149 research outputs found

    Reliability Enhancement Of Ring Oscillator Based Physically Unclonable Functions

    Get PDF
    Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012Thesis (M.Sc.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2012Bu çalışmada, halka osilatör tabanlı fiziksel klonlanamayan fonksiyon devrelerinin, çeşitli çevresel etkiler karşısında güvenilirliklerin artırılması amaçlanmıştır. Öncelikle, osilatör çiftlerinin ürettiği frekans farklılıklarını ve dinamik etkileri gözlemleyip modelleyebilmek için çeşitli sahada programlanabilir kapı dizilerinin (FPGA) farklı bölgelerinde osilatör çiftleri gerçeklenmiş ve frekans farklılıkları ölçülmüştür. Bu ölçümler sonucunda halka osilatör çiftlerinine ilişkin statik ve dinamik dağılımlar elde edilmiştir. Güvenilirliği artırmak amacıyla halka osilatörleri etiketleyen bir yöntem önerilmiştir. Bu çalışmada ayrıca, bir osilatör çiftinden birden fazla bit elde etme işlemi de incelenmiş ve dinamik etkilere karşı test edilmiştir. Etiketleme yönteminin etkinliğini ve bir osilatör çiftinden birden fazla bit elde etme işlemini gerçek devre üzerinde incelemek amacıyla, fiziksel klonlanamayan fonksiyon devresi FPGA üzerinde gerçeklenmiştir. Sıcaklık odası ile ortamın sıcaklığı 10 – 65 °C arasında değiştirilmiştir. Sonuç olarak, ortam sıcaklığının artmasıyla birlikte güvenilmez bit sayısının arttığı gözlenmiştir. Etiketleme yöntemi kullanıldığında güvenilmez bite rastlanmamıştır. Bir halka osilatör çiftinden birden fazla bit (iki ve üç bit bilgi) elde edilmesi de test edilmiştir. Elde edilen iki ve üç bitlik verilerin küçük bir farklılıkla birlikte eşit dağılımlı olduğu gözlenmiştir. Bir osilatör çiftinden elde edilen bit sayısı arttıkça, güvenilir olmayan bitlerin sayısı da artmıştır. Fakat bir osilatörden iki ve üç bit elde etmede tüm hataların komşu bölgede olduğu gözlenmiştir.In this thesis, it is aimed to enhance the reliability of ring oscillator based Physically Unclonable Functions (PUFs) under different environmental variations. In order to observe and model the frequency difference of ring oscillator pairs and dynamic effects, ring oscillators are realized and measured at different locations of different Field Programmable Gate Arrays (FPGAs). After the measurements, static and dynamic distributions of ring oscillator pairs are obtained. In order to increase the reliability, a new technique that is labeling ring oscillators, is proposed. Also, in this study, the process of obtaining multiple bits from a ring oscillator pair is observed and tested with respect to dynamic effects. In order to analyze the enhancement of labeling technique and multiple bit extraction at the circuit, the PUF circuit is implemented on an FPGA. The ambient temperature is changed between 10 – 65 °C with a temperature chamber. As a result, it is observed that with increasing ambient temperature, the number of unreliable bits are increased. When labeling technique is used, no unreliable bits are observed. Multiple bits extraction (two and three bits extraction) is also tested. It is observed that the distribution of two and three bit wide data are almost equally distributed. The number of unreliable bits are increased with the extracted bit numbers. However, it is seen that all erronous bits are caused by jumping to adjacent region.Yüksek LisansM.Sc

    COVID-19 Pandemi Dönemi Online Eğitim Alan Peyzaj Mimarlığı Bölümü Öğrencilerinin Bilişsel Yetenek Düzeylerinin Araştırılması: MAKÜ Peyzaj Mimarlığı Bölümü Örneği

