13 research outputs found

    Farklı antiseptik taşıyıcı ve kalsiyum hidroksit kombinasyonlarının doku çözücü etkinliğinin incelenmesi

    Get PDF
    Amaç: Bu in vitro çalışmanın amacı farklı antiseptik taşıyıcı - kalsiyum hidroksit (KH) kombinasyonlarının sığır dokusu üzerindeki doku çözücü etkinliğini değerlendirmektir.Gereç ve Yöntemler: Yeni kesilmiş sığır damağından doku örnekleri elde edildi. Benzer şekilli 170 adet doku örneği hazırlandı. Örnekler önceden tartılan mikrosantrifüj tüplerine yerleştirildi ve 55 °C’de 18 saat kurutuldu. Başlangıç ağırlıkları hassas terazi ile ölçüldü. KH tozu; gliserin – distile su karışımı (7:1), Octenisept, Savlex, Klorheksidin (CHX) ya da sodyum hipoklorit (NaOCl) ile karıştırıldı. Hazırlanan kanal içi medikamentler (KM), doku örnekleri içeren tüplere yerleştirildi ve 20 sn vortekslendi. Örnekler 37 °C’de %100 nemlilikte KH+gliserin-distile su, KH+Octenisept, KH+Savlex, KH+CHX ya da KH+NaOCl karışımlarının içerisinde, 1, 3 ve 7 gün boyunca inkübe edildi, sonrasında 5 ml distile su ile yıkandı. Örnekler tekrar 55 °C’de 18 saat kurutuldu ve son kuru ağırlıkları ölçüldü. Doku ağırlık kaybı yüzdesi hesaplandı ve veriler tek yönlü varyans analizi ve Tukey testleri kullanılarak analiz edildi.Bulgular: KH+CHX, KH+NaOCl ve KH+Octenisept grupları, KH+Savlex ve KH+gliserin-distile su gruplarına göre sığır damak dokusunu daha iyi çözmüştür (P < 0.05). KH+Octenisept karışımı 3 günlük inkübasyon periyodunda daha iyi doku çözücü etkinlik sergilemiştir.Sonuç: KH’yi %5.25’lik NaOCl, %2’lik CHX ya da Octenisept ile karıştırarak kullanmak pulpa artıklarını çözmek bakımından klinisyenler için daha avantajlı olacaktır

    Çeşitli Antiseptik Taşıyıcılarla Karıştırılan Kalsiyum Hidroksitin Enterococcus faecalis üzerindeki Antimikrobiyal Etkinliği

    Get PDF
    Amaç: Bu in vitro çalışmanın amacı farklı antiseptik taşıyıcı-kalsiyum hidroksit (KH) kombinasyonlarının Enterococcusfaecalis(E. faecalis) ile enfekte kök kanallarındaki antibakteriyel etkinliğini dentin blok modeli kullanarak test etmektir.Gereç ve Yöntemler: Kalsiyum hidroksit ile karıştırılmak üzere kullanılan taşıyıcılar gliserin distile su karışımı (7:1), oktenidinhidroklorit, %2’lik klorheksidinglukonat, %15’lik setrimit + %1.5’luk klorheksidinglukonat, %5.25’lik sodyum hipoklorittir. Altmış adet çekilmiş insan dişi örnekleri hazırlandı. Elli-beş tane kök segmenti E. faecalis ile 2 hafta boyunca enfekte edildi. Örnekler 5 deney grubu (n=10) ve pozitif kontrol grubuna (n=5) ayrıldı. Antiseptik-kalsiyum hidroksit karışımları 7 gün boyunca kök kanallarında bekletildi. Beş örnek sterilliği kontrol etmek için kullanıldı (negatif kontrol). Gates glidden frezler (# 3, 4, 5) yardımıyla kanal duvarlarından elde edilen dentin örnekleri fosfat-tamponlu salin (PBS) ve cam boncuk içeren şişelere aktarıldı ve 30 sn vortekslendi.  Bakteri içeren PBS’e seri dilüsyon yapıldı. Her bir dilüsyondan 25 μL halinde damlalar tripton soya agar plakları üzerine ekildi ve 37°C ‘de 48 saat inkübe edildi. Görünür koloni sayıları incelendi ve log10 değerlerine dönüştürüldü. İstatistiksel analiz için Kruskal-Wallis ve Mann Whitney-U testleri kullanıldı.Bulgular: Negatif kontrol grubunda bakteri üremesi görülmezken pozitif  kontrol grubunun bütün örneklerinde bakteri üremesi gözlemlenmiştir (log103,47 CFU ml-1). Deney grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05).  KH +%2 klorheksidin ve KH+ setrimit-klorheksidin gruplarında E. faecalis biyofilmi tamamen elimine edilmiştir.  Sonuçlar: Setrimit-klorheksidin, oktenidin hidroklorit ve sodyum hipoklorit gibi çeşitli antiseptik ajanlar kalsiyum hidroksit ile karıştırılarak kullanıldığında kök kanallarından E. faecalis’i elimine etmede etkili bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: antimikrobiyal,  E. faecalis,  kök dentini,  kanal-içi medikamen

