5 research outputs found

    Mikrosferofakili bir olguda laser iridotomi sonuçları

    No full text
    [PS-891]Mikrosferofakili bir olguda laser iridotomi sonuçlarıMehmet Bedii Oğurel, Şerife Bayraktar, Emre Altınkurt, Belgin İzgiİstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, İstanbul8 yaşında kadın hasta az görme şikâyetiyle tarafımıza başvurmuştu. Dış merkezde 6 ay önce glokom tanısı almış, medikal tedavi başlanmış fakat 1 ay kullanıp ilaçlarını bırakmıştı. Özgeçmişinde herhangi bir özelliği olmayan hastanın soy geçmişinde ise dedede glokom öyküsü mevcuttu. Hastanın yapılan otorefraktometre ölçümünde sağ gözde -13.00(155 ̊ -2.75) sol gözde ise -15.00(40 ̊-1.50) refraksiyon kusuru vardı. Hastanın yapılan oftalmolojik muayenesinde tashihle en iyi düzeltilmiş görme keskinliği sağ ve sol gözde 0.4 seviyesindeydi. Biomikroskobik muayenesinde sağ/sol kornea saydam, ön kamara sığ, iris normal, pupilla yuvarlak, PR+/+ ve lensi saydam ve lensinin normalden daha kalın olduğu öne doğru pupilin içine doğru girdiği görüldü.Hastanın gözü fundus muayenesi için dilate edildiğinde lensinin mikrosferofakik olduğu tespit edildi. Gonyoskopik muayenesinde açının tamama yakın kapalı olduğu ve indentasyon ile ön sineşi bulunmadığı görüldü. Aksiyel uzunluk, lentiküler miyopiyi düşündürecek şekilde sağ gözde 20.91mm, sol gözde 20.94 mm olarak ölçüldü.Hastanın tonopen ile ölçülen göz içi basıncı sağda 40 mm Hg, solda ise 38 mm Hg bulundu. Fundus muayenesinde ise sağ/sol retina normal olup sağ da c/d oranı 0.7,solda ise c/d oranı 0.6 idi.Hastanın santral kornea kalınlığı sağ ve sol gözde 483µ bulundu.Hastanın her iki gözüne periferik laser iridotomi yapılması planlarak yapıldı ve sonrasında sağ GİB 19 mmHg’ya, sol GİB 18 mmHg’te düştü. Hastanın çekilen ön segment OCT’sinde de ön kamara derinliğinin arttığı ve açının rahatladığı görüldü.Anahtar Kelimeler:glokom, lentiküler miyopi, laser iridotomi,mikrosferofak

    EFFICACY AND SAFETY OF TRANSSCLERAL DIODE LASER CYCLOPHOTOCOAGULATION IN REFRACTORY GLAUCOMA PATIENTS WITH GOOD VISUAL ACUITY

    No full text
    The aim of this study is to evaluate the e!icacy and safety of transscleral diode laser cyclophotocoagulation (TSDLC) treatment in refractory glaucoma patients with good visual acuity (VA). Methods The medical records of patients who underwent TSDLC treatment with a follow-up period of at least six months and preoperative best-corrected VA (BCVA) levels of 6/12 or above according to the Snellen chart were analyzed retrospectively. Results Forty-five eyes of 42 (24 male/18 female) patients were included in the study. Three eyes were excluded from the analysis due to other complications (keratitis, macular degeneration, and gra" failure a"er cataract surgery). The mean age was 64.5 ± 18 years. The mean follow-up period was 28.4 ± 20.3 months. The mean BCVA values were 0.17 ± 0.11 logMAR preoperatively and 0.19 ± 0.12 logMAR at the postoperative last visit. The di!erence was not significant statistically (p = 0.226). Preoperative mean intraocular pressure (IOP) was 24.5 ± 5.3 mmHg and decreased to 15.3 ± 4.3 mm Hg (p<0.001) at six months and 16.3 ± 5.4 mm Hg at the last visit (p<0.001). However, the mean IOP at the last visit was significantly higher than the 6th months mean IOP (p = 0.043). This indicates that the e!ectiveness of TSDLC treatment decreases in the long term. The preoperative mean number of topical antiglaucomatous medication was 3.57 ± 0.63 and decreased to 2.73 ± 1.19 at six months and 2.85 ± 0.92 at the last visit (both, p<0.001), but no di!erence was observed between the 6th months and last visit (p=0.200). A"er TSDLC treatment, BCVA decreased two lines or more in 9 cases, but six of them (3 of them due to hypotonia and three of them due to cystoid macular edema) recovered to their preoperative values at the end of the 1st month. However, in 7 (16%) eyes TSDLC treatment was required for the second time, trabeculectomy was done in 3 (7%) eyes, and Ahmed glaucoma valve implantation was done in 2 (5%) eyes. No phthisis bulbi or persistent hypotonia developed during the follow-up period. Conclusions Transscleral diode laser cyclophotocoagulation is a relatively safe and e!ective treatment method in refractory glaucoma patients with good visual acuity. In our series, no severe loss of vision was observed during follow-up time and this is encouraging for the future studies

    Görme Keskinliği İyi Olan Direçli Glokom Olgularında Uygulanan Transskleral Diod Laser Siklofotokoagülasyonun Etkinliği ve Güvenilirliği

