21 research outputs found

    Epistemolojik İnancın Eleştirel Düşünme ve Üstbiliş ile İlişkisinin Yapısal Eşitlik Modeli ile İncelenmesi

    Get PDF
    In this study, it was aimed to examine the partial mediating effect of metacognitive awareness level in the relationship between critical thinking dispositions and epistemological beliefs of university students. It was proposed that students’ critical thinking dispositions may affect their epistemological beliefs and metacognition may have a partial mediating effect in this relationship. A model that shows the possible relationships among variables was constructed and this measurement model was tested by structural equation modeling. Three different instruments were administered to 425 university students enrolled in various departments and faculties of Ege University in order to collect data about critical thinking dispositions, metacognitive awareness and epistemological beliefs. Results of structural equation modeling supported the proposed model. Based on these findings, it can be said that students’ critical thinking dispositions effect their epistemological beliefs and metacognition variable is a partially mediating variable. Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin eleştirel düşünme eğilimleri ve epistemolojik inançları arasındaki ilişkide üstbiliş farkındalık düzeyinin kısmi aracılık etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimlerinin epistemolojik inançlarını etkileyeceği ve üstbilişin bu ilişkide kısmi aracı bir etkiye sahip olduğu ileri sürülmüştür. Çalışmada söz konusu değişkenler arasındaki olası ilişkileri gösteren bir model kurulmuş ve bu model yapısal denklem modellemesi kullanılarak test edilmiştir. Ege Üniversitesinin çeşitli fakülte ve bölümlerinde öğrenim görmekte olan toplam 425 öğrencinin eleştirel düşünme eğilimleri, üstbiliş farkındalıkları ve epistemolojik inançları hakkında bilgi edinebilmek amacıyla çalışma grubuna üç farklı ölçüm aracı uygulanmıştır. Yapısal denklem modeli sonuçları, çalışmada önerilen modeli desteklemektedir. Buna göre; öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimlerinin epistemolojik inançlarını etkilediği modelde üstbiliş değişkeninin kısmi aracı değişken niteliğinde olduğu söylenebilir.

    Öğretmenlerin Çokkültürlü Yeterlik Algıları ile Ahlaki Olgunluk/Yargı ve Kişilik Özellikleri Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi

    Get PDF
    Bu araştırma değişkenler arasındaki ilişkileri olduğu gibi tanımlamaya çalışan ilişkisel tarama türündedir. Bu çalışmada öğretmenlerin algılanan çokkültürlü yeterlikleri, ahlaki olgunluk/yargı ve kişilik özellikleri arasındaki ilişkiler incelenmeye çalışılmıştır. Çalışmada farklı düzeylerde görev yapan 372 öğretmenden veri toplanmıştır. Verilerin toplanabilmesi için üç ayrı ölçek kullanılmıştır. Öğretmenlerin çokkültürlü yeterlik algılarını ölçmek için Başbay ve Kağnıcı (2011) tarafından geliştirilen “Çokkültürlü Yeterlik Algıları Ölçeği”; ahlaki olgunluk/yargı düzeyini ölçmek için Türkçe’ye Çiftçi (1997) tarafından uyarlanan “Ahlaki Yargı Testi” ve kişilik özelliklerini ölçmek için Atak (2013) tarafından Türkçe’ye uyarlanan “On-Maddeli Kişilik Ölçeği”nden yararlanılmıştır. Araştırmada çoklu-gösterge-çoklu-neden (MİMİC) modeli kullanılmıştır. MIMIC modeli, araştırma soruları doğrultusunda, kişilik puanlarının çokkültürlü yeterlik algılarını doğrudan ve ahlaki yargı değişkeni üzerinden dolaylı olarak etkileyip etkilemediğini sınamak için kurulmuştur. Sonuçlar incelendiğinde ahlaki yargı puanlarının diğer değişkenler ile yeteri kadar yüksek bir korelasyona sahip olmadığı görülmüştür. Analiz sonucunda ahlaki yargı ile algılanan çokkültürlü yeterlikler ve kişilik özellikleri arasında anlamlı bir ilişki bulunamamışken, kişilik ve çokkültürlü yeterlik algıları arasında güçlü bir ilişki olduğu görülmüştür

