9 research outputs found

    Lise Öğrencilerinde Trafik, Madde Kullanımı ve Toplumsal Konumla İlgili Risk Alma Davranışı

    Get PDF
    In this research we have tried to explain the relationship between trafficing, drug abuse and social status with risk taking behavior according to the levels of self- esteem and gender of the high school students evaluated. The design of the research was based on a descriptive model. The study was carried out on 922 students, 472 female and 450 male participants who are state high school students in Samsun. The students’ risk taking behavior was measured by means of the “The Adolescent Risk Taking Behavior Questionnaire” which was developed by Kıran (2002). The students’ self-esteem levels were measured by means of the “Self- Esteem Inventory for High School Students” which was developed by Güngör(1989). When analyzing the data, the t-test technique was used. The research indicated that there are many significant differences regarding the students’ use of drugs in relation to the level of their self-esteem and their risk taking behavior in relation to their social status. The findings obtained show that as levels of self-esteem decrease, the tendency to use drugs and become involved in risk taking behavior related to social status also increases. In addition, more boys than girls show a tendency to traffic, drug abuse and risk taking behavior. To summarize; high school students are really in need of psychological help regarding the issue that risk-taking behavior leads to danger.Bu araştırmada, lise öğrencilerinde trafik, madde kullanımı ve toplumsal konumla ilgili risk alma davranışı ile özsaygı düzeyi ve cinsiyet arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Araştırma kapsamına alman bireyler, Samsun il merkezinde devlet liselerinde öğrenim gören 472 kız, 450 erkek, toplam 922 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, Kıran (2002) tarafından geliştirilen Ergenlerde Risk Alma Ölçeği ve Güngör (1989) tarafından geliştirilen Lise Öğrencileri Özsaygı Envanteri kullanılmıştır. Verilerin analizinde ise t-testi tekniği kullanılmıştır. Araştırmada, özsaygı düzeyine göre öğrencilerin madde kullanımı ve toplumsal konumla ilgili risk alma davranışı arasında anlamlı farklılıkların olduğu saptanmıştır. Ayrıca, cinsiyete göre trafik, madde kullanımı ve toplumsal konumla ilgili risk alma davranışı arasında da anlamlı farklılıkların olduğu saptanmıştır. Araştırmada; erkek öğrencilerde trafik, madde kullanımı ve toplumsal konumla ilgili risk alma eğiliminin, kız öğrencilere göre daha yüksek düzeyde olduğu saptanmıştır. Elde edilen bulgular, lise öğrencilerinde özsaygı düzeyi düştükçe madde kullanımı ve toplumsal konumla ilgili risk alma ve tehlikeye atılına eğiliminin yükseldiğini göstermektedir. Sonuç olarak, lise öğrencilerinin trafik, madde kullanımı, toplumsal konumla ilgili risk alma ve tehlikeye atılma konusunda psikolojik desteğe ihtiyaç duydukları ileri sürülebilir

    Bir İletişim ve Çatışma Çözme Beceri Eğitimi Programı’nın Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Beceri Düzeylerine Etkisi

    No full text
    Bu araştırmada, araştırmacı tarafından geliştirilen 10 oturumluk İletişim ve Çatışma Çözme Beceri Eğitimi Programı’nın üniversite öğrencilerinin sosyal beceri düzeyleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışma grubu Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde öğrenim gören 28 öğrenciden oluşturulmuştur. Araştırma deseni olarak kontrol gruplu ön-test son-test model kullanılmış ve 14 öğrenci deney, 14 öğrenci kontrol grubuna alınmıştır. Öğrencilerin sosyal beceri düzeyleri Riggio (1989) tarafından geliştirilen ve Türkiye uyarlaması Yüksel (2000) tarafından yapılan “Sosyal Beceri Envanteri” ile ölçülmüştür. Verilerin analizinde Bağımsız Örneklemler İçin t-testi, İlişkili Örneklemler İçin t-testi ve İlişkili Örneklemler İçin Tek Yönlü ANOVA Testi teknikleri kullanılmıştır. Araştırma bulguları; İletişim ve Çatışma Çözme Beceri Eğitimi Programı’na katılan öğrencilerin sosyal beceri düzeylerinin, bu programa katılmayan öğrencilerin sosyal beceri düzeylerinden yüksek olduğunu ortaya koymuştur (p<.001). Son-test ölçümünden üç ve altı ay sonra yapılan iki ayrı izleme çalışmasında ise deney grubunda programın olumlu etkisinin devam ettiği gözlenmektedir. Elde edilen bu sonuç doğrultusunda, İletişim ve Çatışma Çözme Beceri Eğitimi Programı’nın, öğrencilerin sosyal beceri düzeylerini olumlu ve kalıcı yönde etkilediği ileri sürülebilir