    Modifiye Üçlü Antibiyotik Patının Uzaklaştırılmasında Fotonla İndüklenmiş Fotoakustik Dalgalanma ile Farklı İrrigasyon Aktivasyon Rejimlerinin Kombinasyonunun Karşılaştırılması

    Get PDF
    Amaç: Bu çalışmanın amacı, kök kanallarından modifiye üçlü antibiyotik patının (mTAP) çıkarılmasında foton kaynaklı fotoakustik dalgalanma (PIPS) tekniği ile farklı irrigasyon aktivasyon rejimlerinin kombinasyonunun etkinliğini karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntemler: Yüz beş adet çekilmiş insan mandibular-premolar dişler ProTaper döner eğe kullanarak prepare edildi. Kök kanalları mTAP medikamenti ile dolduruldu ve 4 hafta sonra kökler kullanılan irrigasyon rejimlerine göre rastgele 7 gruba (n=15) ayrıldı: Self-Adjusting File (SAF), Pasif-Ultrasonik-İrrigasyon (PUI) , EndoAktivatör (EA), SAF+EA, SAF+PUI, PUI+EA, PIPS. 3 dişte mTAP kaldırılmadı (pozitif kontrol) ve diğer 3 diş mTAP ile doldurulmadı (negatif kontrol). Kökler uzunlamasına ikiye ayrıldı ve kalan mTAP miktarı, 4 dereceli bir skorlama sistemi kullanılarak 20x büyütme ile değerlendirildi. Veriler Kruskal-Wallis ve Mann-Whitney U testleri kullanılarak değerlendirildi. Bulgular: Tüm deney grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edildi. PIPS, SAF, SAF+EA ve SAF+PUI, mTAP'yi kök kanalından çıkarmada PUI ve PUI+EA'dan önemli ölçüde daha iyi performans gösterdi (P=0.000). EA orta etkinlik gösterdi. Apikal ve orta üçte birlik kısımda PUI ve PUI+EA ve koronal üçte birlik kısımda PUI önemli ölçüde daha kötü performans gösterdi (

    Wettability of AH Plus on root dentin treated with irrigation solutions with conventional methods or PIPS activation