    Epistemolojik inancın eleştirel düşünme ve üstbiliş ile ilişkisinin yapısal eşitlik modeli ile incelenmesi

    No full text
    In this study, it was aimed to examine the partial mediating effect of metacognitive awareness level in the relationship between critical thinking dispositions and epistemological beliefs of university students. It was proposed that students’ critical thinking dispositions may affect their epistemological beliefs and metacognition may have a partial mediating effect in this relationship. A model that shows the possible relationships among variables was constructed and this measurement model was tested by structural equation modeling. Three different instruments were administered to 425 university students enrolled in various departments and faculties of Ege University in order to collect data about critical thinking dispositions, metacognitive awareness and epistemological beliefs. Results of structural equation modeling supported the proposed model. Based on these findings, it can be said that students’ critical thinking dispositions effect their epistemological beliefs and metacognition variable is a partially mediating variable.Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin eleştirel düşünme eğilimleri ve epistemolojik inançları arasındaki ilişkide üstbiliş farkındalık düzeyinin kısmi aracılık etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimlerinin epistemolojik inançlarını etkileyeceği ve üstbilişin bu ilişkide kısmi aracı bir etkiye sahip olduğu ileri sürülmüştür. Çalışmada söz konusu değişkenler arasındaki olası ilişkileri gösteren bir model kurulmuş ve bu model yapısal denklem modellemesi kullanılarak test edilmiştir. Ege Üniversitesinin çeşitli fakülte ve bölümlerinde öğrenim görmekte olan toplam 425 öğrencinin eleştirel düşünme eğilimleri, üstbiliş farkındalıkları ve epistemolojik inançları hakkında bilgi edinebilmek amacıyla çalışma grubuna üç farklı ölçüm aracı uygulanmıştır. Yapısal denklem modeli sonuçları, çalışmada önerilen modeli desteklemektedir. Buna göre; öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimlerinin epistemolojik inançlarını etkilediği modelde üstbiliş değişkeninin kısmi aracı değişken niteliğinde olduğu söylenebilir

    Analysing the relationship of critical thinking and metacognition with epistemological beliefs through structural equation modeling

    No full text
    Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin eleştirel düşünme eğilimleri ve epistemolojik inançları arasındaki ilişkide üstbiliş farkındalık düzeyinin kısmi aracılık etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimlerinin epistemolojik inançlarını etkileyeceği ve üstbilişin bu ilişkide kısmi aracı bir etkiye sahip olduğu ileri sürülmüştür. Çalışmada söz konusu değişkenler arasındaki olası ilişkileri gösteren bir model kurulmuş ve bu model yapısal denklem modellemesi kullanılarak test edilmiştir. Ege Üniversitesinin çeşitli fakülte ve bölümlerinde öğrenim görmekte olan toplam 425 öğrencinin eleştirel düşünme eğilimleri, üstbiliş farkındalıkları ve epistemolojik inançları hakkında bilgi edinebilmek amacıyla çalışma grubuna üç farklı ölçüm aracı uygulanmıştır. Yapısal denklem modeli sonuçları, çalışmada önerilen modeli desteklemektedir. Buna göre; öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimlerinin epistemolojik inançlarını etkilediği modelde üstbiliş değişkeninin kısmi aracı değişken niteliğinde olduğu söylenebilir.In this study, it was aimed to examine the partial mediating effect of metacognitive awareness level in the relationship between critical thinking dispositions and epistemological beliefs of university students. It was proposed that students’ critical thinking dispositions may affect their epistemological beliefs and metacognition may have a partial mediating effect in this relationship. A model that shows the possible relationships among variables was constructed and this measurement model was tested by structural equation modeling. Three different instruments were administered to 425 university students enrolled in various departments and faculties of Ege University in order to collect data about critical thinking dispositions, metacognitive awareness and epistemological beliefs. Results of structural equation modeling supported the proposed model. Based on these findings, it can be said that students’ critical thinking dispositions effect their epistemological beliefs and metacognition variable is a partially mediating variable