    The effects of an emotional intelligence skills training program on the emotional intelligence levels of diabetics

    No full text
    Bu araştırmada, araştırmacılar tarafından geliştirilen 12 oturumluk Duygusal Zeka Beceri Eğitimi Programı'nın diabet hastalarının duygusal zeka beceri düzeyleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışma grubu, Samsun il merkezinde programa gönüllü olarak katılmak isteyen 24 diabet hastasından oluşturulmuştur. Araştırma deseni olarak Kontrol Gruplu Öntest Son-test İzleme Model kullanılmış ve 12 diabet hastası deney, 12 diabet hastası kontrol grubuna alınmıştır. Diabet hastalarının duygusal zeka düzeyleri Yılmaz ve Ergin (2000) tarafından Türkiye uyarlaması yapılmış olan Duygusal Zeka Değerlendirme Ölçeği ile ölçülmüştür. Verilerin analizinde Mann Whitney U Testi ve Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi kullanılmıştır. Araştırma bulguları; 12 oturumluk Duygusal Zeka Beceri Eğitimi Programı'na katılan diabet hastalarının duygusal zeka düzeylerinin, bu programa katılmayan diabet hastalarının duygusal zeka düzeylerinden anlamlı düzeyde yüksek olduğunu ortaya koymuştur (p< 0.001). Deney grubunda üç ay sonra yapılan izleme çalışmasında ise Wilcoxon İşaretli Sıralar testi kullanılmış ve Duygusal Zeka Değerlendirme Ölçeği son-test puanları ile izleme testi puanları arasında, izleme testi lehine 0.05 düzeyinde anlamlı bir farklılığın bulunduğu saptanmıştır. Elde edilen bulgular, Duygusal Zeka Beceri Eğitimi Programı'nın, diabet hastalarının duygusal zeka düzeylerini olumlu yönde etkilediği şeklindedir.In this research, the effect of emotional intelligence skill training program with 12 sessions which was analysed by the researchers on the intelligence skill levels of diabetic patients. Study group was performed of 24 volunteered diabetic patients in the city center of Samsun. The design of the research was based on an experimental pre-test post-test and a follow model, 12 diabetic patients are used as an experimental group and 12 diabetic patients are used in control group. Diabetic patients’ emotional intelligence levels were measured by means of “Emotional Intelligence Evaluation Criterion Scale” which was developed by Yılmaz & Ergin (2001). Mann Whitney U Test and Wilcoxon Matched-Pairs Signed Ranks Test were applied for statistical analysis. The research pointed out that the emotional intelligence levels of the diabetic patients which join emotional intelligence skill training program is higher than emotional intelligence levels of the diabetic patients which do not join this program (p<0.001). After a three months research period in experimental group, Wilcoxon Matched-Pairs Signed Ranks was used, 0.05 important level difference was maintained on follow test between Emotional Intelligence Skill Training Program and follow test. In conclusion, results have showed that emotional intelligence skill training program effect diabetic patients’ emotinal intelligence levels positively

