60 research outputs found

    Esomeprazole and pantoprazole enhance the antiproliferative effects of cisplatin on the human neuroblastoma SH-SY5Y cell line

    Get PDF
    Background: Proton pump inhibitors (PPIs) largely used a drug to treat gastroesophageal disease such as gastric ulcers. Moreover, in recent years, several studies suggest that PPIs have an important anti-cancer effect in monotherapy and or combination with chemotherapy. The aim of this study was to investigate whether esomeprazole and pantoprazole exhibit anti-cancer effect alone or could enhance chemosensitivity on the human neuroblastoma cell line SH-SY5Y to cisplatin.Methods: The human neuroblastoma SH-SY5Y cells were cultured and treated with different concentrations of esomeprazole, pantoprazole, and cisplatin alone. Also, these cells exposed to cisplatin+ esomeprazole and cisplatin + pantoprazole combinations, respectively and incubated 24 h. The antiproliferative activities of the (PPIs) alone or in a combination of cisplatin was evaluated using the XTT colorimetric assay.Results: According to experimental data, neither PPIs showed no cytotoxicity on the human neuroblastoma cell line SH-SY5Y at all concentrations. However, when combined with cisplatin separately, they were found to have significant antiproliferative effects on the human neuroblastoma SH-SY5Y cell lines when compared to cell lines treated with cisplatin alone (p<0.05).Conclusions: Taken together, the inhibition of V-ATPase via esomeprazole and pantoprazole might enhance the chemosensitivity of cisplatin on the human neuroblastoma cell line SH-SY5Y. However, further studies are needed to be able to utilize PPIs in human neuroblastoma cells

    Kağıt üretiminde CaCO3 dolgu maddesinin kimyasal tutunması üzerine bir araştırma

    Get PDF
    Hammadde sıkıntısının ileri boyutlarda yaşandığı kağıt/karton endüstrisinde, çok çeşitli dolgu maddeleri farklı oranlarda kağıt ve karton üretiminde, selüloz lif kullanımını azaltma yanında çok çeşitli fonksiyonlar için tercih edilmektedir. Hamur süspansiyonuna ıslak partide katılan bir dolgu maddesinin, elek üzerinde yüksek oranda kalması, kağıt/karton içerisinde homojen dağılması ve liflere iyi tutunması arzu edilir. Bu araştırmanın birinci aşamasında, uzun polimer ve inorganik bir polielektrolitin, eski kağıt işleyen bir kağıt fabrikasının atık suyunu arıtma seviyeleri incelenmiştir. İkinci aşamada ise bu kimyasalların dolgu tutunmasına katkısı tek tek ve beraber araştırılmıştır. %60/40 oranında harman yapılmış ağartılmış uzun ve kısa elyaf kağıt hamurları kademeli olarak 45 shopper (ºSR) değerine gelene kadar işlenmiştir. Diğer taraftan dolgu olarak kalsiyum karbonat seyreltik olarak saf su içerisinde homojen bir şekilde dağıtılmış ve farklı oranlarında katılım gerçekleştirilerek çok sayıda el kağıtları üretilmiştir. Üretilen kağıtlara ilk aşamada hiçbir kimyasal katılmadan, özellikle dolgu tutunmaları ve kağıtların bazı özellikleri takip edilmiştir. Tutunma seviyesi hassas olan %30 dolgu içeren el kağıtları, devam eden aşamalarında, sırasıyla katyonik uzun polimer ve yeni geliştirilmiş olan kısa bir inorganik polielektrolitin farklı oranlarda ayrı ayrı ve beraber katılımları ile üretilmiştir. Polimerlerin tek katıldığı gruplarda tutunmanın azaldığı birlikte kullanıldığı grupta tutunmanın en iyi sonucu verdiği gözlenmiştir. Sonuçlar, kağıt kalitesi ve çevre açısından tartışılmıştır. Anahtar kelimeler: Beyaz elyaf, Kalsiyum karbonat, Tutunma, Polielektrolit, Su kirlenmes

