9 research outputs found
Koroner Arter Lezyonlarının Tedavisinde Everolimus Salınımlı Koroner Stent Sisteminin (Xıence V) Etkinlik ve Güvenirliğinin Değerlendirilmesi
Drug eluting stents have become an important component in percutaneous treatment of patients with symptomatic coronary artery disease. The population in the previous drug eluting stent studies has very risk profile and therefore not reflects real-world information. Moreover there are limited data to evaluate risk factors and predictors of intended outcomes. In this study, everolimus eluting stent (XIENCE V) implantations and follow up results in patients with coronary artery disease were evaluated. 833 patients who underwent everolimus eluting stent deployment for coronary artery lesions in Hacettepe University Faculty of Medicine Department of Cardiology between 1 January 2008 and 31 August 2013 included. Baseline demographic, clinic and angiographic data, procedure related complications and outcomes during follow up were studied. As primary endpoints all-cause mortality was %1,3 and target lesion failure was %2,2. As secondary outcomes, cardiac death, target leson revascolarization, target vessel revascularization, myocardial infarction, stent thrombosis and major adverse cardiovascular events were seen %0,84, %0,8, %2,2, %0,6, %0,24 and %5,6, respectively. For all outcomes, premature discontinuation of dual antiplatelet therapy was a strong predictor. Bİfurcation lesion and presentation with acute coronary syndrome were also observed as high risk critertia. Despite heterogeneity and high risk profile of our patients, procedural related complications and primary and secondary outcomes were very low with high clinical device and procedure success. These results demonstrate effectiveness and safety of the XIENCE V everolimus eluting stent in a highly complex, real world patient population.İlaç salınımlı stentler semptomatik koroner arter hastalarının perkütan tedavisinde önemli bir yere sahiptir. Geçmişte yapılan ilaç salınımlı stent çalışmalarında seçilen hasta grubu son derece düşük risk profiline sahiptir ve dolayısıyla da gerçek yaşama dair bilgileri yansıtmamaktadır. Dahası sonlanım noktalarına ait risk faktörlerini ve öngördürücüleri hakkında çok az bilgi bulunmaktadır. Bu çalışmada koroner arter hastalarında everolimus salınımlı stent (XIENCE V) implantasyonunu ve izleminde görülen sonuçları incelenmiştir. Çalışmaya Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalında 1 Ocak 2008 ve 31 Ağustos 2013 tarihleri arasında koroner arter lezyonuna everolimus salınımlı stent implante edilen 833 hasta alındı. Temel demografik, klinik ve anjiyografik özellikler ile işlem ile ilişkili komplikasyonlar ve izlemde görülen sonlanımlar incelendi. Birincil sonlanım noktaları olarak tüm nedenlere bağlı ölüm %1,3 ve hedef lezyon başarısızlığı %2,2 olarak bulundu. İkincil sonlanım noktaları olarak da kardiyak nedene bağlı ölüm, hedef lezyon revaskülarizasyonu, hedef damar revaskülarizasyonu, miyokard infarktüsü, stent trombozu ve major kardiyovasküler olay sıklığı sırasıyla %0,84, %0,8, %2,2, %0,6, %0,24 ve %5,6 olarak görüldü. Tüm sonlanım noktaları için dual anti-platelet tedavinin erken bırakılması güçlü bir öngördürücüydü. Bifurkasyon lezyonu ve akut koroner sendrom ile başvuru da yüksek risk kriterleri olarak belirlendi. Hastalarımızın heterojen ve yüksek risk profiline sahip olmalarına karşın işlem ile ilişkili komplikasyonlar ve birincil ve ikincil sonlanım noktaları son derece düşük, klinik cihaz ve işlem başarısı ise yüksek bulunmuştur. Bu sonuçlar oldukça kompleks, gerçek yaşamı yansıtan hasta popülasyonunda XIENCE V everolimus salınımlı stentlerin etkinliğini ve güvenilirliğini göstermektedir
