8 research outputs found

    Çocuk Hastalarda Avulsiyon Nedeniyle Kaybedilmiş Anterior Dişler Yerine Uygulanan Farklı Tedavi Yaklaşımları: 3 OLGU SUNUMU

    Get PDF
    Avulsiyon sık görülen görülen ciddi bir yaralanma tipidir. Avulse dişler uzun dönem takibi sonucu kaybedilebilir veya replantasyon gerçekleşmeyebilir. Bu durum avülse dişlerin yerine çocuklarda büyüme ve gelişmeyi olumsuz etkilemeyecek şekilde çeşitli tedaviler uygulamayı gerektirmektedir. Bu vaka raporunda üst kesici dişlerini avulsiyon sonrası kaybetmiş 3 farklı hastaya uygulanan tedavi yaklaşımları sunulmuştur. İlk olguda kaza yerinde dişleri kaybolmuş hastaya diş ilaveli hareketli yer tutucu yapılmıştır. Fakat işbirliği sağlanamamış, sabit yer tutucuya geçilmesine karar verilmiştir. İkinci olguda avulse dişiyle kliniğe başvurmuş hastanın dişi replante edilmiştir. 2 yıllık takip sonucu eksternal rezorpsiyon gözlenen dişin çekimi gerçekleşmiş ve yerine fiberle güçlendirilmiş adeziv köprü uygulaması yapılmıştır. Üçüncü olguda avulse 12 numaralı dişi replante edilememiş 10 yaşındaki erkek hastaya diş ilaveli hareketli yer tutucu yapılmıştır. Bu hastaların farklı tedavi yaklaşımlarıyla estetik , fonetik ,gelişimsel ihtiyaçları karşılanmıştır

    COVID-19 Pandemic Estimated End Date in Turkey

    No full text
    Amaç:&nbsp;Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19)’nın asemptomatik bireyler tarafından da yayılabilmesi nedeniyle, asemptomatik taşıyıcıları saptamak COVID-19 pandemi mücadelesinde kilit noktadır. Bu çalışma ile asemptomatik bireylerde operasyon/girişimsel işlem öncesi gönderilen COVID-19 polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) test pozitiflik oranına dikkat çekmek ve pandeminin sönümlenme zamanı hakkında tahmini bir süre belirlemek amaçlanmıştır.Yöntemler:&nbsp;Çalışmaya 1 Temmuz – 31 Ekim 2020 tarihleri arasında infeksiyon hastalıkları yönünden asemptomatik olan ve operasyon ya da girişimsel işlem öncesi COVID-19 PZR testi gönderilen, 18 yaş üstü tüm hastalar dahil edildi. COVID-19 PZR pozitifliğinin süresi ortalama 20 gün&nbsp;&nbsp;kabul edilip, pandeminin pik yaptığı Nisan ayından itibaren kitle bağışıklık eşiği olan %67’ye ulaşma süreleri hesaplandı. Hastalar pikin yaşandığı ve yaşanmadığı dönemlerde olmalarına göre iki gruba ayrıldı ve COVID-19 PZR pozitiflik oranları belirlendi. 2021 yılında pik gerçekleşmeyeceği, bir veya iki pik gerçekleşeceği öngörülerine göre üç farklı senaryoda kitle bağışıklığına ulaşma süreleri hesaplandı.&nbsp;Bulgular:&nbsp;Çalışmaya COVID-19 açısından asemptomatik olan ve preoperatif veya girişimsel işlem öncesi PZR testi yapılan 1070 hasta dahil edildi. Yaş ortancası 54.1 yıl (18-94) ve %59.8’i erkekti. Hastaların 55 (%5.14)’inde PZR pozitifliği saptandı. Çalışmanın yapıldığı ve COVID-19 piki görülmeyen aylarda olgu insidans oranları ortalaması %0.76 (2/263), pik gözlenen aylarda ise %6.57 (53/807) bulundu. Bu oranlar pik görülen ve görülmeyen aylar için referans olarak alındı.&nbsp;&nbsp;1 Nisan’dan itibaren 20 günlük periyotlarla pik dönemlerine denk gelen aylara %6.57 oranı, diğer aylara ise %0.76 oranı eklenerek, kitle bağışıklık sınırı olarak kabul edilen %67’ye ulaşılma zamanı hesaplandı. Nisan 2020’den sonra iki pik yaşanması nedeni ile günümüze kadar ulaşılan kitle bağışıklık oranı hesaplanmıştır. Bu tarihten itibaren hiç COVID-19 piki gerçekleşmez ise olası pandemi sönümleme zamanı Mart 2022 ve tek pik gerçekleşirse Mayıs 2021 olarak saptandı.Sonuçlar:&nbsp;Çalışmamız verileri ile tahmini bir pandemi sönümleme zamanı verilse de, alınan önlemler ve kısıtlamalarla insidansın dalgalanması, re-infeksiyon riski, virusun yeni mutasyonlara açık olması ve aşılama programlarının başlaması pandemi sönümleme zamanının tahminini güçleştirmektedir.</p