    No full text
    Amaç: Bu in vitro çalışmanın amacı; epoksi rezin içerikli kökkanal patının (AH Plus) sodyum hipoklorit (NaOCl), klorheksidin glukonat (CHX), etilendiamintetraasetik asit (EDTA) yıkama solüsyonlarının geleneksel yöntemle ya da foton indüklüfotoakustik dalgalanma (PIPS) aktivasyon tekniğiyle uygulandığı dentin yüzeyini ıslatabilirliğini değerlendirmektir.Gereç ve Yöntem: Bu çalışma için 60 adet tek köklü diş hazırlandı ve dişler silikon ölçü maddesi içerisine sabitlendi. Silikonsertleştikten sonra dişler bukkolingual yönde dikey olarak ikiparçaya ayrıldı. Bir yarım diş örneği tekrar silikon içerisine yerleştirildi. Örnekler 6 deney grubuna ayrıldı (n10) ve şu yıkama prosedürleri uygulandı: Grup 1, NaOCl; Grup 2, CHX; Grup3, EDTA; Grup 4, NaOClPIPS; Grup 5, CHXPIPS; Grup 6, EDTAPIPS. İşlem görmeyen diğer yarım diş örneklerinden rastgele seçilen 10 tanesi kontrol grubu olarak kullanıldı ve distilesu içerisinde bekletildi. Bir damla kök kanal patı her bir kurudentin yüzeyine damlatıldı. Kanal patı ve kök dentini arasındaki temas açısı dinamik temas açısı ölçüm cihazıyla belirlendi.Veriler, tek yönlü varyans analizi ile istatistiksel olarak analizedildi.Bulgular: Ortalama temas açısı değerleri NaOCl grubunda60.93, CHX grubunda 57.77, EDTA grubunda 64,61 olupdeney grupları ve kontrol grubunun temas açıları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (p0,05). Yıkamasolüsyonlarının PIPS ile aktivasyonu AH Plus’ın ıslatma davranışını değiştirmemiştir (p 0,05).Sonuç: Bu in vitro çalışmanın sınırları dahilinde yıkama solüsyonunun türü ve uygulama metodu AH Plus’ın ıslatma davranışını etkilememiştir.Aim: The aim of this in vitro study was to evaluate the wetting behavior of epoxy-resin based sealer (AH Plus) on rootdentine treated with sodium hypochlorite (NaOCl), chlorhexidine gluconate (CHX) and ethylene diamine tetra acetic acid(EDTA) with conventional methods or photon-induced photoacoustic streaming (PIPS) combination.Materials and Methods: Sixty single rooted teeth were prepared and fixed in silicone impression material. After setting,teeth were sectioned vertically on buccolingual direction.One half was removed and the other half was placed into thesilicone. Then, the samples were divided into 6 groups (n10)and following irrigation procedures were applied: Group 1,NaOCl; Group 2, CHX; Group 3, EDTA, Group 4, NaOClPIPS;Group 5, CHXPIPS; Group 6, EDTAPIPS. Untreated halvesof randomly selected ten teeth were used as control and incubated in distilled water. One droplet of sealer was placedon each dried sample. Dynamic Contact Angle Analyzer wasused to measure contact angle between sealer and root dentin. Data was statistically analyzed using the one-way ANOVA test.Results: The mean contact angle value was 60.93 in NaOCl group, 57.77 in CHX group, 64,61 in EDTA group andthere was no statistically significant difference betweencontact angles in experimental groups and control group(p0,05). PIPS activation of irrigation solutions did not significantly change wetting behavior of AH Plus (p0,05).Conclusion: Within the limitations of this in vitro study,wetting behavior of AH Plus on dentin, was not affectedby the type of the irrigation solution or application technique

    Tissue dissolving capacity of various new antiseptic vehicle -calcium hydroxide combinations

