4 research outputs found

    Şehrin geçmişini anlamak, çatışma sonrası kentsel dokuda hafızayı geri çağırmak: Diyarbakır, Suriçi örneği

    No full text
    In different historical period of times, cities are the subject of the dialectic between destruction and reconstruction. This destruction is threatening the socio-spatial, socio-political character of cities and daily life practices of the locals by destroying the physical setting of the place, which erase traces of the past. This process brings a memory loss in urban places, for the sake of converting the city into the place of dominant ideology or authority. For this reason, during reconstruction processes, it is crucial to put alternative methods that seek to improvise the most proper urban design policies. The city's unique social and spatial settings, architectural elements and monumental structures, which are considered as authentic values that constitute the urban identity and memory, connect the past and future of the city. In addition to this, the importance of testimonies and narratives is emphasized in memory studies as well in process of transferring memories to future generations. Within the scope of this study, it is aimed to reveal the place identity elements that constitute place memory with the narratives of the local people by comparison of pre conflict and post conflict urban settings in case of Diyarbakır, Suriçi, where is currently subjects of massive destruction process due to conflicts occurred in 2015.Kentlerin tarihin her döneminde yıkım ve yeniden inşa diyalektiği içerisinde gelişimini sürdürdüğü görülmektedir. Yerel olanın içkin sosyo-mekansal, sosyo-politik karakteri ile günlük yaşam pratiklerini tehdit eden bu yıkım, mekanın fiziksel dokusunda tahribatlar yaratarak, geçmişin izlerini yok etmekte, var olanı başkalaştırmakta, kentsel mekanı hakim ideolojinin veya otoritenin mekanına dönüştürmek adına kentsel hafızasızlaştırma süreçlerini beraberinde getirmektedir. Bu sebeple, yıkım sonrası kenti dolayısıyla belleği yeniden inşa edecek kentsel tasarım ilkelerinin ve siyasaların ortaya konması için alternatif metot arayışında olmak büyük önem kazanmaktadır.. Belleği oluşturan, kentin kendine has sosyal ve mekânsal dokusu ile mimari unsurları ve anıtsal ögeleri; kent kimliğini oluşturan, dolayısıyla, kentin geçmişini ve geleceğini birbirine bağlayan, özgün değerler olarak ele alınmaktadır. Bunun yanı sıra, hafıza çalışmalarında tanıklıkların ve anlatıların da mekansal hafızanın gelecek kuşaklara aktarılması için önemi vurgulanmaktadır. Bu çalışma kapsamında, 2015 yılında çıkan çatışmalardan sonra yeniden inşa edilen Diyarbakır, Suriçi örneği ele alınarak, yerel halkın anlatılarıyla, alanın hafızasını oluşturan mekansal kimlik unsurlarının neler olduğunu ve çatışmalardan sonra bu unsurların nasıl değiştiğini ortaya koymak amaçlanmaktadır.M.S. - Master of Scienc

    Cerrahi Tekniğin Uterin Fibroidlerin Psödokapsülü Üzeindeki Etkisi: Ön Sonuçlar

    No full text
    Amaç: Leiomyomlar kadın genital sisteminin en sık görülen iyi huylu tümörleridir. Myomektomi, fertiliteyi korumak için iyi bir seçenektir. Myomektomi, hem laparotomi (LT) hem de laparoskopi (LS) ile yapılabilmektedir. LS’de LT’ye göre psödokapsül liflerinin daha iyi korunduğu düşünülmektedir. Psö- dokapsülün korunması myometriumun sonraki fonksiyonelli ği için önemlidir. Bu çal ışmada LS ve LT myomektomi yap ılmış olgularda, myomektomi spesmenlerinin myom psödokapsül kalınlıklarını karşılaştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntemler: Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nde Ocak 2018 ve Aral ık 2018 tarihleri arasında myomektomi yapılmış olan 121 hasta kaydından 34’ü zarf yöntemiyle seçilerek retros- pektif olarak incelenmiştir. Kayıtlar; hastaların yaşları, vücut kitle indeksleri (VKİ), myomektomi endikasyonları, myom sayıları, myom çapları ve geçi- rilmiş abdominal cerrahi için tarand ı. Laparoskopik ve laparotomik myomektomi gruplar ı psödokapsül kalınlığı açısından karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmaya toplam 34 hasta dahil edildi. Bu hastalar ın 20’sine LT myomektomi (%58.8), 14’üne LS myomektomi (41.1%) yap ılmıştı. LT ve LS myo- mektomi grupları arasında hasta ya şı, VKİ bakımından istatistiksel aç ıdan anlamlı fark izlenmedi. Myomektomi endikasyonlar ının dağılımı da gruplar arasında benzerdi. Geçirilmiş abdominal cerrahisi olan hastaların oranı LT myomektomi grubunda, LS grubuna göre yüksekti (40.0% vs 7.1%; p:0.049, sırasıyla). Psödokapsül kalınlıkları, LT grubunda LS grubuna göre anlamlı olarak yüksekti (1.2 vs 0.75, p:0.013).Sonuç: Bu çalışma LT myomektomi yön- teminde eksize edilen psödokapül kalınlığının LS’ye göre artmış olduğunu ve laparoskopide psödokapsülün daha yüksek oranda korunduğunu göstermiş- tir. Psödokapsülün korunmasının, post-operatif myometrial iyileşme ve bütünlük üzerindeki olumlu etkilerini doğrulayan daha geniş örneklem büyüklüğüne sahip prospektif çalışmalar gerekmektedir
    corecore