57 research outputs found
A New Approach to Surgical Gowns
Emerging diseases such as Ebola hemorrhagic fever, hepatitis B, hepatitis C, SARS, and most recently the Covid 19 epidemic have increased the importance of hygiene in the world, bringing the need for personal protective equipment (PPE) to the forefront. An important part of PPE in healthcare is surgical gowns, which are worn by doctors and nurses in the operating room to serve a dual function of preventing the transmission of microorganisms and body fluids from surgical staff to patients and from patients to staff. This chapter presents the history and importance of surgical gowns. The factors to be considered in the selection of surgical gowns are discussed. The model characteristics and fabric properties of surgical gowns currently on the market and the environmental impact of reusable and disposable gowns are outlined. Finally, shortcomings in available gowns are discussed, a new knitted surgical gown design is introduced, and recommendations are given in the final section. The chapter provides broad coverage of surgical gowns for both experienced readers and those new to the field
Mantar sinüzitleri
ÖZET Kronik sinüzit tanısı alan 60 olgudan, fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi ( FESC ) yöntemi ile alınan biyopsi örneklerinin 26 ( %43 )' sından etken bir mikro-organizma ( bakteri, bakteri + mantar, mantar ) soyutlandı. Etken mantarların çoğunluğu maksiller ve etmoit sinüsten alınan örneklerden soyutlandı. Örneklerden yedi ( %50 )' sinde Penicillium türleri, üçünde Aspergillus türleri ( A. niger 2, A. fumigatus 1 ) ve üçünden de Dematiaceous ( P. verrucosa, A. pullulans, Chaetomium türü ) türleri üretildi. Bir örnekten üretilen küf mantarı ise tanımlanamadı. Histopatolojik yöntemlerle incelenen örneklerin 11 ( 11/60 : %18 )' inde mantar sinüziti kanıtı lehine bulgular saptandı. Mantar kültürü olumlu olguların dört ( %29 )' ünün serum örneklerinde IgE yüksekliği saptandı. Yine aynı olgulardan beş ( %35 )' inde mantar antijenlerine karşı deri testi olumlu idi. Sinüslerin mantar infeksiyonları için predispoze faktörlerden olan nazal polip ve atopi öyküsü sekiz olguda ve DM bir olguda vardı. Olgulardan beşinde predispoze faktör belirlenemedi. Klinik ve labotratuvar sonuçlarına göre olguların sekiz ( 8/14 : %57 )' i allerjik mantar sinüziti; üçü sinüs miçetomu; invaziv mantar sinüziti olarak sınıflandırılanlardan biri akut invaziv fulminan ve biri de granülomatöz invaziv mantar sinüziti olarak değerlendirildi. Bir olgu ise sınıflandırılamad
Maya Mantarlarının Hızlı Tanımlanmasında Lizis Filtrasyon Sonrası MALDI TOF-MS Yönteminin Kullanımı
Amaç: İnvazif kandidozda erken tanı çok önemlidir ve mortalite oranını düşürmek için kısa sürede ve güvenilir sonuç veren yöntemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada, Candida türlerinin daha hızlı tanımlanabilmesi için lizis filtrasyon sonrası MALDI-TOF MS yönteminin uygunluğu araştırılmıştır. Yöntem: Bu çalışmada, Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Laboratuvarına gönderilen kan kültürlerinden izole edilen 100 Candida kökeni, Dalmau plak, MALDI-TOF MS ve lizis filtrasyon sonrası MALDI-TOF MS yöntemleriyle araştırıldı ve elde edilen sonuçlar karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmamızda konvansiyonel ve MALDI-TOF MS tanımlama yöntemlerine göre; 37 Candida albicans, 23 Candida parapsilosis, 17 Candida tropicalis, dokuz Candida glabrata, altı Candida kefyr, üç Candida guilliermondii, üç Candida dubliniensis, üç Candida krusei olarak identifiye edilmiştir. Lizis filtrasyon sonrası MALDI-TOF MS yönteminde ise identifikasyon sonuçları; 26 C. albicans, dokuz C. parapsilosis, 13 C. tropicalis, dokuz C. glabrata, iki C. kefyr, üç C. dubliniensis, iki C. krusei olarak belirlenmiştir. MALDI-TOF MS yöntemi ve Dalmau plak ile lizis filtrasyon sonrası MALDI-TOF MS yöntemi 64 kökende uyumlu bulunmuştur. Uyumsuzluğun yanlış tanımlamadan değil, spektrum yetersizliğinden kaynaklandığı gözlemlenmiştir. Sonuç: “Spektrum yetersizliği” olarak tanımlanmayan suşlar veri tabanında yer alan türlerden oluşmaktadır. Altmış dört Candida türünün standart yöntemlerle %100 uyumlu olacak şekilde tanımlama yaptığı ve bu yöntemin subkültür gerektiren MALDI-TOF MS yöntemine göre en az 48 saat, Dalmau plak yöntemine göre de en az 72 saat avantaj sağladığı görülmüştür
Candida türlerinin in vitro hemolitik aktivitesi