    Ghrelin Levels and Postnatal Growth in Healthy Infants 0-3 Months of Age

    Get PDF
    Objective: The effect of ghrelin on growth of the newborn has long been argued, but not fully clarified. In this study, we aimed to investigate the relationship between ghrelin levels and growth parameters in the first 3 months of life

    Evaluation of the rate of thrombocytosis in lower respiratory tract and upper urinary system ınfections

    Get PDF
    Alt solunum yolu enfeksiyonları ve üst üriner sistem enfeksiyonlarında trombositoz oranlarının çıkarılması ve degerlendirilmesi amaçlanmıstır. Bu çalısmada “GATAHaydarpasa Egitim Hastanesi Çocuk Klinigi'nde” 1 Ocak 2006- 1 Ocak 2009 yılları arasında yatırılarak tedavi verilen 20 alt solunum yolu enfeksiyonu (ASYE) ve 22 üst üriner sistem enfeksiyonu (ÜÜSE) tanısı alan hastanın dosyaları retrospektif olarak incelendi. Reaktif trombositoz, genel olarak kabul gören trombosit sayısının 500.000/mm üzeri olması kabul edildi. Istatistiksel veriler SPSS 13.0 ile degerlendirildi. Çalısmamızda trombositoz tanı anında üst üriner sistem enfeksiyonlarında daha fazla bulundu (ASYE %25, ÜÜSE %36). Üst üriner sistem enfeksiyonlarında en sık üreyen mikroorganizma Escherichia coli (n:12 %54) olarak tespit edildi. Çalısmamızda, alt solunum yolu enfeksiyonu ve üst üriner sistem enfeksiyonunda tanı anında görülen reaktif trombositoz ile hastalık siddeti karsılastırılmıs, arasında istatistiksel olarak anlamlı bir iliski bulunamamıstır.To evaluate the rates of thrombocytosis in lower respiratory tract (LRTI) and upper urinary system infections (UUSI). In this study, rates of thrombocytosis were evaluated in patients hospitalized and treated with the diagnosis of LRTI (n=20) or UUSI (n=22) in “GATA Haydarpasa Teaching Hospital, Department of Pediatrics” between 2006-2009, retrospectively. Reactive thrombocytosis is defined as the platelet count over 500.000/mm . Statistical analysis was performed by SPSS forWindows version 13.0. p'0.05 was accepted as statistically significant. Thrombocytosis was found to be higher in the UUSI (%36) at the time of the diagnosis compared to the LRTI group (25%). The most common microorganism identified in the UUSI was Escherichia coli (n=12, 54%). There was no significant relationship between the reactive thrombocytosis observed at the time of the diagnosis and the severity of the disease in theLRTI and the UUSI

    A Simple Procedure may Cause Severe Results

    Get PDF
    Capillary blood sampling via a heel puncture is a common procedure performed on hospitalized neonates. If not performed properly, a heelstick can lead to complications. The clinical and financial impact of complications can be significant. Also in some situations, the procedure could be complicated with skin infections, hematomes, soft tissue infections, arthritis and osteomyelitis. We report an infant complicated with arthitis and soft tissue infection secondary to heel puncture and we want to emphesize the importance of neonatal procedures

    Evaluation of the vasorelaxant effect of Sugammadex on the arterial smooth muscle in rats

    No full text
    Although NMBAs (Neuro Muscular Blocking Agents) have been used for a long time, postoperative residual curarization is still a significant problem. Nowadays, an agent named Sugammadex is used for the reversal of curarization. It has been presented as a safer agent than its predecessor, neostigmine. The main purpose of this study is to investigate the effects of Sugammadex on rat thoracic aorta and enlighten the mechanism of action and potential benefits in surgical operations with general anesthesia. Twenty Wistar albino rats were used for the experiments. Thoracic aorta segments have been removed and mounted to the organ bath. Contraction and relaxation responses were presented as a percentage of phenylephrine (3x10-5 M) contraction. After recording contractile responses of Sugammadex (10-8-10-4 M), relaxation responses of Sugammadex (10-8-10-4 M) have been recorded both in the presence and absence of L-NAME (3x10-5 M) (Potent Nitric Oxide Sentase Inhibitor). Finally, relaxation responses of sugammadex-rocuronium have been recorded. Sugammadex caused slightly noticeable and concentration-dependent contraction on isolated thoracic aorta strips. Sugammadex also caused potent and concentration-dependent relaxation on isolated rat thoracic aorta. The relaxation response caused by Sugammadex has been diminished significantly in the presence of L-NAME. Administration of rocuronium with Sugammadex did cause neither relaxation nor any additional contractile effect on isolated rat thoracic aorta strips. Sugammadex is a promising agent in reversing rocuronium-induced neuromuscular block. Although the adverse effects of this agent are not studied in detail, it seems Sugammadex is safer than neostigmine. The side effects of anesthetic agents are one of the main problems of surgical procedures, including neurosurgery, gynecology, and obstetrics. Especially acute hypotension may be fatal in neurosurgery and gynecological operations. Sugammadex should be used carefully in adjusted and individualized doses to avoid hypotension-related adverse effects. [Med-Science 2023; 12(3.000): 629-34