Additional Diagnostic Parameter For Coronary Artery Disease During Exercise Test: Heart Rate Recovery
PubMe
Factors That Affect Pulmonary Artery Pressure in Scleroderma Patients with Pulmonary Hypertensıon
Risk factors and Predictors in the Development of Pulmonary Hypertension in Scleroderma Patients
Hacettepe Dahiliye Ders Kitabı 2
Ondokuzuncu yüzyılın tıp literatürü, korku filmi gibidir. Hekimlerin, ellerine geçirdikleri her şeyi,
akıllarına gelen her yöntemi tedavi için kullandıkları görülür. Bilgiye değil, kulaktan dolma duyumlara
dayanan, “içten doğma” uydurma fikirlerle hastaların yelken kürek tedavi edilmeye çalışıldığı bir
dönemdir. Litrelerce kan alınır, barsaklar yüksek basınçlı lavmanlarla delik deşik edilir, hastalar buzlu
sulara yatırılıp uzuvlar gangren olana dek dondurulur, dondurmak işe yaramazsa kaynar kazanlara
sokulur, deriyi kabartan bitkisel merhemlerle epidermis eritilir, terkibi ikinci kez asla tutturulamayan
envai çeşit bitkisel karışımlarla organlar iflas ettirilirdi. Yirminci yüzyılın başında, modern tıbbın
kurucusu sayılan Dr. William Osler öncelikle bu “palavra tıbba” rest çekmiş, yeni bir çağı aralamıştır.
Çağdaşı olan bazı hünerli hekimlerle birlikte, önümüze gelen her hastayı, elimize geçirdiğimiz her şeyle,
bu şekilde rastgele tedavi edemeyiz, öncelikle hastalıkları tanımamız gerekir diyerek, tıbbın önceliğini
tanıya yöneltmişler, kendilerine kadar olan eski devirlerden miras iki ilaç (digoksin ve morfin) dışındaki
tüm o ilkel tedavi yöntemlerini reddetmişlerdir. Akıldışı eski tedavileri reddederek, yerine henüz yeni
bir tedavi seçenekleri de olmadığından; yalnızca (doğru) tanı koymaya çalışan ve hastanın prognozunu
tayin etmeye odaklanmış, tepkisel ve aslında bir bakıma muhafazakar yeni bir tıbbı başlatmışlardır. Tıp
eğitimini de bu doğrultuda değiştirip, çalakalem ilaç ve tedavi veren hekimler yerine; hastanın hastalığını
kavramaya çalışan, doğru tanı koyan hekimler yetiştirmeye yönelmişlerdir. Tıp eğitimindeki “hasta
başı vizitler” bizzat Dr. William Osler tarafından başlatılmıştır. Bu ekol, 1900’ların başında cesur bir
kararla, neyi tedavi ettiğini bilmeyen eski hekimlik pratiğini kapatıp, öncelikle hastalıkları kavramaya,
hastalarına titizlikle isabetli bir tanı koymaya odaklanmıştır. Bu devir, tıbbın rönesansı sayılır.
Kuruluşundan itibaren çağdaşı modern tıp dünyasının bir takipçisi ve aktörü olan Hacettepe Tıp Fakültesi;
hünerli hekimler, iyi klinisyenler yetiştirmeyi amaçlamıştır. Prof. Dr. Şeref Zileli’nin kurucusu olduğu İç
Hastalıkları Anabilim Dalımız, mezuniyet öncesi tıp eğitiminde yatay ve dikey entegrasyon modeliyle
klinik eğitim aşamasında, öğrencilerimize “dahiliye nosyonu” kazandırmayı hedeflemiştir. Dahiliye
nosyonu, hastaya saçından tırnağına bir bütün olarak bakabilmeyi; hastanın sorunlarını rasyonel bir
klinik denklem haline getirebilmeyi; semptomlarından başlayıp, fizik muayene ve isabetli tetkik seçimiyle
en doğru tanıyı koyabilmeyi ve hastaya en az zarar verecek en uygun tedaviyi planlayabilmeyi gerektirir.