    No full text
    Amaç: Bu in vitro çalışmanın amacı farklı antiseptik taşıyıcı - kalsiyum hidroksit (KH) kombinasyonlarının sığır dokusu üzerindeki doku çözücü etkinliğini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Yeni kesilmiş sığır damağından doku örnekleri elde edildi. Benzer şekilli 170 adet doku örneği hazırlandı. Örnekler önceden tartılan mikrosantrifüj tüplerine yerleştirildi ve 55 C'de 18 saat kurutuldu. Başlangıç ağırlıkları hassas terazi ile ölçüldü. KH tozu; gliserin - distile su karışımı (7:1), Octenisept, Savlex, Klorheksidin (CHX) ya da sodyum hipoklorit (NaOCl) ile karıştırıldı. Hazırlanan kanal içi medikamentler (KM), doku örnekleri içeren tüplere yerleştirildi ve 20 sn vortekslendi. Örnekler 37 C'de %100 nemlilikte KHgliserin-distile su, KHOctenisept, KHSavlex, KHCHX ya da KHNaOCl karışımlarının içerisinde, 1, 3 ve 7 gün boyunca inkübe edildi, sonrasında 5 ml distile su ile yıkandı. Örnekler tekrar 55 C'de 18 saat kurutuldu ve son kuru ağırlıkları ölçüldü. Doku ağırlık kaybı yüzdesi hesaplandı ve veriler tek yönlü varyans analizi ve Tukey testleri kullanılarak analiz edildi. Bulgular: KHCHX, KHNaOCl ve KHOctenisept grupları, KHSavlex ve KHgliserin-distile su gruplarına göre sığır damak dokusunu daha iyi çözmüştür (P 0.05). KHOctenisept karışımı 3 günlük inkübasyon periyodunda daha iyi doku çözücü etkinlik sergilemiştir. Sonuç: KH'yi %5.25'lik NaOCl, %2'lik CHX ya da Octenisept ile karıştırarak kullanmak pulpa artıklarını çözmek bakımından klinisyenler için daha avantajlı olacaktır.Background: The aim of this in vitro study was to evaluate tissue dissolution ability of various new antiseptic vehicle and calcium hydroxide combinations on bovine tissue. Methods: Tissue specimens were obtained from freshly dissected bovine palates. One hundred and seventy tissue samples of similar form were prepared. Specimens were placed in preweighted 1.5 ml microcentrifuge tubes and desiccated at 55C for 18 hour. Initial dry weights were measured with an analytic balance. Calciumhydroxide powder were mixed as follows in Group 1: Glycerin with distilled water (7:1 ratio); Group 2: Octenisept; Group 3: Savlex; Group 4: 2% Chlorhexidine (CHX); or Group 5: NaOCl and filled into the tubes containing the tissues and vortexed for 20 seconds. Specimens were incubated at 37C in 100% humidity for 1, 3 and 7 days and then were carefully rinsed with 5 mL distilled water and blotted dry. Samples were desiccated at 55C for 18 hour and final dry weights were measured. Percentage of tissue weight loss was calculated and statistically analyzed by using one way analysis of variance and Tukey tests. Results: Mixing calcium hydroxide with chlorhexidine, 5.25% NaOCl and Octenisept dissolved the tissue more effectively than calcium hydroxide and Savlex and glycerin/water mixtures (P0.05). Calcium hydroxide and Octenisept mixture demonstrated better tissue dissolving properties after 3 days of incubation. Conclusion: Mixing calcium hydroxide with 5.25% NaOCl, 2% CHX or Octenisept could be more advantageous for the clinicians in dissolving pulp tissue remnants

    Antimicrobial activity of calcium hydroxide mixed with various antiseptic vehicles on Enterococcus faecalis

    No full text
    Çeşitli antiseptik taşıyıcılarla karıştırılan kalsiyum hidroksitin Enterococcus faecalis üzerindeki antimikrobiyal etkinliği Amaç: Bu in vitro çalışmanın amacı farklı antiseptik taşıyıcı - kalsiyum hidroksit (KH) kombinasyonlarının Enterococcus faecalis (E. faecalis) ile enfekte kök kanallarındaki antibakteriyel etkinliğini dentin blok modeli kullanarak test etmektir. Gereç ve Yöntemler: Altmış adet çekilmiş insan dişi örnekleri hazırlandı. Elli-beş tane kök segmenti E. faecalis ile 2 hafta boyunca enfekte edildi. Örnekler 5 deney grubuna ayrıldı (n10) ve şu KH - antiseptik taşıyıcı karışımları uygulandı: Grup 1, KH gliserin - distile su (7:1); Grup 2, KH Octenisept; Grup 3, KH %2'lik klorheksidin glukonat (CHX); Grup 4, KH Savlex; Grup 5, KH %5.25'lik sodyum hipoklorit (NaOCl). Antiseptik-KH karışımları 7 gün boyunca kök kanallarında bekletildi. Beş örnek sterilliği kontrol etmek için (negatif kontrol), beş örnek de pozitif kontrol olarak kullanıldı. Gates glidden frezler (# 3, 4, 5) yardımıyla kanal duvarlarından elde edilen dentin örnekleri fosfat-tamponlu salin (PBS) ve cam boncuk içeren şişelere aktarıldı ve 30 sn vortekslendi. Bakteri içeren PBS'ye seri dilüsyon yapıldı. Her bir dilüsyondan 25 ?L halinde damlalar tripton soya agar plakları üzerine ekildi ve 37C'de 48 saat inkübe edildi. Görünür koloni sayıları incelendi ve log10 değerlerine dönüştürüldü. İstatistiksel analiz için Kruskal-Wallis ve Mann Whitney-U testleri kullanıldı. Bulgular: Negatif kontrol grubunda bakteri üremesi görülmezken pozitif kontrol grubunun bütün örneklerinde bakteri üremesi gözlemlenmiştir (log10 3,47 CFU ml-1 ). Deney grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p0.05). KH CHX ve KH Savlex gruplarında E. faecalis biyofilmi tamamen elimine edilmiştir. Sonuç: Savlex, Octenisept ve NaOCl gibi çeşitli antiseptik ajanlar KH ile karıştırılarak kullanıldığında kök kanallarından E. faecalis'i elimine etmede etkili bulunmuştur.Background: The aim of this in vitro study was to test disinfection ability of different new antiseptic vehicle-calcium hydroxide (CH) combinations in root canals infected with Enterococcus faecalis using a dentin block model. Methods: Sixty extracted human root samples were prepared. Fifty-five root segments were infected with E. faecalis for two weeks. Then, the samples were divided into 5 groups (n10) and following calcium hydroxide and antiseptic vehicle combinations were applied: Group 1, CH glycerin with distilled water (7:1); Group 2, CH Octenisept; Group 3, CH 2% chlorhexidine gluconate (CHX), Group 4, CH Savlex; Group 5, CH 5.25% sodium hypochlorite (NaOCl). Antiseptic-calcium hydroxide mixtures were applied for seven days. Five samples were used to check the sterility (negative control) and five samples were used as positive control. Dentin samples were obtained from the walls with gates-glidden burs (# 3, 4, 5) and transferred to vials with PBS/glass beads and vortexed for 30 sec. PBS with resuspended enterococci was then diluted. Droplets of 25 ?L from each dilution were inoculated on tryptic soy agar plates and incubated at 37C for 48 hour. Visible colonies from appropriated dilutions were counted and transformed to log10. Kruskal-Wallis and Mann Whitney-U test was used for the statistical analysis. Results: The negative control group remained free of growth, whereas the positive control group showed log10 CFU ml-1 of 3.47. No significant difference was observed among the test groups (p0.05). All E. faecalis cells were eliminated from the root canals in CH CHX and CH Savlex groups. Conclusion: The present study demonstrated the effectiveness of various antiseptic agents; Savlex, Octenisept, and NaOCl when used in mixing calcium hydroxide as vehicles in the elimination of E. faecalis from the root-canals