    Get PDF
    Küresel etkileriyle Dünya’yı etkisi altına alan COVID-19 salgını, yükseköğretim kurumları ve eğitimciler üzerinde yeni bir düzenin kurulmasına neden olmuştur. Alışılagelmiş olan yüz yüze öğretimin yerine uzaktan öğretim sistemleri devreye girmiş ve çevrimiçi sınıflar yeni eğitim sahaları olarak işlev kazanmıştır. Yüz yüze eğitim sistemiyle eğitim hayatlarına devam eden öğrenciler için uzaktan (çevrimiçi) eğitime geçilmesi bilginin farklı sunum yollarıyla aktarılmasını da beraberinde getirmiştir. Bu çalışmada, daha az etkileşimli bilgi ve çevrimiçi eğitimlerin tasarım ağırlıklı bölüm öğrencilerine olan etkileri araştırılmıştır. Çalışmada, öğrencilerin öğrenme süreçlerini etkileyen bilişsel yetenek düzeylerinin değerlendirilmeleri yapılmıştır. Bu amaçla yüz yüze eğitim alan Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü birinci sınıf öğrencileri ve pandemi sürecinde çevrimiçi eğitim alan Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü üçüncü sınıf öğrencilerinin bilişsel yeteneklerinin ölçülerek karşılaştırılabilmesi için ‘Bilişsel Yetenek Ölçüm Testi’ oluşturulmuştur

    Epidermolytic Acanthoma Mimicking Condyloma: A Case Report

    Get PDF
    Epidermolytic acanthoma is a rare benign tumor that appears as a solitary papule or, rarely, multiple small papules on the trunk and extremities, or on genitalia. They are generally asymptomatic, although they can be pruritic. The clinical presentation is often misleading, and the lesions are often misdiagnosed histologically and frequently confused with condyloma acuminatum. Here, we report a case of an epidermolytic acanthoma on the penis of a 57-year-old male, whose final diagnosis was made after several years

    Effects of dietary diludine supplementation on growth, proximate composition, muscle and texture structure of rainbow trout juveniles

    Get PDF
    A feeding trial which lasted for eight weeks was conducted to investigate the effects of diludine, a growth promoter, on feed efficiency, muscle structure and proximate composition of juvenile rainbow trout. Diludine was added at 0.0(D0) 0.2(D1), 0.5(D2) and 1(D3) g kg^-1 to a casein-based diet, and every diet was given to the triplicated groups of juvenile rainbow trout. At the end of experiment, it was determined that a significant improvability existed for both growth and feed utilization in fish fed diets supplemented with diludine (p<0.05). Similarly, different concentrations of diludine affected the densitometric quantification of myofibrillar proteins in fish muscle according to results obtained by Sodium dodecyl sulfate polyacrylamide gel electrophoresis (SDS-PAGE). The mean value of fiber diameters significantly increased in skeletal muscle with increasing concentrations of diludine. The histological results also showed hypertrophic adipocytes in skeletal muscle of fish fed D2 and D3 diets. The lowest elasticity values were observed in fish fed the control diet while those fed D3 diet had highest elasticity values. On the other hand, no differences were found between fish fed experimental diets in terms of survival rate and all fish exhibited similar proximate composition for protein, lipid, moisture and ash. Consequently, it may be suggested that dietary diludine supplementation up to 1 g kg^-1 concentration in the diets have positive impacts on growth of rainbow trout juveniles and the better growth in the fish fed with diludine supplements could be arise from muscle characteristics, in particular changes in fibres than proximate composition of the muscles

    Inspiration by nature in spatial design: transformation from Armadillo to an emergency shelter

