12 research outputs found

    “Thickened” ligamentum flavum caused by laminectomy

    Get PDF
    Objective The purpose of this study was to evaluate the effect of a laminectomy on the adjacent ligamentum flavum (LF) by measuring LF thickness using magnetic resonance imaging (MRI). Materials and methods A total of 78 patients (31 man, 47 woman) with laminectomy were included in our study. After determination of laminectomy level, measurements were done from the thickest parts of the bilateral LF at the upper level of the laminectomy where bilateral facet joints were evident at the slice. Results Ipsilateral ligamentum flavum with laminectomy was significantly thicker than the contralateral ligamentum flavum with laminectomy. Conclusion Laminectomy cause thickening of ligamentum flavum. Therefore we assume that it should kept in mind that LFH may develop at the adjacent level to the laminectomy and careful clinical and radiological assessments’ should be done to exclude LFH in cases who complain about the recurrence of complaints during the post-operative period after laminectomy

    Tahrirü’l-Mer’e Yahud Hürriyet-i Nisvan

    No full text

    Tahriru’l-Mer’e Yahud Hürriyet-i Nisvan

    No full text

    Hürriyet-i nisvan

    No full text
    Eser mütercimi tarafından Abdülmecid Efendiye ithaflıdır. 19. yüzyıl Saray cildi (Yıldız Cildi) özelliklerini taşımaktadır

    İhticab

    No full text

    Combined psoas compartment and sciatic block for lower extremity surgery in two high-risk patients

    Get PDF
    87 ve 89 yaşlarında yüksek riskli iki kadın hastanın alt ekstremite cerrahisinde psoas kompartman ve siyatik sinir bloğunu birlikte uyguladık. İlk olguda yineliyen kalça çıkığına açık redüksiyon, ikinci olguda ise popliteal arter embolisi nedeniyle embolektomi ve trombektomi ameliyatı uygulandı. İlk ameliyat 75, ikincisi ise 100 dakika sürdü. Olgularda operasyon boyunca ağrı olmadı ve hemodinamik değişiklikler çok azdı. Operasyonlar başarılı bir şekilde sonuçlandırıldı. Postoperatif dönemde ilk hastada beşbuçuk, ikinci hastada ise 7 saat boyunca ağrı kesici gerekmedi. Psoas kompartman ve siyatik sinir bloğu ikilisi, yaşlı ve yüksek riskli olguların alt ekstremite cerrahisinde genel anestezi veya diğer bölgesel santral bloklara karşı seçenek olarak düşünülmelidir.We applied combined psoas compartment and sciatic nerve block in two high-risk women, who are 87 and 89 years old. First operation was an open reduction of recurrent luxation of the hip, while the second was an embolectomy- thombectomy following femoropopliteal bypass. There was no pain during operations. Hemodynamic changes were minimal. The operation were succesfully concluded. There was no postoperative analgesic requirement within first five and half hours in the first case, and 7 hours in the second one. Combined blocks such as psoas compartment and sciatic nerve is a good choice for lower extremity operations in elderly and high risk patients

    Kalça cerrahisi geçiren yüksek risk grubu yaşlı hastalarda psoas kompartman - siyatik sinir bloğu kombinasyonu ile anestezi deneyimlerimiz