    Evaluation of the dental anxiety-fear levels of dental faculty students

    No full text
    Amaç: Diş hekimliği fakültesi 1., 2., 3. ve 4. sınıflar arasındaki dental anksiyete-korku seviyelerini karşılaştırmalı olarak değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Diş hekimliği fakültesinde eğitim gören 1. sınıf (n66), 2. Sınıf (n59), 3.sınıf (n60) ve 4. sınıf öğrencilerinin (n49) dental girişimlere karşı olan anksiyete ve korku seviyelerini ölçmek için anketler uygulandı. Bu anketler Modifiye Dental Anksiyete Skalası (MDAS) ve Dental Korku Skalası’ydı (DKS). MDAS skorları 19 olanlar yüksek anksiyete seviyesi olduğu düşünüldü. DKS skorlarına göre; 80 puan üstü aşırı yüksek anksiyeteli, 60-80 puan arası yüksek anksiyeteli, 4060 puan arası ılımlı anksiyeteli ve 40 puanın altı düşük anksiyeteli olarak değerlendirildi. Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için IBM SPSS Statistics 22 programı kullanıldı. Bulgular: Bu çalışma; 79’u (%33.8) erkek ve 155’i (%66.2) kadın olmak üzere toplam 234 öğrenci üzerinde yapılmıştır. Öğrencilerin DKS skorları 19 ile 89 arasında değişmekteydi. Birinci sınıfların DKS puan ortalamaları, diğer sınıflardan anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur (p:0,011). Öğrencilerin MDAS skorları 5-20 arasında değişmekte olup, öğrenciler arasında %3.8’inde yüksek dental anksiyete görülmüştür. Gruplar arasında MDAS puan ortalamaları açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p:0,206). Sonuç: Birinci sınıf öğrencilerinin dental anksiyete ve korku düzeyleri diğer sınıflara göre daha yüksek bulundu. Hem eğitim seviyesinin hem de diş hekimliği eğitiminin, dental anksiyete ve korku seviyesinin azalmasında etkili olabileceğini göstermektedir.Background: The purpose of this study was to compare dental anxiety- fear levels between first, second, third and fourth year dental students. Methods: In order to evaluate the level of dental anxiety and fear against dental interventions, questionnaires were applied to first year (n66), second year (n59), third year (n60) and fourth year (n49) dental students. Thesequestionnaires were Modified Dental Anxiety Scale (MDAS) and Dental Fear Scale (DFS).Students whose MDAS score value was 19 were considered as highly anxious.DFS’s score were evaluated as 80 points above extreme high-anxious, 60-80 points between the high-anxious, 40-60 points between moderate anxious and under 40 pointslow-anxious. Statistical analysis was performed using IBM SPSS Statistics 22 (IBM SPSS, Turkey) for statistical analysis. Results: This study was conducted on 234 (79 male (33.8%) and 155 female (66.2%)) dental students. DFS’s scores of the students ranged from 19 to 89. DFS score values were found to be significantly greater for the first year dental students compared to the other year students (p:0.011). MDAS’s scores of the students ranged from 5 to 20. High dental anxiety was seen 3.8% among all students.There was no statistically significant difference between groups in the MDAS average points. Conclusion: First-year students of dental anxiety and fear levels were found to be higher than other classes. Results of the present study suggest that both level of education and dental education may have an influence on reducing the level of dental anxiety and fear