Candida spp secrete various hydrolitic enzymes which play a part in pathogenezis of infection. Hemolysins are enzymes which secrete by some pathogenic microorganisms, for using as a source of iron. There is a few report about hemolytic activities of Candida species. In this study, it was investigated that in-vitro hemolytic activities of the Candida species on four different media including sheep blood agar and human blood agar supplemented with and without glycose. Furthermore, hemolyitic variations observed were evaluated by microscobic preparations. According to convantional microbiological description and microscobic evaluation, hemolytic activity didn't observed on media without glycose. Candida species except C. parapsilosis, made a hemolysis which including different zones on sheep blood agar and human blood agar with glycose. Hemolysis which observed human blood agar with glycose, expanded all plate, in these setting it was seemed to light the way for human infections pathogenesis.Candida türleri, infeksiyon patogenezinde rolü olan çeşitli hidrolitik enzimler salgılamaktadır. Hemolizinler, elementer demiri kullan¬mak için, bazı patojenik mikro-organizmalar tarafından salgılanan enzimlerdir. Candida kökeninin hemolitik aktivitesi konusunda yapılan çalışma sayısı azdır. Bu çalışmanın amacı, Candida türlerinde hemolitik aktiviteyi saptamak idi. Glikozlu ve glikozsuz, insan ve koyun kanlı agar olmak üzere dört farklı besiyerinde 100 Candida kökeninin in-vitro hemolitik aktivitesi araştırılmıştır. Ayrıca gözlenen hemolitik değişiklikler, iam-lamel arası prepatrat yapılarak değerlendirilmiştir. Konvansiyonel mikrobiyolojik tanımlama ve lam lamel arası yapılan preparatlarda gözlenen sonuçlara göre, glikozsuz besiyerlerinde hemolitik aktivite gözlenmemiş, C. parapsilosis dışındaki tüm Candida türleri, insan kanlı ve koyun kanlı agar besiyerinde birbiri içine geçmiş farklı renkli zonlardan oluşan hemoliz oluşturmuşlardır. İnsan kanlı besiyerinde oluşan hemoliz ise, besiyerinin rengine yansımaksızın tüm plağa yayılmış olup bu durum insan infeksiyonlarındaki patogeneze ışık tutacak gibi görünmektedir
Tatlı Su Istakozlarından (Astacus leptodactylus) Saprolegnia sp. ve Aeromonas hydrophila İzolasyonu
Brown melanisation was determined in six crayfish;amp;#8217; abdomen during health surveillance on İznik lake;amp;#8217;s freshwater-crayfish by Bornova Veterinary Control and Research Institute. While Saprolegnia sp. was isolated from these melanisated tissues of the crayfish, Aeromonas hydrophila was isolated from same crayfish;amp;#8217; haemolenf. So this case report was offered.Bornova Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü’nün İznik gölü kerevitleri üzerinde yaptığı sağlık taraması sırasında altı kerevitin karın bölgelerinde kahverengi melanizasyon saptanmıştır. Lezyonlu bölgelerden alınan doku örneklerinin kültürlerinden Saprolegnia sp, aynı kerevitlerin haemolenflerinden ise Aeromonas hydrophila izole edilmiş olup, bu olgular sunulmuştur
Comparison of minimum inhibitory and minimum effective concentration values for the detection of in vitro susceptibilities of Aspergillus species against caspofungin Aspergillus türlerinin kaspofungine karşι in vitro duyarlιlιǧιnιn saptanmasιnda minimum inhibitor ve minimum etkili konsantrasyon deǧerlerinin karşιlaştιrιlmasι
Caspofungin is a promising echinocandin-group antifungal agent used especially in the treatment of resistant invasive aspergillosis. The guidelines for in vitro susceptibility testing of Aspergillus species against caspofungin are not described by the Clinical and Laboratory Standards Institute (CLSI). The minimum inhibitory concentration that showed a prominent reduction of growth (MIC-2) and minimum effective concentration (MEC) endpoints are frequently used for the susceptibility testing of caspofungin as MIC determination criteria. The aim of this study was to evaluate the in vitro activity of caspofungin against Aspergillus species and to compare MIC-2 and MEC endpoints in the determination of MICs. A total of 32 Aspergillus species (18 A.fumigatus, seven A.flavus, five A.niger, and two A.versicolor) isolated from different clinical samples were included to the study. In vitro susceptibilities of the strains against 0.03-16 μg/ml caspofungin concentrations were searched by broth microdilution method as recommended by CLSI M-38A document, with the use of glucose supplemented 2% RPMI 1640 media. The MIC-2 and MEC endpoints were determined both at 24 and 48 hours. The concordance between MIC-2 and MEC endpoints of the strains at 24 and 48 hours incubations was found as 53% and 100%, respectively, with the difference of ±1 dilution. MIC-2 and MEC measurements showed the same values at the end of 48 hours, whereas 7% showed differences in ±1 dilution. MEC endpoints were also found to be more stable than MIC-2 in both of the incubation periods. In conclusion, MEC value is a more objective and stable endpoint and easier to use than MIC-2 for testing in vitro caspofungin activity against Aspergillus species
- …