    Evli Bireylere Yönelik Bir İnsan İlişkileri Beceri Eğitimi Programı’nın Evli Bireylerin Evlilik Uyum Düzeylerine Etkisi

    No full text
    Bu araştırmada araştırmacılar tarafından geliştirilen 10 oturumluk İnsan İlişkileri Beceri Eğitimi Programı’nın evli bireylerin evlilik uyum düzeyleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışma grubu programa gönüllü olarak katılmak isteyen 24 evli bireyden oluşturulmuştur. Araştırma deseni olarak Kontrol Gruplu Ön-test Sontest Model kullanılmış ve 12 birey deney 12 birey de kontrol grubuna alınmıştır. Araştırmaya katılan evli bireylerin evlilik uyum düzeyleri Kışlak-Tutarel (1999) tarafından Türkiye uyarlaması yapılan “Evlilikte Uyum Ölçeği” ile ölçülmüştür. Verilerin analizinde Mann Whitney U Testi ve Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi kullanılmıştır. Araştırma bulguları; 10 oturumluk İnsan İlişkileri Beceri Eğitimi Programı’na katılan evli bireylerin evlilik uyum düzeylerinin, programa katılmayan bireylerin evlilik uyum düzeylerinden daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur (p&lt;.01). Elde edilen bulgular, İnsan İlişkileri Beceri Eğitimi Programı’nın evli bireylerin evlilik uyum düzeylerini olumlu yönde etkilediği şeklindedi

    Turkish education, constructivist learning, measuring and evaluation.the ınvestigation of the aggressiveness levels of the high school students’ according to whether their parents are living together, to be own parent and their perception prior value about life

    No full text
    Bu araştırmada lise öğrencilerinin saldırganlık düzeylerinin; annebabanın birlikte ya da ayrı oluşu, anne-babanın öz ya da üvey oluşu ve yaşamda öncelik verilen en önemli değere göre değişip değişmediği incelenmiştir. Araştırmanın örneklemi, Çorum il merkezinde liselerde öğrenim gören 1223 öğrenciden oluşmaktadır. Öğrencilerin saldırganlık düzeyleri Tuzgöl (1998) tarafından geliştirilen “Saldırganlık Ölçeği” ile ölçülmüştür. Verilerin analizinde Tek Yönlü Varyans Analizi, t-testi ve LSD Testi teknikleri kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular; anne ve babası boşanmış olan, anne ya da babası üvey olan ve yaşamındaki en önemli değeri “zengin olmak” şeklinde belirten öğrencilerin saldırganlık düzeylerinin, diğer öğrencilere göre daha yüksek olduğunu göstermektedir. Elde edilen bu sonuca göre; anne-babası boşanmış ya da ayrı olan, anne ya da babası üvey olan ve zengin olmayı yaşamda en önemli değer olarak gören lise öğrencilerinin, saldırganlık açısından psiko-sosyal desteğe daha çok ihtiyaç duydukları ve risk grubu içinde oldukları ileri sürülebilir.In this study high school students’ aggresiveness levels differentiation were investigated according to the family situation; father and mother together or seperated, real mother and father or stepmother and stepfather and priority of the students in their life. The sample was consist of 1223 high school students who were go to the diffrent high school in Çorum center. Aggresiveness levels of students were measured by “Aggresiveness Scale” which was developed by Tuzgöl (1998). One-Way Anova, t-test, and LSD test techniques were used in analyzing data. The findings of the study; students from divorced familises, students with stepmother and stepfather, and priority of the students was richness with high aggresiveness levels from other students. According to the this result; it was advanced that students from divorced families or seperated families, students with stepmother or stepfather and students with richness priority have high levels of aggresiveness and they have need in psyco-social support and they were in risk groups than other students

    Investigation of the Coping Styles of University Students with Stress According to the Social Skill Levells and Perception of Happiness