    Akciğer kanserli hastalarda farklı tedavi planlama tekniklerinin hedef hacim ve kritik organ dozları açısından karşılaştırılması

    No full text
    Akciğer kanseri, görülme sıklığı bakımından ülkemizde ve dünyada en yüksek sıklığa sahip bir kanser türüdür. Günümüz akciğer kanseri radyoterapi tedavisinde kullanılan konvansiyonel ve konformal radyoterapi tekniklerinin yanında, yoğunluk ayarlı radyoterapi (IMRT) ve hacimsel yoğunluk ayarlı radyoterapi (VMAT) gibi yeni tedavi teknikleri de kullanılmaktadır. IMRT ve VMAT gibi tekniklerin diğer tekniklerden en önemli farkı, istenilen doz dağılımına ulaşabilmek için optimizasyon yapılmasıdır. Optimizasyon, hedef hacim (HH) ve kritik organ (KO) dozlarının istenilen seviyeye getirilmesi için yapılan iteratif hesaplama konseptine dayanır. Her bir iterasyon sırasında ideal doz hacim grafiği (DVH) ve ideal akı haritası yaratılır. DVH ve ideal akı istenen değerlere ulaştığında, optimizasyon tamamlanır, sistem gerçek DVH ve gerçek akıyı hesaplamak için 3 boyutlu (3B) hesaplama işlemini gerçekleştirir. 3B hesaplamaların ardından elde edilen sonuç, optimizasyon sırasında elde edilen sonuç ile karşılaştırıldığında çok ciddi bir fark göstermektedir. Optimizasyonda elde edilen ideal DVH, ideal akı ile 3B hesaplama sonunda elde edilen gerçek DVH ve gerçek akı arasındaki bu ciddi farkın temel sebebi, optimizasyon sırasında heterojenite etkisi, yaprak geçirgenliği, yaprak sızıntısı, efektif SSD gibi gerçek durum ile ilgili parametrelerin iterasyon sırasında hesaba katılmaması, diğer taraftan 3B hesaplarında ise dahil edilmesidir. Bu bağlamda, optimizasyon kaynaklı, gerçeğe yaklaşamama problemini, ilk hesap sırasında elde edilen gerçek akıyı, temel plan olarak tanımlayıp, bu plan optimizasyonun içine yerleştirilerek ideal DVH, ideal akı ile gerçek DVH ve gerçek akı arası farkları en aza indirmektedir. Bu çalışmada 12 çeşit temel plan yöntemi IMRT ve VMAT olarak ikiye ayrılmış ve kendi içlerinde araştırılmıştır: İlk grupta karşılaştırmak için orijinal IMRT planı yaratılmıştır. Ayrıca; 5 farklı plan oluşturulmuştur; 1)Orijinal IMRT planı kendi kopyasından yaratılan IMRT planı için temel alınmıştır. 2) Orijinal IMRT 'de DVO3 özelliği olan intermediate doz hesabı yapıldı. 3) Orijinal IMRT planı, farklı IMRT açılı plan ile temel alınmıştır. 4) Konformal plan orijinal IMRT planı ile temel alınmıştır. 5) Orijinal IMRT, eş ağırlıklar kullanılarak temel IMRT planı ile toplandı. İkinci grupta ise karşılaştırmak için orijinal VMAT planı yaratıldı. Ayrıca 5 farklı plan oluşturulmuştur; 1) Orijinal VMAT, kendi kopyasından yaratılan VMAT planı için temel alınmıştır. 2) Orijinal VMAT planı, PRO3 özelliği olan intermediate doz hesabı yapıldı. 3) Orijinal VMAT planı, IMRT planı ile temel alınmıştır. 4) Konformal plan orijinal IMRT planı ile temel alınmıştır. 