    Get PDF
    Bu çalışmanın temel amacı, mekansal tasarımlarda doğadan esinlenme bilincini artırmaktır. Günümüzde çok önemli olan sürdürülebilirlik kavramı ve onun öneminin anlaşılması ile tasarım kriterleri sıralanırken doğadan esinlenen tasarım ilkelerinin düşünülmesi hedeflenmektedir. Sorgulamanın artması ile birlikte çevresel döngüyü destekleyen en azından doğa ile uyumlu mekân tasarımlarının artışı sağlanmalıdır. Bu amaçlar doğrultusunda, zırhlı bir memeli olan armadillonun üç bantlı savunma mekanizmasından esinlenerek bir acil durum barınağı tasarım çalışması yapılmıştır. Bu çalışmada öncelikle acil durum barınaklarının fonksiyonel özellikleri ile ilgili literatür incelenmiştir. Böylece, bu tür yapıların depolanmasında ve taşınmasında hafiflik ve az yer tutmanın çok önemli olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca, çalışmada armadillonun koruma sisteminden esinlenerek acil durum barınakları için çözüm önerileri geliştirilmiş ve tasarım süreci tamamlanmıştır.The main purpose of this study is to increase the awareness of inspiration by nature in spatial designs. With the understanding of the concept of sustainability and its importance, which is very important today, it has been aimed to consider the design principles inspired by nature while listing the design criteria. With the increase of questioning, at least the increase of spatial designs in harmony with nature supporting the environmental cycle should be provided. For these purposes, a conceptual design of emergency shelter was carried out through inspiration by the three-banded defense mechanism of the armadillo, an armored mammal. In this study, literature regarding the functional characteristics of emergency shelters was initially reviewed. Thus, it was found out that lightness and less spatial footprint were very important in the storage and transportation of such structures. In the study, solution proposals were also developed for emergency shelters through inspiration by the defense system of the armadillo, and the design process was completed

    Proposing a CNN method for primary and permanent tooth detection and enumeration on pediatric dental radiographs

    Get PDF
    OBJECTIVE: In this paper, we aimed to evaluate the performance of a deep learning system for automated tooth detection and numbering on pediatric panoramic radiographs. STUDY DESIGN: YOLO V4, a CNN (Convolutional Neural Networks) based object detection model was used for automated tooth detection and numbering. 4545 pediatric panoramic X-ray images, processed in labelImg, were trained and tested in the Yolo algorithm. RESULTS AND CONCLUSIONS: The model was successful in detecting and numbering both primary and permanent teeth on pediatric panoramic radiographs with the mean average precision (mAP) value of 92.22 %, mean average recall (mAR) value of 94.44% and weighted-F1 score of 0.91. The proposed CNN method yielded high and fast performance for automated tooth detection and numbering on pediatric panoramic radiographs. Automatic tooth detection could help dental practitioners to save time and also use it as a pre-processing tool for detection of dental pathologies

    Bloqueio dos nervos ílio‐hipogástrico/ilioinguinal em correção de hérnia inguinal para tratamento da dor no pós‐operatório: comparação entre a técnica de marcos anatômicos e a guiada por ultrassom

