13 research outputs found
Transient evoked otoacoustic emissions recorded in the rabbit
Laboratuvar hayvanlarında, TEOAE (Geçici Uyarılmış Otoakustik Emisyonlar)'ın elde edilmesi yeni bir konudur ve bu konuda çok fazla çalışma yapılmamıştır. Bu çalışma, tavşanlarda TEOAE'ın mevcut olup olmadığını araştırmak üzere planlanmıştır. 12 tavşanda (24 kulak), klik uyarana cevap olarak oluşan TEOAE'lar, ILO 88 DP kullanılarak kaydedilmiştir. Emisyon amplitüdü (dB), dalga oluşturulabilirliği, stimulus (dB peak) ve stabilite (%) analiz edilmiş ve TEOAE dalgalarının, 24 kulağın 21'inde (%87.5) elde edildiği görülmüştür. Cevaplar, 1.0-4.0 kHz arasında, geniş bir frekans spektrumunda elde edilmiştir. Tavşanlarda TEOAE elde edilebilmesinin, koklear fonksiyonların monitorizasyonu açısından yararlı olabileceği düşünülmüş ve özellikle yeni ilaç çalışmalarında, daha detaylı bilgi sağlayabileceği sonucuna varılmıştı.There has not been much success in recording TEOAEs in laboratory animals. This study was planned to investigate TEOAEs in the rabbits. TEOAEs to a click stimulus in 12 rabbits (24 ears) were recorded by using ILO 88 DP. Emission amplitude (dB), wave reproducibility, stimulus (dB peak) and stability (%) were analyzed. The wave of TEOAE could be detected from 21 of 24 ears (87.5 %) of the rabbits. The responses were made up of broadband frequency spectrum between 1.0 and 4.0 kHz. The ability to record TEOAEs in rabbits allow us to monitore the cochlear function. Especially, it will provide more knowledge on the investigations of the new drugs
Difficult intubation: Clinical and radiological evaluation
Amaç: Bu çalışmada, ameliyat öncesi yapılan klinik ve radyolojik incelemelerin entübasyon güçlüğünü tahmin etmedeki duyarlılığı incelendi. Hastalar ve Yöntemler: Çalışmaya genel anestezi altında ameliyat sırasında entübasyon güçlüğü beklenmeyen 165 hasta alındı ve 50 poliklinik hastasından kontrol grubu oluşturuldu. Ameliyat öncesinde hastalarda interinsizüral aralık, tiromental ve sternomental uzaklık, mastoid-sternoklavikuler eklem uzunluğu, krikoid seviyesinde boyun çevresi, ramus ve korpus mandibula uzunlukları ve mandibula açısı ölçüldü. Ağız içi yapılar Mallampati sınıflamasına göre değerlendirildi. Kafa nötral ve hiperekstansiyon pozisyonunda iken lateral servikal grafiler çekildi ve atlanto-oksipital aralık, mandibuler açı, mandibulo-hyoid uzaklık, serviko-hyoid ve mento-hyoid uzaklıklar ölçüldü. Larengoskopi sırasında larenksin görünümü Cormack ve Lehane (C-L) kriterlerine göre sınıflandırıldı. Yapılan ölçümler ile entübasyon güçlüğü arasındaki ilişki değerlendirildi. Bulgular: Larengoskopi sırasında üç hastada (%1.8) entübasyon güçlüğü belirlendi. Bu olgulardan biri C-L IV, ikisi C-L III olarak derecelendirildi. Wilson sınıflaması ile diğer klinik ölçümler arasında anlamlı bir korelasyon belirlenmedi. Mallampati sınıflaması ile yaş arasında pozitif (p0.000), sternomental uzaklık arasında negatif korelasyon saptandı (p0.023). Cormack ve Lehane sınıflaması ile vücut ağırlığı (p0.048) ve boyun çevresi arasında (p0.000) pozitif korelasyon bulundu. Radyolojik ölçümlerde serviko-hyoid uzaklık ile C-L sınıflaması arasında pozitif korelasyon belirlendi (p0.039). Sonuç: Nötral ve hiperekstansiyon pozisyonunda alınacak lateral servikal grafilerin, entübasyon güçlüğü beklenen olgularda ek bilgi verebileceği sonucuna varıldı.Objectives: We investigated the sensitivity of preoperative clinic and radiologic evaluations in predicting difficulty dur-ing intubation. Patients and Methods: The study included 165 patients in whom difficult intubation was not estimated during general anesthesia. Preoperative measurements included the interincisural gap, thyromental and sternomental distances, mastoid-sternoclavicular joint distance, neck circumference at the cricoid level, the length of ramus and corpus mandible, and the mandibular angle. Intraoral structures were evaluated according to the Mallampati classification. On lateral cervical graphies of the neck, the atlanto-occipital distance, mandibular angle, mandibulo-hyoid distance, cervico-hyoid distance, and the mento-hyoid distance were measured. The appearance of the larynx was evaluated according to the Cormack and Lehane (C-L) classification. The relationship between measurements and difficulty of intubation was analyzed and the findings were compared with those of a control group of 50 outpatients. Results: Difficult intubation was determined in three patients (%1.8) during laryngoscopy. One of these patients was classified as C-L IV and the other two as C-L III. There was no cor-relation between the Wilson classification and other clinical measurements. The Mallampati classification showed a positive correlation with age (p0.000), and a negative correlation with the sternomental distance (p0.023). We found a positive correlation between the C-L classification and body weight (p0.048), and neck circumference (p0.000). The cervico-hyoid distance and the C-L classification were positively correlated according to radiological measurements (p0.039). Conclusion: Lateral cervical graphies on neutral and hyperextension position may give additional information on possible difficult intubation preoperatively
3D Bioprinting of aortic structures with HDF cells
Traditionally, tissue engineering strategies for damaged or diseased large blood vessels are based on scaffolds. Following the cell-seeding and surgical implantation of scaffold, there could be immunogenic reactions and complications due to the limitations of scaffold biomaterials. Therefore, recent vascular tissue engineering studies tends to scaffold-free techniques [1, 2]. In this research, a novel biomimetic computer-aided design and three-dimensional (3D) bioprinting techniques are developed to optimize bioprinting of scaffold-free macrovascular structures biomimicking a real human aorta. Live human dermal fibroblast cells (HDF) aggregates and support structures (hydrogels) are 3D bioprinted layer-by-layer according to the developed self-supporting computer model to form biomimetic aortic vessel structures
3D Bioprinting of branched vessel constructs
A novel scaffold-free method for 3D bioprinting complex branched blood vessels is presented.
Branched vascular structures gained importance due to the challenges of scaffold vascularization. In literature, there are several approaches to construct multicellular networks which have limited functionalities [1, 2].Traditional tissue engineering studies depend on scaffolds. However, cell seeding into scaffolds and in-vivo implantation of scaffolds could have immunogenic and unaccepted side effects. Therefore, computer-aided models of the branched vascular structures are developed allowing printing both the support structures and living cells layer-by-layer. Methodology is implemented in Rhino 3D software using Rhinoscript language. The methods are utilized to 3D bioprint branched vascular structures directly from generated Zig-zag computer models