5) Orijinal VMAT planı, eş ağırlıklar kullanılarak temel VMAT planı ile toplanmıştır. Bu çalışmada tasarlanan temel planlar için 15 küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastası (KHDAK) kullanılmış ve PTV için Dmin, Dmax, Dmean, V110%, V107%,V95%, CI, HI, orijinal planlar ve farklı temel alınan 5 plan için elde edilen değerler ile karşılaştırılmıştır. KO olarak akciğeriçinV5Gy, V10Gy, V20Gy, V30Gy, Dmean; Spinal kord için Dmax, D1cc; Kalp için, V30Gy, V40Gy, V45Gy,V60Gy,Dmean; Özefagus için V55Gy, V66Gy,Dmean değerleri incelenmiştir. IMRT grubu için, orijinal IMRT planına aynı IMRT planı temel alınarak yapılan planlar, PTV kriterleri açısından en üstün sonucu vermiş ve diğer planlara göre bakılan bütün kriterlerde anlamlı farklılık oluşturmuştur. (Tüm kriterler için p<0.001). Akciğer için incelenen değerler temel alınan IMRT planında daha üstün çıkmış, orijinal IMRT planına göre V5Gy ve V10Gy değerlerinde anlamlı fark göstermiştir. (Sırasıyla p =0.027, p =0.014). Özefagus için bakılan V55Gy, V66Gy, Dmean kriterlerinde anlamlı fark sağlamıştır (p =0.001, p=0.001, p= 0.001) Kalp için anlamlı fark sadece V60Gy veDmean kriterleri için çıkmıştır. (Sırasıyla p =0.037, p =0.032). Spinal kordda incelenen Dmax, D1cc kriterlerinde de anlamlı fark çıkmıştır. (Sırasıyla p=0.019, p=0.014) VMAT grubu için, orijinal VMAT planına aynı VMAT planı temel alınarak yapılan planlar ile intermadiate VMAT ile yapılan temel plan en üstün olarak ortaya çıkmıştır. Bu temel planlar PTV kriterleri açısından daha üstün sonucu vermiş ve diğer planlara göre bakılan bütün kriterlerde anlamlı farklılık oluşturmuştur. (Tüm kriterler için p<0.001). Akciğer için incelenen değerlerde konformal temeli VMAT planı daha üstün çıkmış, orijinal VMAT planına göre V5Gy ve V10Gy değerlerinde anlamlı fark göstermiştir.(Sırasıyla p =0.011, p =0.037). Özefagus için temel VMAT planı, orijinal VMAT planından daha üstün çıkmış, bakılan V55Gy, V66Gy, Dmean kriterlerinde anlamlı fark sağlamıştır (p =0.001, p=0.001, p= 0.001) Kalp için intermadiate VMAT temel planı, orijinal VMAT planına göre daha üstün çıkmış ve anlamlı fark sadece V30Gy ve V40Gy kriterleri için çıkmıştır. (Sırasıyla p =0.010, p =0.044). Spinal kordda sadece D1cckriterindeVMAT temel planı orijinal VMAT planından daha üstün çıkmış ve anlamlı fark bulunmuştur. (p=0.032) Elde edilen bulgular ışığında hangi tür optimizasyon ile başlanırsa başlansın, temel planlama tekniği gerçek akıyı istenen düzeye getirme konusunda başarılıdır ve bunu optimizasyon sırasında gerçekleştirdiği için alternatifi yoktur. Her teknik çok başarılı olmasına rağmen, optimizasyon yapıldığında IMRT temelli IMRT planı aralarındaki en iyi yöntem olarak diğerlerinden üstün olduğu gözlenmiştir ve optimizasyonlarda kullanılmalıdır. VMAT açısından incelediğimizde ise konformal temelli VMAT veya intermadiate VMAT planları diğerlerinden üstün çıkmıştır ve kullanılmalıdır. Sonuç olarak temel planlama tekniklerinin hepsi KHDAK hastalarında orijinal konformal, orijinal IMRT veya VMAT planlarına göre HH ve KO dozları bakımından üstünlük sağlamıştır