    No full text
    GİRİŞ VE AMAÇ:Çalışmamızın amacı en iyi düzeltilmiş görme keskinliği (EİDGK) iyi olan dirençli glokom olgularında TSDLS etkinliği ve güvenirliliğini değerlendirmek YÖNTEM:EİDGK Snellen eşeline göre 0,5 ve üzerinde ve en az 6 ay takip süresi olan hastalar retrospektif olarak analiz edildi.TSDLS öncesi ve sonrasında olguların; EİDGK,göz içi basıncı (GİB),topikal ve oral antiglokomatöz ilaç sayısı ve komplikasyonlar incelendi. BULGULAR:Çalışmaya 42 hastanın(24 erkek, 18 kadın) 45 gözü dahil edildi.3 hasta (3 göz) ek komplikasyonlar nedeniyle çalışmadan çıkarıldı. (keratit, makuler atrofi, katarakt cerrahisi sonrası grefon yetmezliği)Geri kalan 39 hastanın yaş ortalaması 64,76±17,49 idi.Takip süresi ortalama 28,4±20,4aydı.Tedavi öncesi EİDGK ortalama 0,71±0,17 iken tedavi sonrası 6.Ayda EİDGK 0,68±0,17 son kontrolde 0,67±0,17 idi.Tedaviden önce EİDGK Snellen eşelinden dönüştürülen LogMAR ortalaması 0.16±0.10 son kontrolde ise 0.18±0.12 idi.(p=0.226) Tedavi öncesi göz içi basıncı(GİB)ortalama 24.5±5.4 mmHg iken tedavinin 6.ayında 15.3±4.3mm Hg ve son kontrolde 16.3±5.4mm Hg idi.Ortalama topikal antiglokomatoz ilaç sayısı TSDLS öncesi 3,57±0,63 iken,6. Ayda 2,73±1,19 ve son kontrolde 2,85±0.92 idi.Dokuz olguda takip süresi sonunda EİDGK de 2 sıra ve üzeri azalma tespit edilmiştir. TSDLS sonrası 3 vakada geçici hipotoniye bağlı ve 3 olguda geçici kistoid maküla ödemine bağlı görme azalması olmuş,1. Ayın sonunda tedavi öncesi görme seviyesine ulaşılmıştır.TSDLS öncesi GİB ve ortalama topikal antiglokomatoz ilaç sayısı ile sonrası 6. Ay ve son kontroldeki GİB ve ortalama topikal antiglokomatoz ilaç sayısı arasında anlamlı fark saptanmıştır.(p<0.001) Son kontrolde 7 göze (%16) ikinci kez TSDLS uygulanması,3 göze (%0,07) trabekülektomi 2 göze(%0,04)Ahmed Glokom valvi implantasyonu yapılması gerekli oldu. TARTIŞMA VE SONUÇ:Transskleral diod lazer siklofotokoagülasyonun,EİDGK iyi olan dirençli glokom olgularında nispeten güvenli ve etkili bir yöntemdir.Bizim hastalarımızda uzun dönemde ciddi bir görme kaybına rastlanmamıştır

    İlginç bir oküler psödomelanom olgusu

    No full text
    Ali Ozan Işık, Mehmet Bedii Oğurel, Muhammed Aybars, Kemal Turgay Özbilen İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı, İstanbul GİRİŞ VE AMAÇ:İntraokuler kitle-koroidal malign melanom (kMM) ön tanısı ile kliniğimize refere edilen olgunun klinik özellikleri ve ayırıcı tanısını sunmak YÖNTEM:Olgu sunumu BULGULAR:Olgu; 64 yaş kadın hasta, dış merkez nöroloji tarafından blefarospazm tanısı ile botox enjeksiyonları yapılan olgunun şikayetlerinin artması üzerine kranial MR görüntülemesi yapılmış; “sağ bulbus oculi posterior duvarında 6x5 mm kitle” raporlanması üzerine aynı kurumun oftalmoloji kliniğine konsulte edilmiş ve burada kMM-intaoküler tümör ön tanısı düşünülmesi üzerine kliniğimize yönlendirilmiştir. Özgeçmişinde meme kanseri bulunan hastanın, çocukluğunda gözüne darbe aldığı ve az gördüğü öyküsü vardı. Görme keskinliği sağ gözde 10 cmps, solda ise 0.7 seviyesindeydi. Biyomikroskop bakısında sağ göz afakikti, solda nükleer skleroz vardı. Göz içi basınçlar 14 mmHg idi, fundus bakısında sağ optik disk soluk, retina atrofikti; pupilla arkasında altta etrafı dejenere ve likefiye vitre ile sarılı nonpigmente kubbe şeklinde içi yer yer kalsifiye kitlesel lezyon izlendi. Sol fundus normaldi. OCT’de sağ makula atrofik sol normaldi. USG’de sağ gözde 6x5 mm boyutunda kitle imajı görüldü, ancak alt sınırı retinadan ayrı idi, altında retina ve koroid intakttı. Oküler kMM öntanısıyla incelenen olguda, pigmentsiz kitle ve meme CA öyküsü nedeniyle soliter metastaz da ayırıcı tanıdaydı. Muayenede göz hareketleriyle kitlenin de hareketlenmesi, kubbe şeklinde izlenmesine rağmen USG’de retinadan ayrı olması, muntazam şekli ve yüksek iç reflektansı, afakik olmasına rağmen göz içi cerrahi öyküsünün olmaması nedenleriyle vitreusa disloke (lukse) olmuş kristalin lens tanısı konuldu TARTIŞMA VE SONUÇ:Erişkin yaşta en sık görülen primer göz içi malign tümör kMM’dir ve bunların %25’i pigmentsizdir. Psödomelanom ise kMM’yi taklit eden klinik antitelere verilen genel bir addır. kMM tanısı hemen daima klinik ile konulur ve ayırıcı tanısı hayatidir. Detaylı bir anamnezin, muayene ve görüntüleme yöntemleri kadar önemli olduğu aklıda tutulmalıdır
    corecore