), stosując metodę AFI.Wyniki: Nie stwierdzono istotnych różnic w parametrach uzyskanych w badaniu doplerem fali pulsacyjnej w zależności od zmian opóźnienia AV, z wyjątkiem całki prędkości przepływu w czasie dla drogi odpływu LV (LVOT–VTI). Wartości PSGLS były większe w przypadku opóźnienia AV wynoszącego 150 ms i 200 ms niż wtedy, gdy wynosiło ono 100 ms (p < 0,001 dla 100–150 ms i 100–200 ms). Również wartości LVOT–VTI były istotnie większe, gdy opóźnienie AV wynosiło 150 ms i 200 ms niż wtedy, gdy wynosiło ono 100 ms (p = 0,017 dla 100–150 ms i p = 0,013 dla 100–200 ms). Ponadto stwierdzono istotne zmniejszenie stężenia BNP przy opóźnieniu AV wynoszącym 150 ms i 200 ms w stosunku do wartości występujących przy100 ms (p = 0,001 dla 100–150 ms i p < 0,001 dla 100–200 ms).Wnioski: U chorych z wszczepionym stymulatorem typu DDD i zachowaną czynnością skurczową LV wydłużenie opóźnienia AV miało korzystny wpływ na czynność skurczową LV, co wykazano w niniejszym badaniu, stosując metodę AFI.

    Covid-19 Pandemi Raporu (20 Mart-20 Kasım 2020)

    No full text
    31 Aralık 2019 tarihinde Çin’de ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı etkileyen SARS-Coronavirus-2 etkenine bağlı COVID-19’un Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edildiği dönem ile eş zamanlı olarak, ülkemizde 11 Mart 2020’de ilk vaka bildirilmiştir. Hacettepe Üniversitesi Türkiye’nin salgınla mücadelesinde tüm birimlerindeki akademik ve idari personeli ile titiz bir süreç yürütmüş, öncü rolü ile Türkiye’de yürütülen mücadeleye birçok açıdan ciddi katkıda bulunmuştur.Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı COVID-19 Bilimsel Danışma Kurulu’nda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden dört öğretim üyesi yer almıştır. Türkiye’de yürütülen aşı çalışmalarında İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öncülük etmiştir. İlk COVID-19 hastamızı kabul ettiğimiz 21 Mart 2020 tarihinden itibaren de poliklinikler, yataklı servisler ve yoğun bakım ünitemizde yoğun bir şekilde mücadeleye devam etmekteyiz.Bu süreçte ülkemizde olduğu gibi bizde de çok sayıda sağlık çalışanımız COVID-19’a yakalandı, ülkemizde ciddi sayıda sağlık çalışanı kayıpları yaşadık. Yaşadığımız bu dönem bir yandan hekimler başta olmak üzere sağlık çalışanları için tarifi zor, hazin bir dönemdir, ancak diğer yandan da birbirimizi koruma, hastalıkla mücadele için dayanışma ve hoşgörünün her zamandan daha önemli olduğunu anladığımız bir dönemdir.Yüzyılda bir görülen bu salgının halen ülkemizde yoğun olarak yaşandığı ve tam olarak ne zaman sonlanacağının öngörülemediği bir dönemde tarihe not düşmek, geleceğe katkıda bulunmak adına hizmet ve eğitim fonksiyonlarını bir bütün halinde yürüten Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Göğüs Hastalıkları ve Kardiyoloji Anabilim Dalları olarak sekiz aylık dönemi bir rapor olarak sunmayı düşündük. Amacımız mücadele devam ederken, sınırlarımız dahilindeki bilgi birikimimiz ve tecrübelerimizi güncel bilgilerle birlikte derleyerek paylaşmak ve katkı sunmaktır.Üniversitemiz, Fakültemiz ve Hastane Yönetimleri ile bize destek olan araştırma görevlilerine, hemşirelerine ve tüm sağlık personeline, bu raporun hazırlanması ve düzenlenmesinde büyük emeği olan Prof. Dr. Ömrüm Uzun ve Prof. Dr. Mine Durusu Tanrıöver başta olmak üzere tüm öğretim elemanlarına ve de pandemi döneminin başından beri sosyal destek ve bu raporun basılması için kaynak sağlayan Hacettepe İç Hastalıkları Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği’ne (kısa adıyla Hacettepe İç Hastalıkları Derneği) teşekkürü borç bilir, raporumuzun yararlı olmasını dileriz.Prof. Dr. Arzu Topeli İskitİç Hastalıkları (Yoğun Bakım Bilim Dalı) Anabilim Dalı BaşkanıHacettepe Üniversitesi Hastaneleri Pandemi Kurulu Yoğun Bakım SorumlusuProf. Dr. Serhat Ünalİnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı BaşkanıHacettepe Üniversitesi Erişkin ve Onkoloji Hastaneleri İnfeksiyon Kontrol Komitesi Başkanı ve Pandemi Kurulu İnfeksiyon Kontrol Sorumlus
    corecore