    Akciğer kanserli hastalarda farklı tedavi planlama tekniklerinin hedef hacim ve kritik organ dozları açısından karşılaştırılması

    No full text
    Akciğer kanseri, görülme sıklığı bakımından ülkemizde ve dünyada en yüksek sıklığa sahip bir kanser türüdür. Günümüz akciğer kanseri radyoterapi tedavisinde kullanılan konvansiyonel ve konformal radyoterapi tekniklerinin yanında, yoğunluk ayarlı radyoterapi (IMRT) ve hacimsel yoğunluk ayarlı radyoterapi (VMAT) gibi yeni tedavi teknikleri de kullanılmaktadır. IMRT ve VMAT gibi tekniklerin diğer tekniklerden en önemli farkı, istenilen doz dağılımına ulaşabilmek için optimizasyon yapılmasıdır. Optimizasyon, hedef hacim (HH) ve kritik organ (KO) dozlarının istenilen seviyeye getirilmesi için yapılan iteratif hesaplama konseptine dayanır. Her bir iterasyon sırasında ideal doz hacim grafiği (DVH) ve ideal akı haritası yaratılır. DVH ve ideal akı istenen değerlere ulaştığında, optimizasyon tamamlanır, sistem gerçek DVH ve gerçek akıyı hesaplamak için 3 boyutlu (3B) hesaplama işlemini gerçekleştirir. 3B hesaplamaların ardından elde edilen sonuç, optimizasyon sırasında elde edilen sonuç ile karşılaştırıldığında çok ciddi bir fark göstermektedir. Optimizasyonda elde edilen ideal DVH, ideal akı ile 3B hesaplama sonunda elde edilen gerçek DVH ve gerçek akı arasındaki bu ciddi farkın temel sebebi, optimizasyon sırasında heterojenite etkisi, yaprak geçirgenliği, yaprak sızıntısı, efektif SSD gibi gerçek durum ile ilgili parametrelerin iterasyon sırasında hesaba katılmaması, diğer taraftan 3B hesaplarında ise dahil edilmesidir. Bu bağlamda, optimizasyon kaynaklı, gerçeğe yaklaşamama problemini, ilk hesap sırasında elde edilen gerçek akıyı, temel plan olarak tanımlayıp, bu plan optimizasyonun içine yerleştirilerek ideal DVH, ideal akı ile gerçek DVH ve gerçek akı arası farkları en aza indirmektedir. Bu çalışmada 12 çeşit temel plan yöntemi IMRT ve VMAT olarak ikiye ayrılmış ve kendi içlerinde araştırılmıştır: İlk grupta karşılaştırmak için orijinal IMRT planı yaratılmıştır. Ayrıca; 5 farklı plan oluşturulmuştur; 1)Orijinal IMRT planı kendi kopyasından yaratılan IMRT planı için temel alınmıştır. 2) Orijinal IMRT ‘de DVO3 özelliği olan intermediate doz hesabı yapıldı. 3) Orijinal IMRT planı, farklı IMRT açılı plan ile temel alınmıştır. 4) Konformal plan orijinal IMRT planı ile temel alınmıştır. 5) Orijinal IMRT, eş ağırlıklar kullanılarak temel IMRT planı ile toplandı. İkinci grupta ise karşılaştırmak için orijinal VMAT planı yaratıldı. Ayrıca 5 farklı plan oluşturulmuştur; 1) Orijinal VMAT, kendi kopyasından yaratılan VMAT planı için temel alınmıştır. 2) Orijinal VMAT planı, PRO3 özelliği olan intermediate doz hesabı yapıldı. 3) Orijinal VMAT planı, IMRT planı ile temel alınmıştır. 4) Konformal plan orijinal IMRT planı ile temel alınmıştır. 