    Get PDF
    Amaç. Kalça kırığı cerrahisi geçiren yüksek risk grubu yaşlı hastalarda psoas kompartman bloğu ve siyatik sinir blok kombinasyonunun hemodinamik parametrelere etkisi araştırıldı. Yöntem. Bu çalışmada kalça cerrahisi anestezisi için psoas kompartman bloğu ve siyatik sinir bloğu ikilisi yapılan yüksek risk grubu, yaşlı hastalar retrospektif olarak değerlendirildi. Lokal anestezik olarak levobupivakain ve lidokain kombinasyonu verilen 14 yaşlı hasta Grup 1 olarak, levobupivakain ve prilokain kombinasyonu verilen 10 yaşlı hasta Grup 2 olarak adlandırıldı. Çalışmamızda hastaların tümünde, gruplar arasında ve 85 yaşın üstünde olanlarla altında olanların kalp atım hızı, ortalama kan basıncı değerleri ve sedasyon ihtiyacı incelendi. Bulgular. Gruplar arasında ve yaş grupları arasında ortalama kan basıncı değerleri ve kalp atım hızları karşılaştırıldığında istatiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p?0,05). Grup 1’de ortalama kan basıncında %6,18 düşüş olurken Grup 2’de %16,52 düşüş oldu. Tüm hastalar değerlendirildiğinde ortalama kan basıncında %10,06 oranında düşüş gözlendi. Sonuç. Kalça cerrahisi uygulanan yaşlı ve yüksek risk grubu hastalarda anestezik yöntem olarak psoas ve siyatik blok kombinasyonunun uygun bir seçenek olabileceğini düşünüyoruz.Aim. The effect of psoas compartment and sciatic nerve block combination on hemodynamic parameters in high risk geriatric patients with hip fracture surgeries was evaluated. Methods. In this study, high risk old patients who underwent psoas compartment block and sciatic nerve block for hip surgery anesthesia were evaluated retrospectively. In Group 1 there were 14 patients with levobupivacaine and lidocaine combination and in Group 2 there were 10 patients with levobupivacaine and prilocaine combination. In our study we evaluated the heart rate, systolic blood pressure, diastolic blood pressure, mean arterial blood pressure levels and sedation need between groups, between age over and below 85 years and in all patients. Results. There were no statistically significant difference in heart rate and mean arterial blood pressure levels between groups and age groups (p˃0.05). There were a 6.18% and 16.52% decrease in mean arterial blood pressure in Group 1 and 2 respectively. When we evaluated the whole patients there was a 10.06% decrease in mean arterial blood pressure. Conclusion. We consider that the combination of psoas and sciatic block as an anesthetic method may be a proper option especially in the elderly and high-risk patients who were underwent the hip surgery

    Özel eğitim okul müdürlerinin ve öğretmenlerin öğretim liderliği rolleri : Gaziantep örneği

    No full text
    ÖZET Bu araştırmada, özel eğitim okulu müdürlerinin öğretimsel liderlik rollerini gerçekleştirme düzeylerine ilişkin öğretmen görüşleri nelerdir? sorusuna cevap aranmış ve öğretmen algıları açısından özel eğitim kurumu müdürlerinin ve öğretmenlerin liderlik rolleri belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada bilgi toplama ölçeği olarak Şişman’ın (2004) kullandığı ve geçerlik ve güvenilirliği araştırmacı tarafından yapılmış bilgi toplama ölçeği temel alınmıştır. Gaziantep il merkezindeki 8 resmî özel eğitim kurumundan toplam 128 öğretmen ve 8 okul müdürü araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Araştırmada toplanan verilerin analizinde “aritmetik ortalama ve standart sapma ve ki-kare testleri olmak üzere 3 farklı istatistiksel analiz kullanılmıştır. Veriler bilgisayarda SPSS for Windows 14.00 istatistik paket programı ile çözümlenmiştir. Önem düzeyi olarak p<0.05 kabul edilmiştir. Yapılan araştırmanın sonucunda özel eğitim okullarındaki müdürlerin öğretimsel liderlik rollerine ilişkin öğretmen görüşleri değerlendirildiğinde “okul amaçlarının belirlenmesi ve paylaşımı” boyutundaki sonuçlar “çoğu zaman” ; “eğitim programı ve öğretim sürecinin yönetimi” aşamasında ise “çoğu zaman”; “öğretim süreci ve öğrencilerin değerlendirmesi” boyutunda ise “ara sıra” seçeneği ağırlıklı olarak değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Özel eğitim, müdür, öğretim liderliği, liderlik rolü, öğretmen