Mezuniyet öncesi İç Hastalıkları Klinik Eğitim programımızın öğrenim hedefleriyle, içeriği ve ulusal
çekirdek müfredatımız gözetilerek hazırlanan bu kitap; İç Hastalıkları, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları,
İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji anabilim dallarımız öğretim üyelerinin ortaklaşa titiz bir
çalışmasıdır
İş Sağlığı ve Güvenliği Meslek Hastalıkları
Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği ile meslek hastalıkları konularında, kapsamlı Türkçe kitap ihtiyacı bulunmaktadır. Bu saptamadan
hareketle “İş Sağlığı ve Güvenliği Meslek Hastalıkları” kitabı iki yılı aşkın bir sürede tamamlanmıştır. Mezuniyet öncesi ve sonrası
eğitimlere, sertifika eğitimlerine, çalışanların sağlıklı ve güvenlikli ortamda çalışmaları hakkına, saha uygulamalarına, araştırmalara
katkı sağlaması amaçlanmıştır. Kaynak kitap ihtiyacı öncelikle, müfredatlarında konuya ilişkin başlıklar bulunan, Tıp, Mühendislik,
Hemşirelik, Sağlık Bilimleri ve Fen fakülteleri, ilgili yüksek lisans ve doktora programları, ilgili yüksek okullar olmak üzere yüksek
öğretim öğrencileri için geçerli iken aynı zamanda iş yeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları, diğer sağlık personeli sertifika eğitimleri,
çalışanların yasal olarak zorunlu olan eğitimleri için de söz konusudur.Kitabın, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail TOPUZOĞLU’nun 1980’li
yıllarda başlattığı, Prof. Dr. Nazmi BİLİR’in emekli olana kadar 30 yılı aşkın süre ile sürdürdüğü mezuniyet öncesi ve sonrası eğitim,
araştırma, uygulama ve yayın çalışmaları ile bu alanlarda öncü rolü olan Hacettepe Üniversitesi’nin yayını olması ayrı bir mutluluk
kaynağıdır, kendilerine şükranlarımızı sunarız.Kitap, sayfa dağılımları farklılık gösteren, konu başlıkları itibariyle toplam 79 bölümden oluşmaktadır. Meslek hastalıklarına ilişkin
bazı bölümlerde, yazarlar ikinci baskısı yapılmış olan “Yıldız, A.N., Sandal, A. (Ed.). Meslek Hastalıkları İşle İlgili Hastalıklar
(Seçilmiş Başlıklarda). Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yayını. ISBN: 978-975-491-460-3.” kitabındaki bölümlerini güncelleyerek
genişletmişlerdir.Kitabın yazarları başlıca, Hacettepe Üniversitesi öğretim elemanları, Tıp Fakültesi İş ve Meslek Hastalıkları Yan Dal Uzmanlık
Eğitimi Programı eğitim kadrosu ile bu kapsamda eğitim almış veya almaya devam eden uzman hekimler, ile T.C. Aile, Çalışma ve
Sosyal Hizmetler Bakanlığı yönetici ve uzmanlarıdır. Bütün yazarlara katkıları için teşekkür ederiz.Kitabın elektronik kitap olarak yayınlanması, ulaşılabilirliğinin artması, içerik arama ve güncelleme gibi hususlarda kolaylık
sağlayacağı kanaatindeyiz. Ayrıca kaynakları metin içinde gösterilmiş olması da ileri incelemeler için katkı sağlayacaktır.Yoğun çalışma sürecinde gösterdikleri anlayış için ailelerimize, Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Basım Yayın ve Tanıtım
Koordinatörlüğü ile Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı yetkilileri ve çalışanlarına, kitabı yayına hazırlamada katkı
sağlayan Dr. A. Kadir ATLI, Dr. Buhara ÖNAL ve Özge Rojda BENZİL’e teşekkür ederiz.Saygılarımızla,Prof. Dr. Bülent ALTUN (Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı)Prof. Dr. Ali Naci YILDIZ (Editör)Uzm. Dr. Abdulsamet SANDAL (Editör