    Get PDF
    ResumoObjetivoComparar a eficácia de bloqueios dos nervos ílio‐hipogástrico/ilioinguinal feitos com a técnica guiada por ultrassom e a de marcos anatômicos para o manejo da dor no pós‐operatório em casos de herniorrafia inguinal em adultos.MétodosForam randomicamente divididos 40 pacientes, estado físico ASA I‐II, em dois grupos iguais: nos grupos AN (técnica de marcos anatômicos) e US (técnica guiada por ultrassom), o bloqueio dos nervos ílio‐hipogástrico/ilioinguinal foi feito com 20mL de levobupivacaína a 0,5% antes da cirurgia com as técnicas especificadas. Escore de dor na avaliação pós‐operatória, tempo de primeira mobilização, tempo de internação hospitalar, escore de satisfação com a analgesia no pós‐operatório, efeitos colaterais induzidos por opiáceos e complicações relacionadas ao bloqueio foram avaliados durante 24horas de pós‐operatório.ResultadosEscores EVA em repouso na sala de recuperação e todos os valores clínicos durante o acompanhamento foram significativamente menores no grupo ultrassom (p<0,01 ou p<0,001). Escores EVA em movimento na sala de recuperação e todos os valores clínicos durante o acompanhamento foram significativamente menores no grupo ultrassom (p<0,001 em todos os tempos avaliados). Enquanto os tempos de internação e da primeira mobilização foram significativamente menores, os índices de satisfação com a analgesia foram significativamente maiores no grupo ultrasom (p<0,05, p<0,001, p<0,001, respectivamente).ConclusãoDe acordo com o nosso estudo, o bloqueio dos nervos ílio‐hipogástrico/ilioinguinal guiado por US em herniorrafias inguinais em adultos proporciona uma analgesia mais eficaz e maior satisfação com a analgesia do que com a técnica de marcos anatômicos. Além disso, pode‐se sugerir que a observação das estruturas anatômicas com a US pode aumentar o sucesso do bloqueio e minimizar as complicações relacionadas ao bloqueio.AbstractObjectivesThe purpose of this study is to compare the efficacy of iliohypogastric/ilioinguinal nerve blocks performed with the ultrasound guided and the anatomical landmark techniques for postoperative pain management in cases of adult inguinal herniorrhaphy.Methods40 patients, ASA I–II status were randomized into two groups equally: in Group AN (anatomical landmark technique) and in Group ultrasound (ultrasound guided technique), iliohypogastric/ilioinguinal nerve block was performed with 20ml of 0.5% levobupivacaine prior to surgery with the specified techniques. Pain score in postoperative assessment, first mobilization time, duration of hospital stay, score of postoperative analgesia satisfaction, opioid induced side effects and complications related to block were assessed for 24h postoperatively.ResultsVAS scores at rest in the recovery room and all the clinical follow‐up points were found significantly less in Group ultrasound (p<0.01 or p<0.001). VAS scores at movement in the recovery room and all the clinical follow‐up points were found significantly less in Group ultrasound (p<0.001 in all time points). While duration of hospital stay and the first mobilization time were being found significantly shorter, analgesia satisfaction scores were found significantly higher in ultrasound Group (p<0.05, p<0.001, p<0.001 respectively).ConclusionAccording to our study, US guided iliohypogastric/ilioinguinal nerve block in adult inguinal herniorrhaphies provides a more effective analgesia and higher satisfaction of analgesia than iliohypogastric/ilioinguinal nerve block with the anatomical landmark technique. Moreover, it may be suggested that the observation of anatomical structures with the US may increase the success of the block, and minimize the block‐related complications

    A deep learning approach to permanent tooth germ detection on pediatric panoramic radiographs

    Get PDF
    Purpose: The aim of this study was to assess the performance of a deep learning system for permanent tooth germ detection on pediatric panoramic radiographs.Materials and Methods: In total, 4518 anonymized panoramic radiographs of children between 5 and 13 years of age were collected. YOLOv4, a convolutional neural network (CNN)-based object detection model, was used to automatically detect permanent tooth germs. Panoramic images of children processed in LabelImg were trained and tested in the YOLOv4 algorithm. True-positive, false-positive, and false-negative rates were calculated. A confusion matrix was used to evaluate the performance of the model.Results: The YOLOv4 model, which detected permanent tooth germs on pediatric panoramic radiographs, provided an average precision value of 94.16% and an F1 value of 0.90, indicating a high level of significance. The average YOLOv4 inference time was 90 ms. Conclusion: The detection of permanent tooth germs on pediatric panoramic X-rays using a deep learning-based approach may facilitate the early diagnosis of tooth deficiency or supernumerary teeth and help dental practitioners find more accurate treatment options while saving time and effort