    Interfacial characteristics of BIOfactor MTA and Biodentine with dentin

    No full text
    The objective of this study was to characterize the interface between dentin and MTA-Angelus (Angelus, Londrina, Brasil), Biodentine (Septodont, France) and BIOfactor MTA (Imicryl, Konya, Turkey) using scanning electron microscopy (SEM), energy disperse X-ray spectroscopy (SEM-EDS) and confocal laser scanning microscopy (CLSM). Fifteen dentin segments were obtained from previously extracted single-rooted human teeth. Canal lumens were instrumented with diamond burs and then randomly filled with MTA-Angelus, Biodentine or BIOfactor MTA and placed in distilled water or Hanks' Balanced Salt Solution (HBSS) for 28-days. The samples were examined with SEM and the thickness of the interfacial layer measured. SEM-EDS analysis was performed to determine principal elemental composition of the material, dentin, and interfacial area. The marginal adaptation of cements to dentin was assessed by confocal microscopy and the percentage of material penetration was calculated. An interfacial layer was evident in approximately 70% of SEM images in both MTA-Angelus and BIOfactor samples. The thickness of interfacial layer was significantly higher in HBSS than in distilled water for all groups. MTA Angelus resulted in the thickest interfacial layer in distilled water while Biodentine had the thickest interfacial layer in HBSS. Calcium levels within the BIOfactor MTA–dentin interface were higher than both dentin and cement. Dentin penetration was higher in BIOfactor MTA and silicon was evident in all material-dentin interfaces. All calcium silicate-based materials promoted the formation of an interfacial layer. BIOfactor MTA exhibited promising characteristics with its good marginal adaptation even though it presented a moderately thick interfacial layer. Research Highlights: A distinguishable interfacial layer was observed in most of the samples within the BIOfactor MTA, MTA-Angelus and Biodentine groups. The elemental constitution of the interfacial layer was different from that of the calcium silicate based materials. © 2022 Wiley Periodicals LLC

    DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN DENTAL ANKSİYETE-KORKU DÜZEYLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

    No full text
    Amaç: Diş hekimliği fakültesi 1., 2., 3. ve 4. sınıflar arasındaki dental anksiyete-korku seviyelerini karşılaştırmaktırGereç ve Yöntemler:Diş hekimliği fakültesi öğrencilerinin dental girişimlere karşı olan anksiyete ve korku seviyelerini ölçmek için Modifiye Dental Anksiyete Skalası (MDAS) ve Dental Koaku Skalası (DKS) uygulandı. MDAS skorları ≥19 olanlar yüksek anksiyete seviyesi olduğu düşünüldü. Bulgular:Birinci sınıfların DKS puan ortalamaları, diğer sınıflardan anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur (p:0,011). Öğrencilerin MDAS skorları 5-20 arasında değişmekte olup (ort=10.32±3.59) %3.8’inde yüksek dental anksiyete görülmektedir. Gruplar arasında MDAS puan ortalamaları açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p:0,206).Sonuçlar:Bu çalışmanın sonucu; diş hekimliği eğitiminin, dental anksiyete ve korku seviyesinin azalmasında etkili olabileceğini göstermektedir.  Anahtar Kelimeler:Anksiyete, korku, diş hekimliği öğrenciler
    corecore