    Öğrenme-Öğretme Sürecinde Sosyal Medya Kullanımı

    No full text
    Sosyal medya ortamlarından Blogger ve Facebook, kullanım kolaylığı ve ücretsiz olması nedeniyle yaygın şekilde kullanılmaktadır. Söz konusu ağların eğitimi desteklemek amacıyla kullanımı ve bu konudaki araştırmaların giderek arttığı dikkate alındığında söz konusu uygulamalara ilişkin bir örnek durumun incelenmesi ve öğrenen tepkilerinin ortaya çıkartılmaya çalışılması önemli görülmektedir.  Bu doğrultuda uygulaması 14 hafta süren araştırmanın amacı; öğrenenlerin öğretme-öğrenme sürecinde sosyal medya kullanımına ilişkin görüşlerini belirlemektir. Tek desenli durum çalışması niteliğinde olan bu araştırma 2012-2013 eğitim-öğretim yılı güz döneminde Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesinde yürütülmekte olan Doktora Formasyon Programı kapsamındaki Gelişim ve Öğrenme dersinde yapılmıştır. Bu dönemde dersi alan ve farklı enstitülerde doktora programlarına kayıtlı 10 erkek ve 8 kadın olmak üzere toplam 18 öğrenci araştırmaya katılmıştır. Araştırmada veriler anket yoluyla çevrimiçi olarak işlemden önce ve sonra olmak üzere iki aşamada toplanmıştır. Dersler sınıf ortamındaki paylaşımların yanı sıra sosyal medya ortamlarındaki etkinliklerle de yürütülmüştür. Verilerin analizinde nitel veriler için; temalar ve kodlar çalışmanın tasarlanmasından itibaren hem alanyazın, hem çalışmanın amaçları hem de elde edilen veriler doğrultusunda oluşturulmuştur. Elde edilen bulgulara göre beklentiler, sosyal ağlar, öğrenme ortamı, duyuşsal özellikler, öğrenen katkısı ve öğretim elemanı özellikleri ana temaları ortaya çıkmıştır. Bulgulara göre öğrenenlerin tamamının dersle ilgili beklentilerinin karşılandığı; ders etkinlikleri için Facebook kullanımının öğrenenlerin tamamı tarafından olumlu olarak değerlendirildiği; Blogger kullanımının ise öğrenenlerin yarısı tarafından olumlu bulunduğu görülmüştür. Bulgular alanyazınla tutarlı olmakla birlikte, öğretim programlarının tasarlanması aşamasından başlayarak sosyal medyanın öğretim sürecine nasıl dâhil edilebileceği, öğretim işini yürütenler tarafından nasıl işe koşulabileceği üzerinde daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğu anlaşılmaktadır

    Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Öz-Yeterlik İnançlarının İncelenmesi <br> Investigate Of Teacher’s Self Efficacy Beliefs Of Physical Education And Sport Teacher Canditate’s