5) Orijinal VMAT planı, eş ağırlıklar kullanılarak temel VMAT planı ile toplanmıştır. Bu çalışmada tasarlanan temel planlar için 15 küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastası (KHDAK) kullanılmış ve PTV için Dmin, Dmax, Dmean, V110%, V107%,V95%, CI, HI, orijinal planlar ve farklı temel alınan 5 plan için elde edilen değerler ile karşılaştırılmıştır. KO olarak akciğeriçinV5Gy, V10Gy, V20Gy, V30Gy, Dmean; Spinal kord için Dmax, D1cc; Kalp için, V30Gy, V40Gy, V45Gy,V60Gy,Dmean; Özefagus için V55Gy, V66Gy,Dmean değerleri incelenmiştir. IMRT grubu için, orijinal IMRT planına aynı IMRT planı temel alınarak yapılan planlar, PTV kriterleri açısından en üstün sonucu vermiş ve diğer planlara göre bakılan bütün kriterlerde anlamlı farklılık oluşturmuştur. (Tüm kriterler için p<0.001). Akciğer için incelenen değerler temel alınan IMRT planında daha üstün çıkmış, orijinal IMRT planına göre V5Gy ve V10Gy değerlerinde anlamlı fark göstermiştir. (Sırasıyla p =0.027, p =0.014). Özefagus için bakılan V55Gy, V66Gy, Dmean kriterlerinde anlamlı fark sağlamıştır (p =0.001, p=0.001, p= 0.001) Kalp için anlamlı fark sadece V60Gy veDmean kriterleri için çıkmıştır. (Sırasıyla p =0.037, p =0.032). Spinal kordda incelenen Dmax, D1cc kriterlerinde de anlamlı fark çıkmıştır. (Sırasıyla p=0.019, p=0.014) VMAT grubu için, orijinal VMAT planına aynı VMAT planı temel alınarak yapılan planlar ile intermadiate VMAT ile yapılan temel plan en üstün olarak ortaya çıkmıştır. Bu temel planlar PTV kriterleri açısından daha üstün sonucu vermiş ve diğer planlara göre bakılan bütün kriterlerde anlamlı farklılık oluşturmuştur. (Tüm kriterler için p<0.001). Akciğer için incelenen değerlerde konformal temeli VMAT planı daha üstün çıkmış, orijinal VMAT planına göre V5Gy ve V10Gy değerlerinde anlamlı fark göstermiştir.(Sırasıyla p =0.011, p =0.037). Özefagus için temel VMAT planı, orijinal VMAT planından daha üstün çıkmış, bakılan V55Gy, V66Gy, Dmean kriterlerinde anlamlı fark sağlamıştır (p =0.001, p=0.001, p= 0.001) Kalp için intermadiate VMAT temel planı, orijinal VMAT planına göre daha üstün çıkmış ve anlamlı fark sadece V30Gy ve V40Gy kriterleri için çıkmıştır. (Sırasıyla p =0.010, p =0.044). Spinal kordda sadece D1cckriterindeVMAT temel planı orijinal VMAT planından daha üstün çıkmış ve anlamlı fark bulunmuştur. (p=0.032) Elde edilen bulgular ışığında hangi tür optimizasyon ile başlanırsa başlansın, temel planlama tekniği gerçek akıyı istenen düzeye getirme konusunda başarılıdır ve bunu optimizasyon sırasında gerçekleştirdiği için alternatifi yoktur. Her teknik çok başarılı olmasına rağmen, optimizasyon yapıldığında IMRT temelli IMRT planı aralarındaki en iyi yöntem olarak diğerlerinden üstün olduğu gözlenmiştir ve optimizasyonlarda kullanılmalıdır. VMAT açısından incelediğimizde ise konformal temelli VMAT veya intermadiate VMAT planları diğerlerinden üstün çıkmıştır ve kullanılmalıdır. Sonuç olarak temel planlama tekniklerinin hepsi KHDAK hastalarında orijinal konformal, orijinal IMRT veya VMAT planlarına göre HH ve KO dozları bakımından üstünlük sağlamıştır
    corecore