    Identification of open-green lands’ potential in Burdur city, Turkey

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı, Burdur kenti açık-yeşil alanlarının mevcut durumunu incelemek, yeterlilikleri ve işlevsel niteliklerini tespit etmektir. Bu amaçla, açık-yeşil alanlardan meydanlar, parklar, çocuk oyun alanları, spor alanları, okul bahçeleri, resmi kuruluşlar, mezarlıklar, pazaryerleri ile yollar, yaya yolları, refüj ve bulvarlar incelenmiştir. Burdur kentinde kişi başına 8.4 m2 açık-yeşil alan düştüğü ve bu alanın yetersiz olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmanın bulguları bütün olarak düşünüldüğünde, Burdur kenti mevcut açık-yeşil alanlarının gelişigüzel bir dağılıma sahip oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, kentte yer alan açık-yeşil alanların bitkilerinin estetik ve işlevsel özellikleri açısından kent insanının ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olmadığı, bitkisel tasarımın yetersiz olduğu ve kullanılan bitki türlerinin mekanın kalitesini artırmada yeterli olmadığı gözlenmiştir. Sonuç olarak, Burdur kentini modern, yaşanabilir ve kaliteli bir mekan haline getirmek için, açık-yeşil alanları nitelik ve nicelik yönünden konunun uzmanları tarafından planlanması ve tasarlanması uygun olacaktır.The aim of this study is to examine the current state of the open-green lands of Burdur city, and to determine their competencies and functional qualities. For this purpose, squares, parks, playgrounds, sport fields, school gardens, public institutions, cemeteries, marketplaces and roads, pedestrian paths, refuges and boulevards of open-green lands were examined. It was determined that there was 8.4 m2 open-green land per capita in Burdur city and this land is inadequate. As considered the findings of the present study as whole, it was found out that the existing open-green lands of Burdur city had a haphazard distribution. In addition, it was observed that the plants of the open-green lands in the city were not enough to meet the needs of the urban people in terms of their aesthetic and functional characteristics, plant design was insufficient and the plant species used were not sufficient to increase the quality of the space. As a result, in order to make the city of Burdur a modern, livable and quality place, it would be suitable to be planned and designed the open-green lands by the related experts in terms of quality and quantity

    Synergistic Effect of Hyaluronate Fragments in Retinaldehyde-Induced Skin Hyperplasia Which Is a Cd44-Dependent Phenomenon

    Get PDF
    BACKGROUND: CD44 is a polymorphic proteoglycan and functions as the principal cell-surface receptor for hyaluronate (HA). Heparin-binding epidermal growth factor (HB-EGF) activation of keratinocyte erbB receptors has been proposed to mediate retinoid-induced epidermal hyperplasia. We have recently shown that intermediate size HA fragments (HAFi) reverse skin atrophy by a CD44-dependent mechanism. METHODOLOGY AND PRINCIPAL FINDINGS: Treatment of primary mouse keratinocyte cultures with retinaldehyde (RAL) resulted in the most significant increase in keratinocyte proliferation when compared with other retinoids, retinoic acid, retinol or retinoyl palmitate. RAL and HAFi showed a more significant increase in keratinocyte proliferation than RAL or HAFi alone. No proliferation with RAL was observed in CD44-/- keratinocytes. HA synthesis inhibitor, 4-methylumbelliferone inhibited the proliferative effect of RAL. HB-EGF, erbB1, and tissue inhibitor of MMP-3 blocking antibodies abrogated the RAL- or RAL- and HAFi-induced keratinocyte proliferation. Topical application of RAL or RAL and HAFi for 3 days caused a significant epidermal hyperplasia in the back skin of wild-type mice but not in CD44-/- mice. Topical RAL and HAFi increased epidermal CD44 expression, and the epidermal and dermal HA. RAL induced the expression of active HB-EGF and erbB1. However, treatment with RAL and HAFi showed a more significant increase in pro-HB-EGF when compared to RAL or HAFi treatments alone. We then topically applied RAL and HAFi twice a day to the forearm skin of elderly dermatoporosis patients. After 1 month of treatment, we observed a significant clinical improvement. CONCLUSIONS AND SIGNIFICANCE: Our results indicate that (i) RAL-induced in vitro and in vivo keratinocyte proliferation is a CD44-dependent phenomenon and requires the presence of HA, HB-EGF, erbB1 and MMPs, (ii) RAL and HAFi show a synergy in vitro and in vivo in mouse skin, and (iii) the combination of RAL and HAFi seems to have an important therapeutic effect in dermatoporosis
    corecore