    Olgu Sunumu: Granulicatella Adiacens‘in Etken Olduğu Bir Subakut Endokardit Vakası

    No full text
    P-066 Olgu Sunumu: Granulicatella Adiacens‘in Etken Olduğu Bir Subakut Endokardit Vakası Merve Sancar Yetikcan, Zeynep Türe Yüce, Ayşe Karabulut, Pınar Sağıroğlu, Gamze Kalın Ünüvar, Orhan Yıldız, Bilgehan Aygen Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Kayseri Amaç İnfektif endokardit (İE); endokart yüzeyinin, doğal veya protez kalp kapaklarının tutulumu ile giden çoğunlukla bakteriyel bir enfeksiyondur. Tedavisinde başarılı olabilmek için fizik muayene, görüntüleme ve mikrobiyolojik çalışmalara dayalı erken tanı önemlidir. Akut veya subakut oluşu hastayı karşımıza farklı kliniklerle getirebilir. Subakut İE çok daha non spesifik semptomlarla sinsi olarak seyreder. Bu nedenle tanı koymak zorlaşabilir. İE’e neden olan en sık etkenler stafilokoklar, viridans streptokoklar ve enterokoklardır. Granulicatella Adiacens, İE ‘e neden olabilecek etkenler arasında son derece nadir görülür. Granulicatella cinsi, streptokok benzeri bakterilerden biridir. Oral, genital ve intestinal mukozanın normal flora üyesi olup nadiren hastalık oluşturur. Bu olguda Granulicatella adiacens’in neden olduğu bir subakut İE hastasının sunulması amaçlandı. Olgu Bilinen kronik hastalığı olmayan, 42 yaşında erkek hasta;1 yıl önce ateş, üşüme, titreme, kilo kaybı, eklem ağrıları şikâyetiyle dahiliye polikliniğine başvurmuş. C reaktif protein (CRP) yüksekliği olması ve enfeksiyon odağı saptanmaması üzerine romatolojiye yönlendirilmiş. Erişkin Başlangıçlı Still Hastalığı ön tanısıyla Metotraksat 20 mg başlanmış. Yanıt alınamaması üzerine Tocilizumab 800 mg ve metilprednizolon 16 mg’a geçilmiş. Ateş ataklarının devam etmesi üzerine hematolojik maligniteler açısından hematolojiye yönlendirilmiş. Yapılan kemik iliği biyopsisinde patoloji saptanmamış. Kemik iliğinden gönderilen kan kültüründe Granulicatella adiacens (penisilin/ linezolid/ meropenem duyarlı, siprofloksasin/ seftriakson dirençli) üremesi olması üzerine hasta enfeksiyon hastalıkları polikliniğine yönlendirildi. Ateş, üşüme, titreme, halsizlik, gece terlemesi şikayetleri devam ediyordu. Fizik muayenede ateşi 39 °C, diğer vital bulguları stabildi. Tüm kalp dinleme odaklarında 3/6 üfürümü mevcuttu. Diğer f izik muayene bulguları doğaldı. Laboratuar sonuçlarında beyaz küre sayısı 23.970 mm³, nötrofil sayısı 21.530 mm³, CRP 50 mg/L, prokalsitonin 0.29 mg/L olarak saptandı. Ateş, kalpte üfürüm ve kemik iliğinden alınan kan kültüründe üreme olan hastada transtorasik ekoardiyografi (TTE)’de mitral valv prolapsusu (MVP), korda tendinea rüptürü ve mitral kapakta vejetasyon saptandı. Hasta subakut İE tanısıyla yatırıldı. 3 set kan kültürü alınarak Ampisilin 6x2 gr ve Gentamisin 3x80 mg başlandı. İmmünsüpresif tedavileri kesildi. Ateş ve CRP yanıtı alınan hastanın iv tedavisi 14 güne tamamlanarak oral amoksisilin-klavulonik asit ile taburcu edildi. Taburculuk sonrası MVP ve korda rüptürü nedeniyle opere edildi. Poliklinik kontrollerinde oral tedavisi 4 haftaya tamamlanarak kesildi. Sonuç Subakut İE tanı ve tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Kliniğin non spesifik olması tanıyı zorlaştırır. Uzun süreli açıklanamayan ateşi olan hastalarda İE ‘in ayırıcı tanılar arasında yer alması erken tanı ve tedavi için oldukça önemlidir. Anahtar Kelimeler: subakut endokardit, granulicatella adiacens, vejetasyon, mitral kapa</p
    corecore