    Negatıve pressure pulmonary edema

    Get PDF
    Negatif basınçlı pulmoner ödem (NBPÖ) üst havayolu tıkanıklığına bağlı olarak gelişen nonkardiyojenik bir pulmoner ödemdir. Görülme sıklığı % 0.094’dür. Genç, sağlıklı, yüksek negatif intraplevral basınç oluşturabilecek kas kütlesi fazla, erkek hastalar risk grubundadır. En sık nedeni laringospazm olan negatif basınçlı pulmoner ödem; krup, epiglottit, üst solunum yolu tümörleri, yabancı cisim aspirasyonları, boğulma, trakeal sekresyonlar, hıçkırık, guatr, zor entübasyon, hematom, orofaringeal cerrahi, obezite, obstrüktif uyku apnesi, endotrakeal tüpü ısırma ve reaksiyon verme gibi nedenlere bağlı olarak da gelişebilir. Bu olguda obeziteli kadın hasta akut batın ön tanısı ile acil koşullarda operasyona alındı. Ekstübasyon sonrası dakikalar içinde hastada şiddetli laringospazma bağlı olarak negatif basınçlı pulmoner ödem gelişti. Hastanın oksijenizasyonunu sağlamak için tekrar entübe edilerek PEEP uygulamalı pozitif basınçlı mekanik ventilasyon başlandı. Olgunun takibinde pulmoner ödemin çözülmesi ve arteriyel oksijen saturasyonunun düzelmesi ile postoperatif 3. saatte ekstübe edildi. Yoğun bakım ünitesinde yakın takip edilen hastanın solunumunun düzelmesi üzerine postoperatif 12. saatte genel cerrahi servisine devredildi. Bu sunumda üst havayolu tıkanıklığının sonrasında gelişen, ciddi ve potansiyel olarak hayatı tehdit edici bir komplikasyon olan NBPÖ’yü tartışmayı amaçladık.Development of upper airway obstruction due to negative pressure pulmonary edema is not related to the heart. It,'s incidence is 0.0 94 %. Muscular young healthy men who can produce high negative intrapleural pressure are at risk. Laryngospasm is the most common cause of negative pressure pulmonary edema. The other causes negative pressure pulmonary edema are epiglottitis, croup, upper airway tumors, foreign body aspiration, drowning, tracheal secretions, hiccups, goitre, difficult intubation, hematoma, oropharyngeal surgery, obesity, obstructive sleep apnea, endotracheal tube bite and react. In this case obese female patient who was diagnosed as acute abdomen was taken to operating room under emergency conditions. Negative pressure pulmonary edema had developed after extubation period, depending on severe laryngospasm. To improve the patient&amp;#8217;s oxygenisation she was re- intubated and PEEP was started as positive pressure mechanical ventilation. In follow up patient was extubated after pulmonary edema was resolved and arterial oxygen saturation at the post operative third hour. The patient were followed closely in the intensive care unit till recovery of respiration on the 12th postoperative hours and were transferred to the general surgery ward. In this presentation, we aimed to discuss the negative pressure pulmonary edema which is a serious and life threatening complication of the upper airway obstruction

    A severe case of TUR-P syndrome

    Get PDF
    Günümüzde benign prostat hipertrofisinde (BPH), lazer kullanımı gibi alternatif cerrahi tedaviler geliştirilmesine rağmen klasik transüretral prostat rezeksiyonu (TUR-P) yöntemi hala altın standart olarak görülmektedir. Ancak bu yöntemin uygulandığı olguların %1,1’inde TUR-P sendromu gelişebilmektedir. Spinal anestezi altında 66 yaşında, 82 kg ağırlığındaki olgumuzda intraoperatif dönemde hemodinami stabil seyrederken baş ağrısı ve bulantı şikayetinin ardından görme bozukluğu, solunum sıkıntısı, hipotansiyon ve konvülzyon gelişti. Her iki akciğerde dinlemeyle bilateral krepitan ralleri olan hastanın çekilen akciğer grafisinde bilateral interstisyel infiltrasyonlar tespit edildi. Yapılan tetkiklerde hiponatremi ve trombositopeni tespit edilen hastaya TUR-P sendromu tanısı konularak tedavisi düzenlendi. Sonuç olarak rejyonal anestezi hastanın mental durumunun değerlendirilmesini sağlayarak TUR-P sendromunun erken tanı ve tedavisine olanak sağlar. Ancak anestezi doktorunun bu sendromu tanımada deneyimli ve dikkatli olması gerektiğini düşünüyoruz.At the present time despite the development of new treatment modalities like laser usage; traditional transurethral prostate resection is the gold standard in benign prostatic hypertrophy. However, TUR-P syndrome may develop in 1.1% of these cases. In our patient who was 66years old and 82 kg weight, although the hemodynamics was normal intraoperatively under spinal anesthesia, respiratory difficulty, hypotension and convulsion were developed after headache and nausea. In auscultation there were crepitant rales and there were bilateral interstitial infiltrations on chest radiography. In laboratory tests hyponatremia and thrombocytopenia were detected, the patient was diagnosed as TUR-P and the treatment was commenced. In conclusion, regional anesthesia allows the evaluation of mental status of the patients and provides early diagnosis and treatment of TUR-P syndrome. However, we suggest that the anesthesia doctor should have experience and attention in recognizing this syndrome
    corecore