    No full text
    Teacher self-efficacy belief is one of the factors influencingprofessional success of teachers significantly. Regardless of a teacher‟sknowledge and skill in his field; if he does not believe he would practicehis profession successfully, that teacher cannot be considered to beefficient in his profession. Teacher efficacy is significant for physicaleducation and sports teachers as for other teachers, because physicaleducation which is an integral part of and complementary for thegeneral education is the education of the personality as well. The mostsignificant role in establishing qualifications of a teacher is played bypre-service education of the teacher. The purposes of this study are toinvestigate self-efficacy esteem levels according to some variables and tosuggest the relation between teacher self-efficacy esteem and attitudestoward the profession of teaching. The sample of survey consists of 558physical education and sports teacher candidates under education in1st and 4th grades at 10 state universities of different geographicalregions. Personal information form, self-efficacy norm and attitudenorm regarding teaching profession were applied to teacher candidates.“Pearson Correlation” method was used to determine the relationbetween percent average variables, “One Way ANOVA”, “F test” andIndependent Samples t Test” was used for intergroup comparison instatistical analyses of the data. According to the findings of the survey,self-efficacy levels of physical education and sports teacher candidateswere determined to be “highly sufficient”. It was determined that selfefficacyesteems of teacher candidates do not differentiate according togender, grade level, mother‟s education level, sports branch, butsignificant differences emerged according to, wilful selection of thedepartment, father‟s education level, status of regular exercising. Amedium level positive correlation was found between self-efficacyesteem regarding the teaching profession and the attitude towards theprofession. <br> Öğretmen öz-yeterlik inancı öğretmenlerin mesleki başarısını önemli ölçüde etkileyen etmenler arasındadır. Öğretmen öz-yeterliği beden eğitimi ve spor öğretmenleri için de en az diğer alanlar kadar önemlidir çünkü genel eğitimin tamamlayıcısı ve ayrılmaz bir parçası olan beden eğitimi aynı zamanda kişiliğin de eğitimidir. Bir öğretmenin sahip olduğu yeterliklerin oluşturulmasında en belirleyici rolü öğretmenin hizmet öncesi eğitimi oynamaktadır. Bu araştırmayla, beden eğitimi ve spor öğretmeni adaylarının öz-yeterlik inanç düzeylerini bazı değişkenlere göre incelemek ve öğretmen öz-yeterlik inançlarıyla öğretmenlik mesleğine ilişkin tutumlar arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amaçlanmaktadır. Araştırmanın örneklemini, farklı coğrafi bölgelerden 10 devlet üniversitesinde, 1. ve 4. sınıfta öğrenim gören toplam 558 beden eğitimi ve spor öğretmeni adayı oluşturmaktadır. Öğretmen adaylarına kişisel bilgi formu, öğretmenlik mesleğine ilişkin öz-yeterlik ölçeği ve öğretmenlik mesleğine yönelik tutum ölçeği uygulanmıştır. Bulgulara göre, beden eğitimi ve spor öğretmeni adaylarının öz-yeterlik inançlarının “oldukça yeterli” düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Cinsiyete, sınıf düzeyine, anne eğitim düzeyine, spor branşının türüne göre öğretmen adaylarının öz-yeterlik inançlarının farklılaşmadığı, ancak bölümü isteyerek seçme, baba eğitim düzeyi, düzenli spor yapma durumlarına göre anlamlı farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Öğretmenlik mesleğine ilişkin öz-yeterlik inancıyla, mesleğe ilişkin tutum arasında ise orta düzeyde pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür

    Ortaokulvelise öğrencilerinin bilim kavramına ilişkin metaforları

    No full text
    This study investigated the metaphors that secondary school students (n=374) and high school students (n=134) formulated to describe the concept of science. Data was collected through the participants’ completion of the prompt “Science is like . . . because . . .” by focusing on a simile. Quantitative procedures were utilized to analyze the data of the study. According to the results, overall participants produced 153 valid personal metaphors about science. Based on these metaphorical images, 13 conceptual themes (categories) were identified. These categories are problem solving, dynamism, labor, application resources, production, guide, value, ready supply, tools, eternity, requirements, the criteria of application and development. The number and quality of metaphor of secondary and high school students’ are different. Both of secondary and high school students’ metaphors were found a positive. There's almost no negative metaphor in students’ statements.Bu araştırma, ortaokul (n=374) ve lise (n=134) öğrencilerinin bilim kavramına ilişkin ürettikleri metaforları ve bu metaforların oluşturduğu kategorileri ortaya çıkarmak amacına yönelik gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların her birinin “Bilim ... gibidir, çünkü ... ” ibaresini tamamlamasıyla elde edilen ham veriler, nitel veri çözümleme teknikleri kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma nitel araştırma anlayışına dayalı olarak olgubilim (fenomenoloji) deseni ile tasarlanmıştır. Araştırmanın bulgularına göre, ortaokul ve lise öğrencileri bilim kavramına ilişkin toplam 153 metafor üretmiştir. Bu metaforlar daha sonra ortak özellikleri bakımından bütünleştirilerek 13 farklı kavramsal kategori altında toplanmıştır. Elde edilen kategoriler ise problem çözme, dinamizm, emek, başvuru kaynağı, üretim, rehber, değer, haz kaynağı, araç, sonsuzluk, gereksinim, uygulama ve gelişim ölçütü şeklinde sıralanmıştır. Ortaokul ve lise öğrencilerinin ürettikleri meteforların sayıları ve niteliklerinde farklılaşma olduğu görülmekle birlikte, hem ortaokul hem de lise öğrencilerinin ürettikleri metaforların pozitif bir yapı içerdiği görülmüştür. Öğrencilerin ifadelerinde negatif yapı içeren metafor yok denecek kadar azdır
    corecore