    No full text
    Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin stresle başaçıkma tarzlarının, sosyal beceri düzeylerine ve mutluluk algılarına göre anlamlı düzeyde değişip değişmediği incelenmiştir. Araştırmanın örneklemi Küme Örnekleme Yöntemi kullanılarak belirlenmiş olup örneklem toplam 1276 öğrenciden oluşmaktadır. Öğrencilerin stresle başaçıkma tarzları, Şahin ve Durak (1995) tarafından Türkiye uyarlaması yapılan Stresle Başaçıkma Tarzları Ölçeği ile; sosyal beceri düzeyleri ise Türkiye uyarlaması Yüksel (2000) tarafından yapılan Sosyal Beceri Envanteri ile ölçülmüştür. Araştırmada ayrıca öğrencilerin kendilerini mutlu hissedip hissetmediklerini belirlemek amacıyla Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde Tek Yönlü Varyans Analizi, t-testi ve LSD Testi teknikleri kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular; sosyal beceri düzeyi düşük olan öğrencilerle kendini genel olarak mutsuz hisseden öğrencilerin stresle başaçıkmada çaresiz yaklaşımı daha çok kullandıklarını (p&lt;0.001) göstermektedir. Sosyal beceri düzeyi yüksek olan öğrencilerle kendini genel olarak mutlu hisseden öğrencilerin stresle başaçıkmada kendine güvenli yaklaşımı daha çok kullandıkları (p&lt;0.001) saptanmıştır. Araştırmada ayrıca kendini mutlu hisseden öğrencilerin sosyal beceri düzeylerinin, kendini mutsuz hisseden öğrencilere göre daha yüksek olduğu (p&lt; 0.001) görülmüştür. Sonuç olarak sosyal beceri düzeyi düşük olan ve kendini mutsuz hisseden öğrencilerin, stresle başaçıkmada kendilerini daha güçsüz ve çaresiz hissettikleri ve psikolojik yardıma daha çok ihtiyaç duydukları ileri sürülebilir

    The relationship between the dominant humor style, emotional intelligence, and problem-solving skills in trainee teachers in Turkey

    No full text
    ###EgeUn###We investigated the relation between humor styles used by 1456 volunteer trainee teachers and their emotional intelligence and problem-solving skills. The participants completed the Humor Styles Questionnaire (HQS), Revised Schutte Emotional Intelligence Test (R-SSEIT) and Problem-Solving Inventory (PSI). The highest-scoring HQS subscale for each participant was taken as the index HQS subscale and the two adaptive HQS subscale (affiliative and self-enhancing) scores and two maladaptive HQS subscale (aggressive and self-defeating) scores were added together in order to calculate each participant's preferred total adaptive and maladaptive reflective humor style scores. Based on this score, every participant was identified as a maladaptive or adaptive reflective humor user. Women had better PSI and R-SSEIT scores compared to men (p < 0.001). The highest index HQS subscales were aggressive humor (234, 36.6%) for men and affiliative humor (334, 40.9%) for women participants. Five hundred fifty women (67.4%) and 264 men (32.4%) were identified as adaptive humor dominant (x(2) = 49.757, p < 0.001). Adaptive humor styles (affiliative r = 0.293, and self-enhancing r = 0.263) were positively correlated with EI, while there was a negative relation between maladaptive humor styles (aggressive r = -0.294, and self-defeating r = -0.273) and EI. Affiliative humor and self-enhancing humor were positively correlated with problem-solving skills whereas aggressive humor and self-defeating humor were negatively correlated with problem-solving skills. The adaptive humor styles (affiliative r = -0.429, and self-enhancing r = -0.365) were negatively correlated with PSI, and positively correlated with maladaptive humor styles (aggressive r = 0.426, and self-defeating r = 0.323). At linear regression analysis, it was confirmed that humor styles were in correlation with EI and PSI. At binary logistic regression analysis, female gender (OR = 1.9), and possessing higher levels of problem-solving skills (OR = 1.058) and EI (OR = 1.011) were identified as independent factors for using adaptive dominant humor styles
    corecore